Ali İhsan Erdoğan Antoloji.com

AŞKA SON DAVET

Birlikte bir ömür geçirilen hayatlar, paylaşılan anılar ve olaylar… Bunu anlatmaya yetmez yazılanlar: ama yine de paylaşmak değil midir sevgi ve sevgiliye beslenen duygular. Bazen kelimeler bile yetmez ama bilir ki insan sevdiğini kaybettiği an gider uzaklara bir başına, yapayalnız ve bir o kadar da karanlık.

Hayatın baharı hangi yaşlarda başladı bilinmez ama Ali 17 yaşında sevmeyi öğreniyordu. Acaba sevmek aşık olmak mıydı. Galiba o ilk kez aşık oluyor, daha lise yıllarında kalbi ve gözleri ilk kez parlıyor, hayatında bazı duygularının değiştiğini hissediyor ve mutlu oluyordu. Onun hayatında yaşamın anlamı artık sevmek ve sevilmek aşkı olmuştu.

Ali hayatın sevmek kısmını gerçekten yaşadığına inanıyordu. Ya sevilmek kısmı işte ilk acıyı da bu zamanlarda yaşıyordu. Neydi insanların isteyip de veremeyeceği duygu? Aşk mı, zaman mı, yaşam mı, samimiyet mi? İnsanoğlunun güzel vasıflarının hepsini verebilirdi. Canını veren olmadı mı aşkı için, yaşamı ve geleceğini bir çırpıda atmadı mı insanlar, hepsi yaşandı bu dünyada ve yaşanmaya devam edecektir, bu dünyada yaşam oldukça.
..

Devamını Oku
  • Kırcı'dan

    Haluk Kırcı

    23.10.2004 - 01:13

    Birlikde bir ömür geçirilen hayatlar, paylaşılan anılar ve olaylar; anlatmaya yetmez bu yazılan şiirler ama yinede paylaşmaktır sevdiği insana olan duygular. bazen kelimeler bile yetmez. ama bilirki insan reisini kaybettiği an gider uzaklara bir başına, yapayalnız ve bir o kadarda karanlık.
    bizim ...

Toplam 1 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR
  • mehmet akif ersoy

    03.01.2005 - 22:43

    ALLAH senin gibi iman dolu yürekli insanları
    bu vatan üzerinden eksik etmesin...
    MÜKEMMEL BİR KİŞİLİĞE SAHİP İNSAN...

  • türk

    23.10.2004 - 22:39

    Ey Türk Gençliği!
    Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve delâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilirler.
    Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! (1927)

Toplam 2 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR