Namussuz İngiliz ajanı diyenler dönüp kendilerine ve memleketlerini yabancılara masabaşlarında peşkeş çekenlere bakmalılar...
İşte Şeyh Said ve Kıyam gerçeği:
'Evet ben cihada başladım ve korkanlar, cihat edemeyecekler, hastalar gelmesinler. Bu yol korkakların yolu değildir'
Kıyam hareketinin temel nedeni Şeyh'in şu sözünden anlaşılır: “Bizler ve Türkleri bağlayan sadece din kalmıştı, Türk Hükümeti dini de kaldırdı ve artık bizi birbirimize bağlayan hiçbir şey kalmadı.”
Kıyam hareketinin liderinin gerçekte ingiliz ajanı olup olmadığı idam sehpasında yazdığı arapça son cümleleri ve Kürtçe sözleri ile açıkça ortaya çıkar:
Yazdığı son arapça vasiyeti:“ Değersiz dallarda beni asmanıza pervam yoktur. Muhakkak ki ölümüm Allah ve İslâm içindir.'
Haykırdığı son sözleri:'Şu anda fani hayata veda etmek üzereyim. Halkım için feda olduğuma pişman değilim. Yeter ki torunlarım düşmanlarıma karşı beni mahcup etmesinler.'
Kıyamın sonucu:Kıyamda şehid sayısı
Bu kıyamın sonucunda 14 şehir, 700 köy, 9000’e yakın ev harabeye döndü. 50.000 kişi göç ettirildi, yaklaşık 7.500 kişi zindanlara atıldı, 660 kişi idam edildi. 80.000 Kürt erkek, kadın ve çocuk öldürüldü.
Diyarbekir bu mudur?
Saraykapısından geçtim ellerim bağlı
dudağımda yepyeni bir marş
sırtımda jandarma namluları
bilenmiş bir bıçak gibi parlıyor alnım
bebeler coşkuyla kelepçeme el sallıyorlar
namlulara aldırmıyorlar
ve kepaze kralların hesaplayamadıkları
korkunç bir hızla
büyüyorlar
Bir köhne kral sarayıymış bu zindan
ve romalı kurtların
ve bedevi aylakların eyleştiği has bahçe
ve bazalt yontan tutsağın
alnındaki ter
avuçlarındaki kan
duvarına yansıyor hala
kan kokusu çıkmamış çınarlardan
Diyarbekir bu mudur
perçemi kınalım
de görelim
yüreğimiz taş mıdır
demir midir
gözümüzün üzerinden bir serçe uçar
daralır yüreğimiz
mahzunlaşırız
ve Dicle yaslı akar
ve biliriz kepaze kralların
yakası açılmamış hünerleri var
Diyarbekir bedendir
perçemi kınalı
suyu akmaz
gülü açmaz nedendir
Urartu yiğitleri hala vurulur
Ben deyim özümdendir
sen de zincirlerinden
(Sinan Sabri)
Tarihte Kurulmuş Dokuz Kürt Devleti
Alamut Ziyar´i devleti
Ziyar devleti 1011 yilinda Alamut devletinin kurucusu Hasan El Sabah tarafindan yikildi. Ziyar devleti, kürt Dailam asiretine mensup Ziyar´i oglu Merdavic tarafindan 930´da Kürt yurdunun kuzeyinde kuruldu. Egemenlik alani Taberistan ve Cürcan´i da icine alarak güneyde Isfahan´a, batida El Cezire ve Irak´a, kuzeyde Kafkaslar´a kadar uzaniyirdu. Dailam asireti, 9. yüzyilin sonlarina dogru, Abbasi halifeligi döneminde Müslüman oldu. Hazar Gölünün güneybati kesiminde yasayan bu asiret, büyük bir askeri güce sahipti. Varligini 141.yil sürdürebilen bu devlet, 8 hükümdar tarafindan yönetildi. Eski edebi eserler arasinda yer alan 'Kábusname ' bu dönemde, Ziyarlarin son emiri Keykawes´in amcasi tarafindan yazildi.
Hamdani devleti
Kürt Hamdani devleti 1039´da Arap Okayli devleti tarafindan yikildi. Hamdani devleti, Seyh El Dewle tarafindan 944 yilinda Halep bölgesinde kuruldu. Bu tarihe kadar Musul merkezi Büyük Hamdani devletinin bir parcasi´idi. Söz konusu tarihde bagimsizligini ilan eden Seyh el Dewle, Halep´i merkez secti. Yukari Mezopotamya ´yi hakimiyeti altina almaya calisan Bizans Kral Romans´la Urfa´da yapilan savasta zafer kazanan Seyh El Dewle, Suriye ve Yukari Mezopotamya´nin büyük bir egemen oldu. Bagimsizligini 95 yil koruyabilen bu devlet. Harput Kürt asiretlerinin saldirilari sonucu bir hayli zayifladi ve sonucta Araplar, bu devletin egemenligine son verdi. Bu devletin, sinirlari ve süresi icinde El Mutanabbi, Ebu Firaz ve El Farabi gibi önemli sair ve bilim adamlari yetisti.
Büveyhogullari devleti
Kürt Büveyhogullari devleti, 1050´de Selcuklu Sultani Tugrul Bey tarafindan yikildi. Büveyhogullari devleti 934 yilinda Ali Hasan ve Hüseyin Ahmet kardesler tarafinda Güneybati Iran´da kuruldu. Deylem Daglarinda yasayan Bercenkiaver Kürt asiretine mensup üc kardes kisa bir süre icinde devletin egemenlik alanini güneyde Isfahan- Siraz, kuzeyde ise Hamedan´akadar genislettiler. Babalari ebu Suce Büveyh´ten dolayi devleti 'Büveyhogullari devleti' denildi. Abbasi Halifesi Halife Kahir Billah, bu devletin egemenligini tanimak zorunda kaldi. Sürekli ic ve dis catismalarla ugrastigi icin kültür ve sanat bu devlet sinirlari icinde fazla gelismedi. Yalniz Abudüd devletinin hükümdarligi sirasinda pek cok cami, hastane, imarathane, yollar ve kuyular yapildi. Mogol istilalari sirasinda bu bölgelerde her sey yakilip yikildigi icin bu devlet hakkinda daha ayrintili bilgi bulunmamaktadir.
