kendisi herkese adalet herkese eşitlik herkese özgürlük mantığından hareket etmiştir.. Hükümetin ve çıkar sahiplerinin işine gelmediği için bu düşünceler, çölde baldırı çıplak bi şekilde ölmüştür... Çünkü o zamanlar iktidar kavgaları hat safdaydı.. Herkes ikili oynuyordu.. Doğru insanı; gerçek İslamı yaşamak isteyen bu insanı görünce üstüne çullanıp çöle sürdüler...
alevilik'te böyle bir sözcük yoktur.. her daim aslına dönüş vardır... yani kısaca vahdet-i vücut çuyuz... bizde, bu sözcük yerine hayatını kaybeden kişi için; hakka yürüdü, denilmektedir...
Ardından çok şey söylenen ya da yazılan bir sinema adamı Yılmaz Güney ama sonuçta Türk sinemasına Yol filmiyle dünyanın en büyük üç sinema festivalinden birinin; Cannes’ın büyük ödülü Altın Palmiye’yi kazandıran da aynı yönetmen. Yaşamı kendinden ya da Türkiye’nin politik, demokratik sürecinden kaynaklanan nedenlerle talihsizliklere uğrayarak geçti. Siyasi nedenlerle ve ardından bir adli cinayet vakası sebebiyle cezaevine girdi ve sonunda yurtdışına yerleşti. Paris’te sinema kariyerinin en verimli çağındayken mide kanserine yenilip hayatını kaybetti.
Yılmaz Güney sinemaya yönetmen olarak girdiği 1970 yılına dek çeşitli filmlerde aktör olarak rol aldı. Bu arada senaryo yazıyor ve yönetmenlerin asistanlığını sürdürüyordu. İlk filmi Umut’u, 1970’te Adana’da çekti. Film büyük başarı kazandı ve sinema tarihinin klasikleri arasında girdi. Yurtdışında hemen tüm festivalde ödüller kazandı ve yurtdışında gişe yapan filmlerden biri oldu.
Güney, sinemaya Çirkin Kral lakabıyla girdiğinde büyük kitlelerde hayranlık uyandırdı ve adeta jeune-jön (genç yakışıklı adam) olgusunu yerle bir etti. Özellikle Fatma Girik ile çektiği filmler büyük gişe yaptı. Acı, Ağıt, Yarın Çok Geç Olacak gibi. Baba’yı Filiz Akın ile çekti. 1974'te çektiği Arkadaş filmiyle büyük ses getirdi. Semra Özdamar, ilk kez sinemada rol alan Melike Demirağ ve yine bir tiyatro oyuncusu olan Kerim Afşar’la başrolü paylaştı. Film, Melike Demirağ’ın seslendirdiği Arkadaş şarkısıyla da büyük sükse yaptı.
Ancak Güney’in yönetmediği, daha doğrusu çeşitli nedenlerle yönetemediği, sadece senaryosunu yazdığı filmler büyük başarı yakaladı. Endişe, Sürü, Düşman ve Yol... Altın Palmiye’yi kazanan Yol, bir dönem Türkiye’de yasaklandı ama Zeki Ökten’in yönettiği Sürü filmi gerçekten de Türk sinemasının en lirik ve önemli başyapıtlarından biri oldu. Yurtdışında büyük gişe başarısı yakaladı...
dersimli çoğu aşiretler onunla sözleriyle hareket ederdi.. sakallıydı ama molla değildi... dedemizdi ama işbirlikçi değil... sadece amacı dersimi kötülüklerden korumaktı devletin verdiği silahlarla... onun aşiretinden düzenli ordu dahi kuruldu ermenilere karşı... devlete bağlı bi dede idi... 1938'de idam edildi ve hakka yürüdü... sonrasında kendisi ve 6 kişi ile birlikte cesedi yakılmak suretiyle yok edildi... ölüsüne dahi saygı gösterilmedi... halbuki kendisinin ve aşiretinin devlete bağlılığı çok fazlaydı... kendi ellerindeki silahları dahi devlet dağıtmıştı unutmamak lazım... onun ve aşiretinde çocuk, genç, yaşlı ailelerin öldürülmesi kanlı bir katliam olarak geçti tarihe... gerçi devlet bunu kabul etmemekte isyan olarak aktarmaktadır olanları... o anları yaşayan dedelerin anlatımlarına göre ortada suç teşkil edecek hiçbir durum yoktur... çünkü bu vahşeti onlar birebir yaşamış insanlardır...
