O kalbi güven dolu bir çocuktur. Görünüşü o kadar saftır ki, kurtlara, tatlılıkla adam kandırma ustalarına ve şarlatanlara cesaret verir, (çok gariptir ama, bu yalnızca romansta olur, başka alanlarda değil) . Ne kadar akıllıca tartıştığını ve nasıl şaşırtıcı şekilde mantıklı olabildiğini unutun. Tüm bunların O'nun kalbiyle hiçbir ilgisi yoktur. Kafası tartışma götürmez. Parlak ve zekidir ve her hangi bir tehlikeden kendini kurtaracak güçtedir. Ama kalbi savunmasızdır. Sık sık düşer yaralanır.
O'nun bir başka özelliği de, biraz sakar olmasıdır. Bazen Yay kızı safkan, soylu bir at edasıyla caddeden aşağıya yürüyüp giderken O'nun gördüğünüz en zarif kadın olduğunu düşünürsünüz. Sonra birdenbire ayağı kaldırımdaki bir yarığa takılıp sendeleyince, dengesini bulmak için beceriksizce oradaki manavın tentesine sarılır ve iki sandık portakalın altüst olmasına neden olur. Manav belki biraz küfreder ama, çok geçmeden omuzunu silker, O'na aldırmamasını söyleyerek eline bir salkım üzüm tutuşturur. Yay'ın neşeli havası en katı kalpleri bile eritir. ilişki kurduğunuz O'nun gönül işlerindeki rastgele davranışlarına ve evlenme konusundaki çekingenliğine bakarak duygusuz olduğunu düşünebilirsiniz. Yanılıyorsunuz. O, acıklı filmlerde ırmaklar gibi gözyaşı dökecek ve yaşlı gözlerle şiir okuyacaktır. A, herhalde yağmurlu bir günde kendisine aldığınız çiçeklerin kurumuş parçalarını, kendisine yazdığınız her notu, sizinle tanıştığı hokey oyunun biletlerini saklamaktadır
O'nun ev kadını olarak yeteneğine gelince, cesaretinizi kaybetmeyin. Ve sabırlı olun. Yay kızları eve kapanıp sürekli toz almaktan, yer silmekten son derece sıkılırlar. Yataklar düzeltildiğinden daha çok, yapılmadan kalır. Tanrım, şu mübarek yataklar bir kaç gün düzgün duramaz mı; çarşaflan düzeltmek için köşelerini yatağın altına sokuşturmak insanı canından bezdiriyor. O böyle şeylerden bütün kalbiyle nefret eder. Bununla birlikte, kendi yuvasını kurunca herhalde bunlara da katlanacaktır. Eğer olanağınız varsa O'na bir hizmetçi tutmanızı tercih edecektir. Hizmetçi tutamazsanız, O gene de evini pırıl pırıl tutacaktır. Annesi buna asla inanmayacak. O dağınık çocuk sehpayı mı cilalıyor? Olamaz. Bunu yaptıran, gurur ve Yay'ın sonsuza uzanan mantığıdır. O'nun kendine karşı dürüst olması için, çevresinin güzellik ve temizlikle kuşatılmış olması gerekir. O' eğer kendisi yer muşambalarını silip temizlemezse hiç kimsenin bu işi yapmayacağı mesajını alır. Çocukluğundaki koşullar O'nu sürekli ufak tefek işler yapmağa zorlamışsa, kendi evinde de önce biraz isyan edecek, ama sonunda mantığını kullanarak, hiç yalanmadan kıyıyı köşeyi süpürmeğe girişecektir.
