Ayse Mutlu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antol ...

enteresan diyaloglar

16.09.2004 - 12:30

uzun bi aradan sona devam..

mekan Atina Olimpiyatları 2004 Elvan'ın koştuğu 5000 metrede yarış bitmek üzere,daha doğrusu sarışın uzun boylu bi ablamız kalmış en sona..onu beklyoruz..babanın yorumu;
baba- hehe şuraya bak ya hala koşuyo..bıraksana..
…bi taksi tutsa bari..cık cık..

ceza

31.07.2004 - 22:41

en ii ben yapıorum rapi demiş ama sagopa kajmeri tercih ederim bu dalda..
ceza biraz daha 'düzgün' bi insan..ve çok hızlı..
buarada candan erçetin'le söledikleri 'bu şehir' çok gzl..rapi destekleyim işte böle..

ceza

31.07.2004 - 22:30

Tepininiz hadi hepiniz,hepiniz zemindesiniz
Nesiniz zehiri bir temin ediniz
Zehirleniniz Ne bok yerseniz yiyiniz
Ilgilendirmezsiniz bir nebze
Isiniz biter bir litre benzinle
Söyle bir baktim etrafimda herkes ermis
Issiz adaya düstüm ama herkes benle gelmis
Aglanacak halde bile biz hep gülmüsüz
Yasadigimi zannederken ben çoktan ölmüsüm
Üç kurus maasla milyonlara kafa tutar insanim
Sokak çocuklarini yeri gelir taslar insanim
Yalan bos haber pesinde kosmus insanim
Kula kulluk etmis kimlere el açmis insanim?
Varyete gösteris meraklisi,gözüne batmasin Rap!
Ülkemin derdi çokken delinmesin cep
Rap kültürümüz degil Tamam
O zaman Pop kimin? Rock Kimin? Arabesk kimin?
Cevap verin..?
______
'Anladın mı derdimi bu..? ' şarkısından bi bölümdür..

enteresan diyaloglar

29.07.2004 - 19:47

Mehmet Ali Birand: Siz bu türban konusunda seçimden öncede iktidara gelirsek bu konuyu halledeceğiz demiştiniz, bugünlerde yani şey yine bu konunun üstüne en çok siz gidiyorsunuz, misyoner gibi davranıyorsunuz ee aaa uu hani şey gibi mayın tarlasına en önde şeyi gönderirler ya...

Bülent Arınç: Eşeği...
Mehmet Ali Birand: Estağfurullah! ..
_____________________________________
Tarık Tarcan: Bir Çift Yürek adlı kitap kimin eseridir bilen var mı?
Yarışmacı: Ay ben yanlış hatırlamıyorsam Avustralya'da mı ne çölde yaşayan yerlileri anlatıyor bu kitap...
Tarık Tarcan: Oberjinler değil mi?
Yarışmacı: Ay evet oberjin, oberjin! ..
Not: Oberjin (Aubergine) = İngilizce ve Fransızca’da patlıcan...
Aborijin = Bumerangı da icat eden Avustralya yerlileri...
____________________________

Mobil Hayat sunucusu: Hiç bir film izleyip a bu rol tam bana göre sanki benim için yazılmış dediğin oldu mu?
Doğa Bekleriz: Çok üzgünüm ki çok geç görebildim, geçen gün Yeşil Yol'u izledim, zencininki mükemmeldi. Öyle etkilendim ki böngür böngür ağladım...
Sunucu: Çok mu duygusaldı?
Doğa: Ya bilemiyorum, kocamandı yani zencininki, ipiriydi, ipiri bi zenciydi...
_____________________________________

Metin Uca: Rusya'nın savaşta olduğu ülke...ç1...ç2...ç3?
Esrahan Sönmezer: Cevap veriyorum ç2...
___________________

Mustafa Topaloğlu: Biz dünyada 7 milyar insanız...
Muhabir: Olduk mu o kadar yaa?
Mustafa Topaloğlu: Olacağız eninde sonunda...
___________________________

Ben şimdi bu akşam bekar olsam, şunun, bu kızcağızın, ağzından girer, burnundan çıkar, bu akşam bırakmazdım onu...'
=> Adnan Şenses (Sivaslı Cindy'e bir toplantıda methiye yazarken)
___________________________

'Lütfen kapılarda durmayınız, kapılar otomatik açılır düşersiniz bak! ..'
=> Konya'da tramvay şoförünün anonsu
__________________

