Ali Ziya Çamur Adlı Antoloji.com Üyesinin Şa ...

Sevda için, sevdalar için yaşamak, mücadele etmek varken... Kim, hangi el bu 'ölümüne sevda' temini ekti şiir toprağına? Bu şiir sıradanlığı pek aşamıyor. Biçim yönünden pek söyleyeceğim bir şey yok. Ama duygular şiirler sırlanamamış. Yüzeyde. Sözcükler tek yönlü ve anlatım basma kalıp söylemlerin ö ...

Bir baba yüreğinin acılarını, hüsrana uğrayan umut ve özlemlerini çok güzel aktarmışsınız. Yürek tellerimizi üstünden tayfunlar esiyormuşçasına titrettiniz. Ahhh!!! Ahhh! 'Gelimli gidimli dünya/Ahir sonu ölümlü dünya' Ateş düşrüğü yeri yakar dost. Ama dizelerinden fırlayan kıvılcımlar bizim gönlümü ...

1 Eylül Dünya Barış Gününe bir gün kala güzel bir şiir. Yine öykülemeye düşkünlüğünüz ortaya çıkıyor. Ama kullandığınız imgelerle şiirsel duyarlığı zirvelere uçurtabiliyorsunuz. Dize kümelenmesi ve kurgusu yönünden biraz dağınık gibi...

Yine uyarıcı, aydınlatıcı güzel bir şiir. Anlatım, biçim ve kurgulama çok güzel. Şiirde anlatılanlar yüzeyde kalmamış. Alegoriler şiiri güçlendirmiş. Sıfırlamamak ve sıfırlanmamak için çaba gösterenlere, üretenlere selâm olsun!

Duyarlık ve öyküleme güzel. Ama şiirsel derinlik yok. Yalın ve çıplak bir anlatım. Amaç da şiirsellikten çok yaşanan acıları dramatize etmek. Bu yönüyle başarılı sayılabilir.

Evet bal gibi şiir. Aforizmalar da şiir evreni içinde yeşerirler. Gerçi bir şiirin içinde şiirin yağına ve balına karışmadan sırıtırsa şiiri bozar.Ama bu şiir, şiir evrimimiz içinde çokça rastladığımız kendi içinde büklümlenen ve yavaşdan hızlıya doğru, beş dize içinde duygu akışımını çarpıcı biçimd ...

Güzel bir şiirin başı gibi. Sanki peşinden çağlayanlar akıtmayı bekliyor gibi.
'dağlar akrobatlığına dengede ' dizesi şiri ses ve anlamsal açıdan zorluyor.

Bir hesaplaşmanın ve sorgulamanın şiiri sizin şiirleriniz. Derin, derin olduğu kadar da engin dizeler...

Bu karamsarlık şiire yakışsa da size yakışmıyor dost! Boşvermişlik de! Şiirinize söyleyecek tek şeyim yok. Bungunluğunuzu, duyarlığınızı çok güzel yansıtıyor. Ama bizlere bungunluk yasak! Ben yasaklar içinde bir tek bu yasağı severim!

Çok güzel, farklı biçimsel denemelerin şiir alanındaki deneyimini ve kat ettiğin yolu göstermekte. İşte hepsi bu şiir olarak da, (((insan))) olarak da.

Çok güzel dostum. Amerikan emperyalizmini yılan yüzü tüm ayrıntılarıyla şiir tezgâhında başka nasıl dokunabilir.
Ne diyordu Nazım, 'tükürmüşüm kafiyenin içine'
Ben de bırakıyorum şiirsel kelâmları. Şiirin yüreklerimizde ve beyinlerimizde yarattığı çırpıntı giderek dev tsunamilere dönüşmekte...

Bir yaman trajedidir, yaşanır günün kanayan dokusunda hâlâ... Kan toprağı sularken, ağıtlar karartmakta gökleri. Kimi zaman beş-on dönüm; kimi zaman kilometrelerce toprak, para,hırs, petrol uğruna.

