Baris Tegemen - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

SELAMÜN ALEYKÜM

Bir düşünün mütebessim bir yüz ve sıcak bir selamla karşılaşmak sizde nasıl bir duygu oluşturur?


Şüphe yok selamın yaygınlaştığı bir toplumda insanlar arasında yabancılaşma olmaz,husumet azalır,diğermanlık artar,korkular yok olup gider

Nasıl olmasın sokakta karşılaştığınız insanlar her karşılaşmada size huzur diliyor HEMDE DUA EDEREK....

SELAMLAŞMAK GİBİ GÜZEL BİR ŞEY YOKTUR


SELAMÜN ALEYKÜM


Bak şu tepenin ardına dostum,
Güneş doğacak birazdan gülümseyerek.
Çekip gidecek gece,tüm kasvetini alarak,
Yeni bir gün yeni bir umutsabahı başlıyacak.
Sil gözünün yaşını,pes etme hayatın yokuşuna,
Koş kırlara...kelebeklerle yarış kim tutarki seni?
Kader deyip bağlama kollarını böğrüne,kelepçenmi var?
Gülümse kendine,gülümse herkese güneş kıskansın!
Bastığın toprak gururlansın! attığın adımlardan,
Şiirler yaz gözlerinle,gökyüzünün derinliklerine.
Dudaklarında çiğdemler açsın,tatlı sözlerinle,
Hayat devam ediyor...küsmek çare değilki derdine.
Çek ipini kederlerinin! mutluluk darağacında sallandır!
Sevvvv,sevilll...gönül limitinin alabildiği kadar,
Dün yok,yarın belki,! bugününü yaşa bence;
Göreceksinki o zaman,asırlar sığacak her anına

arkanda yıkılmış bir dağ
paramparça bir yürek
görmek istemiyorsan
dönüp bakma

selam ve dua ile s.a

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

İslam, madde ile mana, ruh ile beden, dünya ile ahiret arasında sarsılmaz bir denge kurmuştur. Bu itidal ölçülerine uyarak çalışanlar dünya ve ahiret saadetini elde etmiş olurlar. Bu gibi fertlerden meydana gelen toplumlar ise, yükselmenin, huzur ve saadetin zirvesine erişirler. Dinimiz, dünya ve ahiret mutluluğu için çalışmayı farz kılmış ve bütün Müslümanlardan bu farizayı yerine getirmelerini istemiştir.

Şu halde Allah Teala'nın hoşnutluğunu kazanmak ve dünyaya geliş gayemizi gerçekleştirmek için çalışmayı en kutsal görevlerimiz arasında telakki etmeliyiz. İnsan, gerek bu dünyada, gerekse öteki dünyada, ancak kendi çalışmalarının karşılığını görecektir. İnsan ne ekerse onu biçer, ekmeden biçmek olmaz.

Bu husus, Allah'ın Kur'an lisanıyla biz kullarına bildirdiği ilahi bir kanundur. Kur'an-ı Kerim'de: 'Doğrusu insanın eline geçecek olan kendi çalışmasından başkası değildir.' NECİM SURESİ, AYET: 39 da buyrulmaktadır.

Şöyle bir düşünelim. Âlem, feza dediğimiz şu ucu, bucağı olmayan boşluk içinde dönüp duruyor. Hiçbir zaman kendi seyrinden ve kendi faaliyetinden geri kalmıyor. Güneş, ay, gezegenler ve yıldızlar hareket halinde, yer yürüyor, gök yürüyor, hepsi çalışıyor, her şey çalışıyor. Şu cansız dediğimiz toprak yaratılışından beri her gün, her saat, her saniye bitmez, tükenmez değişiklik geçiriyor. Bulutlara su veriyor, bulutlardan su alıyor. Sırtında otlar, ekinler, ağaçlar yetiştiriyor, içinde madenler bulunduruyor. Ya gök? O bizim dünyamız gibi milyonlarca dünyayı göğsünde taşıyor. Gök de tıpkı yer gibi çalışıyor. Cenab-ı Allah da gerçek keyfiyetini ve suretini bilmediğimiz bir şekilde kâinatı idare ediyor, Allah her an bu kâinata hayat veriyor, yaratmaya devam ediyor.

'Göklerde ve yerde bulunan herkes O'ndan ister. O ise her an yaratma halindedir.' RAHMAN SURESİ, AYET: 29 da, bu gerçeğe işaret ediyor. Varlıklar, dilleri ve halleriyle, ibadet rızık, affedilme ve benzeri konularda Allah'tan yardım isterler. Allah, diriltmek, öldürmek, değerli veya değersiz kılmak, zengin veya fakir yapmak, isteyene vermek ve benzeri işlerde her an kâinatta tasarruf etmektedir. Mademki, yer çalışıyor, gök çalışıyor, öyleyse bizim de Allah'ın kulları olarak çalışmamız, hem de çok çalışmamız gerekmektedir.

Yüce Rabbimiz Kur'an da hem dünya ve hem de ahiret için çalışmamız gerektiğini emrediyor. Kasas Süresi'nin 77'inci ayetinde: 'Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu ara. Ama dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et...' buyurmaktadır.

Ayet-i Kerimeden de anlaşılacağı üzere, dinimiz yalnız ahiret için değildir. Eğer öyle olsaydı Allahü Teala Müslümanları hiç dünya hayatına getirmez, 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim? ' ARAF SURESİ, AYET: 172 de, sorusuna: 'Evet, sen bizim Rabbimizsin' cevabını veren ve böylece ilahi imtihanı kazananları, doğrudan cennetine sokardı. Sevgili Peygamberimizin şu hadisi şerifleri bu konuda bizlere ne güzel fikir vermektedir:

“Sizin hayırlınız, ne dünyasını ahiret’ine, ne de ahiret’ini dünyasına tercih edendir. Her ikisi için de çalışandır.” HADİS-İ ŞERİF

'Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı lokma yemiş olmaz.' HADİS-İ ŞERİF

'İki gününü birbirine eşit geçiren aldanmıştır.' HADİS-İ ŞERİF

'Amellerin en üstünü, helal kazanç sağlamak için çalışmaktır.' HADİS-İ ŞERİF

'Rızkını araştıran, bunun için çalışan kimse Allah yolunda cihat yapan gibidir.” HADİS-İ ŞERİF

'Başkalarına muhtaç olmamak, çoluk ve çocuğunun mutluluğu ve komşularına yardım niyeti ile dünya için çalışan ve helalinden para kazanmak isteyenler, yüzleri parlak olarak Allah'a ulaşacaklardır.' HADİS-İ ŞERİF

'Helalinden çalışarak, yorgun bir vaziyette yatağa giren insanın günahları affedilecektir.' HADİS-İ ŞERİF

Müslümanlık, hayat dinidir, hareket ve çalışma dinidir, zenginlik dinidir. İslam'ın beş şartından ikisi; Hac ve Zekât, çalışan ve zengin olanların yapabilecekleri ibadetlerdir.