'Hanımablaaa, bu gördüğün enişteye benzemez altına aldı mı öldürür! ..'
=> Minibüs şoförü (az kalsın ezeceği yaşlı bir teyzeye)
_______________________

Seyirci: Peki Lila renkli kürede ne vardı?
Elifnağme: Ahahahaaa, öyle mi? (kendisine iltifat edildiğini sanarak)

enteresan diyaloglar

29.07.2004 - 19:43

bad time son yazdıkların atmasyon mu :) şahsın tarafından..hani bilioruz öle bi yeteneğin var yaratıcılık mahiyetinde..bu çizgi dizilerin çoğunu izlemişimdir nası kaçar gözden ya

enteresan diyaloglar

29.07.2004 - 08:06

Erman Toroğlu: Osman'ı seviyor musun?
Konuk kadın: Seviyom! ..
Erman Toroğlu: Ne kadar oldu seveli?
Konuk kadın: 25 gün...
Erman Toroğlu: Seveli? ? ?

enteresan diyaloglar

25.07.2004 - 15:21

Kanki Kumsal_g'ye Tv'de Dövüş Kulübü'nün gösterileceğini ve tekrar izlemesini söledim..
filmin gösterildiği saatlerde arktan şöle bi msj geldi;
_Ayşe Flaşa bi baksana,adamlar güreşiolar çok enteresan..
(ben Dövüş Kulübünü izle diorum,kız bana Amerikan Güreşine bi bak diyor ıyyhh)

enteresan diyaloglar

25.07.2004 - 15:21

Tv'de Super Models yarışmasından Resul;
Resul; bir seçim yapmak zorundayız,bunun bi yarışma olduğunun farkındayız..
Kardeş; ne akıllı ya..hemen çözmüş..

şiddeti çözüm olarak benimsemek

21.07.2004 - 11:48

adaş peki bağırmak şiddet mi?
öyleyse şu an internet dilinde sen bağırıyosun..kimi yiyosun :))

enteresan diyaloglar

21.07.2004 - 11:30

elemanınbiri: sizin grubun adı ne ya? ?
esasoğlan: supangüle
elemanınbiri: kaaç? ? ?
esasoğlan: supangüle be keşkülün karesi

ölüm

21.07.2004 - 11:19

aa terimi ekleyeni göremiyorum! !
çok mistik..bu bi işaret mi acaba? ? korktum

ölüm

21.07.2004 - 11:18

hergün 'had cnm %50 olasılık var bakalım ölücen mi bugün' diorum..
başım yastığa değdiğinde 'had cnm yırttın gene aferin bakalım sabaha çıkıcan mı' diorum..sona sabah oluyo hadi diorum gene cnm fifti fifti..bakalım nolucak :)) bitmeezz..
ama bi an biticek..

şiddeti çözüm olarak benimsemek

21.07.2004 - 10:41

nası bi şiddet bu?
fizikselse eğer; bazen karşıdakinin saç tellerini sökmek allahın emri oluyr böyle çok istiosun..ama şiddetin sözle olanı daha can yakıcı daha kalıcı..genelde tercih ettiğim bu :)) ama öyle belden aşağı asla..kişiliğine davranışına yönelik bi ima bi dokundurma suratına konduracağım yumruktan daha fazla canını yakar onun..ama bu da en az fiziksel şiddet kadar hayvanca bişeydir..bazen deşarj için gereklidir..

aa ne farkettim..hani 'şarj'ın 'şarz' olduğunu iddia eden babalar var ya hala; 'deşarj' derken buluyosun cwbı..'deşarz' demiosun yani...aa ne gzl kutluyorum kendimi :) işte insan hergün yeni bişeyler öğreniyo kahretsin..

dehap

20.07.2004 - 15:50

Okulun haftalık felsefe kulübü toplantısının ilk derslerinden birinde hoca bi kitap incelememiz gerektiğini söledi ' baştan başlayalım Küçük Prens okuyalım hadeee ' gibi bi durum oldu. Arkadaşlar arasında Marx'ın tüm eserlerini yalamış yutmuş kusmak üzere olanlar burun kıvırdı,derse girmediler bilmem ne..neyse okuduk,sıra geldi incelemeye..hoca da son derece çekingen ergenleri hareketlendirmek için yönlendirme çalışmalarına fln girdi..soru sordu yani..