Mervani devleti
Mervani Kürt devletinin varligina 1087´de Selceklu Sultani Meliksah tarafindan son verildi. Merkezi Silvan olan Mervani devleti, Harput Kürt asiretine mensup Bad tarafindan 981´de kuruldu. 99´de Hamdanilerle yapilan bir savasta Bad ölünce, yerine yegini Mervan´in oglu Ali gecti. Babasina atfen devlet 'Mervani' olarak adlandirildi. Devletin egemenlik sahasi kisa bir sürede genisletildi: Güneyde Cudi eteklerinden baslayip Cizre- Hasankeyf´e batida Harput, kuzeyde Malazgirt ve doguda Hakkari´ye kadar uzandi. Çogu tarihciye göre Mervani devletinin zenginligine göz diken Meliksah, devletin son emiri olan Nasiruldevle´ye 'memleketi paylasalim' teklifinde bulundu. Teklifi reddedilen Meliksah, veziri Fahrüldelevle yönetiminde Silvan üzerine büyük bir ordu gönderek Diyarbakir ve Silvan´i ele gecirdi ve hazinede bulunan 1 milyon altina el koydu. Son Emir Nasirüldelevle de Bagdat´in kuzeyinde bulunan Harbe köyüne sürgüne gönderildi. Mervani döneminde bircok cami, medrese, konaklama yeri, saray, köprü, hamam, su kanali yapildi. Meyafarqin´e bu dönemde üc büyük su kanali yapilarak sehrin her tarafina su verildi. Diyarbakir ve silvan, bölgenin ticaret merkezleri haline geldi. Emir Ebu Nasr döneminde kültürel ve ededi calismalara deger verildi. Yanina siginan sairler himaye edildi.Bu nedenle EI Dela, Tihami, Ebu Riza, Siman EI Hotaci gibi bircok yerli ve yabanci sair siirlerinde Emir Ebu Nasr`dan övgü ile söz etti.
Sedadi devleti
Sedadi Kürt devleti 1164´te Selcuk Krali Meliksah tarafindan ortadan kaldirildi. Sedadi devleti 951´de Ravvadi asiretinden (Selahaddin Eyyubi´nin mensubu oldugu asiret) Muhammed Seddat tarafindan kuruldu. Bu devletin yönetim merkezi baslangicta Dabil.Dvin idi. Daha sonra Gence yönetim merkezi oldu. egemenlik alani Ravvadi Kürt asiretinin yönetimindeki Arran bölgesi, Nahcivan, Gence, Berba, Dubeyl ve Beylekan bölgelerinde olusuyordu. Arran güneyde Aras´la, kuzeyde Kura Irmagi arasinda yer alan ve Derbend´e kadar uzanan bir bölge idi. Romalilar ve Helenler buraya ülke adi olarak 'Albaniya ', kavim olarak da 'Ariyan' diyorlardi. Bu sözcük Arapcaya 'Arran ' seklinde gecmistir. Bu bölgenin merkezi, ipekciligi ile taninan Barda kentiydi. 944 yilinda, Deylemlilerin hakimiyeti sirasinda bu kent kuzeyden gelen Ruslarin ve Isveclerin (Vikingler) saldirisina ugradi. Bu tariften sonra bölge merkezi Gence´ye dogru kaydi. Sedadi devleti 1072´de Gence ve Ani olmak üzere ikiye ayrildi. Bu dönemde bircok mimari eser yapildi.
Hasanveyh devleti
Son hükümdari Ebul Mansur´un ölümü ile icerden bir hayli zayiflanmis olan hasanveyh devleti 1121´de kendiliginden dagildi. Bu devletin hükümranlik dönemi toplam olarak 171 yil sürdü. Devlet, Barzikan- Baruni asireti lideri Hasanveyh bin Hüseyin tarafindan 959 yilinda kuruldu. Egemenlik sahasi Sehrezor, Dinaver, Hamedan ve Nihavend bölgeleriydi. Devletin baskenti, Bisulun Dagi´nin güneyine düsen Sermac sehri id. Hasanveyh´in 979 yilinda ölmesi üzerine, yerine oglu bedir gecti. Devletin sinirlari Bedir döneminde Ahvaz, Huristan, Berucerd ve Esadabad´in katilmasi ile genisledi. Bedir´e Abbasi halifesi tarafindan 'Nasruddin' unvani verildi. Bedir 1015 yilinda öldïrülünce yerine oglu Hilal gecti. Hilal da ölünce yerini oglu Tahir aldi. Hasanveyh hanedanligi Tahir´in ölümü üzerine gücünü yitirdi. Baruni asiretinin basina Iyarlar gecti. Iyarlar dönemi 989 yilinda baslamak üzerine 130 yil sürdü.