Allah Telala; 'Yeryüzüne dağılın. Allah'ın lütfünden rızkınızı araştırın.' CUMA SURESİ, AYET: 10 da, 'Zerre miktarı iyilik yapan onu görecektir. Zerre miktarı kötülük yapan da onun karşılığını görecektir.' ZİLZAL SURESİ, AYET: 7 VE 8 de, buyurmaktadır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) 'in duasıyla bitirmek istiyorum: 'Allahım! Sıkıntı ve hüzünden, acizlik ve tembellikten, korkaklık ve pintilikten, insanların kahrından sana sığınırım.' HADİS-İ ŞERİF



:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::




Bismillâhirrahmânirrâhim

Âmin…

Ya Rabbel Âlemin,

Euzübillahimineşşeytanirraciym
Bismillâhirrahmânirrahiym…

El Hamd-ü Lillâhi Rabbil Âlemiyn…
Esselâtü vesselâmü âlâ Seyyidina Muhammedin ve âlihi ve sahbihi ecmaiyn!

El Hamd-ü Lillâhi alâ Nimet-il İslâm
El Hamd-ü Lillâhi alâ Tevfik-il İman
El Hamd-ü Lillâhi Ya İlâhi Ya Rahman.

Ya Allah, Ya Mucib-el Sailine nes’elüke Ya Hay, Ya Kayyum...
Zel Celâl-i vel Cemâl-i vel Kemâl-i vel İkram…
Ya Allah, Ya Rahman, Ya Rahiym…

Ferdün Hayyün Kayyumün, Hakemen Adlün Kuddüsün…
İyya Kena’büdü ve İyya Kenestain…
İnna Fetahnaleke fethen mübiyna.

Selâmün kavlen mir Rabbir Rahiym.
Bi Rahmetike Ya Erhamer Rahimiyn.

İlâhi,
Hamdini sözümüze sertaç ettik.
Zikrini kalbimize mirac ettik.
Kitabını kendimize minhac ettik.

Biz yoktuk, var ettin.
Varlığından haberdar ettin.
Aşkınla gönlümüzü bikarar ettin.
İnayetine sığındık, kapına geldik.
Hidayetine sığındık, lutfuna geldik.
Kulluk edemedik, affına geldik.
Şaşırtma bizi, doğruyu söylet.
Neş’eni duyur, hakikâti öğret.
Sen duyurmazsan, biz duyamayız.
Sen söyletmezsen, biz söyleyemeyiz.
Sen sevdirmezsen biz sevemeyiz, sevdiremeyiz.
Sevdir bize, hep sevdirdiklerini.
Yerdir bize, hep yerdirdiklerini.
Yâr et bize, erdirdiklerini.

Sevdin Habibini, kâinata sevdirdin.
Sevdin de Hıl’et-i Risalâtı giydirdin.
Makam-ı İbrahim’den Makam-ı Mahmut’a erdirdin.
Server-i Asfiya kıldın
Hatem-en Enbiya kıldın.
Muhammet Emin Mustafa kıldın.

Salât-ü Selâm, Tahiyyet-ül İkram, her türlü ihtiram Ona, Onun Âli ve Ashabı ve Edbağına, Ya Rabbi!

Allahümme Ya Mukallibel Kulüb Sebbit kalbi alâ diynik.
Kalplerimizin ibresini iki parmağı arasında tutan Rabbim,
Kalplerimizin ibresini dinin üzre sabit kıl.

Rabbi, zidni ilmen ve fehmen ve imânen.
Rabb’im, benim ilmimi, anlayışımı ve imanımı arttır.

Sayısız HAMD ve ŞÜKÜR Zât-ı İlâhine olsun.Okunan hatimden hasıl olan sevabı Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammet S.A.V.in, Ehl-i Beyt, Âl-i Âbâ, Ashab-ı Kiramın cümlesinin, cümle Enbiyaullah, cümle Piran, cümle Evliyaullahın, yeryüzünden geçmiş üstad efendilerimizin, Hazreti Adem’den bu yana tüm mü’min ve mü’minelerin, şehitlerimizin, akraba ve yakınlarımızın, tüm din kardeşlerimizin ruhlarına, bizim, ana, baba, evlât hepimizin, tüm yaşayan ve gelecek din kardeşlerimizin de ruhaniyatına hediye eyledik, vasıl eyle Ya Rabbi! ..

İlâhi Ya Rabb-el Âlemiyn,
Bizleri rahmetinle affeyle. Günahlarımızı mahveyle.

İlâhi Ya Rabbi,
Doksan dokuz Esma-i Hüsna ve bizim bilemediğimiz diğer isimlerinin hürmetine bizleri mağfiret eyle.

Ya Rabbel Âlemiyn,
Senin her şeye gücün yeter. Bizleri iki cihanda aziz eyle.
Gönül muratlarımızı kısa zamanda hâsıl eyle.

Kalplerimizden dünya sevgisini, masivayı çıkar, gönüllerimizi Aşkullah, Şevkullah, Zikrullah ve Muhabbet-i Resulullah ile doldur.

Bizleri Zât-ı İlâhi’nin sevgisine nail olan kullar zümresine ilhak eyle.

Bizlere, Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vessellem’in cemâlini, güzel yüzünü görmeyi nasib-i müyesser eyle.

Bizlere Onun güzel şeriatının edasını nasip eyle. Bizleri Tarikat-ı Muhammedi’ye, Hakikât-i Muhammedi’ye, Marifet-i Muhammedi’ye vasıl olma şerefine nail eyle.

İlâhi Ya Rabbel Âlemiyn,
Bizleri Habib-i Edib’inin yolundan ayırma, Kur’an’ı Kerim’in emirlerini yerine getirme şerefine nail eyle.

Allah’ım, Senin her şeye gücün yeter.
Ümmet-i Muhammet’i affeyle.