Hişt hacı yaylan bakalım
Closed dedik be adam
Pazdos c'est fini
Başını bekley'cek değiliz a sabaha kadar
Uyan bre taş arabası
Gözünü seveyim çileden çıkarma beni
Go home hacı go home
Aman beyim alah razı olsun senden
Bişeyler söyle şu dürzüye
Kanımı kuruttu iki saattir
Ne
Asansöre mi binmiş dedin
Fırt inip fırt çıkıyormuş
Hay yedi kat yerin dibine geçsin
Yıl oldu bu masaya çörekleneli
Waiter aşağı waiter yukarı
Bir buçuk şise viski yuvarladı en azından
Külahıma anlatsın o bu palavraları
Yok efendim buralarda değilmiş kendisi
Memleketindeymiş
New York mu ne karın ağrısıysa
Yüz katlı bir binadaymış
Asansörcülük edermiş
Üstünde kırmızı yelek
Altında siyah pantol
On saattir nöbetteymiş de
Geberiyormuş uykusuzluktan
İne çıka zifire kararmış
Kara su inmiş ayaklarına
Yediği naneye bak
Beni de patron sanmış
Hiç güleceğim yoktu beyim
Sahi korkmuş mu herif
Ya kovarsa beni diyor ha
İş başında uyumasın itoğlu
Kovarım tabiy
Evde karısı varmış bekleyen
İki de oğlan çocuğu
Öyleyse aklın nerdeydi ulan
Edebinle çalışaydın
Siz söyleyin beyim öyle di'mi yani
Allah layığını versin beyim
Herif sahiden korkuyor benden
Hadi hacı yürü bakalım
Bırak bu patron polimlerini
Öyle ötlek ötlek bakma yüzüme
Ha şöyle dayan koluma doğrul
Ben de yorgunum a ziyani yok
Bir de taksi buluruz sana
Ha gayret aslanım ha gayret
Çoğu gitti ayı kaldı
Can Baba
sağolasın.. sayende tekrar hatırladık babayı... :)
küçükken bi ara en çok söylediğim söz... her seferinden en kaliteli boya alırdım.. nuri leflef... boya.. badem yağı... cila... kadifelerimiz vardı bi de parlatmak için ciladan sonra.. vay anasını.. ne günlerdi...
olum onu ben sölücektim la... başka bişeyler yazıyım bari... alevi büyüğü... haksızlığa karşı isyanın adı... kadının erkek eşitliğinin, varolmanın adı... tarihteki ilk komünist yapıyı hayata geçiren yüce insan...
ben ibni haldundan da etkilendiğini düşünüyorum.. çünkü bugün karl marks ın toplumbilicimlik adına düşündüğü ve yazıya geçirdiği sözlerin çok yakınını o zamanlar ibni haldun da kendi kitabında yazmıştır.. ve o toplumbilimcilik bugünkü komünizmin kaynağını oluşturmakta... o zamanlar bedreddinin de ibni haldunla mısırda uzun süreler görüştüğünü anımsarsak düşüncelerimizde yanılmış olmayız...
hey dost hey dost hey dost hey dost
benim tabibim gitme giden gitme
sual sorayım
o nazlı pirime benzettim seni
sende hak nişanı vardır gördüğüm
hak dediğin yere benzettim seni
...