Yemek pişirmesi mi? Şey - hiç bilemezsiniz. Belki de en iyisi hafta sonlarında yemeği dışarda yemek. Eğer bütün hafta doğru dürüst yemek yapmayı başarmışsa, Cumartesi ve Pazar günleri de bu işten kusursuz not almasını bekleyemezsiniz. Yay kadınlarının çoğu mutfak işlerine bayılmazlar. (Yükselen burcu Boğa, Yengeç veya Oğlak olmadıkça.) Ama üzüntülü olduğunuz bir gün, sizi neşelendirmek için nefis bir kremalı tatlı yapabilir. Kendisinin de korkunç öfkeye kapıldığı zamanlar olacaktır, ama bu o kadar kısa sürer ki, dikkatinizi bile çekmeyebilir. Çok kırıldığı zaman, acı şekilde alaycı bir dil kullanabilir. Ancak daha cümlesini bile bitirmeden ne söylediğini unutur ve neden aklınızı bu söze taktığınızı da bir türlü anlayamaz. Bu kadın asık suratlı, melânkolik bir erkeğe göre değildir. Can sıkıntısı ve karamsarlık O'nu fiziksel olarak gerçekten hasta edebilir
Çocukları herhalde O'na hayran olacaklardır. O, çocuklarının yakın arkadaşı olacak ve onlarla sirk oyunu oynayacaktır. Bir kez başlangıçtaki sorumluluk korkusunu yendikten sonra, çiçeği burnunda bir dadı gibi çocuk bezleriyle de, günlük banyolarla da başa çıkacaktır. Sonunda, nasıl yapacağım öğrendikten sonra, hemen hemen ne yaparsa yapsın zarafetle ve iyi yapar. Tıpkı büyükler gibi, küçükler de O'nun neşeli iyimserliğinden ve dobra dobra sözlerinden bol bol nasiplerini alacaklardır. Eğer çocuklar O'nun patavatsızca açık sözlülüğünden canlarını kurtarabilirlerse, annelerinin dünyadaki hiçbir çocuğun sahip olmadığı kadar harika bir abla olduğunu düşünerek büyüyecektir. O, onlara sonu mutlu biten komik öyküler okuyacak, ormanda üç küçük ayıcığı aramak için heyacanlı piknikler yapacaklardır. (Ayıcıkların ormanda saklandıklarına kendisi de yan yarıya inanır.) Çocuklarını herhalde güzel giydirecek, ama bunu bir sorun haline getirmeyecek ve çocukları canlı neşeli çocuklar olacaklardır. Eğer annelerinden alışılmamış bazı marifetler öğrenirlerse; örneğin, yere serdikleri kumaşın üstüne san boyaya batırdıkları çıplak ayaklarıyla gezinerek ayak baskısı perde deseni yaparlarsa - hiç olmazsa alışılmışın dışına çıkamayan bir ev dolusu insan yetiştirmiş olmayacaksınız. O'nun dürüstlüğü çocukların karakterini de etkileyecektir. Eğer çocuklar ormandaki her çam ağacının altını dikkatle aradıkları halde o üç küçük ayıcığı bulamazlarsa, onlara bu işi unutmalarını ~ bu masalın uydurma olduğunu söyleyecektir. Ama ilk önce arayan da kendisi olacaktır. New York Sun gazetesinin Editörüne mektup yazarak Noel Baba gerçekten var mı diye soran çocuk mutlaka Yay Burcunda doğmuştu ve Ay'ı ya da yükselen burcu Yay'dı. Bu çocuk herhalde sonradan kendi çocuklarına da içten, ama gene de idealist bir cevap vermiş ve:'Evet Virginia...' demiştir. Jüpiter anne yorgun veya öfkeli olduğu zamanların dışında, disiplin konusunda fazla gevşek olmamağa dikkat etmelidir. Yorgun veya öfkeli solduğu zamanlar da, çocukları tokatlamak için hiç uygun zamanlar değildir.
Eşiniz konuklarınızı ağırlayan güzel bir ev sahibi olacaktır. Hiç kimse konuklarını bir Yay kadını kadar cana yakın bir şekilde ağırlayamaz, hatta O'nun Aslan kızkardeşleri bile. Hem de Aslanlar sosyal faaliyetlerinde hiç gevşek davranmazlar. Yay kadınının neşeli, uyumlu arkadaşlığında, çöpçüden sizin âmirinize kadar her sınıftan insana candan karşılandığını hissettiren bir özellik vardır. Bir Yay burcu insanı en ciddi toplantılarda bile hemen buzlan çözmeyi bilir. Bununla birlikte bazı kaşların kalkmasına da neden olabilir.
Yay kızının aslında neyse öyle kalmasına izin verdiğiniz ve kendisini eli kolu bağlı hissetmesine neden olmadığınız sürece, Yay burcundan Polyanna'nız size üç ikramiye verecektir: sadakatini, güvenini ve sevgisini. Bu üçü birbirinden hiç ayrılmaz, çünkü O sevgisini verdiği zaman arkadaşlığı da hemen onun yanı başında gider.