Düşmana karşı savaşan din kardeşlerimize yardımcı ol. Kâfirleri helâka uğrat. İnşallah-ü Tealâ.

Yâ Rabbel Âlemiyn, mü’minlere yakın zamanda zaferler ihsan eyle.

Dualarımızı Kâbe-i Muazzama’da, Ravza-yı Mutahhara’da kabul edilen dualara ilhak eyle.

Ya Rabbi,
Çocuklarımıza, mü’min öğrencilere derslerinde üstün başarılar ver.
Zihinlerini açık, kalplerini uyanık, bileklerini güçlü kıl.
Ömürlerini uzun, imanlarını kuvvetli eyle.
İyilerle karşılaştır
İyilere karıştır
İyilere rehber et.
Ellerinden Kur’an’ı
Dillerinden duanı
Yüreklerinden imanı eksik ettirme.
Biz onları ve kendimizi sana emanet ediyoruz.
Sen koru Ya Rabbi, Sen koru Ya Rabbi, Sen koru Ya Rabbi.

Dualarımızın kabulü için
Cümlemizin af ve mağfiret olması için:
*
Allahu Ekber, Allahu Ekber
Lâ ilâhe İllallah, Hu Allahu Ekber
Allahu Ekber ve Lillâhil Hamd.

Allahu Ekber, Allahu Ekber
Lâ ilâhe İllallah, Hu Allahu Ekber
Allahu Ekber ve Lillâhil Hamd.

Allahu Ekber, Allahu Ekber
Lâ ilâhe İllallah, Hu Allahu Ekber
Allahu Ekber ve Lillâhil Hamd.
*
Allahümme Salli Âlâ, Seyyidina
Muhammedinin Nebiil Ümmiyi ve Âlâ
Âlihi ve Sahbihi ve sellim.
*
Allahümme Salli Âlâ, Seyyidina
Muhammedinin Nebiil Ümmiyi ve Âlâ
Âlihi ve Sahbihi ve sellim.
*
Allahümme Salli Âlâ, Seyyidina
Muhammedinin Nebiil Ümmiyi ve Âlâ
Âlihi ve Sahbihi ve sellim.
*
Esselâtü Vesselâmü Aleyke Ya Resulullah
Esselâtü Vesselâmü Aleyke Ya Habiballah
Esselâtü Vesselâmü Aleyke Ya Seyidin Evveline vel Âhirin (Ve Selâmün Alel Mürselin) Ve El Hamd-ü Lillâhi Rabbil Âlemin El Fâtiha (Ma Salavat)
*
Allahümme Sall Âlâ Seyyidina Muhammed
Ve Âlâ Âli Seyyidina Muhammed.


:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Ey Rabbim,
Her şeyi kaplayan rahmetinden
Her şeye gücü yeten kuvvetinden
Önünde her şeyin boyun egdigi kudretinden
Karşısında hiçbir şeyin duramadıgı izzetinden
Her şeyi kaplayan azametinden
Her şeyi kuşatan ilminden
Her şeyi aydınlatan nurundan
İstiyor ve bekliyorum

Ey nur, Ey Kuddüs, Ey ilklerin ilki ve sonların sonu
Rabbim, İsmet perdesini yırtan günahlarımı affet
Nimetleri degiştiren hatalarımı affet
Duaların kabulünü engelleyen
Belalar getiren
İşledigim bütün günahları ve yaptıgım bütün hataları affet.
Rabbim, zikrinle sana yaklaşabilirim, biliyorum.
Rahmetinden beni kendine yaklaştırmanı diliyorum.
Bana şükrü ögretmeni
Zikrini ilham etmeni diliyorum.
Bana merhamet etmeni
Beni, verdigine razı ve kanaatkar kılmanı diliyorum.
Sen ki ihtiyacı olana verirsin
Kapına geleni geri çevirmezsin.
Ey rabbim senin saltanatın yücedir.
Kimine gizli, kimine apaçıksın


Rabbim, biliyorum ki
Senden başka günahlarımı bagışlayacak
Suçlarımı örtecek kimse yok.
Biliyorum ki ben nefsime zulmettim.
Sana itaat etmedim.
Bütün bunlara ragmen beni unutmadıgından
Ve bana lütfettiginden dolayı
Kalbim sana kavuşma arzusuyla yanıyor
Rabbim biliyorum ki sen benim dostumsun
Her kötülügümü örtersin
Başıma gelen her belayı hafifletirsin


Rabbim görüyorsun ki
Zincirlerim beni çökertti.
Çirkin ve boş emellerim beni senden uzaklaştırdı.
Dünya beni aldattı.
Gururum ve kayıtsızlıgım kalbimi katılaştırdı
Rabbim biliyorum ki sen benim dostumsun
Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar
Affet beni ey Rabbim


Farz edeyim ki senin ateşine dayandım.
Her acıya gögüs gerdim
Ama senin rahmetinden bir an bile uzak kalmaya dayanamam biliyorsun


Ey Kerim ve Rahim olan Rabbim
Yemin ediyorum ki eger konuşmama izin verirsen
Senin kapında her an coşarım
Feryat edenlerin feryadı gibi kapında feryat ederim,
Kaybedenlerin aglaması gibi aglarım.
Nerdesin? Çagırıyorum seni ey müminlerin dostu
Ümitsizlerin ümidi
Güçsüzlerin dayanagı
Aglayanların sevgilisi
Seni vücudumun tüm zerreleriyle çagırıyorum.
Rahmetine ümitle koşuyorum.
Görüyorsun ki bu kalp senden ayrılmanın acısını duyuyor.
Bu dil seni anıyor.
Bu kalp seni arıyor ve aglıyor.
Ah Rabbim o nasıl azapta kalabilir?
O senin affedeceginden ümitlidir, emindir.
Senin sevgini arzuladıgı halde ateş onu nasıl yakabilir.
Onun güçsüzlügünü biliyorsun.
O bu acıları daha ne kadar taşıyabilir?
Sen ona yol gösterirsen ateşin sıcaklıgı ona nasıl zarar verebilir?
O seni Rabbim diye çagırmaktadır.
Ruhunda senin izlerin varken onu nasıl ateşe atabilirsin?
Hayır asla sen bunları yapmazsın
Ben senin keremini biliyorum.
Merhametini biliyorum.
Senin isimlerin mukaddestir.
Sen insanlara kendini tanıttın
Rahmetinle kalplerini okşadın
Rahmetini benden esirgeme Ey Rabbim
Bil ki sana muhtacım


Gizlice yaptıgım günahlar senin ilmindedir.
Beni gizli günahlarımın agırlıgından kurtar.
Sen her şeye şahitsin.
Günahlarımı rahmetinle gizledin, biliyorum.
Rabbim sen her günahı bagışlayan ve her hatayı örtensin.
Sen benim fakirligimden ve güçsüzlügümden haberdarsın.


