Kaybolmuş bir kentin eskicisiydi
Makineleşmeye karşı duyguları topluyordu
Kaybolmuş bu kentin sokaklarında
Torbasında umut torbasında insana dair ne varsa
Yalnız degilsin eskici, bir sabah güneş dogar
Sevgiden tuglalarla yeniden kurarız bu kenti
Bu kent yorgun düşmüş bunca acıya
Yeni bir güne başlıyor umarsızca
Birtek eskici düşmüş yollara
Torbasında umut torbasında insana dair ne varsa
Grup Yorum ve Kızılırmak gruplarının kurucu önderlerinden.. Taksimde, evinde dinlenirken.. yanan mumun ateş alması sonucu hayatını kaybetti.. 21.11.2004... ve sanki; bir nehir ki ömrümün başında söylemiş olduğu şiirle içine doğmuş gibiydi gideceği... usta sen unutulur musun hiç? .. Ezgilere isyan çökmüş bi kere...
Sonra fark ettim ki su akıyor, rüzgar esiyor, yağmur yağıyor
her şey yine ve aynı şekilde oluyor
öyle bir yere geldim ki
sıcak ve soğuk, aşk ve nefret, savaş ve barış
üşümek ve sonra ısınmak gibi
Gitsem ayrılık olur, kalsam çöl
Gidersem bende hasret olur
ve belki beni sevenler de özler ama anladım ki
özlemden hiç kimse ölmüyor
ama ben ölüyorum
nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum
anladım ki hasret yeni bir aşka kadar sürüyor
sevdiklerim ve beni sevenler, bağışlayın
su akıyor ve ben gidiyorum...
Lac:
Ere vinde daye naye xo re to re vaci,
Kami vato bine asmên de haştiye çina,
Herde dewreşire wad bo peyser yene,
Heqo heqo yene – pepo pepo yene,
wiz wiz yene
Anne,
evladım,mamekiyi yakmışlar
üstündeki beyaz sarıya dönmüş
Oğul,
Anam ben sana söylüyorum
Kim demiş ki gökyüzünün altında
Dervişlerin toprağında nerdeyse geri gelecekler
Allah'ım Allah'ım geliyorlar,pepo pepo geliyorlar
Vıy vıy geliyorlar
... Canımda damıttım
seni ey zulüm
sancısını
inceden
kum gibi taşıdığım
kasığımda Amerikan kemendi
bağıra bağıra geceler boyu
kaskatı kesilip
kan işediğim...
... Beni baskınlar götürür
gerillanın şahdamarı halkıma
korkunç ve soylu bir tutkudur dayatma
yalnız bu kadar da değil
yarin hayali gibi üstelik
nazlıdır
usludur
ince
bilgedir
biz ki ustasıyız vatan sevmenin
umut
saklımızda ölümsüz bayrak
kırmızı-kırmızı
dalga-dalgadır...
... Soruyorum;
kalaslara bağlanarak bir adam kırbaçlanırken
ve hurdahaş edilirken beyni
ve yumruklar ve yumruklar ve yumruklar
ve cam kırıklarıyla doldurulan gırtlağından
dökülürken inildeyen kelimeler
aradıkları neydi,
neden ilgilendiryordu katilleri
inildiyen ama yılmayan şeyler...
... Demdir,
Derya dibinde yangınlar,
Kan kusmuş ovalar üstünde Mayıs...
Uçmuş bir kuş tüyü hafifliğinde,
Çelik kadavrası koruganların,
Ölünmüş, canım ölünmüş,
Murad alınmış
Dar vakit yetiştin tatar ağası
Bir elimde kana batmış hamaylım
Bir elim derman eyler
Dostooo...
Buncasına kavga demezem
Kızanlar idam eyler
Hele sarılmasın dört bir yanımız
Tamam cümle dağlar mevzi almıştır
Ve yatmış pusuya patikalar
Salavat getirir dağ dağ taburlar
Narlı bahçe üzre kanlı bir akşam
Gelen elçi değil Azrail olsun
Anam avradım olsun kaçarsam...
... Dövüşenlerde var bu havalarda
El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem
Ümit, öfkeli mahzun
Ümit, sapına kadar namuslu
Dağlara çekilmiş kar altındadır...
... Vuruluşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Yatarım
Kanlı, upuzun...
Vurulmuşum
Düşüm gecelerden kara
Bir hayra yoranı çıkmaz
Canım alırlar ecelsiz
Sığdıramam kitaplara
Şifre buyurmuş bir paşa
Vurulmuşum hiç sorgusuz yargısız...
... Ölüm buyruğunu uyguladılar
Mavi dağ dumanını
ve uyur uyanık seher yelini
Kanlara buladılar.
Sonra oracıkta tüfek çattılar
Koynumuzu usul usul yoklayıp
Aradılar,
Didik - Didik ettiler...