Jüpiter kadını şifa bulmaz bir idealisttir. Belki size hiç söylemediği bir sır vereceğim: O, yıllarca önce henüz küçük bir kızken size aşık olmuş ve yeni ay doğarken dürüst kalbini paylaşacak birine kavuşmayı dilemişti. Bir çok kez sizi bulduğunu sandı, ama düş kırıklığına uğradı. Sonunda sizi görünce hemen tanıdı, çünkü siz kendine özgü rüyaları olan, elini tutarak O'na yıldızlara giden yolu gösteren kibar bir palyaçoydunuz.
Sen başka kollarda uyurken,ben başka bir erkeğin sıfatını satarım en hası bile olsa..Sen bütün kadınları seversin.Ben yalnızca bir adamı...Aramızda ki fark bu...(Bırak insanlık yine bende kalsın! !)
Elbet gelirim
döne döne
savrula savrula
ben bir kartanesiyim
oralarda mevsim kışsa
belki soğuksa
üşüyorsa ellerin
biraz ak, biraz korkak
düşerim de yüzüne
düşerim de ıslak, acıtarak
öperim seni
yüreğimin gizlisini, ama en güzel ezgisini
fısıldayarak...
Alt tarafı bir bakış değil miydi? Kalbi böylesine yakıp yıkan..Ama en elasından...Yok yok en üzüm karasından...Off karar veremedim :) Her iki göz rengi de yakar yıkar... :)
Kısır döngünün bilinmez bir yerinde,seninle de yalnız,umutsuz,imkansız kendimle de kavgalı.Seviyorum seni bir şekilde ben...
BENİM SUÇUM DEĞİL İMKANSIZI ZORLAMAK!
Biliyorsun Biraz da
Sen İtiyorsun Beni Sana
Masumum Ben,Aşk Girdi Kanıma!
(Güzel Savunma)
Sana yönelen bakışların bir başkasına dokunduğunu,söylenen sözlerin bir başka kulağa fısıldandığını,öpen dudakların aslında bir başka dudakla kucaklaştığını hissediyorsun,fark ediyorsun...Susuyorsun...
Biz ne zaman sevsek
Kar gibi yağdık sevgimizi
Biz ne zaman sevsek,
Temizledik, temiz bildik sevdiğimizi.
Biz ne zaman sevsek,
Yalansız, katıksız, sektik.
Kendimizi boşluğa bıraktık,
Hesapsız, plansız, tutunmadan yağdık
Aldandık...
İtiraz etmedim sana
Her sitemine eğildim.
Hiç hak etmedim oysa,
Gerçeği görmeni bekledim...
Ağladım, sana bir gün olsun
Göstermedim gözyaşımı
Bir bilsen nasıl isterdim,
Farkıma varıp sormanı
Bir kez olsun ' canım derdin ne' diye....
Şimdi anlıyorum,
Susup katlanmam hataydı!
Ve şimdi gidiyorum...
Bu veda, asıl banaydı!
Azar- azar bitiyorum
Sana katlanmakta vardı
Gurur olmasa!
Aynı şeyleri sevmek zorunda değildik elbette seninle.Ama aynı şeyleri neden sevmediğimizi konuşabilmeliydik.Olmadı.....Ve ben sustum..Sen konuştun.Senin olduğun her yerde sustum sevgili.Tartışmalarda,gitmelerde,kalmalarda,ayrılıklarda sustum...Ve o kadar çok sustum ki bir daha hiç konuşmasam da olur...
Çıktım bugün güzellerin gözlerinde seyahate:
Bu yolculuk bilmem nasıl erecekti nihayete?
Mavi gözler... Pek asabi, dalgalı bir deniz gibi;
Yeşil gözler en ziyade mütemayil hıyanete.
Sarışınlar... Yorgun bir yaz semasını andırıyor,
İlk busede başlayacak talihinden şikayete.
Ela gözler... Akşam gibi gölge dolu, hicran dolu,
Bu gözlerde hiç tesadüf etmedim ben saadete.
Gece oldu... En sonunda siyah gözler geldi, durdum;
Bu karanlık yolda artık imkan yoktu seyahate!
