Halk ingiliz sömürgesini kabul etmiştir.........vahdettin bile en hayırlısı budur demiştir.......padişaha peygamber gözüyle bakan halk hiç düşünmemiştir kurtulabilmeyi........herşey bitti derken bir adam çıkar.......Vatan demeyi unutmuş...unutturulmuş ulusuna.......Ya istiklal ya ölüm......der.........dışardakiler yetmez içerde türk geçinenleri yener....bazen 7 kat el dost olur ama.......o hilafet sevdalıları düşman olur ona.........
ve o bir ömürde yıkılmış bir ulusu ayağa kaldırır.......düşmanı denize döker.......içerdek hainleri temizler....ülkeyi düzlüğe çıkarır.......adı...MUSTAFA KEMAL ATATÜRK....
hocam sandalet diye birşey çıkmış caiz midir......
nasıl bir şey......
vallahi her tarafı açık ayakkabı gibi bişe.......
hocadan öldürücü... cevap.......
açıksa günah.......
Siz beni halâ anlayamadınız.
Ve anlamayacaksınız çağlarca da...
Hep tutturmuş 'Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u' diyorsunuz.
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz.
Mustafa Kemâl'i anlamak bu değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Bırakın o altın yaprağı artık,
bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?
Mustafa Kemâl'i anlamak yerinde saymak değil.
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil.
Bana, muştular getirin bir daha,
uygar uluslara eşit yeni buluşlardan..
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı?
Mustafa Kemâl'i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!
Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların..
Mustafa Kemâl'i anlamak gözboyamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil..
Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız;
laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı.. Kitaplar..
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar...
Mustafa Kemâl'i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü..
Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?
Mustafa Kemâl'i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla.
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister,
paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter!
Mustafa Kemâl'i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil...
Temel annesine sormu:
-Anne ben nasıl dünyaya geldim?
- Annesi ' Gece baban ile yatarken yastığın altına bir kutu şeker koyduk sabah bir baktık ki sen doğmuşsun.' der. Bu fikir Temel'in aklına yatar. Gece yatarken yastığının altına bir küp şeker koyar. Sabah kalktığında her yerde karınca vardır.
- Temel içinden söylenir: Ula şeytan diyo ki tut çarşafı silk ama baba yüreği işte dayanmıyor.
Mustafa Sarıgül.......doğrusu insan yanlış insan bunu tartışmam........
ama o günkü kavganın tek sebebi......eşine laf atılmasıdır......kaç erkek eşine laf atılınca kavga etmez.......
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkez acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar.
Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, 'Bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak'
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış.
Hoca arkasından seslenmiş 'Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun? '
Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış' Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu'
sabahları kahvaltı edemiyorum..çünkü seni düşünüyorum.......
öglen yemek yiyemiyorum.......çünkü seni düşünüyorum........
gece oldu uyuyamıyorum.......çünkü açım..........
Temel makinist olmuş.Birgün rayda giderken tren yolu üzerine bir çocuk çıkar.
Temel düdüğe olanca gücüyle asılır ama çocuk kılını bile kıpırdatmaz.
Tren çocuğa gittikçe yaklaşır.Temel kendi kendine düşünür:
-Acaba çocuğu mu öldürsem, yoksa treni raydan çıkartıp 400 yolcuyu mu öldursem...
Bu sorunun içinden çıkamaz.Ve yolculara sormak üzere arkaya doğru gider.
Yolculara sorar.Tabi ki yolcular canlarının kıymetini bilmektedir ve Temel'in
çocuğu öldürmesini isterler. Olanlar olur. Ertesi gün gazetelerde:
-Tren kazasında 401 ölü! ! ! şans eseri Temel kurtulmuştur. Ve Temel'i mahkemeye çıkarırlar.
Hakim sorar:
-Temel olay nasıl oldu, anlat! Temel başı önde cevap verir:
-Hakim bey, herşey çocuğun tarlaya doğru kaçmasıyla başladı...
bir böceği ezmek
01.10.2006 - 22:11evrende her canlının bir görevi var derler.........
mesela hamam böceği ne görevi var........ne yararı var....
insan
01.10.2006 - 21:59olmayı ögrenemeyene.......odun kadar değer vermeyeceksin.....