Ya Rabbi, Ya Rabbi, Ya Rabbi


Yüceligin adına seni anmama yardım et
Boş emellerim, günahlarım, aşırılıklarım, bilgisizligim ve gafletimden dolayı senin af kapını gözyaşımla çalıyorum.
Biliyorum ki derdimin ilacı sensin.
Ey Rabbim, benim kimim var senden başka
Affı ve rahmeti başka kimden isteyeyim.
Bu kadar günah ve aşırılıktan sonra sana geldim
Pişman ve perişanım
Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar.
Gözyaşımla sana dönüyor, günahımı itiraf ediyorum.
Yalnız sana sıgınıyor, özrümün kabulü için af diliyorum.
Beni affet Rabbim, beni affet.


Ey Rabbim senin rahmetini gördükten sonra beni yakacagına inanayım mı?
Keşke bilseydim
Sen benim dünya ve ondan gelecek belalara direncimin azlıgını biliyorsun.
Ve biliyorsun ki ben senin ayrılıgına dayanamam.
Gözyaşımla çagırıyorum seni ey Müminlerin dostu.
Feryat edenlere cevap veren
Ey sadık yüreklerin dostu
Beni bu gece ve her saatte affet
Her günahı işlemiş ve her günde bulaşmışım
Sen hepsine şahitsin
Gizli olanı sen rahmetinle gizledin
Beni çirkin günahlarımın agırlıgından kurtar
Yüregim dostlugunu kaldıramaz
Ama kalbim sevgini hissedebilir.
Rabbim sana böylece inanamamıştık ve senin sevginden habersizdik


Ey Kerim ve Rahim olan Rabbim
Sen benim dünya ve ondan gelecek belalara karşı gücümü arttır.
Bana kudretinle güç ver.
Biliyorsun ki ben sana muhtacım
İlahi
Bilmiyorum sana neleri şikayet edeyim.
Zorlukları mı?
İnsanları mı?
Üzerime gelen günah ve belaları mı?
Beni affet Rabbim.
Her şeye sabrettim ama senin ayrılıgına sabredemem.
Beni hizmetine al.
Sana sürekli bir kul olayım
Güvencim, dayanagım, dostum sevdigim sensin.
Her halimde sana koşarım.
Bana kuvvet ver.
Kapına gelmeme yardım et
Ugrunda her şeyimi vermem için bana güç ve nur ver.
Huzurunda degişmez olayım.
Sana koşanlarla birlikte sana koşayım.
Seni sevenlerle birlikte seni seveyim
Rahmetin ve kudretinle koru beni
Hatalarımı affet.


Degil mi ki sen kullarına bu hükmü verdin.
Bana yönelin, benden isteyin, kabul edeyim dedin
Ben de yüzümü sana çevirdim
Elimi sana uzattım
Silahı, aglamak ve sermayesi ümit olan şu kulun
Senin kapına geldi
Eger affedersen bu senin şanındır.
Eger bagışlamazsan hangi kapıya gideyim.
Hangi kapı var.
Senden başka Rab yok ki onun kapısına gidilsin
Tüm zerrelerimle sana sıgınıyorum Rabbim,
Rahmetinle, şefkatinle beni kucakla…

Amin...Amin...Amin....


dursun ali erzincanlı


::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Bir Kalpte Beş Sevgi



Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ali (k.v.) 'ye bir gün şu suali sormuşlar:

- 'Ya Ali! Allah'ı sever misin? '

- 'Şuphesiz Ya Resullallah! '

- 'Beni sever misin? '

- 'Severim.'

- 'Fatıma'yı sever misin? '

- 'Severim.'

- 'Hasan ve Hüseyin'i sever misin? '

- 'Severim.'

- 'Kalp bir; muhabbet beş... Bu beş muhabbeti bir kalbe nasıl sığdırıyorsun? ' sualine karşı Hz. Ali cevap veremediler. Sonra bu meseleyi zevce-i muhteremeleri Hz. Fatımatu'z Zehra (r. anha) 'ya açtıklarında Fatıma Validemiz cevaben,

- 'Cihetler ayrıdır; Allah'ı sevmek akıldan, Peygamberi sevmek imandan, evladı sevmek tabiattan, zevceyi sevmek muhabbettendir.'

Hz. Ali (k.v.) bu doğru cevabı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) 'e arz ettiklerinde Resul-u Ekrem Efendimiz (s.a.v.) bu cevabın kendisinden olmadığını işareten,

'Bu meyve (cevap) ancak bir nübüvvet ağacındandır' buyurdular.



::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Allah'ım! İnsanlar seni verdiğin nimetler yüzünden severler; bense seni verdiğin belalar yüzünden severim. 'Hallac-ı Mansur '

Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım, başım göğe değerdi.İmam-ı Azam
Tasavvuf, zamanın en uygun vaktinde, kulun her an Hak ile meşgul olmasıdır'.
Uyku ve hacatın kazası gibi zamanlar haricinde, kalbin her an Hak ile meşgul olmasını da tasavvufun tarifi içine almıştır ki, bu da bir zikirdir.

Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...' hz.Mevlana'

Kalb günahlardan temizlenmedikçe, Beyt-i İlahi olamaz,
bunu da aşk şarabından başka bir şey temizleyemez.