'haya allah ahl al falluca kulhum şuc’an
ma zallo ras u zallo lil amerikan
haya allah ahl al falluca,
haya allah ahl al falluca, il tican el ras'
'allah felluce halkını korusun
(onların) hepsi cesurdur
baş eğmediler, baş eğen amerikalılar’dır
allah felluce halkını korusun
onlar başımızın tacıdır'
(bir felluce marşından)
sana bir sır söyleyeceğim
aç yüreğini burası benim vatanım
ölmek de yaşamak da benim hakkım
ve en çok bundan dolayı
sana burasını cehennem
bana yine cennet vatan yapacağım
sana bir sır söyleyeceğim aç yüreğini
yaşadığın her an mahşer menzilimdesin
soluk aldığın her an mahşer menzilimdesin
burası benim vatanım camiler kenti felluce
ben bağımsız yaşarım
ben anasız yaşarım
ben babasız yaşarım
ben oğulsuz yaşarım
ben kızım olmadan yaşarım
ama vatansız yaşayamam
unutma benim öldüğüm yer vatanım
ya senin
ölmek ve öldürmek benim için onur
senin için utanç
senin için yüz karası
sana bir sır söyleyeceğim aç yüreğini
sen uyut dünya uyusun
sen uyut insanlık uyusun
ama ben uyanığım
ama ben direneceğim
işte kefenim bedenim
felluce içinde redif sesi var
bakın yüreğine acep nesi var
beni duymayana dostlar
hepten âhım var
sana bir sır söyleyeceğim aç yüreğini
mahşer menzilindesin
mahşer menzilindesin
sana bir sır söyleyeceğim aç yüreğini
bayram bağımsızlığımladır
namluya sürülmüş cesaret
kınından çıkmış öfkeler
çarpışıyor durmadan
çarpışıyor bizimkiler
ne ebu garip zindanı
ne guantanamo adası
ne f tipi hücreler
durduramaz bu savaşı
haykırıyor halkın onurlu sesi:
ya özgür vatan ya ölüm
yolu yok başka kurtuluşun
ya özgür vatan ya ölüm
kanımdır, canımdır yiğit felluce
baş eğmez işgalci emperyalizme
selam olsun, selam direnenlere
helal olsun, helal fedailere
bizim melmeket.. zamanında bizimkiler göçer olmuşlar... erzincan... karşıda munzur dağı... kapıda kuru bir ayaz... oyy oyy.. öğrenciye evler pahalıymış...
· Munzur Irmağının kaynağını oluşturan ve 40 gözden oluşan Munzur Gözelerini görmeden, bu eşsiz manzara karşısında doğayla baş başa olup dinlenmeden ve bir tas su içmeden,
· Sadece Munzur Suyunda yetişen, bu suya özgü Kırmızı Benekli Alabalık yemeden,
· Pülümür dağlarında yetişen birbirinden enfes kokulara sahip çok sayıda değişik çiçeklerden arıların almış olduğu özlerle yaptıkları 'Pülümür Balı'nı tatmadan,
· Munzur Milli Parkı Vadisinde bulunan dağlarda tamamen doğal ortamında kendi başına yetişen dertlere derman tek dişli 'Ovacık Sarımsağı'nı yemeden,
· Tunceli-Pülümür yolu üzerinde bulunan Zağge Şelalesinde durup bir yanda Pülümür Suyu ve bir yanda da şelaleden akan suyun sesi ile doğayla baş başa bir ortamda piknik yapmadan,
· Tunceli-Pülümür yolu üzerinde hemen yolun kenarında bulunan 'Ağlayan Kayalar'ın yanı başında bir hatıra fotoğrafı çektirmeden,
· Tunceli'nin yüksek dağlarındaki otlaklarda yetişen değişik otlarla beslenen hayvanların sütünden yapılan Türkiye'de meşhur dağ kokulu 'Şavak Peyniri'ni almadan,
· Metrelerce yüksekten dökülen suların oluşturduğu şelale manzarasının güzelliği ve sizi saran serinliği içerisinde kavurma yemeden,
· Munzur Vadisi Milli Parkını gezerken, bu alan içerisinde yer alan ve 43'ü sadece Munzur Dağlarına özgü 227 endemik bitki türünü görüp fotoğrafını çekmeden,
· Munzur Vadisi Milli Park alanı sınırları içerisinde özgürce yaşayan çengel boynuzlu dağ keçilerinin gezerken ya da akşam üzeri Munzur Irmağından su içmeye indikleri saatlerde görüntülemeden,
· Hepsi bir diğerinden ilginç olan koç heykeli şeklindeki mezar taşlarını ve bu taşlar üzerinde bulunan ve o mezarda yatan kişinin özelliklerini anlatan figürleri fotoğraflarla belgelendirmeden,
· Keban Baraj Gölünde motorla gezinti yapıp, balık avlamadan ve bu gölde yüzmeden,
· Bugün bir ada da bulunan Pertek Kalesinin sizi kucaklayan yapısı içerisinde doruklarına çıkıp geçmişi selamlamadan,
· Çemişgezek'te ki 'İn Delikleri'ni gezmeden
Bir yel esti usul usul
Ayva güldü nar ağladı
Ömrüm durdu ömrüm sustu
Sanki gece geliyordu
Gece geldi yıldız oldu
Bahar oldu çiçek oldu
Dediler ki gül ey insan
Gecenin yolcusu geldi
Hoş geldin yazık ömrüme
Gözlerimdeki yaşlara
Sensiz geçen boşa geçmiş
Hoş geldin gülüm ömrüme
Sonrası güzdü yağmurdu
Soluksuz bir hıçkırıktı
Paramparça ağlamaktı
Güpegündüz kör olmaktı
Ne olursun anla artık
Gitsem ayrılık kalsam çöl
Yum gözümü çürüyor her şey
Bir sen varsın kal benimle
Sen gidersen ne kalır ki
Ömrüm susuz bağlarında
Sen giderken dayanamam
Ne olursun kal benimle
İlkay müthiş bi ses.. her gün dünyanın sigarasını içiyo.. hiç bişey olmuyo.. olmasın da... anlamlı sözlere güzel sesini katıyosun İlkay Akkaya... sağol...