Eyyubi hanedanligi devleti
Selahaddin Eyyubi´nn 4 Mart 1193´te Sam´da ölmezi üzerine Kürt Eyyubi Imparatorlugu ayni yil parcalandi. Eyyubi Imparatorlugu, Selahaddin Eyyubi tarafindan Mayis 1175´te kuruldu. Cik iyi bir dini ve askeri egitim alan Selahaddin, 1165 yilinda Misir´avezir secildi. Yönetimin cesitli kademelerine yakin akrabalarini yerlestiren Selahaddin Misir´daki durumunu saglamlastirdi. Fransiz ve Bizans ordularinin müsterek saldirilarina karsi büyük basarilar elde eden Selahaddin, Islam dünyasinda kendisini büyük sempati duyulan, tam anlami ile güclü bir vezir ve önder durumuna geldi. 10 Aralik 1171´de, varligini 200 yil sürdurmüs olan Misir Fatimi halifeligine son verdi. Kardesi Turan Sah yönetimdeki bir orduyla kisa bir süre icerisinde Hicaz, Yemen, Aden ve Mekke´yi aldi. Eyyubilerin buralardaki hakimiyeti 50 yildan fazla sürdü. Suriye Krali Nureddin´in 13 Mayiz 1174´te ölmesi üzerine Selahaddin bir ordu ile Suriye´yi dönerek orayida hakimiyeti altina aldi. Bagdat´taki Abbasi halifesi, Mayis 1174´te Selahaddin Eyyubi´nin kralligini kabul ederk fethettigi topraklardaki otorutesini tanidi. Musul sehrini de alarak Musul Atabeklerine son veren Selahaddin, ülkesinin sinirlarini Firat Nehri´ne kadar genisletti. Yukari Mezopotamya´daki kücük beylikleri de hakimiyeti altina alan Eyyubi Imparatorlugu´nun sinirlari doguda Dicle Nehri´ne, kuzeyde Ermenistan hudutlarina, güneyde Yemen´e, batida ise Tunus´a dayaniyordu. 1187´de ku¨dus sehrini Hiristiyanlarin elinden aldi ve bu, Islam dünyasinda ona büyük bir sayginlik kazandirdi. Islam´in Sünni ögretisiyle yetisen Selahhadin, kurdugu devletin resmi mezhebinin de Sünni oldugunu ilan etti. Dinde yaptigi reformlardan dolatyi, adi Yusuf iken, dini islah eden anlaminda 'Selahhadin ' olarak degistirildi. Eyyubiler döneminde pek cok Kürt yazar, sair, bilim adami ve aydin yetisti. Izzeddin Ali, Mecdeddin Ebu saadet, Ibnul Esir el Cezeri (Nasrullah) bunlardan birkacidir.
Alamut devleti
Alamut Kürt devleti Mogol Hükümdari Hulagu Han tarafindan 1256´da yikilarak ortadan kaldirildi. Alamut dvleti Hasan El Sabah tarafindan 1011´de kuruldu. Hasan El Sabah, Ismailiye mezhebi dini ögretisi temelinde güclü bir örgütlenme yaratip, Kürt asiretlerini harekete gecirecek bir ic ayaklamayla Ziyar devletine son verdikten sonra, ayni topraklarda dini esaslara dayali bu devleti kurdu. Bagimsiz varligini 179 yil sürdüren bu devlet, 8 hükümdar tarafindan yönetildi. Devletin son hükümdari olan Hür Sah, Mogollar tarafindan idam edildi. 1124 yilinda ölen, etkileyici dini ilder ve basarili bir devlet yöneticisi olan Hasan El Sbah icin Marko Polo söyle diyor: ' Bu kisi yüksek daglik bölgede bir sevgi cenneti kurdu. Cok zengin bir hazineye sahip idi. Kurmus oldugu bu cnnet nedeniyle Islamiyet icerisinde kisa zamanda genis bir taraftar kitlesi buldu. Islam ülkelerinin her tarafindan binlerce genc, bu cennete girmek icin akin ediyordu.'
Gor devleti
Harzemsahlar 1214´te Kürt Gor devletinin baskenti Firuzkuk´u ele gecirerek bu devletin egemenligine son verdiler. Gor devleti, Seyfuddin Suri tarafindan 1148 yilinda Kuzeydogu Iran´da kuruldu. 1148´e kadar Selcuklu devletine bagli bir beylik olarak varligini sürdüren Kürt Gor asireti, Seyfuddin Suri´nin beyligin basina gecmesi ile bu tarihte bagimsizligini ilan etti. Suri, devlet sinirlerini kisa bir süre icinde genisletti. Selcuklular ve Oguzlarla sürekli catisma halinde bulunan Gor hükümdari Giyasuddin, büyük bir saldiri baslatarak (1173) kademeli olarak Gazne, Herat, Multan, Uccah, Siudi, Esaver, Debut ve Lahor sehirlerini aldi ve Gazneli sultan Mahmud hanedanligindan arta kalanlari tamamen artadan kaldirip kardesi Muiziddin´i Gaznelilerin varsi ilan etti. Muiziddin 1192´de Kuzey Hindistan ve Bengal´i fethetti. Kutbeddin, Aybek adli kumandanini Delhi´ye genel vali tayin etti. Giyasuddin´in 1202´de Sultan Muiziddin´in bir suikast sonucu 1206´da ölmesi üzerine devlet yönetimi zayifladi, hanedanlik parcalandi. Hükümdar Giyasuddin Mahmud´un da 1212´de öldürulmesinden sonra yerine gecen oglu Bahaüddin, yogun saldirilara fazla direnemedi. Gor devletinin egemenliginde bulunan bircok sehir, bölgenin ticaret merkezleri sayiliyordu. Hükümdar Giyasuddin´in Herat´ta yaptirdii Esler Camii, Islam mimari eserlerinde yeniligi temsil etti. Kutbeddin´nin Delhi´de yaptirdigi Cuma Camii ilk Islami eser özelligini tasir.
Hakimiyet milletinse nie bunu temsili olarak kullanıyo, madem ki hakimiyet bizim o zaman ben temsilcim olsun istemiyorum, hakimiyet hakkımı direkt kullanıcam :)
Savaşa gitmemiz buyruldu
“Toprak için aslanlar gibi dövüşün” diyerek
Toprak için! Ama kimin toprağı? Söylenmedi bu
- Dere beyinin toprağı olsa gerek!
Savaşa gitmemiz buyruldu
“Özgürlük adına” diyerek
Özgürlük adına! Ama kimin özgürlüğü? Söylenmedi bu
Halkın özgürlüğü olmasa gerek!
Savaşa gitmemiz buyruldu
“Bizden” dendi “yardım bekliyor müttefik uluslar”
Ama en önemli şey unutuldu:
Kimin cebine girecek banknotlar?
Savaş kimisi için hayatla ödenen bir fatura
Milyonluk kazançtır kimisine
Çoçuklar, daha ne kadar -
Katlanacağız bu ağır işkenceye?
Demyan BEDNIY
Bu çizmeleri bendim sana giy diyen, oğlum,
bu haki gömleği bendim sana giy diyen.
Nerden bilecektim bu kara günleri göreceğimi,
bilseydim, giydirmem, derdim, giydirmem,
asın beni, derdim, daha iyi.
