Bay Grey Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloj ...

  • avrupa

    08.10.2006 - 22:38

    Harika bilgiler, paylaşmak istedim. :)

    Tarihteki gercek avrupa

    1500'lerde İngiltere'de işler şöyle yapılıyordu: İnsanların çoğu Haziran'da evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziran'da hala çok kötü kokmuyorlardı. Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.

    Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarakta bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü. İngilizce'deki 'banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın' (Don't throw the baby out with the bath water) deyimi buradan gelmektedir.

    Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların sınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar (fareler,böcekler) çatıda yaşıyordu. Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşıyor ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşüyordu. İngilizce'deki 'kedi-köpek yağıyor' (It's raining cats and dogs) deyimi buradan gelmektedir.)

    Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu. Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yatakların içine düşmesi büyük bir sıkıntı oluşturuyordu. Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan İngiliz usulü yataklar buradan gelmektedir.

    Zemin topraktı. Sadece zenginlerin zemini topraktan başka bir şeyden yapılmıştı. Toprak kadar fakir (dirt poor) tabiri buradan çıkmıştır. Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı. Bunlar kışın ıslandığı zaman kayganlaşıyordu. Bunu önlemek için yere saman (thresh) seriyorlardı. Kış boyunca saman sermeye devam ediliyordu. Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca saman dışarıya taşıyordu. Buna mani olmak üzere kapının altına bir tahta parçası konuyordu ki bunun adı 'thresh hold' (saman tutan; Türkçesi: eşik idi.)

    Yemek pişirme işlemi her zaman ateşin üzerine asılı durumdaki büyük bir kazanın içinde yapılıyordu. Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir şeyler ilave ediliyordu. Çoğu zaman sebze yeniyor, et pek bulunmuyordu. Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor, gece boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu. Bazen bu yahni çok uzun süre kazanda kalıyordu. 'Bezelye lapası sıcak, bezelye lapası soğuk, kazandaki bezelye lapası dokuz günlük' (peas porridge hot, peas porridge cold, peas porridge in the pot nine days old) tekerlemesinin menşei budur.

    Bazen domuz eti buluyorlar o zaman çok seviniyorlardı. Eve ziyaretçi gelirse domuz etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı. Birisinin eve domuz eti getirmesi zenginlik işaretiydi. Bu etten küçük bir parça keserek misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı. Buna 'yağ çiğnemek' (chew the fat) adı veriliyordu.

    Parası olanlar kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabaklar alabiliyordu. Asidi yüksek olan yiyecekler kurşunu çözerek yemeğe karışmasına sebep oluyor, böylece gıda zehirlenmelerine ve ölüme yol açıyordu.. Domatesler buna sık sık sebep olduğu için bunda sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü.

    Çoğu insanın kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabakları yoktu. Onun yerine tahta tabaklar kullanıyorlardı. Çoğu zaman bu tabaklar bayat ekmekten yapılıyordu. Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabiliyordu. Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için içinde kurtlar ve küfler oluşuyordu. Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanların ağızlarında 'tabak ağzı' (trench mouth) denen hastalık ortaya çıkıyordu.

    Ekmek itibara göre bölüşülüyordu. İşçiler yanık olan alt kabuğu, aile orta kısmı, misafirler de üst kabuğu alırdı.

    Bira ve viski içmek için kurşun kadehler kullanılıyordu. Bu bileşim insanları bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu. Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık yapıyordu. Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılıyor¸ aile etrafına toplanıp yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına bakıyordu. Buna 'uyanma' nöbeti deniyordu.

    İngiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı. Bunun için mezarları kazıp tabutları çıkarıyor, kemikleri bir 'kemik evi'ne götürüyor ve mezarı yeniden kullanıyorlardı. Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü Böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı. Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar. Bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna mezarlık nöbeti 'graveyard shift') denirdi. Bazıları zil sayesinde kurtulur ('saved by the bell') bazıları da 'ölü zilci' (dead ringer) olurdu.

  • baba söz

    08.10.2006 - 22:30

    Binlerce kilometrelik yolculuk tek bir adımla başlar...Lao Kzu

  • ordu

    08.10.2006 - 22:21

    Dünyanın en seçkin on ordusu şöyle sıralanıyormuş.
    1-United States
    2-China
    3-Israel
    4-India
    5-Russia
    6-Korea, South
    7-Korea, North
    8-United Kingdom
    9-Turkey
    10-Pakistan

  • şirinler

    08.10.2006 - 21:53

    Şirine:şirin baba kendime yeşil etek diktim güzel olmuş mu?
    Şirin Baba:olmamış
    Şirine:neden?
    Şirin Baba:konsepte aykırı.

  • müslüman

    08.10.2006 - 21:39

    show tv'deki ateş hattı programında reha muhtar prens charles'ın müslüman olduğu yönündeki söylentileri eleştirmektedir. konuyu diyanet işleri başkanıyla tartışmaktadır:
    -efenim prens charles'ın müslüman olduğunu söylüyorlar. peki ama öyle bir adamdan müslüman olur mu?
    -olur tabi neden olmasın?
    -ama efenim nasıl olur?
    -reha bey siz müslüman mısınız?
    -tabi müslümanım efendim.
    -siz namaz kılıyor musunuz?
    -hayır.
    -oruç tutuyor musunuz?
    -hayır.
    -içki içiyor musunuz?
    -evet.
    -e sizden nasıl müslüman oluyorsa, ondan da en az sizin kadar müslüman olur. :))))

  • valhalla

    08.10.2006 - 21:34

    Viking Cenneti diye özetlenebilir, zannımca....