Aşağılık duygusu
01.10.2006 - 21:52gördümde bu kadarını görmedim.......
11 ayın sultanı
01.10.2006 - 21:18Her sene farklı bir ay olduğuna göre hak geçmiyo sayılır.....
yeter
01.10.2006 - 21:17diycem........
ama sen ne anlarsın........
hastalık
01.10.2006 - 20:47gelip geçicidir hastalık........yeterki insanın yüreği hastalanmasın......
kalp kırıklığı
01.10.2006 - 20:36isteyerek kırıyosan hastasındır.....ama istemeden kırdığın zaman yanlış anlaşıldığın zaman.....için içini kemirir durur.....
mahsun kırmızıgül
30.09.2006 - 17:01Güzel ülkem olmuş rüşvet yatağı
Devletimi sarmış tuzak yumağı
Adam olan çalmaz yemez haramı
Şikayetim sana....vay hakim baba.......
İçi memur esnaf unuttu gülmeyi..
köylü emekli dul çeker çileyi
Hırsızlara gitmiş verdiğimiz vergi.
Şikayetim sana...vay hakim baba
Korku telaş almış bu güzel ülkeyi
Yolsuzluklar sarmış dört bir yerini
Hırsız adam olmuş ezer garibi.....
Şikayetim sana....Ey benim Atam......
Koltuk sevdasında hep aynı cambazlar
Ekmek kavgasında yoksuz insanlar
Ey Allahtan korkmaz..vurdumduymazlar.....
Şikayetim sana....Yüce Allahım...
Devlet malı deniz yemeyen keriz
Diye diye beyler yiyip bitirdiniz
Bu cennet ülkeyi ceheenem ettiniz
Şikayetim sana.....vay hakim baba....
mustafa kemal atatürk
29.09.2006 - 22:21Halk ingiliz sömürgesini kabul etmiştir.........vahdettin bile en hayırlısı budur demiştir.......padişaha peygamber gözüyle bakan halk hiç düşünmemiştir kurtulabilmeyi........herşey bitti derken bir adam çıkar.......Vatan demeyi unutmuş...unutturulmuş ulusuna.......Ya istiklal ya ölüm......der.........dışardakiler yetmez içerde türk geçinenleri yener....bazen 7 kat el dost olur ama.......o hilafet sevdalıları düşman olur ona.........
ve o bir ömürde yıkılmış bir ulusu ayağa kaldırır.......düşmanı denize döker.......içerdek hainleri temizler....ülkeyi düzlüğe çıkarır.......adı...MUSTAFA KEMAL ATATÜRK....
sandalet
29.09.2006 - 22:05hocam sandalet diye birşey çıkmış caiz midir......
nasıl bir şey......
vallahi her tarafı açık ayakkabı gibi bişe.......
hocadan öldürücü... cevap.......
açıksa günah.......
enteresan diyaloglar
29.09.2006 - 22:00yolcu-şu pencereyi açabilirmiyim ya çok sıcak......
hostes-beyefendi uçakta pencere açılmaz........
yolcu-ya kalkarken kapatırız.............
alo fetva hattı
29.09.2006 - 21:54siz böyle bir hat açtınız ama......bazı geri kafalılar........başım ağrıyor napim diye ararlar sizi....benden söylemesi.........
adolf hitler
29.09.2006 - 21:48Barış Diyen bir lideri olan Türk Milleti.......
Bu adam hakkında yorum bile yapmamalı.........
kronik
29.09.2006 - 00:39-bu hastalık bende kronik galiba abi.........