Siz ki canınızı verdiniz halkımız için
Siz ki her şeyinizi verdiniz bu kavga uğruna
Göğsümüzde onurla dalgalanan
Kavganın bayrağına siz ki al rengi verdiniz
Ey, ölümsüz halkımız için toprağa düşenlerimiz
Ey, yüce oğulları halkımızın
Gururla ve sabırla dinlenin şimdi
Kavganızı sürdürüyor yoldaşlarınız...
...Bizi uyandıran
Tek ışık
Dünyanın ışığıydı bu!
Evlerine girdim,
Yemek yiyorlardı sofralarında;
Çalışmadan dönmüşlerdi,
Gülümsüyor ve ağlaşıyorlardı.
Ve de tümü birbirine benziyordu.
Gözlerini ışığa çeviriyor
Yollarını arıyorlardı...
Anadolu bir halklar ve kültürler denizidir. İnsanlık açlık içinde kıvranırken, binlerce yıl önce Fırat kıyısında dünyanın ilk barajının kurulması, suların topraklara ve bahçelere aktarılması geliyor gözlerimin önüne. Tahıl silolar ...
metin-kemal kahraman
17.01.2007 - 19:15Kaybolmuş bir kentin eskicisiydi
Makineleşmeye karşı duyguları topluyordu
Kaybolmuş bu kentin sokaklarında
Torbasında umut torbasında insana dair ne varsa
Yalnız degilsin eskici, bir sabah güneş dogar
Sevgiden tuglalarla yeniden kurarız bu kenti
Bu kent yorgun düşmüş bunca acıya
Yeni bir güne başlıyor umarsızca
Birtek eskici düşmüş yollara
Torbasında umut torbasında insana dair ne varsa
tuncay akdoğan
17.01.2007 - 19:00Grup Yorum ve Kızılırmak gruplarının kurucu önderlerinden.. Taksimde, evinde dinlenirken.. yanan mumun ateş alması sonucu hayatını kaybetti.. 21.11.2004... ve sanki; bir nehir ki ömrümün başında söylemiş olduğu şiirle içine doğmuş gibiydi gideceği... usta sen unutulur musun hiç? .. Ezgilere isyan çökmüş bi kere...
Sonra fark ettim ki su akıyor, rüzgar esiyor, yağmur yağıyor
her şey yine ve aynı şekilde oluyor
öyle bir yere geldim ki
sıcak ve soğuk, aşk ve nefret, savaş ve barış
üşümek ve sonra ısınmak gibi
Gitsem ayrılık olur, kalsam çöl
Gidersem bende hasret olur
ve belki beni sevenler de özler ama anladım ki
özlemden hiç kimse ölmüyor
ama ben ölüyorum
nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum
anladım ki hasret yeni bir aşka kadar sürüyor
sevdiklerim ve beni sevenler, bağışlayın
su akıyor ve ben gidiyorum...
adnan yücel
16.01.2007 - 22:30Nasıl kapanır bu kanayan yara
Nasıl anlatılır ki sana bu hal
Terimde tuz gözyaşımda bal
Bağdaş kurar mısın soframa
Gözlerimde umut yüreğimde aşk
Ölümleri boşlayıp düşer misin sevdama
İsterim ki senden
İnancıma aşık olasın
Zindanıma ışık olasın
Yürüyesin gönlümün yollarına
Sorasın beni sorasın..
Adnan Yücel
nazım hikmet
16.01.2007 - 22:23Kimi öldürmeye gidiyorsun Ahmet,
Bu topraklarda gerçekleşen kendi hasretini mi?
Nazım Hikmet
mikail aslan
16.01.2007 - 00:14Agerayis(Dönüş)
Maye;
Nero biko mamekiya vesnaye sipiya siri,
Çarna zerdike haki wax xerib,
Lac:
Ere vinde daye naye xo re to re vaci,
Kami vato bine asmên de haştiye çina,
Herde dewreşire wad bo peyser yene,
Heqo heqo yene – pepo pepo yene,
wiz wiz yene
Anne,
evladım,mamekiyi yakmışlar
üstündeki beyaz sarıya dönmüş
Oğul,
Anam ben sana söylüyorum
Kim demiş ki gökyüzünün altında
Dervişlerin toprağında nerdeyse geri gelecekler
Allah'ım Allah'ım geliyorlar,pepo pepo geliyorlar
Vıy vıy geliyorlar
ahmed arif
14.01.2007 - 23:24... Canımda damıttım
seni ey zulüm
sancısını
inceden
kum gibi taşıdığım
kasığımda Amerikan kemendi
bağıra bağıra geceler boyu
kaskatı kesilip
kan işediğim...
Ahmed Arif
ahmed arif
14.01.2007 - 23:20... Beni yiğitler götürür
katlarına sevda ile varılan,
yiğitler ki
dişlerini tükürmüş
yiğitler ki
hayaları burulan...