  • Rapunzel

    08.10.2006 - 21:11

    Uzun saçlarının hastasıyım, ama sarısının değil siyahının... :)

  • fâş ı şerha

    08.10.2006 - 21:07

    ya bunun birlikte kullanılmasıyla ortaya çıkan anlamı çözemedim ama bağımsız olarak, Faş: İfşa etmek, Şerha; Dilimlenmiş parça demek.
    Buradan yola çıkarak Parçaları ifşa etmek olabilir diyicem ama eğer bir deyim olarak kullanılıyosa böyle bir anlam içermeyebilirde...

  • sebep

    08.10.2006 - 00:03

    SEBEBİM DERLER YA...

    ölümüm senden olur
    bilinsin
    ne uçsuz bir kan akışı
    ne buğusu kadehte rakının,
    ela ve sonsuz bir teneşir uykusu
    gözlerinin ağlamaklı bebeğine...
    acemi zamanlar silinsin
    ölümüm senden olur
    bilinsin
    sen istesen aslında
    bütün kafiyeleri eskitirsin
    aklında kalmayacak aklım
    başka kollar başka sarılmalar
    ve her defasında alsancak
    platonik rutubet kokacak
    aklına bir fikir gelecek
    bir çift iri memenin kuşkusuna
    fidye vereceksin
    bütün iklimlerin feri silinsin
    ölümüm senden olur
    bilinsin gözlerin bir içimçaydı bizansta,
    gözlerin,
    ela teneşir uykularıma kapanan kırık pencere..

  • mehmed uzun

    07.10.2006 - 23:31

    'sadece Kürtler ve Kürtçe degil, bölgeye ait bütün diller, kültürler, kadim halklar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Keldaliler, Asuriler, Yezidiler, Süryaniler, Kürtler, Ermeniler, Yahudiler, Aleviler söz gelimi. Bunların hepsi çok ciddi tehditler altında ve bunlara korkunç bir totaliter baskı sözkonusu. Bu baskı hem ideolojiktir hem siyasidir, hem kültüreldir, hem dinseldir hem de sosyaldir. Bu nedenle benim sözüne ettiğim bir yazarın en önemli görevi bu baskılara karşı durmak ve bir direniş edebiyatı yaratmaktır. Direniş edebiyatı zorunlu. Ama bu direniş siyasi bir direnişten ziyade insani bir direniş olmalı ki benim sözünü ettiğim bütün dilleri, kültürleri, bölgeyi etkileyebilsin.'
    diyen adam....

  • hacker

    07.10.2006 - 23:20

    adamlar yine yapmışlar yapacaklarını :))))

    http://www.mehmetcik.org.tr/index.php

  • telekom

    07.10.2006 - 23:08

    yok abi yok var bugün bişiler. Artık deniz altındaki kabloları balıklar filan kemirmişdir herhalde. Hani ne olursa direk deniz altındaki kablolara yükleniyo ya suç.... :)

  • yılan

    07.10.2006 - 22:50

    Aman ya düşündüğün şeye bak, elalem evinde Piranha, Yılan besliyo sen kurbağa beslesen neki....

  • Türkçe Ezan

    07.10.2006 - 22:48

    Şimdi dinliyorum, biraz komik geliyo... :))

  • kurbağa

    07.10.2006 - 22:43

    Kurbağa diyince nieyse Sufaya' yı çağrıştırıyor. Hakkatten nie bilmiyorum Sufaya kardeşimin özel bir düşkünlüğü var bu hayvana :)))

  • içimizdeki Çocuk

    07.10.2006 - 22:39

    Daha büyümedi hala arada baskın geliyor... :)

  • vay anasını sayın seyirciler

    07.10.2006 - 22:33

    33.100 hadi canım sizde... Sayı mı bilmiyosunuz ne :))))

  • necronomision

    07.10.2006 - 22:26

    Kaç zamandır, görüyor ve merak ediyorum, acaba kim açıklayacak bunu die, ama kimse açıklamıyo. Sanırsam bir oyun karakteri ismi felan olabilir. Diablo serisinde benzer isimli bir karakter var idi ama benimkisi sadece bir tahmin....

  • asiye nasıl kurtulur

    07.10.2006 - 22:21

    70 milyon bir Asiye'yi kurtaramadık kaç senedir....

  • kaos

    07.10.2006 - 22:19

    Bu geceki kaosu antolojiye ve 31500 vatan evladına değilde Türk Telekom'un o engin techizat ve kapasitesine bağlamak gerekir, sanırsam....

  • zaaf

    07.10.2006 - 22:16

    En büyük zaafımız, kaburga kemiğimize güvenmek demek ki... :)))

  • önemsiz

    07.10.2006 - 22:12

    Bunlar önemsiz ayrıntılar. Siz ikram ettiniz biz yedik, nereden bilelim o güleryüzünüzün altında sakladığınız sinsi planları, bizim tek suçumuz size güvenmek....

  • bir kitap okudum hayatım değişti

    07.10.2006 - 22:10

    var, var ben çokçana şahit oldum...

  • ayva

    07.10.2006 - 22:07

    Olsun sonuç olarak elmanında, ayvanında iyisini yiyoruz, önemli olan bu. Yedin mi en iyisini yiycen :))

Toplam 2147 mesaj bulundu