Orhan Seyfi Orhon
(Ela Gözlüyüm...Şair'im Dosdoğru İfade Etmiş Yüreğine Sağlık)
yay burcu
10.07.2006 - 15:01O kalbi güven dolu bir çocuktur. Görünüşü o kadar saftır ki, kurtlara, tatlılıkla adam kandırma ustalarına ve şarlatanlara cesaret verir, (çok gariptir ama, bu yalnızca romansta olur, başka alanlarda değil) . Ne kadar akıllıca tartıştığını ve nasıl şaşırtıcı şekilde mantıklı olabildiğini unutun. Tüm bunların O'nun kalbiyle hiçbir ilgisi yoktur. Kafası tartışma götürmez. Parlak ve zekidir ve her hangi bir tehlikeden kendini kurtaracak güçtedir. Ama kalbi savunmasızdır. Sık sık düşer yaralanır.
O'nun bir başka özelliği de, biraz sakar olmasıdır. Bazen Yay kızı safkan, soylu bir at edasıyla caddeden aşağıya yürüyüp giderken O'nun gördüğünüz en zarif kadın olduğunu düşünürsünüz. Sonra birdenbire ayağı kaldırımdaki bir yarığa takılıp sendeleyince, dengesini bulmak için beceriksizce oradaki manavın tentesine sarılır ve iki sandık portakalın altüst olmasına neden olur. Manav belki biraz küfreder ama, çok geçmeden omuzunu silker, O'na aldırmamasını söyleyerek eline bir salkım üzüm tutuşturur. Yay'ın neşeli havası en katı kalpleri bile eritir. ilişki kurduğunuz O'nun gönül işlerindeki rastgele davranışlarına ve evlenme konusundaki çekingenliğine bakarak duygusuz olduğunu düşünebilirsiniz. Yanılıyorsunuz. O, acıklı filmlerde ırmaklar gibi gözyaşı dökecek ve yaşlı gözlerle şiir okuyacaktır. A, herhalde yağmurlu bir günde kendisine aldığınız çiçeklerin kurumuş parçalarını, kendisine yazdığınız her notu, sizinle tanıştığı hokey oyunun biletlerini saklamaktadır
O'nun ev kadını olarak yeteneğine gelince, cesaretinizi kaybetmeyin. Ve sabırlı olun. Yay kızları eve kapanıp sürekli toz almaktan, yer silmekten son derece sıkılırlar. Yataklar düzeltildiğinden daha çok, yapılmadan kalır. Tanrım, şu mübarek yataklar bir kaç gün düzgün duramaz mı; çarşaflan düzeltmek için köşelerini yatağın altına sokuşturmak insanı canından bezdiriyor. O böyle şeylerden bütün kalbiyle nefret eder. Bununla birlikte, kendi yuvasını kurunca herhalde bunlara da katlanacaktır. Eğer olanağınız varsa O'na bir hizmetçi tutmanızı tercih edecektir. Hizmetçi tutamazsanız, O gene de evini pırıl pırıl tutacaktır. Annesi buna asla inanmayacak. O dağınık çocuk sehpayı mı cilalıyor? Olamaz. Bunu yaptıran, gurur ve Yay'ın sonsuza uzanan mantığıdır. O'nun kendine karşı dürüst olması için, çevresinin güzellik ve temizlikle kuşatılmış olması gerekir. O' eğer kendisi yer muşambalarını silip temizlemezse hiç kimsenin bu işi yapmayacağı mesajını alır. Çocukluğundaki koşullar O'nu sürekli ufak tefek işler yapmağa zorlamışsa, kendi evinde de önce biraz isyan edecek, ama sonunda mantığını kullanarak, hiç yalanmadan kıyıyı köşeyi süpürmeğe girişecektir.