Anadolu bir halklar ve kültürler denizidir. İnsanlık açlık içinde kıvranırken, binlerce yıl önce Fırat kıyısında dünyanın ilk barajının kurulması, suların topraklara ve bahçelere aktarılması geliyor gözlerimin önüne. Tahıl silolar ...
ebu zerr
09.03.2007 - 16:05kendisi herkese adalet herkese eşitlik herkese özgürlük mantığından hareket etmiştir.. Hükümetin ve çıkar sahiplerinin işine gelmediği için bu düşünceler, çölde baldırı çıplak bi şekilde ölmüştür... Çünkü o zamanlar iktidar kavgaları hat safdaydı.. Herkes ikili oynuyordu.. Doğru insanı; gerçek İslamı yaşamak isteyen bu insanı görünce üstüne çullanıp çöle sürdüler...
ölüm
29.01.2007 - 21:47alevilik'te böyle bir sözcük yoktur.. her daim aslına dönüş vardır... yani kısaca vahdet-i vücut çuyuz... bizde, bu sözcük yerine hayatını kaybeden kişi için; hakka yürüdü, denilmektedir...
yılmaz güney
29.01.2007 - 11:03Yılmaz Güney (1927-1984) :
Ardından çok şey söylenen ya da yazılan bir sinema adamı Yılmaz Güney ama sonuçta Türk sinemasına Yol filmiyle dünyanın en büyük üç sinema festivalinden birinin; Cannes’ın büyük ödülü Altın Palmiye’yi kazandıran da aynı yönetmen. Yaşamı kendinden ya da Türkiye’nin politik, demokratik sürecinden kaynaklanan nedenlerle talihsizliklere uğrayarak geçti. Siyasi nedenlerle ve ardından bir adli cinayet vakası sebebiyle cezaevine girdi ve sonunda yurtdışına yerleşti. Paris’te sinema kariyerinin en verimli çağındayken mide kanserine yenilip hayatını kaybetti.
Yılmaz Güney sinemaya yönetmen olarak girdiği 1970 yılına dek çeşitli filmlerde aktör olarak rol aldı. Bu arada senaryo yazıyor ve yönetmenlerin asistanlığını sürdürüyordu. İlk filmi Umut’u, 1970’te Adana’da çekti. Film büyük başarı kazandı ve sinema tarihinin klasikleri arasında girdi. Yurtdışında hemen tüm festivalde ödüller kazandı ve yurtdışında gişe yapan filmlerden biri oldu.
Güney, sinemaya Çirkin Kral lakabıyla girdiğinde büyük kitlelerde hayranlık uyandırdı ve adeta jeune-jön (genç yakışıklı adam) olgusunu yerle bir etti. Özellikle Fatma Girik ile çektiği filmler büyük gişe yaptı. Acı, Ağıt, Yarın Çok Geç Olacak gibi. Baba’yı Filiz Akın ile çekti. 1974'te çektiği Arkadaş filmiyle büyük ses getirdi. Semra Özdamar, ilk kez sinemada rol alan Melike Demirağ ve yine bir tiyatro oyuncusu olan Kerim Afşar’la başrolü paylaştı. Film, Melike Demirağ’ın seslendirdiği Arkadaş şarkısıyla da büyük sükse yaptı.
