“Çevirsem yüzümü göğün yüzüne Bir kuşun kanadına takılır sevdan...”
İstanbul sokaklarında kan vardı Bayramdı, evlerde şenlik vardı Çaresiz uzanmıştı boyunları Canları yanmaz mıydı Serden geçmişti hepsi... - Mazlumlar kollanırdı hani? Masum ve günahsız canlara Yakıştı mı ölüm şimdi?
Ne kadar sevimsiz ve günahkarsın Yüzlerce yıldır kapalı kalmış Gönül kapıların Karanlık, kötü ve korku dolu Geçirdiğin geceleri Aydınlatır mı sandın Ay ışığın -Boşuna uğraşma sersem Bayramı anlamadın...
Anladım... Anlatmak içinse uğraşmayacağım Bayramdır, evlerde şenlik vardır Kurbanların olduğu her yerde En az bir cellat vardır... -Yergileriniz de vahşet Sevmeleriniz de...
Mutsuzdum... Ruhsuzdum gittiğinden beri Saldırgandım yargılamaya kalkınca biri Yargılanmak için sevmemiştim seni. Anlayanım yoktu halimi... -Katlime verdiğin fermanla Kutsadım vahşetini
Bu şehir boğar beni Sokakları üstüme üstüme yürür İğrençtir fahişelerinin teni İstemesen bile kolundan sürür Yalnızca sen Sen ol bedenimde Ölesiye bencil Ölesiye hür... -Gitme! Ölüm olur.
Gitmeliyim! Kalmak için hayli geç Kör topal yürümüyor sevdalar Kana bulandımı bir kez İzleri silinmiyor... Sokaklar sırıtıyor Bir kez daha gel diyor -İzleri silmek gerek a canım Ruhum ölüyor.
Deli olma! Sen de biliyorsunki Haindir İstanbul sokakları İlle sırtından vurur sırıtırken yüzüne Sokaklar gibiydi bakışlarında -Haindi yani Ayrılma vakitlerinde vururdu beni...
Ellerin kadar sıcak sözlerin Tuzaktır sevdanın aşkına. Kimsenin olmadığı yerde Ben düşerdim ardına. Ve ben güçsüzdüm Sana geldiğimde Bak giderken Gücüm kalmadı yine -Çaresiz uzanan boynumu Çekiştirmesene!
Akladıkça yüreğimde seni Karalara bulandı gökyüzüm Kırıktır kanadı kuşların Çevirme yüzünü öyle İncitmekten korkarım Kadınım! -Gitme! Kanıma girme.
“Çevirsem yüzümü göğün yüzüne
Bir kuşun kanadına takılır sevdan...”
İstanbul sokaklarında kan vardı
Bayramdı, evlerde şenlik vardı
Çaresiz uzanmıştı boyunları
Canları yanmaz mıydı
Serden geçmişti hepsi...
- Mazlumlar kollanırdı hani?
Masum ve günahsız canlara
Yakıştı mı ölüm şimdi?
Ne kadar sevimsiz ve günahkarsın
Yüzlerce yıldır kapalı kalmış
Gönül kapıların
Karanlık, kötü ve korku dolu
Geçirdiğin geceleri
Aydınlatır mı sandın Ay ışığın
-Boşuna uğraşma sersem
Bayramı anlamadın...
Anladım...
Anlatmak içinse uğraşmayacağım
Bayramdır, evlerde şenlik vardır
Kurbanların olduğu her yerde
En az bir cellat vardır...
-Yergileriniz de vahşet
Sevmeleriniz de...
Mutsuzdum...
Ruhsuzdum gittiğinden beri
Saldırgandım
yargılamaya kalkınca biri
Yargılanmak için sevmemiştim seni.
Anlayanım yoktu halimi...
-Katlime verdiğin fermanla
Kutsadım vahşetini
Bu şehir boğar beni
Sokakları üstüme üstüme yürür
İğrençtir fahişelerinin teni
İstemesen bile kolundan sürür
Yalnızca sen
Sen ol bedenimde
Ölesiye bencil
Ölesiye hür...
-Gitme!
Ölüm olur.
Gitmeliyim! Kalmak için hayli geç
Kör topal yürümüyor sevdalar
Kana bulandımı bir kez
İzleri silinmiyor...
Sokaklar sırıtıyor
Bir kez daha gel diyor
-İzleri silmek gerek a canım
Ruhum ölüyor.
Deli olma!
Sen de biliyorsunki
Haindir İstanbul sokakları
İlle sırtından vurur sırıtırken yüzüne
Sokaklar gibiydi bakışlarında
-Haindi yani
Ayrılma vakitlerinde vururdu beni...
Ellerin kadar sıcak sözlerin
Tuzaktır sevdanın aşkına.
Kimsenin olmadığı yerde
Ben düşerdim ardına.
Ve ben güçsüzdüm
Sana geldiğimde
Bak giderken
Gücüm kalmadı yine
-Çaresiz uzanan boynumu
Çekiştirmesene!
Akladıkça yüreğimde seni
Karalara bulandı gökyüzüm
Kırıktır kanadı kuşların
Çevirme yüzünü öyle
İncitmekten korkarım
Kadınım!
-Gitme!
Kanıma girme.