Efenim işte kitabın bi bölümünde Küçük Prens bahçesindeki gülleri biyitmek için,tüm ayrıkotlarını temizliyor,hepsini koparıyır..Hatta bunu ayrıkotları küçücükken yapıyor ki tehlike arzetmesin fln..Çünkü koparılmassalar gülün yetişmesine izin vermiycekler ve hertrafı kaplıycaklar..ve zaten çirkinler..herneyse hoca sordu; arkadaşlar dedi Küçük Prens'in yaptığı doğru mu fln..
Daha önce doğru-yanlış olayını son derece ateşli bi şekilde tartıştığımız için 'dur balakım hocaa! ayrıkotlarının dili olsa kesinlikle doğru deil derler ama güllere sorsak vay halimize..hangi dorudan bahsediyoruz' gibi bikaç itiraz çıkınca,gaflet ve dalalet içindeki hocamız başka türlü denedi; yani dedi ayrıkotlarını bahçe ve güller için yararlı hale getirebilir miyiz,ayıklamak zorunda mıyız dedi..İşte bu sorunun ardından bitmeeezz gibi görünen bi sessizlik oldu-baya bi sessizlik işte 3 dk. fln..
Soru basit tabi..Ama hepimiz de malumunuz uyanık veletleriz; durumun gül-ayrıkotu meselesi deil ve hocanın da ucundan kıyısından konuyu faşizme getirmeye çalıştığını anladık yani..O yüzden bi sentez kurmaya çalışıoduk haliyle..Yani koparalım gitsin,büyümeden yokolsunlar desek,ewet belki bahçedeki güller için bunu yapabilirdik ama hayır bunu kimse savunmadı o dakka..İki bitki de beraber yetişip gitsin desek,hayır mümkünatı yok,birinin olduğu yerde diğeri olmaz,yetişemez..Güller bakım isterdi; ayrıkotları da çok hızlı büyüyorlardı..Yani şu çok belli ki 2'si bi yerde kesinlikle olmaz..Peki ayrıkotlarını bi şekilde bahçeye,bitkiye böceğe yararlı hale getirmek nası bi fikirdi? Yani ayrıkotlarını gübre olarak kullanmak da deriz..
Şunlar birer gerçekti ki;

-Ayrıkotları ve güller birarada olmuyordu
-Ayrıkotlarını güllerin yararına kullanarak onları yok etmek aynı şeydi
-Güzellik kavramı mutlak olmadığına göre,belki de gülleri temizlemek gerekiyordu,ayrıca dikenliydiler
-Sanıyorum burda karlı çıkan taraf siyah smokinli böcekler oluyordu

İşte bu 2-3 dkkanın ardından her kafadan bir ses çıktı.Amaç çözüm bulmak deil,öneri sunmaktı tabi de; orda bile sakin olamadık,herkesin dediği dedik..
Kaldı ki burda tartışılan; şu bahsettiğiniz derin devlet ve memleket meselesi..Üstelik 2 tarafın da canı acımış..Tabi karşılıklı sigara çay içilesi ortam oluşmıycak,dinle kardeşim siz bize şöle yaptınız bunu dediniz gibi bi muabbet dönmeyecek orası kabak gibi de; beynini dağıttım falancanın,biz böle yaparız tarzı yazılar farkettiyseniz çok mizahi..Polisçilik oynayan çocuklar-PC başında..Ayrıca koskoca milleti ardına alıp onların adına konuşmak,kahramanlıkla bir tutulmuş..Şahsen hiç üstüme alınmadım..Ayrıca burda yapılan terbiyesizlikler ayrı ayrı değerlendirilsin lütfen..Herkes kendi ırkını mı temsil ediyor? Tabiki herkes kendi ahlakını koyuyor ortaya..Yazılara,hitaplara bakarak ne kadar insan olduğunu anlayabilirsin.Gerçi bu insanlık olayı ayrı bi tartışma konusudur..

Hori-tori aklıma gelmişken söylüyorum bir insana kızıp köpek kelimesinin deişik versionunu ona kullanmana çok teesüf ettim..13 yıldır tanıdığım bi köpek var ismi Mırfi..İnsanlara mahsus komplexlerin hiçbiri yok onda..Hatta ne kendi cinsini ne de farklı cinsleri yaralayabilecek sözcükleri de yok..Hayvan yakıştırması yaptığın insana bi lütufta bulundun..da yazık köpeğin ne suçu var..