Elini görürdüm hani ben senin, oğlum,
'Hayl Hitler! ' diyerek kaldırdığın elini,
Hitler' i selamladın diye, nerden bilecektim,
kuruyacağını bir gün elinin.
Duyardım, oğlum, söz ettiğini senin
üstün bir ırktan.
Nasıl varacaktım farkına, nerden bilecektim, nerden
celladıymışsın meğer sen kendinin.
Gittiğini görürdüm senin, oğlum,
uygun adımla Hitler' in ardından.
Nerden bilecektim, onu izleyenin
artık bir daha geri dönmeyeceğini.
Bana derdin ki, oğlum, derdin ki:Almanya
gelecek bir gün atnınmaz hale.
Nerden bilecektim, oğlum, bu yerin nerden bilecektim,
küller ve kanlı taşlar arasında kalacağını böyle.
Haki gömlek vardı her zaman sırtında senin.
Giyme şu gömleği demedim sana, demedim, oğlum.
Bu günleri göreceğimi bilmiyordum, ne yapayım,
sana o gömleğin kefen olacağını bilmiyordum.
Tanrı bağışıdır rengimiz cezalandırması değil
Buğday ekmeği yiyen de darı ekmeği yiyen de birdir
Yaşıyor ve ölüyor buğday yiyen de mercimek yiyen de
Tanrı bağışıdır rengimiz cezalandırması değil
O süslüyor gülleri yaseminleri donatıyor yıldızları Cennetleri
Tanrı' nın kudretini gösterir rengimiz ancak ve değildir bedenimizin kiri
Ne bir çirkinliktir o ne bir gazap imidir ve ne de günahtır
Rengimiz Kâdir-i Mutlak Yüce Tanrı' nın sınırsız güzelliğidir
Kanıtlanması için bir Tanrı bağışı olduğunun
Güzelliğin sahibi olan ve hamdedilen Yüce Tanrı
Ayıplayanları maskara eder dünyada rengimizi
Tanrı bağışıdır rengimiz cezalandırması değil
Tanıyoruz Kâdir-i Mutlak Yüce Tanrı' yı pek çok işaretlerle
En güzel belgelerdir büyük sanatçılar
Ve gerçeğin kanıtlarıdır yeryüzünü ışıtan Ayetler
Rengimiz Kâdir-i Mutlak Yüce Tanrı' nın sınırsız güzelliğidir
Zor değildir O'na donatmak Cenneti, canlıları ve ulusları
Bilgelikler doludur her buyruğunda Yüce Tanrı' nın
Ölümle ve doğumla değiştirendir canlıları dünyada
Tanrı bağışıdır renklerimiz, cezalandırması değil... Şaban REFİK
Sizi çağırıyorum sizi.
Sıkıyorum ellerinizi.
Kucaklıyorum ayaklarınızın altındaki toprağı
ve diyorum ki:
Yaşamım sizin.
Sunuyorum size
aydınlığını gözlerimin.
Sunuyorum size
sıcaklığını yüreğimin.
Bendeki bu acılar
düşen acılardır
sizin acılarınızdan
benim payıma.
Sizi çağırıyorum sizi.
Sıkıyorum ellerinizi.
Göze almışım yurdum için her şeyi.
Eğilmemişim karşısından hiç kimsenin.
Direnmişim zorbaya karşı,
yetim, yoksul, çıplak ayak,
direnmişim.
Taşımışım kanımı ellerimle.
Düşürmemişim yere bayrağımı.
Bütün otları korumuşum,
mezarlarındaki otları
atalarımın.
Sizi çağırıyorum sizi.
Sıkıyorum ellerinizi.....Tevfik El ZEYYAD
Bu gözyaşları ne?
Doğudan esen bir rüzgâr ne?
Yakınmalarıyle yüklü
benim yitik insanlarımın
ve yurt özlemiyle boğazlanmış
ve kaskatı
bu rüzgâr ne?
Toprağı ve ufku doyuran
bu sesler ne?
Ovanın umutsuzluğunu döken,
çırılçıplak,
bu sesler ne?
Yüzüme, gözüme,
yüreğime, boğazıma
çiy gibi, kan gibi yayılan,
kölelik kokusunu boşaltan
bu sesler ne?
Bu gözyaşları ne?
Doğudan esen bu rüzgâr ne? ....Tevfik El ZEYYAD
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok Ö.H.
Vukuat var... Seyirci kalma oyuna katıl. Seyretme aktif ol. Susma gerekirse sustur kaba ol. Adına başlıklar açılsın meşhur ol. Sev ama belli etme duman ol. Başını eğme kibirli ol. Sat anasını dünyanın gamsız ol. Terket ...
şeyh sait
06.10.2006 - 21:41Namussuz İngiliz ajanı diyenler dönüp kendilerine ve memleketlerini yabancılara masabaşlarında peşkeş çekenlere bakmalılar...
İşte Şeyh Said ve Kıyam gerçeği:
'Evet ben cihada başladım ve korkanlar, cihat edemeyecekler, hastalar gelmesinler. Bu yol korkakların yolu değildir'
Kıyam hareketinin temel nedeni Şeyh'in şu sözünden anlaşılır: “Bizler ve Türkleri bağlayan sadece din kalmıştı, Türk Hükümeti dini de kaldırdı ve artık bizi birbirimize bağlayan hiçbir şey kalmadı.”
Kıyam hareketinin liderinin gerçekte ingiliz ajanı olup olmadığı idam sehpasında yazdığı arapça son cümleleri ve Kürtçe sözleri ile açıkça ortaya çıkar:
Yazdığı son arapça vasiyeti:“ Değersiz dallarda beni asmanıza pervam yoktur. Muhakkak ki ölümüm Allah ve İslâm içindir.'
Haykırdığı son sözleri:'Şu anda fani hayata veda etmek üzereyim. Halkım için feda olduğuma pişman değilim. Yeter ki torunlarım düşmanlarıma karşı beni mahcup etmesinler.'
Kıyamın sonucu:Kıyamda şehid sayısı
Bu kıyamın sonucunda 14 şehir, 700 köy, 9000’e yakın ev harabeye döndü. 50.000 kişi göç ettirildi, yaklaşık 7.500 kişi zindanlara atıldı, 660 kişi idam edildi. 80.000 Kürt erkek, kadın ve çocuk öldürüldü.
diyarbakır
06.10.2006 - 21:30Diyarbekir bu mudur?