Bir hazinedür tasavuf malik olmaz her hasis
bulmağa anı dü alemde beğüm sultan gerek.'Niyazi-i Mısri'

Her ne varsa güzel,Allah sevgisinden başka, hepsi cana zehirdir şeker bile olsa..'İmam-i Rabbani (ks) '

'Tasavvuf; bin kere kovulsan bile,
Sevgilinin kapısında diz çökmektir.'.Ebu Ali Ruzbari '


Bir gün nefsime dedim: gel seninle Rabbime gidelim. gelmedi. Ben de tek başına yürüdüm, gittim.'Beyazıd-ı Bestâmi'

Bir insanda görülen ameller ve takvadan başka, bir de onun cevher gibi güzel olan gizli amel ve takvası vardır. Bakış gücü olmayanların nazarları, görünen amellerdir. Halbuki biz onlara bakmıyoruz. Biz insanın içine, içindeki sırra bakıyoruz.'Şeyh Hariri '

Bir kimse kendi hakikatine arif olursa, hiçbir itikat ile kayıtlı olmaz.'Muhiddin Arabi'

Bütün maşuktur, aşık perdedir. Diri maşuktur, aşık ölüdür. hz.Mevlâna

Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.Gazâli

Eğer bir müminin kalbini kırarsan Hakka eyledi in secde de ildir.Yunus Emre

Hakikât yolu, aranmakla bulunmaz. Ama Bulanlar ancak arayanlardır. Beyazıd-ı Bestâmi

Hakikatte Arş ve Beytullâh, Allah'ı bilen arifin kalbidir. Muhyiddin Arabi

Hakk'ın Rahmeti bizim günahlarımızdan büyüktür. Muhiddin Arabi İstesem sırf fatiha suresinin tefsiriyle yetmiş beygiri yüklerim. Hz.Ali

Kerem, dünyayı ona muhtaç olana vermen ve kendisine muhtaç olduğun Allaha yönelmendir.Ebu Hafs

Kimi aşık görürsen, onu maşuk bil. Zira o aşka nisbetle hem aşıktır, hem de maşuktur. Mevlâna

Maddi hayata meyledenler için hayat deniz suyu içmeye benzer, içtikçe susarlar, susadıkça içerler.Muhiddin Arabi

Nokta, tüm çizgilerin esasıdır. Hallac-ı Mansur
alıntı


::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

****HAMD OLSUN RABBİME****



Ya Rabbi, sen beni uyanık, yaramaz nefsin elinde bırakma. Beni senden başkasıyla uzlaştırma. Ben kendi nefsimin hilesinden, fitnesinden daima sana sığınmadayım. Ben seninim, beni tekrar bana verme Allah’ım.

BEN YOKKEN BENİ VAR EDEN ALLAH'A HAMD EDERİM.
ALLAH'IM DÜNYANIN KORKULARINA, ZAMANIN KAYGILARINA,
GECE VE GÜNDÜZÜN MUSİBETLERİNE KARŞI BANA YARDIMCI OL.
ALLAH'IM YOLCULUĞUMDA BANA YOLDAŞ VE GERİDE KALAN AİLE FERTLERİM İÇİN
DE BANA NAİB VE HALET OL, BANA VERDİĞİN RIZKI MÜBAREK EYLE,
BENİ KENDİNE İTAATKAR ET VE BENİM İYİ AHLAKIMI DEVAM ETTİR.
BENİ KENDİNE SEVDİR VE BAŞKALARININ MERHAMETİNE BIRAKMA.
EY ACİZLERİN SAHİBİ, SEN BENİM RABBİMSİN. GÖKLERİ VE YERİ AYDINLATAN
VE KARANLIK PERDELERİ YIRTAN O KEREMLİ YÜZÜNÜN NURUNA SIĞINIYORUM. BENİ GAZABINA UĞRATMA VE BANA DARGINLIK YÜZÜ GÖSTERME.
BANA YAPTIĞIN İYLİKLERİN BENDEN GERİ ALINMASINDAN VE GAZABININ BENİ ANSIZIN YAKALAMASINDAN SANA SIĞINIRIM.
HERŞEYİN SONU SENİN ELİNDEDİR. BÜTÜN KUVVET VE GÜÇ SENDEDİR


Günü ve geceyi verene hamd olsun…
Uykuyu ve uyanıklığı verene hamd olsun…
Çalışmayı, yorulmayı ve ardından dinlenmeyi verene hamd olsun…
Gülmeyi ve ağlamayı verene hamd olsun…
Gözlere bakış, görüş, ışıltı ve gözyaşı verene hamd olsun…
Hamd olsun hayatın ve ölümün sahibine…
Hamd olsun ümidiyi ve korkuyu, birlikte aynı yürekte var edene…
Hamd olsun aklı ve gönlü birlikte insanın hizmetine sunana…
Yarına, her şeyimle hazır olarak doğmam, yarını taşıyacak
enerjiye kavuşmam, hazırlıksız yakalanmamam için
yardım et Rabbim

Rabbim...
sana gelen tüm kapıları arala, sessizce süzülüp geleyim yanına..
Sana gelen yollarda beni nefs eline bırakma,
Dostlarını yoldaş eyle yolculuğumda!
Sen tut ki.. yüreğimin elinden, ayağıma çakıl ve taş deydiğinde, düşmeyim sendelemeyim..
Sana çıkacak yollarda, Sen tut yüreğimin ellerinden

ALLAH'IM SENDEN BAŞKA HİÇBİRŞEYİ OLMAYAN BEN,SENDEN
BAŞKA HERŞEYİ OLANLARA ACIRIM! ! ! ! !

MUHAMMED BAZİT


::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

*****YA RAB*****



Ya Rab; kararmış kalbimize aydınlık, Daralmış gönlümüze ferahlık, sönmüş ruhumuza nur, Donmuş cesedimize sürur, hayatımıza lezzet, mematımıza cennet ihsan eyle…

Ya Rab; Habib’in Muhammed’in senin yanındaki kıymeti için,
Gönül ehlinin himmeti için,
Azrail’in itaatteki hakkı için
Bizi kendimizle baş başa bırakma, sensizlik ateşiyle sinelerimizi yakma.

Ey kalpleri eviren çeviren:
Çevir kalplerimizi.Düzelt halimizi.Sil baştan kur temellerimizi.Kaldıramayacaklarımızla imtihan etme bizi…

Ya Rab; Kalplerimizin katılığından, gafletten, başkalarına yük olmaktan, aşağılıktan,aşağılanmaktan,miskinlikten; cehaletten ve faydasız bilgiden; ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten; kabul edilmeyen duadan,nimetlerinin zeval bulmasından; lütuflarının değişik başkalaşmasından:ansızım bastıran azabından, gelip çatan gazabından sana sığınıyoruz.

Allah’ım:

Senin her şeyi kaplayan Rahmetin hakkına; kendisiyle her şeye üstün geldiğin,karşısında her şeyin boyun eğdiği gücün hakkına; her şeye galip geldiğin Ceberutun hakkına; her şeyi dolduran azametin hakkına; her şeyin fani olmasından sonra baki kalacak vechin hakkına; her şeyin temellerini dolduran isimlerin hakkına; her şeyi ihata eden ilmin hakkına ve her şeyi aydınlatan cemalinin nuru hakkına senden niyaz ediyoruz.