Yemek pişirmesi mi? Şey - hiç bilemezsiniz. Belki de en iyisi hafta sonlarında yemeği dışarda yemek. Eğer bütün hafta doğru dürüst yemek yapmayı başarmışsa, Cumartesi ve Pazar günleri de bu işten kusursuz not almasını bekleyemezsiniz. Yay kadınlarının çoğu mutfak işlerine bayılmazlar. (Yükselen burcu Boğa, Yengeç veya Oğlak olmadıkça.) Ama üzüntülü olduğunuz bir gün, sizi neşelendirmek için nefis bir kremalı tatlı yapabilir. Kendisinin de korkunç öfkeye kapıldığı zamanlar olacaktır, ama bu o kadar kısa sürer ki, dikkatinizi bile çekmeyebilir. Çok kırıldığı zaman, acı şekilde alaycı bir dil kullanabilir. Ancak daha cümlesini bile bitirmeden ne söylediğini unutur ve neden aklınızı bu söze taktığınızı da bir türlü anlayamaz. Bu kadın asık suratlı, melânkolik bir erkeğe göre değildir. Can sıkıntısı ve karamsarlık O'nu fiziksel olarak gerçekten hasta edebilir
Çocukları herhalde O'na hayran olacaklardır. O, çocuklarının yakın arkadaşı olacak ve onlarla sirk oyunu oynayacaktır. Bir kez başlangıçtaki sorumluluk korkusunu yendikten sonra, çiçeği burnunda bir dadı gibi çocuk bezleriyle de, günlük banyolarla da başa çıkacaktır. Sonunda, nasıl yapacağım öğrendikten sonra, hemen hemen ne yaparsa yapsın zarafetle ve iyi yapar. Tıpkı büyükler gibi, küçükler de O'nun neşeli iyimserliğinden ve dobra dobra sözlerinden bol bol nasiplerini alacaklardır. Eğer çocuklar O'nun patavatsızca açık sözlülüğünden canlarını kurtarabilirlerse, annelerinin dünyadaki hiçbir çocuğun sahip olmadığı kadar harika bir abla olduğunu düşünerek büyüyecektir. O, onlara sonu mutlu biten komik öyküler okuyacak, ormanda üç küçük ayıcığı aramak için heyacanlı piknikler yapacaklardır. (Ayıcıkların ormanda saklandıklarına kendisi de yan yarıya inanır.) Çocuklarını herhalde güzel giydirecek, ama bunu bir sorun haline getirmeyecek ve çocukları canlı neşeli çocuklar olacaklardır. Eğer annelerinden alışılmamış bazı marifetler öğrenirlerse; örneğin, yere serdikleri kumaşın üstüne san boyaya batırdıkları çıplak ayaklarıyla gezinerek ayak baskısı perde deseni yaparlarsa - hiç olmazsa alışılmışın dışına çıkamayan bir ev dolusu insan yetiştirmiş olmayacaksınız. O'nun dürüstlüğü çocukların karakterini de etkileyecektir. Eğer çocuklar ormandaki her çam ağacının altını dikkatle aradıkları halde o üç küçük ayıcığı bulamazlarsa, onlara bu işi unutmalarını ~ bu masalın uydurma olduğunu söyleyecektir. Ama ilk önce arayan da kendisi olacaktır. New York Sun gazetesinin Editörüne mektup yazarak Noel Baba gerçekten var mı diye soran çocuk mutlaka Yay Burcunda doğmuştu ve Ay'ı ya da yükselen burcu Yay'dı. Bu çocuk herhalde sonradan kendi çocuklarına da içten, ama gene de idealist bir cevap vermiş ve:'Evet Virginia...' demiştir. Jüpiter anne yorgun veya öfkeli olduğu zamanların dışında, disiplin konusunda fazla gevşek olmamağa dikkat etmelidir. Yorgun veya öfkeli solduğu zamanlar da, çocukları tokatlamak için hiç uygun zamanlar değildir.
Eşiniz konuklarınızı ağırlayan güzel bir ev sahibi olacaktır. Hiç kimse konuklarını bir Yay kadını kadar cana yakın bir şekilde ağırlayamaz, hatta O'nun Aslan kızkardeşleri bile. Hem de Aslanlar sosyal faaliyetlerinde hiç gevşek davranmazlar. Yay kadınının neşeli, uyumlu arkadaşlığında, çöpçüden sizin âmirinize kadar her sınıftan insana candan karşılandığını hissettiren bir özellik vardır. Bir Yay burcu insanı en ciddi toplantılarda bile hemen buzlan çözmeyi bilir. Bununla birlikte bazı kaşların kalkmasına da neden olabilir.
Yay kızının aslında neyse öyle kalmasına izin verdiğiniz ve kendisini eli kolu bağlı hissetmesine neden olmadığınız sürece, Yay burcundan Polyanna'nız size üç ikramiye verecektir: sadakatini, güvenini ve sevgisini. Bu üçü birbirinden hiç ayrılmaz, çünkü O sevgisini verdiği zaman arkadaşlığı da hemen onun yanı başında gider.