Saraykapısından geçtim ellerim bağlı
dudağımda yepyeni bir marş
sırtımda jandarma namluları
bilenmiş bir bıçak gibi parlıyor alnım
bebeler coşkuyla kelepçeme el sallıyorlar
namlulara aldırmıyorlar
ve kepaze kralların hesaplayamadıkları
korkunç bir hızla
büyüyorlar
Bir köhne kral sarayıymış bu zindan
ve romalı kurtların
ve bedevi aylakların eyleştiği has bahçe
ve bazalt yontan tutsağın
alnındaki ter
avuçlarındaki kan
duvarına yansıyor hala
kan kokusu çıkmamış çınarlardan
Diyarbekir bu mudur
perçemi kınalım
de görelim
yüreğimiz taş mıdır
demir midir
gözümüzün üzerinden bir serçe uçar
daralır yüreğimiz
mahzunlaşırız
ve Dicle yaslı akar
ve biliriz kepaze kralların
yakası açılmamış hünerleri var
Diyarbekir bedendir
perçemi kınalı
suyu akmaz
gülü açmaz nedendir
Urartu yiğitleri hala vurulur
Ben deyim özümdendir
sen de zincirlerinden
(Sinan Sabri)
kürt
06.10.2006 - 21:19Tarihte Kurulmuş Dokuz Kürt Devleti
Alamut Ziyar´i devleti
Ziyar devleti 1011 yilinda Alamut devletinin kurucusu Hasan El Sabah tarafindan yikildi. Ziyar devleti, kürt Dailam asiretine mensup Ziyar´i oglu Merdavic tarafindan 930´da Kürt yurdunun kuzeyinde kuruldu. Egemenlik alani Taberistan ve Cürcan´i da icine alarak güneyde Isfahan´a, batida El Cezire ve Irak´a, kuzeyde Kafkaslar´a kadar uzaniyirdu. Dailam asireti, 9. yüzyilin sonlarina dogru, Abbasi halifeligi döneminde Müslüman oldu. Hazar Gölünün güneybati kesiminde yasayan bu asiret, büyük bir askeri güce sahipti. Varligini 141.yil sürdürebilen bu devlet, 8 hükümdar tarafindan yönetildi. Eski edebi eserler arasinda yer alan 'Kábusname ' bu dönemde, Ziyarlarin son emiri Keykawes´in amcasi tarafindan yazildi.
Hamdani devleti
Kürt Hamdani devleti 1039´da Arap Okayli devleti tarafindan yikildi. Hamdani devleti, Seyh El Dewle tarafindan 944 yilinda Halep bölgesinde kuruldu. Bu tarihe kadar Musul merkezi Büyük Hamdani devletinin bir parcasi´idi. Söz konusu tarihde bagimsizligini ilan eden Seyh el Dewle, Halep´i merkez secti. Yukari Mezopotamya ´yi hakimiyeti altina almaya calisan Bizans Kral Romans´la Urfa´da yapilan savasta zafer kazanan Seyh El Dewle, Suriye ve Yukari Mezopotamya´nin büyük bir egemen oldu. Bagimsizligini 95 yil koruyabilen bu devlet. Harput Kürt asiretlerinin saldirilari sonucu bir hayli zayifladi ve sonucta Araplar, bu devletin egemenligine son verdi. Bu devletin, sinirlari ve süresi icinde El Mutanabbi, Ebu Firaz ve El Farabi gibi önemli sair ve bilim adamlari yetisti.
Büveyhogullari devleti
Kürt Büveyhogullari devleti, 1050´de Selcuklu Sultani Tugrul Bey tarafindan yikildi. Büveyhogullari devleti 934 yilinda Ali Hasan ve Hüseyin Ahmet kardesler tarafinda Güneybati Iran´da kuruldu. Deylem Daglarinda yasayan Bercenkiaver Kürt asiretine mensup üc kardes kisa bir süre icinde devletin egemenlik alanini güneyde Isfahan- Siraz, kuzeyde ise Hamedan´akadar genislettiler. Babalari ebu Suce Büveyh´ten dolayi devleti 'Büveyhogullari devleti' denildi. Abbasi Halifesi Halife Kahir Billah, bu devletin egemenligini tanimak zorunda kaldi. Sürekli ic ve dis catismalarla ugrastigi icin kültür ve sanat bu devlet sinirlari icinde fazla gelismedi. Yalniz Abudüd devletinin hükümdarligi sirasinda pek cok cami, hastane, imarathane, yollar ve kuyular yapildi. Mogol istilalari sirasinda bu bölgelerde her sey yakilip yikildigi icin bu devlet hakkinda daha ayrintili bilgi bulunmamaktadir.
Mervani devleti
Mervani Kürt devletinin varligina 1087´de Selceklu Sultani Meliksah tarafindan son verildi. Merkezi Silvan olan Mervani devleti, Harput Kürt asiretine mensup Bad tarafindan 981´de kuruldu. 99´de Hamdanilerle yapilan bir savasta Bad ölünce, yerine yegini Mervan´in oglu Ali gecti. Babasina atfen devlet 'Mervani' olarak adlandirildi. Devletin egemenlik sahasi kisa bir sürede genisletildi: Güneyde Cudi eteklerinden baslayip Cizre- Hasankeyf´e batida Harput, kuzeyde Malazgirt ve doguda Hakkari´ye kadar uzandi. Çogu tarihciye göre Mervani devletinin zenginligine göz diken Meliksah, devletin son emiri olan Nasiruldevle´ye 'memleketi paylasalim' teklifinde bulundu. Teklifi reddedilen Meliksah, veziri Fahrüldelevle yönetiminde Silvan üzerine büyük bir ordu gönderek Diyarbakir ve Silvan´i ele gecirdi ve hazinede bulunan 1 milyon altina el koydu. Son Emir Nasirüldelevle de Bagdat´in kuzeyinde bulunan Harbe köyüne sürgüne gönderildi. Mervani döneminde bircok cami, medrese, konaklama yeri, saray, köprü, hamam, su kanali yapildi. Meyafarqin´e bu dönemde üc büyük su kanali yapilarak sehrin her tarafina su verildi. Diyarbakir ve silvan, bölgenin ticaret merkezleri haline geldi. Emir Ebu Nasr döneminde kültürel ve ededi calismalara deger verildi. Yanina siginan sairler himaye edildi.Bu nedenle EI Dela, Tihami, Ebu Riza, Siman EI Hotaci gibi bircok yerli ve yabanci sair siirlerinde Emir Ebu Nasr`dan övgü ile söz etti.