Herneyse unuttum bahsetmeyi bu Küçük Prens'in bir de koyunu var..Ah nası istiyorum bu koyun dalsa bahçeye de ayrıkotuymuş,gülmüş böcekmiş ne varsa indirse mideye..Problem felan kalmicak..

cosette

19.07.2004 - 08:34

Victor Hugo'nun Sefillerindeki küçük kızın ismi..ya da buna benzer bişeydi çıkmadı şimdi..

ceza

16.07.2004 - 23:33

Bilgin Özçalkan

ilk aşkım

16.07.2004 - 23:06

tabiyki tabiyki :))

enteresan diyaloglar

16.07.2004 - 22:11

-'Hazir olduktan sonra 'hazirim' DEYİN, gong sesini DUYDUKTAN sonra yarismaya baslayabilirsiniz...' 'Sans Kapiyi Çalinca'
programinin sunucusu Nil Yigitbas SAĞIR ve DİLSİZ yarismaciya söylüyor..

enteresan diyaloglar

16.07.2004 - 22:11

'Şu klimayı açsana Uğurcuğum, ya da bir keseci gönder! ..' => Erman Toroğlu
_____________

'Uğur izin ver be, şurda iki çift laf ediyoruz...' => Şansal Büyüka (Uğur kulaklıktan kısa kesmesini söylediğinde)

enteresan diyaloglar

16.07.2004 - 22:09

Anne; dün bize iş yerinde bi haşlanmış yumurta verdiler..mosmordu..
Kardeş; hade ya..yemeyin zehirli felandır
To; bu yumurtaları kazanda fln mı pişiriolar anne?
Kardeş; ay sorduğun soruya bak..anne sarmısak yiyebilio musunuz sarmısak? ?
Anne; nerde..kimse yiyemez.yasak..çünkü yanında arkadaşın oluyor,yönetici oluyor..rahatsızlık..
To; e anlaşın yanındaki de yesin..denk getirin..
Anne; dedim ya ustası var işçisi var müdürü var makinisti var..
To; e anlaşın işte fabrikacak..o gün sarmısak yiyin..herkes sarmısak yesin..bekçi şoför yemekhaneci patronu..hepiniz sarmısak yiyin..biz de yeriz evde sen rahat olursun..ayak uydururuz :) _ki kendisi ağzına sürmez_

enteresan diyaloglar

16.07.2004 - 20:06

benim kardeşin 19.yy'da yaşadığını tahmin ediyodum da,bu kadar kesin-net olmamıştı..(bu sabah)

Şapşal; ablaaa..biz 19. yy'da deil miyiz? 20 felan dediler..
Tourni; ! ? !
Şapşal; bize hoca demişti ki mesela 1516 diyelim; bu 15'ten 1 çıkarıyosun; yani 14. yy. oluyo
Tourni; ne dion be! yemişler seni..salak yok öle bişey..tam tersi şimdi.._kriz fln geldi_
Şapşal; bak döverim seni abla gülme! ! ööle demişti bana.... hoca
Tourni; benim de hocam o..öle bişey demedi,) fındık beyinli..
Şapşal; seninki ne! ? mercimekk!
Tourni; bulgur! !
Şapşal; kum tanesi! !
Tourni; pudra şekerii! ! heaa :)
Şapşal; ! ! ! ! .. (hala düşünüo garibim daha nası ufaltırım diye..bulamadı henüz,zafer bende hehe)
_____________________________

Kardeş yarım saat bi şekerleme yapmış,ardından biricik ablasından rüya tabirleri kitabını ister;

Şapşal; abla versene şu kitabı..-sinirli-
Ablası; bu kısacık zamanda rüya da mı gördün? ! napçan lan rüya kitabını,hangi devirde yaşıoruz? ha 19. yy. :))
_____________________________

Şapşal; abla bak beni deli edip durma..ben sana 23. yy'da mıyız dicektim..
Abla; ! !
Şapşal; ewet..çünkü 2004..4'ten 1 çıkarıyosun (alışmış kimden duyduysa illa 1 çıkarıcak)
Abla; ee.. ;)
Şapşal; o zaman 23. yy oluyo..ama sen benim kafamı karıştırdın 2000li yıllardayız dedin ben de 19. yy. demek durumunda kaldım..
Abla; yani aslında sen 23. yy. dicektin?
Şapşal; e evet..ama gülme! ! senin oyununla yanlış söliceme ben kendi bildiimle sölerim daha ii..ona gül..(aynı zamanda gururlu genç)
Abla; e bu daha komik..23. yy.. seni İnkılap hocana şikayet edicem tükürücem yüzüne uhh hocam nası öğretemediniz dicem
Şapşal; haa önümüzdeki günlerde seni ararsa..
Abla; beni nie arasın canım seni arar o..noldu gene mi küstünüz? (hocamız çk içtendir aynı zamanda arkadaşımızdır :)
Şapşal; neyse işte ararsa ne dicen bilio musun..
Abla; öldü..
Şapşal; evet...döverim seni gülme..
_____________________________________

gün boyunca kardeşin 'ben senin açığını yakaliim bak gör' laflarına 'benim hiçbi zaman 200 sene gibi bi açığım olmıcak nihahha' nidalarıyla karşılık verildi..