Ancak Güney’in yönetmediği, daha doğrusu çeşitli nedenlerle yönetemediği, sadece senaryosunu yazdığı filmler büyük başarı yakaladı. Endişe, Sürü, Düşman ve Yol... Altın Palmiye’yi kazanan Yol, bir dönem Türkiye’de yasaklandı ama Zeki Ökten’in yönettiği Sürü filmi gerçekten de Türk sinemasının en lirik ve önemli başyapıtlarından biri oldu. Yurtdışında büyük gişe başarısı yakaladı...
kene
29.01.2007 - 10:34bu toprakların iliğini sömüren... anasını ağlatan... insanları açlığa, sefalete, yoksulluğa sürükleyendir kene...
necip hablemitoğlu
29.01.2007 - 10:17Necip HABLEMİTOĞLU neden katledildi... detaylı bilgi için;
Necip HABLEMİTOĞLU - KÖSTEBEK...
Bu kitabı okuduktan sonra anlamınız zor olmayacak... görünen köye klavuz ne hacet...
seyit rıza
27.01.2007 - 21:11dersimli çoğu aşiretler onunla sözleriyle hareket ederdi.. sakallıydı ama molla değildi... dedemizdi ama işbirlikçi değil... sadece amacı dersimi kötülüklerden korumaktı devletin verdiği silahlarla... onun aşiretinden düzenli ordu dahi kuruldu ermenilere karşı... devlete bağlı bi dede idi... 1938'de idam edildi ve hakka yürüdü... sonrasında kendisi ve 6 kişi ile birlikte cesedi yakılmak suretiyle yok edildi... ölüsüne dahi saygı gösterilmedi... halbuki kendisinin ve aşiretinin devlete bağlılığı çok fazlaydı... kendi ellerindeki silahları dahi devlet dağıtmıştı unutmamak lazım... onun ve aşiretinde çocuk, genç, yaşlı ailelerin öldürülmesi kanlı bir katliam olarak geçti tarihe... gerçi devlet bunu kabul etmemekte isyan olarak aktarmaktadır olanları... o anları yaşayan dedelerin anlatımlarına göre ortada suç teşkil edecek hiçbir durum yoktur... çünkü bu vahşeti onlar birebir yaşamış insanlardır...
emekçi
27.01.2007 - 20:57seyid rıza sefer oldu dersime
dersimlinin işi zor seyid rıza
orduların gücü yetmez yurduna
ihanet adamı yer seyid rıza
munzurun suları kansız olmuyor
zalimin zulmünün sonu gelmiyor
düşmanların vicdan namus bilmiyor
insana mahsustur ar seyid rıza
ölüsü ağıdır çoktur dersimin
alınacak öcü haktır dersimin
alnın aktır boynu diktir dersimin
her dem emekçiye pir seyid rıza
Emekçi
hasret gültekin
27.01.2007 - 20:44Bir insan ömrünü neye vermeli
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yolda kalan da bir yürüyen de bir
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yüreğin ürperir kapı çalınsa
Esmeyen yelinden hile sezerler
Künyeler kazınır demir sandıkta
Savrulup gidiyor ömür dediğin
Dışı eli yakar içi de seni
Sona eklenmeli sözün incesi
Ayrılık gününü kör derelerin
Bölünüp gidiyor nehir dediğin
muhlis akarsu
27.01.2007 - 20:37yoruldum yorgunum fazla gidemem
neler etti kahır beni zar beni
kolay değil ben bu derdi çekemem
zalımın eline koydu hal beni
arsız değil idim arsız ettiler
saldılar gurbete yurtsuz ettiler
yardan ayırdılar yarsız ettiler
şimdi gizli gizli kınar el beni
akarsuyu aşka yaktı yaradan
ömür birgün gibi geçti aradan
işte geldim gidiyorum dünyadan
kurulmuş bekliyor kuru sal beni
faşizm
27.01.2007 - 20:24demiri de kömürü de sökeriz aman
pirinci de buğdayı da ekeriz aman
faşizme içimizden kan damlayan kılıcız
bir gün gelir kinimizi dökeriz aman
faşizme içimizden kan damlayan kılıcız
bir gün gelir kinimizi dökeriz aman
İBRAHİM KAYPAKKAYA
27.01.2007 - 20:23şimdi bir rüzgardır o
dağlardan esen
ibrahim yoldaş...