Sedadi devleti
Sedadi Kürt devleti 1164´te Selcuk Krali Meliksah tarafindan ortadan kaldirildi. Sedadi devleti 951´de Ravvadi asiretinden (Selahaddin Eyyubi´nin mensubu oldugu asiret) Muhammed Seddat tarafindan kuruldu. Bu devletin yönetim merkezi baslangicta Dabil.Dvin idi. Daha sonra Gence yönetim merkezi oldu. egemenlik alani Ravvadi Kürt asiretinin yönetimindeki Arran bölgesi, Nahcivan, Gence, Berba, Dubeyl ve Beylekan bölgelerinde olusuyordu. Arran güneyde Aras´la, kuzeyde Kura Irmagi arasinda yer alan ve Derbend´e kadar uzanan bir bölge idi. Romalilar ve Helenler buraya ülke adi olarak 'Albaniya ', kavim olarak da 'Ariyan' diyorlardi. Bu sözcük Arapcaya 'Arran ' seklinde gecmistir. Bu bölgenin merkezi, ipekciligi ile taninan Barda kentiydi. 944 yilinda, Deylemlilerin hakimiyeti sirasinda bu kent kuzeyden gelen Ruslarin ve Isveclerin (Vikingler) saldirisina ugradi. Bu tariften sonra bölge merkezi Gence´ye dogru kaydi. Sedadi devleti 1072´de Gence ve Ani olmak üzere ikiye ayrildi. Bu dönemde bircok mimari eser yapildi.
Hasanveyh devleti
Son hükümdari Ebul Mansur´un ölümü ile icerden bir hayli zayiflanmis olan hasanveyh devleti 1121´de kendiliginden dagildi. Bu devletin hükümranlik dönemi toplam olarak 171 yil sürdü. Devlet, Barzikan- Baruni asireti lideri Hasanveyh bin Hüseyin tarafindan 959 yilinda kuruldu. Egemenlik sahasi Sehrezor, Dinaver, Hamedan ve Nihavend bölgeleriydi. Devletin baskenti, Bisulun Dagi´nin güneyine düsen Sermac sehri id. Hasanveyh´in 979 yilinda ölmesi üzerine, yerine oglu bedir gecti. Devletin sinirlari Bedir döneminde Ahvaz, Huristan, Berucerd ve Esadabad´in katilmasi ile genisledi. Bedir´e Abbasi halifesi tarafindan 'Nasruddin' unvani verildi. Bedir 1015 yilinda öldïrülünce yerine oglu Hilal gecti. Hilal da ölünce yerini oglu Tahir aldi. Hasanveyh hanedanligi Tahir´in ölümü üzerine gücünü yitirdi. Baruni asiretinin basina Iyarlar gecti. Iyarlar dönemi 989 yilinda baslamak üzerine 130 yil sürdü.
Eyyubi hanedanligi devleti
Selahaddin Eyyubi´nn 4 Mart 1193´te Sam´da ölmezi üzerine Kürt Eyyubi Imparatorlugu ayni yil parcalandi. Eyyubi Imparatorlugu, Selahaddin Eyyubi tarafindan Mayis 1175´te kuruldu. Cik iyi bir dini ve askeri egitim alan Selahaddin, 1165 yilinda Misir´avezir secildi. Yönetimin cesitli kademelerine yakin akrabalarini yerlestiren Selahaddin Misir´daki durumunu saglamlastirdi. Fransiz ve Bizans ordularinin müsterek saldirilarina karsi büyük basarilar elde eden Selahaddin, Islam dünyasinda kendisini büyük sempati duyulan, tam anlami ile güclü bir vezir ve önder durumuna geldi. 10 Aralik 1171´de, varligini 200 yil sürdurmüs olan Misir Fatimi halifeligine son verdi. Kardesi Turan Sah yönetimdeki bir orduyla kisa bir süre icerisinde Hicaz, Yemen, Aden ve Mekke´yi aldi. Eyyubilerin buralardaki hakimiyeti 50 yildan fazla sürdü. Suriye Krali Nureddin´in 13 Mayiz 1174´te ölmesi üzerine Selahaddin bir ordu ile Suriye´yi dönerek orayida hakimiyeti altina aldi. Bagdat´taki Abbasi halifesi, Mayis 1174´te Selahaddin Eyyubi´nin kralligini kabul ederk fethettigi topraklardaki otorutesini tanidi. Musul sehrini de alarak Musul Atabeklerine son veren Selahaddin, ülkesinin sinirlarini Firat Nehri´ne kadar genisletti. Yukari Mezopotamya´daki kücük beylikleri de hakimiyeti altina alan Eyyubi Imparatorlugu´nun sinirlari doguda Dicle Nehri´ne, kuzeyde Ermenistan hudutlarina, güneyde Yemen´e, batida ise Tunus´a dayaniyordu. 1187´de ku¨dus sehrini Hiristiyanlarin elinden aldi ve bu, Islam dünyasinda ona büyük bir sayginlik kazandirdi. Islam´in Sünni ögretisiyle yetisen Selahhadin, kurdugu devletin resmi mezhebinin de Sünni oldugunu ilan etti. Dinde yaptigi reformlardan dolatyi, adi Yusuf iken, dini islah eden anlaminda 'Selahhadin ' olarak degistirildi. Eyyubiler döneminde pek cok Kürt yazar, sair, bilim adami ve aydin yetisti. Izzeddin Ali, Mecdeddin Ebu saadet, Ibnul Esir el Cezeri (Nasrullah) bunlardan birkacidir.