enteresan diyaloglar

14.07.2004 - 20:51

Adam; sen saçına birşey mi yaptın?
Kadın; nasıl yani?
Adam; yukarıya toplamışsın?
Kadın; haa..evet..
Adam; ....
Kadın; eee?
Adam; ne eesi?
Kadın; güzel olmamış mı?
Adam; ne?
Kadın; neden bahsediyoruz biz?
Adam; neden bahsediyoruz?
Kadın; saçımdan.
Adam; ne olmuş saçına?
Kadın; ben de onu sana soruyorum,ne olmuş saçıma?
Adam; birşey olmamış.
Kadın; sen az önce neden saçımı topuz yaptığımı sormadın mı?
Adam; sormuşumdur.
Kadın; sormuşsundur! on saniye önce konuştuğun şeyi hatırlamıyor musun?
A; hatırlıyorum tabi canım..
K; neden o zaman sormuşumdur diyorsun?
A; canım lafın gelişi söylemişimdir!
K; sormuşumdur! söylemişimdir! istersen kendinden emin olduğun bi zaman görüşelim.
A; yahu saç lafını lafın gelişi söylemişimdir diyorum.
K; yani o laflar bir yerden bir yere gidiyordu,yol üstünde senin ağzına uğradılar,sen de o lafları bana yönlendirerek canımı sıkmak istedin öyle mi?
A; senin canını niye sıkmak isteyeyim?
K; olur ya bazen canım.insanın canı bazen durup dururken birşey sıkmak ister.hatta bu ihtiyacı karşılamak için stress topları bile satılıyor.yani insanlar yanlış şeyleri sıkmasın diye..senin yaptığın gibi.
A; ne yaptım ben?
K; hiiç.. günümü berbat etmek üzere mükemmel bir başlangıç sadece.
A; hayatım iyi misin sen?
K; kötü mü görünüyorum? özellikle saçlarımı soruyorum tabi!
A; Allahım kadın saça taktı!
K; hayır Allahım asıl saça takan o!
A; ben saça falan takmadım! !
K; vaay..
(ve erkek sesini yükseltmesi gereken anın geldiğini düşündü)
A; ben bağırmuyorum!
K; özür dilerim seni sen zannettim.
A; beni tahrik etmeye mi çalışıyorsun?
K; hayır ben tahrik felan etmek istemiyorum.bu tartışmayı ben başlatmadım zaten!
A; hangi tartışmayı hayatım,biz tartışıyor muyuz?
K; evet..üstelik tartışmaya başlayalı epey oldu..şu anda tahmin ediyorum ikinci sayfanın ortalarında filanız..
A; peki konumuz ne?
K; genel olarak 'bir kocanın karısının özgüvenini yok etmeye yönelik ustaca iğnelemelerine karşı alınması gereken önlemler bienali' diyebiliriz.
A; ne iğnelemesi kadın?
K; kadın mı? işte! erkek,içindeki osmanlı dönemi hasretini dışa vurdu.devam et,seni dinliyorum ERKEK!
A; Allahım ne söylesek kabahat! şimdi de kadın lafı mı battı?
K; benim yaklaşık 33 yıldır bir adım var.evet,kadınım ama diğer kadınlarla karıştırılmayalım diye bir özel isim almışım.dahası senin kullandığın cümle yapısı içinde kadın,bir tür hayvan ismi anlamına geliyor.zira biz tanımadığımız köpeklere köpek diyoruz.tanıdıklarımızın birer adı vardır.
A; sen 37yaşındasın.
K; ben 33 yaşındayım!
A; ama yaşıtların 37 yaşında.
K; sen de 40 yaşındasın adi adam.
A; ben zaten yaşımı küçültüp skeç konusu olmaya çalışmıyorum.
K; beni artık sevmiyorsun değil mi?
A; artık emin olabiliriz,sen delirdin.yahu nerden çıkardın şimdi bunu?
K; peki tamam peki..sakin oluyoruz ve baştan alıyoruz..
A; hayır,hayır yalvarırım baştan almayalım.tekrarını kaldıramayacağım!
K; işte beni asıl deli eden huyun bu biliyor musun?
A; hangisi?