silah kucağında
kanlar içinde
vurulmuş yatıyor
ibrahim yoldaş
yiğitler ölür mü
üç beş kurşunla
doğrulmuş kalkıyor
ibrahim yoldaş
ali haydar yerde
bak yüzü boylu
yiğitçe can verir
yiğidin oğlu
başı duman duman
munzura doğru
tırmanmış gidiyor
ibrahim yoldaş
işkenceler devam ediyor böyle
parça parça kesip
diyorlar söyle
sırları söyle
sır vermeden
ser veriyor seve seve
böyle can veriyor
ibrahim yoldaş
seni anlamak yaşamaktır.
seni yaşamak amansızlığa kavga
ve postal sesleri altında direngenliğe doğmaktır.
seni bilmek, yaşamı bilmek,
silah omuzda toprağa düşmektir.
seni anlatmak eylüllü günleri geçmişe yollamaktır.
halkımız arıyor
seni heryerde
işçiler ocakta
köylüler dağda
dökülen kanların
kalmayacak yerde
hesap soracağız
ibrahim yoldaş
üç şey
27.01.2007 - 20:04geldim...
gördüm...
bezdim...
can yücel
26.01.2007 - 02:51GO HOME HACI GO HOME
Hişt hacı yaylan bakalım
Closed dedik be adam
Pazdos c'est fini
Başını bekley'cek değiliz a sabaha kadar
Uyan bre taş arabası
Gözünü seveyim çileden çıkarma beni
Go home hacı go home
Aman beyim alah razı olsun senden
Bişeyler söyle şu dürzüye
Kanımı kuruttu iki saattir
Ne
Asansöre mi binmiş dedin
Fırt inip fırt çıkıyormuş
Hay yedi kat yerin dibine geçsin
Yıl oldu bu masaya çörekleneli
Waiter aşağı waiter yukarı
Bir buçuk şise viski yuvarladı en azından
Külahıma anlatsın o bu palavraları
Yok efendim buralarda değilmiş kendisi
Memleketindeymiş
New York mu ne karın ağrısıysa
Yüz katlı bir binadaymış
Asansörcülük edermiş
Üstünde kırmızı yelek
Altında siyah pantol
On saattir nöbetteymiş de
Geberiyormuş uykusuzluktan
İne çıka zifire kararmış
Kara su inmiş ayaklarına
Yediği naneye bak
Beni de patron sanmış
Hiç güleceğim yoktu beyim
Sahi korkmuş mu herif
Ya kovarsa beni diyor ha
İş başında uyumasın itoğlu
Kovarım tabiy
Evde karısı varmış bekleyen
İki de oğlan çocuğu
Öyleyse aklın nerdeydi ulan
Edebinle çalışaydın
Siz söyleyin beyim öyle di'mi yani
Allah layığını versin beyim
Herif sahiden korkuyor benden
Hadi hacı yürü bakalım
Bırak bu patron polimlerini
Öyle ötlek ötlek bakma yüzüme
Ha şöyle dayan koluma doğrul
Ben de yorgunum a ziyani yok
Bir de taksi buluruz sana
Ha gayret aslanım ha gayret
Çoğu gitti ayı kaldı
Can Baba
sağolasın.. sayende tekrar hatırladık babayı... :)
ali asker
24.01.2007 - 17:38hoş geldin ölüm
buyur otur
saklımız kalmadı
dök eteklerinden taşları
ooooyy ooooooyy
(...)
bütün dostlar uyanık
şafağı karşılıyor
yan hücre kapıyı çalıyor
kalk gidelim
sıradakini bekletmeyelim
ali asker
boyayalım mı abi
24.01.2007 - 16:53küçükken bi ara en çok söylediğim söz... her seferinden en kaliteli boya alırdım.. nuri leflef... boya.. badem yağı... cila... kadifelerimiz vardı bi de parlatmak için ciladan sonra.. vay anasını.. ne günlerdi...