Ahmed Arif
ahmed arif
14.01.2007 - 23:18... Beni baskınlar götürür
gerillanın şahdamarı halkıma
korkunç ve soylu bir tutkudur dayatma
yalnız bu kadar da değil
yarin hayali gibi üstelik
nazlıdır
usludur
ince
bilgedir
biz ki ustasıyız vatan sevmenin
umut
saklımızda ölümsüz bayrak
kırmızı-kırmızı
dalga-dalgadır...
Ahmed Arif
nihat behram
14.01.2007 - 23:14...Sokaklarda
devriyeler geziyor,
yeni komutlar geliyor tümenlerle köylülerle ilgili,
çiftler çiftler nöbette fabrika önlerinde polisler;
açlığın, zulmün, karanlığın
yanıbaşında yeni bir yara: ihanetler.
pablo neruda
13.01.2007 - 00:18... Gittiğin her yerde
Bu işkencelerden sözet
Bu cehennemde yaşayan
Kardeşinden,
Öteki kardeşlerine ilet
öylece...
Pablo Neruda
nihat behram
13.01.2007 - 00:16... Soruyorum;
kalaslara bağlanarak bir adam kırbaçlanırken
ve hurdahaş edilirken beyni
ve yumruklar ve yumruklar ve yumruklar
ve cam kırıklarıyla doldurulan gırtlağından
dökülürken inildeyen kelimeler
aradıkları neydi,
neden ilgilendiryordu katilleri
inildiyen ama yılmayan şeyler...
Nihat Behram
ahmed arif
13.01.2007 - 00:13... Demdir,
Derya dibinde yangınlar,
Kan kusmuş ovalar üstünde Mayıs...
Uçmuş bir kuş tüyü hafifliğinde,
Çelik kadavrası koruganların,
Ölünmüş, canım ölünmüş,
Murad alınmış
Ahmed Arif
Ataol Behramoğlu
13.01.2007 - 00:10'Cellat uyandı yatağında bir gece
'Tanrım' dedi, 'bu ne zor bilmece'
öldükçe çoğalıyor bu adamlar
Ben tükenmekteyim öldürdükçe'
Ataol Behramoğlu
ahmed arif
13.01.2007 - 00:06Dar vakit yetiştin tatar ağası
Bir elimde kana batmış hamaylım
Bir elim derman eyler
Dostooo...
Buncasına kavga demezem
Kızanlar idam eyler
Hele sarılmasın dört bir yanımız
Tamam cümle dağlar mevzi almıştır
Ve yatmış pusuya patikalar
Salavat getirir dağ dağ taburlar
Narlı bahçe üzre kanlı bir akşam
Gelen elçi değil Azrail olsun
Anam avradım olsun kaçarsam...
Ahmed Arif
ahmed arif
12.01.2007 - 23:05... Dövüşenlerde var bu havalarda
El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem
Ümit, öfkeli mahzun
Ümit, sapına kadar namuslu
Dağlara çekilmiş kar altındadır...
Ahmed Arif
ahmed arif
12.01.2007 - 23:04... Vuruluşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Yatarım
Kanlı, upuzun...
Vurulmuşum
Düşüm gecelerden kara
Bir hayra yoranı çıkmaz
Canım alırlar ecelsiz
Sığdıramam kitaplara
Şifre buyurmuş bir paşa
Vurulmuşum hiç sorgusuz yargısız...
Ahmed Arif
ahmed arif
12.01.2007 - 23:01... Ölüm buyruğunu uyguladılar
Mavi dağ dumanını
ve uyur uyanık seher yelini
Kanlara buladılar.
Sonra oracıkta tüfek çattılar
Koynumuzu usul usul yoklayıp
Aradılar,
Didik - Didik ettiler...
Ahmed Arif
İBRAHİM KAYPAKKAYA
12.01.2007 - 22:58ÖLEN YOLDAŞLAR İÇİN
Siz ki canınızı verdiniz halkımız için
Siz ki her şeyinizi verdiniz bu kavga uğruna
Göğsümüzde onurla dalgalanan
Kavganın bayrağına siz ki al rengi verdiniz
Ey, ölümsüz halkımız için toprağa düşenlerimiz
Ey, yüce oğulları halkımızın
Gururla ve sabırla dinlenin şimdi
Kavganızı sürdürüyor yoldaşlarınız...
İbrahim KAYPAKKAYA
pablo neruda
12.01.2007 - 22:53...Bizi uyandıran
Tek ışık
Dünyanın ışığıydı bu!
Evlerine girdim,
Yemek yiyorlardı sofralarında;
Çalışmadan dönmüşlerdi,
Gülümsüyor ve ağlaşıyorlardı.
Ve de tümü birbirine benziyordu.
Gözlerini ışığa çeviriyor
Yollarını arıyorlardı...
Pablo Neruda
Toplam 43 mesaj bulundu