-genetik olmasın..........
mahsun kırmızıgül
29.09.2006 - 00:23Bir vefa bekleme geçen zamandan
Mevsimler vefasız, yıllar vefasız
Bir umut bekleme sevdadan, aşktan
Seviyorum diyen diller vefasız
Gün gelir gönülde solar çiçekler yalana karışır bütün gerçekler
Sevenler gideni boşuna bekler
Yolcular vefasız, yollar vefasız
Bir dünya düşün ki vefadan yoksun
Ömrünü verdiğin dostlar vefasız
Bir hayat düşün ki sevgiden yoksun
Canını verdiğin canlar vefasız
nadide sultan
29.09.2006 - 00:22konyalım türküsünü o söyleyince........konyalıların gösterdiği tepkiyi hayatım boyunca unutmam..........
mustafa kemal atatürk
29.09.2006 - 00:13ATATÜRK'TEN SON MEKTUP
Siz beni halâ anlayamadınız.
Ve anlamayacaksınız çağlarca da...
Hep tutturmuş 'Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u' diyorsunuz.
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz.
Mustafa Kemâl'i anlamak bu değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Bırakın o altın yaprağı artık,
bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?
Mustafa Kemâl'i anlamak yerinde saymak değil.
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil.
Bana, muştular getirin bir daha,
uygar uluslara eşit yeni buluşlardan..
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı?
Mustafa Kemâl'i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!
Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların..
Mustafa Kemâl'i anlamak gözboyamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil..
Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız;
laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı.. Kitaplar..
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar...
Mustafa Kemâl'i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü..
Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?
Mustafa Kemâl'i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla.
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister,
paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter!
Mustafa Kemâl'i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil...
zekeriya beyaz
29.09.2006 - 00:02ben hala bekliyorum.........
bu ramazan daha konuşmadı..............
fıkra
28.09.2006 - 23:37ortam yumuşasın..........
Temel annesine sormu:
-Anne ben nasıl dünyaya geldim?
- Annesi ' Gece baban ile yatarken yastığın altına bir kutu şeker koyduk sabah bir baktık ki sen doğmuşsun.' der. Bu fikir Temel'in aklına yatar. Gece yatarken yastığının altına bir küp şeker koyar. Sabah kalktığında her yerde karınca vardır.
- Temel içinden söylenir: Ula şeytan diyo ki tut çarşafı silk ama baba yüreği işte dayanmıyor.
mustafa sarıgül
28.09.2006 - 23:20Mustafa Sarıgül.......doğrusu insan yanlış insan bunu tartışmam........
ama o günkü kavganın tek sebebi......eşine laf atılmasıdır......kaç erkek eşine laf atılınca kavga etmez.......
hijyen
28.09.2006 - 01:19antoloji pek hijyen degil ne yazık ki.........
öğrencilik
28.09.2006 - 01:09Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkez acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar.
Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, 'Bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak'
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış.
Hoca arkasından seslenmiş 'Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun? '
Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış' Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu'
aşk
28.09.2006 - 00:56sabahları kahvaltı edemiyorum..çünkü seni düşünüyorum.......
öglen yemek yiyemiyorum.......çünkü seni düşünüyorum........
gece oldu uyuyamıyorum.......çünkü açım..........
temel
28.09.2006 - 00:50Temel makinist olmuş.Birgün rayda giderken tren yolu üzerine bir çocuk çıkar.
Temel düdüğe olanca gücüyle asılır ama çocuk kılını bile kıpırdatmaz.
Tren çocuğa gittikçe yaklaşır.Temel kendi kendine düşünür:
-Acaba çocuğu mu öldürsem, yoksa treni raydan çıkartıp 400 yolcuyu mu öldursem...
Bu sorunun içinden çıkamaz.Ve yolculara sormak üzere arkaya doğru gider.
Yolculara sorar.Tabi ki yolcular canlarının kıymetini bilmektedir ve Temel'in
çocuğu öldürmesini isterler. Olanlar olur. Ertesi gün gazetelerde:
-Tren kazasında 401 ölü! ! ! şans eseri Temel kurtulmuştur. Ve Temel'i mahkemeye çıkarırlar.
Hakim sorar:
-Temel olay nasıl oldu, anlat! Temel başı önde cevap verir:
-Hakim bey, herşey çocuğun tarlaya doğru kaçmasıyla başladı...
Toplam 1043 mesaj bulundu