şeyh bedrettin
22.01.2007 - 01:32olum onu ben sölücektim la... başka bişeyler yazıyım bari... alevi büyüğü... haksızlığa karşı isyanın adı... kadının erkek eşitliğinin, varolmanın adı... tarihteki ilk komünist yapıyı hayata geçiren yüce insan...
ben ibni haldundan da etkilendiğini düşünüyorum.. çünkü bugün karl marks ın toplumbilicimlik adına düşündüğü ve yazıya geçirdiği sözlerin çok yakınını o zamanlar ibni haldun da kendi kitabında yazmıştır.. ve o toplumbilimcilik bugünkü komünizmin kaynağını oluşturmakta... o zamanlar bedreddinin de ibni haldunla mısırda uzun süreler görüştüğünü anımsarsak düşüncelerimizde yanılmış olmayız...
umut altınçağ
21.01.2007 - 16:26umut altınçağ'dadır...
mayıs
Onsekiz Mayıs unutmam
unutmam onsekiz mayısı
işçinin köylünün,
kurtuluş ordusu devrimci erleriz
ölümlerden yeniden doğan
ölmeyen devrimci erleriz
bir vücut bir yumruk ve bir baş
bağımsızlığa kadar savaş
önderimiz İbrahim Yoldaş
yılmayan devrimci erleriz
ali haydar yıldızımızı
vuranlar korkutamaz bizi
vuruldukça arttırdık hızı
durmayan devrimci erleriz
bağımsızlık gelene dek
ellerden düşmeyecek tüfek
ibo haydar muharrem çiçek
solmayan devrimci erleriz
Sabahat Akkiraz
21.01.2007 - 16:00diline kurban olduğum...
hey dost hey dost hey dost hey dost
benim tabibim gitme giden gitme
sual sorayım
o nazlı pirime benzettim seni
sende hak nişanı vardır gördüğüm
hak dediğin yere benzettim seni
...
felluce
21.01.2007 - 02:13felluce
'haya allah ahl al falluca kulhum şuc’an
ma zallo ras u zallo lil amerikan
haya allah ahl al falluca,
haya allah ahl al falluca, il tican el ras'
'allah felluce halkını korusun
(onların) hepsi cesurdur
baş eğmediler, baş eğen amerikalılar’dır
allah felluce halkını korusun
onlar başımızın tacıdır'
(bir felluce marşından)
sana bir sır söyleyeceğim
aç yüreğini burası benim vatanım
ölmek de yaşamak da benim hakkım
ve en çok bundan dolayı
sana burasını cehennem
bana yine cennet vatan yapacağım
sana bir sır söyleyeceğim aç yüreğini
yaşadığın her an mahşer menzilimdesin
soluk aldığın her an mahşer menzilimdesin
burası benim vatanım camiler kenti felluce
ben bağımsız yaşarım
ben anasız yaşarım
ben babasız yaşarım
ben oğulsuz yaşarım
ben kızım olmadan yaşarım
ama vatansız yaşayamam
unutma benim öldüğüm yer vatanım
ya senin
ölmek ve öldürmek benim için onur
senin için utanç
senin için yüz karası
sana bir sır söyleyeceğim aç yüreğini
sen uyut dünya uyusun
sen uyut insanlık uyusun
ama ben uyanığım
ama ben direneceğim
işte kefenim bedenim
felluce içinde redif sesi var
bakın yüreğine acep nesi var
beni duymayana dostlar
hepten âhım var
sana bir sır söyleyeceğim aç yüreğini
mahşer menzilindesin
mahşer menzilindesin
sana bir sır söyleyeceğim aç yüreğini
bayram bağımsızlığımladır
namluya sürülmüş cesaret
kınından çıkmış öfkeler
çarpışıyor durmadan
çarpışıyor bizimkiler
ne ebu garip zindanı
ne guantanamo adası
ne f tipi hücreler
durduramaz bu savaşı
haykırıyor halkın onurlu sesi:
ya özgür vatan ya ölüm
yolu yok başka kurtuluşun
ya özgür vatan ya ölüm
kanımdır, canımdır yiğit felluce
baş eğmez işgalci emperyalizme
selam olsun, selam direnenlere
helal olsun, helal fedailere
söz: t. asi balkar/ümit ilter
müzik: grup yorum
erzincan
20.01.2007 - 15:30bizim melmeket.. zamanında bizimkiler göçer olmuşlar... erzincan... karşıda munzur dağı... kapıda kuru bir ayaz... oyy oyy.. öğrenciye evler pahalıymış...