Alamut devleti
Alamut Kürt devleti Mogol Hükümdari Hulagu Han tarafindan 1256´da yikilarak ortadan kaldirildi. Alamut dvleti Hasan El Sabah tarafindan 1011´de kuruldu. Hasan El Sabah, Ismailiye mezhebi dini ögretisi temelinde güclü bir örgütlenme yaratip, Kürt asiretlerini harekete gecirecek bir ic ayaklamayla Ziyar devletine son verdikten sonra, ayni topraklarda dini esaslara dayali bu devleti kurdu. Bagimsiz varligini 179 yil sürdüren bu devlet, 8 hükümdar tarafindan yönetildi. Devletin son hükümdari olan Hür Sah, Mogollar tarafindan idam edildi. 1124 yilinda ölen, etkileyici dini ilder ve basarili bir devlet yöneticisi olan Hasan El Sbah icin Marko Polo söyle diyor: ' Bu kisi yüksek daglik bölgede bir sevgi cenneti kurdu. Cok zengin bir hazineye sahip idi. Kurmus oldugu bu cnnet nedeniyle Islamiyet icerisinde kisa zamanda genis bir taraftar kitlesi buldu. Islam ülkelerinin her tarafindan binlerce genc, bu cennete girmek icin akin ediyordu.'
Gor devleti
Harzemsahlar 1214´te Kürt Gor devletinin baskenti Firuzkuk´u ele gecirerek bu devletin egemenligine son verdiler. Gor devleti, Seyfuddin Suri tarafindan 1148 yilinda Kuzeydogu Iran´da kuruldu. 1148´e kadar Selcuklu devletine bagli bir beylik olarak varligini sürdüren Kürt Gor asireti, Seyfuddin Suri´nin beyligin basina gecmesi ile bu tarihte bagimsizligini ilan etti. Suri, devlet sinirlerini kisa bir süre icinde genisletti. Selcuklular ve Oguzlarla sürekli catisma halinde bulunan Gor hükümdari Giyasuddin, büyük bir saldiri baslatarak (1173) kademeli olarak Gazne, Herat, Multan, Uccah, Siudi, Esaver, Debut ve Lahor sehirlerini aldi ve Gazneli sultan Mahmud hanedanligindan arta kalanlari tamamen artadan kaldirip kardesi Muiziddin´i Gaznelilerin varsi ilan etti. Muiziddin 1192´de Kuzey Hindistan ve Bengal´i fethetti. Kutbeddin, Aybek adli kumandanini Delhi´ye genel vali tayin etti. Giyasuddin´in 1202´de Sultan Muiziddin´in bir suikast sonucu 1206´da ölmesi üzerine devlet yönetimi zayifladi, hanedanlik parcalandi. Hükümdar Giyasuddin Mahmud´un da 1212´de öldürulmesinden sonra yerine gecen oglu Bahaüddin, yogun saldirilara fazla direnemedi. Gor devletinin egemenliginde bulunan bircok sehir, bölgenin ticaret merkezleri sayiliyordu. Hükümdar Giyasuddin´in Herat´ta yaptirdii Esler Camii, Islam mimari eserlerinde yeniligi temsil etti. Kutbeddin´nin Delhi´de yaptirdigi Cuma Camii ilk Islami eser özelligini tasir.
mersin
06.10.2006 - 21:15Tamam komşumuz olabilir ama kusura bakmasınlar şalgam bizimdir.
demokrasi
06.10.2006 - 21:03ama en güzeli temsili olanı yani yalancıktan olanı :)))
tarihimizle yüzleşmek
05.10.2006 - 23:44Yüzleşince, utançtan kıpkırmızı olmaları gerek ama onlar hala biz böyle üstünüz şöyle iyiyiz diyorlar....
muz cumhuriyeti
05.10.2006 - 23:06bi ara bi muz öpme modası vardı cumhuriyetimde ama şimdi ne oldu bilmiyorum :)))
millet
05.10.2006 - 22:57Hakimiyet milletinse nie bunu temsili olarak kullanıyo, madem ki hakimiyet bizim o zaman ben temsilcim olsun istemiyorum, hakimiyet hakkımı direkt kullanıcam :)
Yaşar Büyükanıt
05.10.2006 - 22:43Arkadaşlar yeni anayasa taslağınd aAtatürkten sonra Yaşar paşaya hakaret etmek idamlık suçlar kapsamına giricekmiş, cezası anında kurşuna dizilerek infaz edilecekmiş :)
darbe
05.10.2006 - 22:38Ya arkadaşlar sanayide darbeli demokrasileri çok ucuz fiyata satıyorlarmış, haberiniz olsun :)
Yaşar Büyükanıt
05.10.2006 - 22:26giden ağam.... gelen paşam... :)
tezat
05.10.2006 - 22:23öğretecekler! ...... öğretecekler! ! ! ...... :)
savaş
05.10.2006 - 00:11Savaşa gitmemiz buyruldu
“Toprak için aslanlar gibi dövüşün” diyerek
Toprak için! Ama kimin toprağı? Söylenmedi bu
- Dere beyinin toprağı olsa gerek!
Savaşa gitmemiz buyruldu
“Özgürlük adına” diyerek
Özgürlük adına! Ama kimin özgürlüğü? Söylenmedi bu
Halkın özgürlüğü olmasa gerek!
Savaşa gitmemiz buyruldu
“Bizden” dendi “yardım bekliyor müttefik uluslar”
Ama en önemli şey unutuldu:
Kimin cebine girecek banknotlar?
Savaş kimisi için hayatla ödenen bir fatura
Milyonluk kazançtır kimisine
Çoçuklar, daha ne kadar -
Katlanacağız bu ağır işkenceye?
Demyan BEDNIY
adolf hitler
05.10.2006 - 00:04BİR ALMAN ANASININ AĞITI
Bu çizmeleri bendim sana giy diyen, oğlum,
bu haki gömleği bendim sana giy diyen.
Nerden bilecektim bu kara günleri göreceğimi,
bilseydim, giydirmem, derdim, giydirmem,
asın beni, derdim, daha iyi.