Jüpiter kadını şifa bulmaz bir idealisttir. Belki size hiç söylemediği bir sır vereceğim: O, yıllarca önce henüz küçük bir kızken size aşık olmuş ve yeni ay doğarken dürüst kalbini paylaşacak birine kavuşmayı dilemişti. Bir çok kez sizi bulduğunu sandı, ama düş kırıklığına uğradı. Sonunda sizi görünce hemen tanıdı, çünkü siz kendine özgü rüyaları olan, elini tutarak O'na yıldızlara giden yolu gösteren kibar bir palyaçoydunuz.
berfin
07.07.2006 - 19:34Berfin‘im
Gül sinende sakla
Ceviz işlemeli çeyiz sandığını
Ölümsüz aşklar töreler ötesidir....!
ihanet
07.07.2006 - 19:23Sen başka kollarda uyurken,ben başka bir erkeğin sıfatını satarım en hası bile olsa..Sen bütün kadınları seversin.Ben yalnızca bir adamı...Aramızda ki fark bu...(Bırak insanlık yine bende kalsın! !)
ihanet
06.07.2006 - 12:24Hani en özelindim.Kadınındım, sevdiğindim.Diğer yarımsın derdin...
Madem ki öyleydim sevdiğim.Peki hangi en özelindi hergün kollarına gittiğin?
berfin
03.07.2006 - 12:09Elbet gelirim
döne döne
savrula savrula
ben bir kartanesiyim
oralarda mevsim kışsa
belki soğuksa
üşüyorsa ellerin
biraz ak, biraz korkak
düşerim de yüzüne
düşerim de ıslak, acıtarak
öperim seni
yüreğimin gizlisini, ama en güzel ezgisini
fısıldayarak...
bakış
29.06.2006 - 19:28Alt tarafı bir bakış değil miydi? Kalbi böylesine yakıp yıkan..Ama en elasından...Yok yok en üzüm karasından...Off karar veremedim :) Her iki göz rengi de yakar yıkar... :)
gitmek
29.06.2006 - 19:26Ben başım dimdik,vakurla asla yaklaşmayın bana diyen bakışlarımla ve ulaşılmaz kadın havamla,gidiyorum der! Giderim...
sevda
29.06.2006 - 19:18Hadi ama büyütme bu kadar.
Kıyamet koptu sanır
Gözyaşlarına bakan.
Altı üstü
Bir deli sevda
Geldi geçti
Hayatlarımızdan...
son sözler
26.06.2006 - 12:20Allah şahidimdir ki
Sileceğim sonsuza dek
Varlığımdan rahatsız olmaman için adımı...
Madem ki
31.05.2006 - 10:52Madem ki,
Olmayacaksın gündüzlerimde
Sensizliğe alışsın yüreğim
Gelme hüzün rengi gecelerime...
Madem ki,
Aydınlatmayacaksın seherlerimi
Söndür bakışlarındaki kandilleri
Mecbur etme beni gözlerinin rengine...
Madem ki,
Tutunamayacak yapraklarım dallarına
İzin verme mevsiminde yeşermeme
Al git baharlarını, bırak beni zemherilerde...
Madem ki,
Savrulmayacak saçlarım rüzgârlarında
Okşamayacak yüzümü ılık meltemlerin
Deli deli esme, gönlümün derinlerinde...
sıkılmak
30.05.2006 - 18:28Sıkıldım
Sıkıldım artık hayır demekten
Sıkıldım çıkıp geleceğim
Tüm kurallara ters düşüp
Tüm doğrulara inat
Seni seveceğim
Sıkıldım artık hayır demekten
Bir aralayıp bir kapamaktan kapıları
Bu acabalardan bu belkilerden
Korkuya yenik,
Hep bu yarı açık bırakmaktan ışıkları.
Sıkıldım artık hayır demekten
Tam bir adım varken gözlerine
Tam bir adım dudaklarına
Sıkıldım sana teğet geçmekten
Kısacası,
Sıkıldım artık beklemekten
Sensiz geçmiş tam sekiz seneye
Hep bir gün daha eklemekten...
Sıkıldım...Anlıyor musun...
imkansız aşk
29.05.2006 - 18:42Kısır döngünün bilinmez bir yerinde,seninle de yalnız,umutsuz,imkansız kendimle de kavgalı.Seviyorum seni bir şekilde ben...
BENİM SUÇUM DEĞİL İMKANSIZI ZORLAMAK!
Biliyorsun Biraz da
Sen İtiyorsun Beni Sana
Masumum Ben,Aşk Girdi Kanıma!