Allah’ım:

Belaların inmesine sebep olan günah ve hatalarımızı affet.

Ey ALLAH ’ım,
Bizleri,

Çokça sabredenlerden,
Çokça şükredenlerden,
Çokça zikredenlerden,
Çokça tevbe edenlerden,
Çokça tefekkür edenlerden,
Çokça infakta bulunanlardan,
Çokça iyilik yapanlardan,
Çokça sakınanlardan
……….. eyle.
amin İnşaALLAH

Allah'ım! Sen herşeyde büyüksün
Allah'ım! senin eşin benzerin yoktur
Allah'ım! sen dünyanın dörtbir yanındaki müslümanlar yardım et
Allah'ım! sen bütün müslümanların günahlarını affet
Allah'ım! bütün müslümanları cennetinde PEYGAMBER EFENDİMİZLE buluştur amin

Kaç Elif mikdârınca haykırayım sevdigim

Gönlümde ummanlarca büyüyen bu

sevdamı...

Bir 'He' gibi kıvrılıp, seyretsem endamını...

Beraber bir 'âh' olup yükselsek ötelere,

Bilmem ki, bu sevdayı anlatmıs olur muyuz,

Kıyamette huzura çıktıgımız vakitte

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::



****ELLER DUAYA****



Onu anmak duadır.
Dua zikirdir.
Dua yoldur.
izdir, işarettir, yolu aydınlatan nurdur.

Dua eden bilir ki, Biri var, her şeyi duyuyor, işitiyor ve görüyor.
Her derde derman veriyor.
Her ihtiyacı gideriyor.
İsmiyle her şeyi var ediyor, her an yaratişini yeniliyor.
Hayy adıyla can veriyor.
Mümit adıyla öldürüyor.
Kayyum adıyla her şeyi tutuyor.
O'nun acıması sonsuzdur.
Esirgeyişine son yoktur.
O'nun kudret eli her şeye yetişir.
Gücü her şeye yeter.
Yakaran kişi hisseder ki, bu dünyada yalnız değil; Kerim bir Yaratıcı'nın konuğu olarak bulunuyor yeryüzünde.
İkramı ve bağışı sonsuz bir Zat her an yanındadır.
Alemlerin Rabbi'ni hisseder, tanır ve bilir, böylece dünyanın yüklerinden kurtulur.
Sevinci ve mutluluğu bulur, şükreder,
'Elhamdülillahi Rabbil alemin' der.


Dua, kulluğun ruhu ve gerçek bir imanın sonucudur.
Dua eden, bu yakarışıyla gösteriyor ki, varlığa hükmeden Biri var,
varlığın ve yokluğun Rabbi var, her şeyin ve herkesin her şeyini aynı anda görür, bilir ve duyar.

Madem cansız varlıkların bile seslerini işitiyor, o halde benim duamı da işitir ve rahmetiyle davranır.

Ve Rabbimiz,'Duanız olmasa ne değeriniz var' buyurur.

Haydi o zaman ELLER DUAYA


Ya Rabbi

Bana ne senin zikrini unutturacak,

sana sevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duydugum lezzeti kesecek bir hastalik;

ne de beni azdiracak, ser ve kötülügümü artiracak bir sihhat ver.'
Ey Merhamet edenlerin merhametlisi!
Merhametinle bu duami kabul et.
aminn

Yarab

Bana mal verdiğinde saadetimi alma

Kuvvet verdiğinde aklımı alma

Başarı verdiğinde tezavumu alma

Başardığım zaman gururuma yenilmeme izin verme

Başarısız olduğumdada kötülüğe düşürme

Aksine daima başarısızlığın başarıya giden yol olduğunu hatırlat

Affetmenin en büyük kuvvet olduğunu öğret

İntikam sevgisinin zayıflığın en büyük göstergesi olduğunu

İnsanları kırdığımda özür dileme cesaretini ver

İnsanlar beni kırdığında affetme cesaretini ver

Kendimi sevdiğim gibi insanları sevmeyi öğret

Ve kendimi hesaba çekmeyi öğret insanları hesaba çektiğim gibi

Hakkı hakikatı söylememe yardım et

YAPMAN GEREKEN HAYIRLI İŞLERİ YARINA BIRAKMA YARIN OLUR DA SEN OLMAZSIN


:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

NAMAZDAKI SIR



1961'lerde evrimciligin iyice alevlendirildigi gunlerdeydi. Rahmetli Haci Nazif Celebi Suleymaniye camiinde bir ogle namazi kildirmis, turistler de etrafini alarak imam kiyafeti icinde iken kendisine suallar sormuslardi. Bunlar itirazci suallerdi. Kimi, insanin maymundan geldigini iddia etmek istiyor; kimi de, 'seyrettigimiz namazinizda nicin ayakta duruyor, egiliyor, basinizi yere koyuyorsunuz. Bunun ne manasi var? Bizim gibi sandalyeye oturun, papazin duasini dinleyin yeter', diyordu.



Rahmetli Haci Nazif'in bunlara verdigi cevaplar hic aklimdan cikmaz. Ruhunu sad etmek niyetiyle size de arz edeyim seneler sonrasinda.



Evrimci turiste donerek konusan Celebi, soyle dedi:



– Biz namazimizda once ayakta, sonra rukuda, sonra da secdede oluyoruz. Bunun bir hikmet ve manasi sudur.



Ayakta iken ilk insan ilk babamiz Adem'in (elif) ini yazariz. Bunun icin (elif) harfi gibi dimdik, upuzun dururuz.



Sonra rukua egiliriz. Bununla da Adem'in (dal) ini yazmis oluruz. Geriye (mim) kalir. Onu da yere basimizi koyar, (mim) gibi olur, oyle yazariz.



Boylece her namazda babamiz, Adem'in adini yazar, maymundan geldigimizi iddia edenleri fiilen reddetmis oluruz. Bunun icin maymunculuk iddiasi bizde tutunamaz.



Ikincisine gelince:



Namazimiza ilk basladigimizda ayakta iken Rabbimizin uzerimizde tecelli eden sayisiz nimetlerini dusunur, sonra bu nimetleri verenin huzurunda minnet ve sukranla egiliriz. Ancak bu egilmeyi de kafi bulmayiz, sonra kalkip basimizi yere koyar, basimizla da minnetimizi dile getirmis oluruz.