'Bir dokun bin ah işit kâse-i fağfurdan'

Dalga dalga, haykıra haykıra akıyor şiiriniz imgelemimizin en derin duldalarına.Her dize, bir öncedeki yükü omuzlayarak deprem dalgaları gibi çullanıyor üstümüze. Sorumluluklarımızı ve sorumsuzluklarımızı anımsatıyor.

'Gidiyorum anne' şiirini okuduktan sonra bu şiiri ve şiirde dile gelen duyguları daha iyi anlayabiliyorum. Lirik ve yüreğin derinliğinden çağlayanlarca dökülen bir anlatım. İmgeler, mecaz ve bağdaştırmalarla yetkin bir şiir. Yunustan sonra bu duygusallık ve içerikte okuyarak etkilendiğim ender şiirl ...

Çok güzel, müthiş bir duyarlık fışkırıyor bu şiirden. Yaşama doymadan giden bir genç kızın duygulanmalarını ancak içli ve derin bir yüreğe sahip bir baba anlayabilir ve anlatabilir.
Bu şirin duygusal dokusu öylesine oturmuş ki ne tek sözcük eklemek ne de çıkarmak olası.
Yine de iki yazım hatasına ...

Güzel... Gerçek sevginin yolunu ve gerçek sevenin kimliğini yoğunlaştırarak verebilmişsin. Kimi yerde öğüt kristalleri karışsa da araya şiirin parlaklığı içinde fark edilmiyor. Aşağıda dilime takılan şiir içi akışım dengesini bozan dizeler üzerinde biraz dursan şiir daha da akıcı ve çekici olabilece ...

Evet bu sefer hem ölçü tutmuş; hem de şiirde ruh yapınız daha belirgin ortaya çıkmış. Hem pişmanlık, hem ulaşamama kaygısı hem de derin bir özlem yansıyor.

Hüseyin Haydar'ın ve Orhan Alkaya'nın şiirlerinden bu yana Irak ve savaş üzerine okuduğum en nitelikli şiir. Yine senfonik anlatımınız, çağrışımdan çağrışıma sürüklerken bizi, Mezopotamya'nın geçmişten bugüne gelen gizemli ve trajedik çalkantılarını farklı anlam örüntüleri içinde buluşturabiliyorsun ...

Hayır, bu şiiriniz ne bireyci ne de bireysellci. Yalnızca toplumsal kavram ve çağrışımların üstünü okuru açmaya iten bir tülle örtmüşsünüz. Açabilirsek, karşılaştığmız görünüm, duyarlıklarımızı alt-üst ediyor.
Kendi içinde devinen, devindikçe de farklı çağrışımlara kulaçlar atan bir dize yapınız va ...

Siz de gurur duyulacak bir babasınız dostum. Hangi evlât dinlemiştir babasından bu güzel dizeleri,övgüleri. Şiirdeki yalınlık ve içtenlik, yüzeyden derinlere, derinlerden yüzeye kabarıp inen umutlar, coşkular... bu şiire şiirsel açıdan fazla dokunmamı engelliyor.

Ne güzel duygular, dilekler özlemler ve umutlar... Şiirin parıldayan raylarında giderek yükselen bir hızla duyarlıklarımızı canlandırıyor, ışıtıyorlar. Kimi zaman açıklama ve ajitasyon çekme huyunu şiirinizde bir çağrışımsal örtü altına alabilsenizçok güzel şiirler dökülecek pırıl pırıl yüreğinizden.

günlüme )gönlüme
nameler ) nağmeler
gelirmisin/severmisin)gelir misin/sever misin
mahsun )mahzun
Yazım hatalarına dikkat!
Farklı yapıda ama yürekten duygu pınarlarının musluğunu sonuna açarak duyarlığımıza döken bir şiir.

Çok güzel!. Sorgular ve yanıtlar, güzel oturtulmuş şiirin içine. İki gözüme batan dığında dize kurgusunda da pek sorun yok:'Okudun mu açlık üzerine ///mutsuzluk üzerine yazılanları
Niye okuyacaksın, ///niye göreceksin, ///niye duyacaksın ki ' Yukarda üçlü eğri çizgiyle gösterdiğim biçimde dizeleri ...