(Güzel Savunma)
kalp
25.05.2006 - 10:54Bir enkaz, deprem göçüğü,sel tortusu,kalbim operasyon sonrası hücre evi...
Yine de atıyor...Dura kalka tak! ' tak! :)
sensizlik
24.05.2006 - 12:49Boşluğun en yalın adi,
sensizlik…
sensizliğin diğer yarısı,
ben…
sürgünlere vurmuş bir yürek,
bir süvari cehennem yolcusu…
ve senden geriye,
bin süvari ezmiş suskun dillerim …
........................
Evina Berfin
iki kadın bir adam
24.05.2006 - 12:45Sana yönelen bakışların bir başkasına dokunduğunu,söylenen sözlerin bir başka kulağa fısıldandığını,öpen dudakların aslında bir başka dudakla kucaklaştığını hissediyorsun,fark ediyorsun...Susuyorsun...
sevmek
24.05.2006 - 12:42Biz ne zaman sevsek
Kar gibi yağdık sevgimizi
Biz ne zaman sevsek,
Temizledik, temiz bildik sevdiğimizi.
Biz ne zaman sevsek,
Yalansız, katıksız, sektik.
Kendimizi boşluğa bıraktık,
Hesapsız, plansız, tutunmadan yağdık
Aldandık...
(Ödediğimiz bedele değdi mi? Değdi...)
gurur
19.05.2006 - 14:50Gurur Olmasa
İtiraz etmedim sana
Her sitemine eğildim.
Hiç hak etmedim oysa,
Gerçeği görmeni bekledim...
Ağladım, sana bir gün olsun
Göstermedim gözyaşımı
Bir bilsen nasıl isterdim,
Farkıma varıp sormanı
Bir kez olsun ' canım derdin ne' diye....
Şimdi anlıyorum,
Susup katlanmam hataydı!
Ve şimdi gidiyorum...
Bu veda, asıl banaydı!
Azar- azar bitiyorum
Sana katlanmakta vardı
Gurur olmasa!
suskunluk
16.05.2006 - 19:27Sessizlik,sakinlik...(Susuyorum ama özlüyorum da...)
susmak
16.05.2006 - 19:15Aynı şeyleri sevmek zorunda değildik elbette seninle.Ama aynı şeyleri neden sevmediğimizi konuşabilmeliydik.Olmadı.....Ve ben sustum..Sen konuştun.Senin olduğun her yerde sustum sevgili.Tartışmalarda,gitmelerde,kalmalarda,ayrılıklarda sustum...Ve o kadar çok sustum ki bir daha hiç konuşmasam da olur...
her neyse
15.05.2006 - 11:38Seni anmak, seni düşünmek..
Seni, seni................neyse.......
Ötesi neyse.....
Her neyse.....
Özlendin...
yokluğun
15.05.2006 - 11:18Bi çareyim!
Bir çaresin.
Bir çare?
Yanım;
İzbe.
Yanım;
Yalın, yalnızlık.
Sen yoksun.
Ben yoksun...
mülteci
12.05.2006 - 20:59Sürgün,göçmen,elgin...
Sınırlarına çit çekip,mayınlar döşediğim yüreğime,zoraki mültecisin...
gözler
12.05.2006 - 20:42GÖZLERİNDE SEYAHAT
Çıktım bugün güzellerin gözlerinde seyahate:
Bu yolculuk bilmem nasıl erecekti nihayete?
Mavi gözler... Pek asabi, dalgalı bir deniz gibi;
Yeşil gözler en ziyade mütemayil hıyanete.
Sarışınlar... Yorgun bir yaz semasını andırıyor,
İlk busede başlayacak talihinden şikayete.
Ela gözler... Akşam gibi gölge dolu, hicran dolu,
Bu gözlerde hiç tesadüf etmedim ben saadete.
Gece oldu... En sonunda siyah gözler geldi, durdum;
Bu karanlık yolda artık imkan yoktu seyahate!
Orhan Seyfi Orhon
(Ela Gözlüyüm...Şair'im Dosdoğru İfade Etmiş Yüreğine Sağlık)
unutmak
10.05.2006 - 20:13Hatırdan,gönülden çıkarmak...
Bırakacağım seni,Başkasına ait ellerinle.Bakışlarını özleyen gözlerimle
Bırakacağım! Unutacağım seni..Yürekler dolusu sevgimle...
Toplam 34 mesaj bulundu