Basimizi sunun icin yere koyariz. Bas bedenin tumunu de idare eden en yuce varligimiz, en kiymetli organimizdir.



Bununla demis oluruz ki:



– Ey Rabbimiz, varligimizin en kiymetli kismi basimizdir. Iste huzurunda basimizi dahi yerlere suruyor, sana olan minnet ve sukrumuzu en kiymetli varligimizi yerlere koymakla ifade ediyoruz. Sayet basimizdan daha kiymetli bir organimiz olsaydi onu da huzurunda iftiharla yerlere serer, minnet ve sukrumuzu onunla da ifade etmek isterdik.



Bu aciklamalardan sonra rehber turistin cevabi soyle oldu:



– Tamam tamam. Biraz daha anlatirsan grubumuza burada namaz kildiracaksin.



Bu sirada turistin biri Celebi'ye yaklasip sordu:



– Bundan sonraki namaziniz saat kacta olacak? Anlattiginiz manada bir namazi ben de araniza karisip kilmak istiyorum. Bana cok uygun geldi bu anlayis icinde ayakta durmak, egilmek, basi yerlere koyup Yaradan'a minnettarligini ifade etmek. Bence de ibadet budur.

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::.



DUÂ

Bizleri yoktan var eden, varlığından haberdâr eden, gören göz, işiten kulak, tutan el, yürüyen ayak, konuşan dil, düşünen akıl ve inanan kalp ihsan eden Allah’a (cc) hamd; O’nun sevgili resûlüne ve güzide ashâbına selâ-i selâm olsun...

Yâ Rabb’i, Sen affedicisin, affı seversin bizleri de affeyle.

Yâ Rabb’i, bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve iki cihanda yüzümüzü kara çıkarma.

Yâ Rabb’i, nefsimizi ve neslimizi imandan, Kur’an’dan ayırma.

Yâ Rabb’i, faydasız ilimden, kabul olmayan duâdan ve borçlu ölmekten sana sığınırız, Sen esirge, Sen koru.

Yâ Rabb’i, Sen bizi insanlardan, cinlerden, şeytanlardan, kem gözlerden, görünen ve görünmeyen her türlü kazâdan ve belâdan Sen koru, Sen esirge.

Yâ Rabb’i, Sen dertlere devâ, hastalara şifâ, borçlulara edâ ihsan eyle.

Yâ Rabb’i, akıl ve âzâ noksanlığı verme.

Yâ Rabb'i, canımı almadan aklımı alma.

Yâ Rabb’i, elden ayağa düşürme, imandan ve Kur’an’dan ayırma.

Yâ Rabb’i, Hakk’ı hak bilip Hakk’a uyan ve bâtılı bâtıl bilip bâtıldan uzaklaşan kullarından eyle.

Yâ Rabb’i, Sen korktuğumuzdan emin, umduğumuza nâil eyle.

Yâ Rabb’i, dünyada mekânsız, ahrette imansız bırakma.

Yâ Rabb’i, sevdir bize hep sevdiklerini ve yerdir bize hep yerdiklerini.

Yâ Rabb’i, kısaca peygabberimizin (sas.) senden sistediği tüm hayırları ve iyilikleri Sen’den isteriz Sen ihsan eyle ve Sen lütfeyle; yine peygamber efendimizin sana sığındığı tüm kötülüklerden ve şerlerden sana sığınırz Sen esirge ve Sen koru... Âmin... Âmin... Âmin...

Not: Duâ iki kısma ayrılır.

1- Fiili duâ (bizzat o işi yapma)
2- Kavli duâ (lisânen yapılan duâ)

Dinde esas olan fiili duâdır. Halkta ise kavli (sözlü) duâ daha ağır basmaktadır. Bu anlayış yanlıştır. Mesela; evlenmek fiili duâ, çocuk istemek kavli (sözlü) duâdır. Evlenmeden çocuk istemenin bir anlamı var mıdır?



Hanifi KARA

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

****S.A HAYIRLI SABAHLAR****



Bizlere yeni bir gün daha bahşettiği için Rabbime sonsuz şükürler olsun...
gününüz hayırlı ve bereketli olsun..
RAbbim verdiğin nimetlere karşı yaptığımız nankörlükleri görmezden gel ve bizleri razı olduğun kulları arasına dahil eyle..
amin..

Her sabah uyanıyorsa gözlerimiz, her sabah yeni bir gün doğuyorsa, mevsimler değişiyor ve biz buna şahid oluyorsak,bize tevbe etmek için yeni bir fırsat daha verdiğin için sana hamd ile teşekkür ediyoruz.

Ey Rabbimiz Senden hayırlı işler yapmayı, kötülükleri terk etmeyi,
fakirleri sevmeyi, bizi bağışlamanı, bize merhamet etmeni ve insanların
fitnesini murat buyurduğunda fitnelere düşmeden bizi vefat ettirmeni
dileriz.

Ey Rabbimiz! Senden; Senin sevmeni, Senin sevdiklerinin sevgisini ve bizi
Senin sevgine ulaştıracak amellerin sevgisini dileriz. Senden tertemiz bir
hayat, dosdoğru bir ölüm, rezil etmeyen ve ayıpların sayılıp dökülmediği bir
dönüş istiyoruz.


Ey Rabbimiz! Senden hidayet, takva, afiyet ve zenginlik istiyoruz. Bize
talihsiz ve nankör olmayan, şirkten arınmış, tertemiz kalpler lutfeyle


Allahım! ...
Günahlarımı
bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı
haddimi aşarak işledigim kusurlarımı
benden daha iyi bildigin bütün suçlarımı bagışla!

Allahım! ...
Ciddi ve şaka yollu yaptıklarımı,
Yanlışlıkla ve bilerek işledigim günahlarımı affeyle!
Bütün bu kusurların bende bulundugunu itiraf ederim.

Allahım! ...
şimdiye kadar yaptıgım,
Bundan sonra yapacagım,
Gizlediğim ve açıga vurdugum,
Ve benden daha iyi bildigin günahlarımı affeyle.
öne geçiren de sen
Geride bırakan da sensin
Senin gücün herşeye yeter

Allah 'ım..
Bizleri dogru yolundan ipinden ayırma..
Dua isteyen arkadaşlarımızın dualarına icap et...
Şifa isteyenlere Şifa ver...
Allah'ım
derdide dermanıda sen verirsin
Yılıanın zehrine sakladıgın derman gibi şifa arayanlara yardımcı ol..

bizleri şer gibi gözüküpte hayrolan işlerde yanlış anlamamıza mukayet ol...