K; tartışmayı başlatacak ilk kışkırtıcı cümleyi söyledikten hemen sonra yani ikinci cümleden itibaren o tartışmayla hiç ilgisi olmayan adam pozuna girmenden söz ediyorum! sürekli ama sürekli aynı şeyi yapıyorsun!
A; neyi yapıyorum?
K; bak yine yaptın!
A; ne yaptım?
K; yahu ben kendikendime mi kavga ediyorum?
A; demin tartışmaydı şimdi kavga mı oldu?
K; evet oldu.ve sen bu sinir bozucu tavrını sürdürürsen birazdan cinayet boyutuna varacak.
A; ........
K; ........
A; sigarayı bırakmıştın..
K; ateş var mı?
A; yok.. zaten bizim ateşten ziyade ateşkese ihtiyacımız var.
K; ...
A; aa gülebildiğini bilmiyordum..
K; güldüğüme bakma,komik değildi..peki sana kalırsa bu bi tartışma deil öyle mi?
A; tabiiki deil hayatım.bunun için en az bir tartışma konusuna ihtiyaç var
K; o zaman normal bir konuşma boyutunda en baştan başlayalım.sen odaya geldin ve ne dedin?
A; saçındaki değişiklik dikkatimi çekti ve onunla ilgili bir soru sordum.
K; ne sordun söyle?
A; saçını topuz mu yaptın? dedim.
K; hayır kesinlikle hayır! öyle söylemedin.yüzünde son derece ekşi bir ifadeyle hatta belki biraz iğrenmeyle karışık 'sen saçına birşey mi yaptın' dedin! cümlenin yapısına dikkatinizi çekmek isterim.sen saçına birşey mi yaptın! saçımdan mı bahsediyorsun annenden mi belli deil..yani geçen gün yanıma gelip 'sen anneme birşey mi söyledin,içerde ağlıyor da' dediğinde beliren ifade vardı yüzünde.
K; ... işte beni asıl delirten de bu oldu zaten!
A; hastasın sen..
K; bunu beni incitmek için söylüyorsun.
A; doktor da olsam aynı şeyi söylerdim,sen bir obsesifsin.
K; eserinle övünebilirsin o halde..
A; ........
K; sigarayı birlikte bırakmıştık.
A; ne yaptın ateşi?
K; eteşkesin yanında olacaktı? yok mu? birlikte gittiler demek ki..niye gülmüyorsun? ben sen söyleyince gülmüştüm.üstelik bu kadar da komik değildi..
A; .........
K; güldün..gülmesen daha mı iyiydi acaba? dişetlerin görünüyor da..peki hadi gel tatlıya bağlayalım bu işi..
A; bağlayalım bakalım..
K; saçımı neden sordun? kötü mü olmuş?
A; hayır canım gerçekten düşünmedim bile..sadece değişik geldi..
K; İŞTE! sorunu bulduk! umursamazlık! umrunda değil saçımın şekli! çünkü ben senin malınım,benim her halime alıştın! sevgilim bana söylemek isteyip söyleyemediğin bir şey mi var?
A; ne gibi?
K; ne bileyim mesela 'başka bir kadın var','başka bir erkek var' ya da 'son seçimde mhp'ye oy verdim' gibi..bu kadar oy aldıklarına göre birimiz vermiş işte!
A; bu o kadar kötü mü yani? ben zaten bahçeli bir devletimiz olsun istemişimdir.
K; bu espriye güldüğümü farzedelim.
A; sen hastasın.
K; sanırım aynı serviste yatacağız..

enteresan diyaloglar

14.07.2004 - 20:50

Serap Ezgü ile Kadının Sesi programında Serap hanım 13 yaşında isteyerek evlenmiş kıza sorar;

Serap; neydi zorun da evlendin? demek ki vardı bi bildiğin..ya da birşey bilmiyordun o yüzden evlendin..?
kız; (gülümser) e..e..bilemiyorum..(e tabi :)

otist

14.07.2004 - 07:50

gelişim bozukluğu olarak bilinir..
otist çocukların çoğu acaip zekidir..böyle birşeye saatlerce konsantre olabilirler..bir telefn defterini ezberleyebilirler fln..duygularını kontrol edemezler..ya da tepkilerini demek doğru olur..