Elini görürdüm hani ben senin, oğlum,
'Hayl Hitler! ' diyerek kaldırdığın elini,
Hitler' i selamladın diye, nerden bilecektim,
kuruyacağını bir gün elinin.
Duyardım, oğlum, söz ettiğini senin
üstün bir ırktan.
Nasıl varacaktım farkına, nerden bilecektim, nerden
celladıymışsın meğer sen kendinin.
Gittiğini görürdüm senin, oğlum,
uygun adımla Hitler' in ardından.
Nerden bilecektim, onu izleyenin
artık bir daha geri dönmeyeceğini.
Bana derdin ki, oğlum, derdin ki:Almanya
gelecek bir gün atnınmaz hale.
Nerden bilecektim, oğlum, bu yerin nerden bilecektim,
küller ve kanlı taşlar arasında kalacağını böyle.
Haki gömlek vardı her zaman sırtında senin.
Giyme şu gömleği demedim sana, demedim, oğlum.
Bu günleri göreceğimi bilmiyordum, ne yapayım,
sana o gömleğin kefen olacağını bilmiyordum.
Bertolt BRECHT
amerika
04.10.2006 - 23:49BİR AMERİKAN ASKERİ İÇİN KİTABE-İ SENGİ-İ MEZAR
Kasap olarak gönderildi
Kasaplık hayvan olarak
Sona erdi
Wolf BIERMANN
istemek
04.10.2006 - 23:36Ben isterim ki,
eğilsin dallar bereketten.
İnsanoğlu başını eğmesin
utançtan ya da güçsüzlükten...
Irkçılık
04.10.2006 - 23:35Tanrı bağışıdır rengimiz cezalandırması değil
Buğday ekmeği yiyen de darı ekmeği yiyen de birdir
Yaşıyor ve ölüyor buğday yiyen de mercimek yiyen de
Tanrı bağışıdır rengimiz cezalandırması değil
O süslüyor gülleri yaseminleri donatıyor yıldızları Cennetleri
Tanrı' nın kudretini gösterir rengimiz ancak ve değildir bedenimizin kiri
Ne bir çirkinliktir o ne bir gazap imidir ve ne de günahtır
Rengimiz Kâdir-i Mutlak Yüce Tanrı' nın sınırsız güzelliğidir
Kanıtlanması için bir Tanrı bağışı olduğunun
Güzelliğin sahibi olan ve hamdedilen Yüce Tanrı
Ayıplayanları maskara eder dünyada rengimizi
Tanrı bağışıdır rengimiz cezalandırması değil
Tanıyoruz Kâdir-i Mutlak Yüce Tanrı' yı pek çok işaretlerle
En güzel belgelerdir büyük sanatçılar
Ve gerçeğin kanıtlarıdır yeryüzünü ışıtan Ayetler
Rengimiz Kâdir-i Mutlak Yüce Tanrı' nın sınırsız güzelliğidir
Zor değildir O'na donatmak Cenneti, canlıları ve ulusları
Bilgelikler doludur her buyruğunda Yüce Tanrı' nın
Ölümle ve doğumla değiştirendir canlıları dünyada
Tanrı bağışıdır renklerimiz, cezalandırması değil... Şaban REFİK
doğu
04.10.2006 - 23:33Dişlerimle
savunacağım yurdumun her karış toprağını,
dişlerimle.
Başka yurt istemem onun yerine,
assalar damarlarımdan beni
istemem gene.
Burdayım hâlâ.
Aşkımın tutsağı... Evimin çevresinde.
Yurdumun peşinde.
Burdayım hâlâ.
Yıkamazlar beni
ne kadar çarmıh yükleseler
omuzlarıma.
Burdayım hâlâ.
Tutarak sizi...tutarak...tutarak
avuçlarımda.
Dişlerimle
savunacağım yurdumun her karış toprağını,
dişlerimle.... Tevfik El ZEYYAD
doğu
04.10.2006 - 23:20Sizi çağırıyorum sizi.
Sıkıyorum ellerinizi.
Kucaklıyorum ayaklarınızın altındaki toprağı
ve diyorum ki:
Yaşamım sizin.
Sunuyorum size
aydınlığını gözlerimin.
Sunuyorum size
sıcaklığını yüreğimin.
Bendeki bu acılar
düşen acılardır
sizin acılarınızdan
benim payıma.
Sizi çağırıyorum sizi.
Sıkıyorum ellerinizi.
Göze almışım yurdum için her şeyi.
Eğilmemişim karşısından hiç kimsenin.
Direnmişim zorbaya karşı,
yetim, yoksul, çıplak ayak,
direnmişim.
Taşımışım kanımı ellerimle.
Düşürmemişim yere bayrağımı.
Bütün otları korumuşum,
mezarlarındaki otları
atalarımın.
Sizi çağırıyorum sizi.
Sıkıyorum ellerinizi.....Tevfik El ZEYYAD
doğu
04.10.2006 - 23:17Bu gözyaşları ne?
Doğudan esen bir rüzgâr ne?
Yakınmalarıyle yüklü
benim yitik insanlarımın
ve yurt özlemiyle boğazlanmış
ve kaskatı
bu rüzgâr ne?
Toprağı ve ufku doyuran
bu sesler ne?
Ovanın umutsuzluğunu döken,
çırılçıplak,
bu sesler ne?
Yüzüme, gözüme,
yüreğime, boğazıma
çiy gibi, kan gibi yayılan,
kölelik kokusunu boşaltan
bu sesler ne?
Bu gözyaşları ne?
Doğudan esen bu rüzgâr ne? ....Tevfik El ZEYYAD
susmak
04.10.2006 - 23:03susma, sustukça sıra sana gelecek :)
yok
04.10.2006 - 22:40Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok Ö.H.
şarap
04.10.2006 - 22:35Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari;
Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri;
Şarap içmem diye övünüyorsun, ama,
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki? Ö.H.
nirvanaya ulaşmak
04.10.2006 - 22:27Gerçek aydınlığa erince can gözüm,
İki dünyayı birden silinmiş gördüm.
Eriyip gittim sanki engin denizlerde:
Ter olup çıktı, denize döndü gönlüm. Ö.H.
Toplam 2147 mesaj bulundu