dersim
20.01.2007 - 15:24DERSİME GELİNCE;
· Munzur Irmağının kaynağını oluşturan ve 40 gözden oluşan Munzur Gözelerini görmeden, bu eşsiz manzara karşısında doğayla baş başa olup dinlenmeden ve bir tas su içmeden,
· Sadece Munzur Suyunda yetişen, bu suya özgü Kırmızı Benekli Alabalık yemeden,
· Pülümür dağlarında yetişen birbirinden enfes kokulara sahip çok sayıda değişik çiçeklerden arıların almış olduğu özlerle yaptıkları 'Pülümür Balı'nı tatmadan,
· Munzur Milli Parkı Vadisinde bulunan dağlarda tamamen doğal ortamında kendi başına yetişen dertlere derman tek dişli 'Ovacık Sarımsağı'nı yemeden,
· Tunceli-Pülümür yolu üzerinde bulunan Zağge Şelalesinde durup bir yanda Pülümür Suyu ve bir yanda da şelaleden akan suyun sesi ile doğayla baş başa bir ortamda piknik yapmadan,
· Tunceli-Pülümür yolu üzerinde hemen yolun kenarında bulunan 'Ağlayan Kayalar'ın yanı başında bir hatıra fotoğrafı çektirmeden,
· Tunceli'nin yüksek dağlarındaki otlaklarda yetişen değişik otlarla beslenen hayvanların sütünden yapılan Türkiye'de meşhur dağ kokulu 'Şavak Peyniri'ni almadan,
· Metrelerce yüksekten dökülen suların oluşturduğu şelale manzarasının güzelliği ve sizi saran serinliği içerisinde kavurma yemeden,
· Munzur Vadisi Milli Parkını gezerken, bu alan içerisinde yer alan ve 43'ü sadece Munzur Dağlarına özgü 227 endemik bitki türünü görüp fotoğrafını çekmeden,
· Munzur Vadisi Milli Park alanı sınırları içerisinde özgürce yaşayan çengel boynuzlu dağ keçilerinin gezerken ya da akşam üzeri Munzur Irmağından su içmeye indikleri saatlerde görüntülemeden,
· Hepsi bir diğerinden ilginç olan koç heykeli şeklindeki mezar taşlarını ve bu taşlar üzerinde bulunan ve o mezarda yatan kişinin özelliklerini anlatan figürleri fotoğraflarla belgelendirmeden,
· Keban Baraj Gölünde motorla gezinti yapıp, balık avlamadan ve bu gölde yüzmeden,
· Bugün bir ada da bulunan Pertek Kalesinin sizi kucaklayan yapısı içerisinde doruklarına çıkıp geçmişi selamlamadan,
· Çemişgezek'te ki 'İn Delikleri'ni gezmeden
..........sakın Dersimden ayrılmayın
faşist
20.01.2007 - 03:20insanları bi takım şeylere göre ayıran herkes faşisttir... dil, din, ırk v.s.. saç, sakal, kıyafet... düşünce, eylem... kadın.. erkek...
idol: adolf hitler...
türkiye uyarlaması: milliyetçi faşist parti....
zülfü livaneli
20.01.2007 - 03:12İnce memed ak göbekten inledi
buhurcular kulak verip dinledi
on yedi kurşun yedi ölmedi
tutup elimden gidelim dağlar
gidelim oy
felek yazmış bu yazıyı nidelim
dağlar gidelim oy
ilkay akkaya
18.01.2007 - 00:27Gece Yolcusu
Bir yel esti usul usul
Ayva güldü nar ağladı
Ömrüm durdu ömrüm sustu
Sanki gece geliyordu
Gece geldi yıldız oldu
Bahar oldu çiçek oldu
Dediler ki gül ey insan
Gecenin yolcusu geldi
Hoş geldin yazık ömrüme
Gözlerimdeki yaşlara
Sensiz geçen boşa geçmiş
Hoş geldin gülüm ömrüme
Sonrası güzdü yağmurdu
Soluksuz bir hıçkırıktı
Paramparça ağlamaktı
Güpegündüz kör olmaktı
Ne olursun anla artık
Gitsem ayrılık kalsam çöl
Yum gözümü çürüyor her şey
Bir sen varsın kal benimle
Sen gidersen ne kalır ki
Ömrüm susuz bağlarında
Sen giderken dayanamam
Ne olursun kal benimle
İlkay müthiş bi ses.. her gün dünyanın sigarasını içiyo.. hiç bişey olmuyo.. olmasın da... anlamlı sözlere güzel sesini katıyosun İlkay Akkaya... sağol...
Toplam 43 mesaj bulundu