Allah'ım..

Sıkıntısı,Derdi,Sorunu Olanın yardımcısı ol...
Gönüllerini ferah tut..
yüklerini Azalt..
Tutuldukarı İmtihan Çetin geçmesin.
Onları ve Bizi Kaybedenlerden Eyleme!


Nefsimize zulmetmekten alıkoy bizi.
Senin adaletine razı olanlardan eyle bizi.
Senin adaletinin korkusuyla terbiye et hepimizi.
Adaletinin korkusuyla yumuşat kalplerimizi.
Amellerimizin tartıldığı 'mizan'da güzel eyle akibetimizi.
Mizanında ağırlığı olanlardan eyle bizi.
Kolaylaştır sorgu sualimizi.
Sana hesap verme inceliğiyle yaşat bizi.
Hükmüne razı eyle bizi.
Zulmetmekten ve zulme uğramaktan uzak eyle hepimizi.. amin amin

GECE UZUNDUR ONU UYKU İLE KISALTMA GÜNDÜZ AYDINLIKTIR ONU GÜNAHLARLA KARATMA !


KUŞLAR YILDIZLARA BAKIP GİDECEKLERİ YOLU BULABİLSİNLER DE, GÜNEŞİN AYDINLATTIĞI ŞU KÂİNATTA İNSANLAR SAHİBİNE GİDEN YOLU BULAMASINLAR HAYRET!

muhammed bazit

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::.

*****ÖLÜM VE AYRILIK*****



Her an bir ‘ayrılık’ yaşıyoruz. İçinde yaşadığımız bir ‘an’, bir ‘an’ sonra gidiyor.

Her gün su verdiğimiz, toprağını havalandırdığımız ‘menekşe’, yapraklarıyla, rengarenk çiçekleriyle bize gülümsüyor ve sonra soluyor, gidiyor. Bebekliğimiz, çocukluğumuz ve gençliğimiz geliyor ve gidiyor. Güneş geliyor, akşam gidiyor. Ay geliyor, sabah gidiyor. Akşam geliyor ve gidiyor, sabah geliyor ve gidiyor. Tren geliyor ve gidiyor. Dalgalar geliyor ve gidiyor. Bahar, dolu vagonlarla geliyor ve gidiyor. Annemiz, babamız, kardeşlerimiz, akrabalarımız, biz... geliyoruz ve gidiyoruz. Günler geliyor ve gidiyor. Velhasılı her şey geliyor ve gidiyor. Ne anlatıyor bu gelip gitmeler? Neyi göstermek istiyor bu ayrılıklar? Ya İlahi! Bize bu ayrılıkların hikmetini anlamayı nasip eyle! Bu ayrılık hüznünün arkasında hangi sevinçler var? Göster bize ya Rabbi!


Ya Rab


Kapına geldim, ölümle geldim… Eli boş, kalbi kara, yüzü kara geldim.

Dünya avuttu beni, oyaladı, eğlendirdi. Türlü ziynetiyle kendine çekti. Ben de daldım ona, unuttum seni, unuttum kendimi, unuttum öleceğimi…

Ama bak şimdi ölüm geldi, buldu beni…


Kimse etmedi bana, kendimin ettiğini… Ben kimseyi değil, ancak kendimi kandırdım. Şeytana uydum, nefsime kandım.
“Ebedî yaşayacaksın! ..”
diye kendimi inandırdım. Yarına dâir ne planlar yaptım, ne hülyalara daldım.

Ancak bir akşam, güneş kızıl eteklerini daha toplamamıştı ki, çalındı kapım…

Oysa daha yapacak ne çok işim vardı, tadacak ne kadar lezzet, gezecek ne çok yer, toplayacak ne kadar güzellik vardı.

Elimde neler vardı, neler… Ama hiçbiri yetmezdi. Gözüm hep başkalarınınkine kayar dururdu.

Lâkin gözüm şimdi kendi yaptıklarına sâbitlendi.

Meğer ne kadar az iyilik yapmışım, ne kadar da az başkalarını düşünmüşüm. Hayatımı ne kadar da gafletle geçirmişim. Gençliğimi, zindeliğimi, gücümü, kuvvetimi, aklımı, zekâmı ne kadar da boş yere heder etmişim.

Artık nâfile… Geçen geçiyor, giden dönmüyor.

Pişman olasım geliyor, ama artık o da nâfile… Ölüm geldi, hayat bitti. Son perde indi ve gerçek hayat başladı. Benim yazdığım, kurgusunu yaptığım, sahneye koyduğum ve şimdi izleyeceğim hayat! ..

“Keşke”

si olmayan, gizlisi olmayan, dönüşü olmayan, müsveddesi olmayan hayat! ..

Kapına geldim, ölümle geldim… Öldüm de geldim. Eli boş, kalbi kara, yüzü kara geldim.

Affına geldim, lütfuna geldim, sana geldim;

Yâ Rab! !


____________#####__________###__________________
__________########________#####_________________
________#####_____#_______######________________
______####_________#_____########_______________
_____###____________#___#########_______________
____##_______________#__#########_______________
___##_________________#_#########_______________
__##___________________##########_______________
__#_____________________########________________
__#____________________###########______________
_______________________############_____________
______________________#############_____________
______________________##############____________
_____________________################___________
_____________________################___________
____________________##################__________
____________________####################________
____________________#####################_______
____________________#####################_______
____________________######################______
____________________######################______
_____________________######################_____
_____________________################_#####_____
_____________________################__#####____
_____________________################__#####____
_____________________################___#####___
_____________________################_____#_____
______EĞER___________################______#____
______ÖLMEN__________################_______#___
___GEREKİYORSA_______################_______##__
____KAÇACAĞIN________#################__________
___HİÇ_BİR_YER_______#################__________
_____YOK_! ! ! _________#################__________
____________________##################__________
____________________###################_________
____________________###################_________
____________________###################_________
____________________####################________
____________________####################________

Her gün kendisini ziyarete gelen dervişe şeyhi der ki

Her gün bana geleceğine bir gün kendine gel !


:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::