”Eğer mensup olduğum milletin şanı ve şerefi varsa, ben de şanlı ve şerefliyim...şan da, şeref de milletimindir. İçinizden biri çıkar da, sırf şan ve şeref için koşar, milletinden koparsa biliniz ki başınıza beladır. Millet bu gibilere asla izin vermemelidir.”
(1923, Uşak) (Ulus Gazetesi, 10 Kasım 1939)
Kardeş Türkülerin Coşkusu İle Aydınlanırken
YYaşatılır sevgi ve dostluk; ve çoğalır sevinç çığlıkları...
AAşk ile çarpan yüreklerde yankılanır sevda türküleri...
LLafzın coşku dolu seslenişi ile tutuşuveren yürekler;
NNewroz Ateşi çığlığında dostlukları sevgi ile besler...
IIIIIsınan yürekler aşk ile tutuşur sevda yüklü türkülere...
ZZılgıt çığlıkları, aşk ile tutuşur sevda yüklü yüreklerde...
DDoruklara sevdalı coşkun akan dizelerin çağlayanında;
EEngeller aşılır, aşk yaşatılır sevgi ile, umut ile, sınırsızca...
GGülvatan sevdası ile dolu yüreklerin kardeş türküleri ile;
İİİİİçimiz aydınlanır, halaya durur coşarız kardeşlikler ile...
LLaik ülkemin, aşk ile, sevda ile, umut ile dolu neferleri;
SSarsılmaz inanç ile tutuşur, çığlık çığlığa büyütür nefesleri...
İİİİİzinde koşulan ve sonsuzluk aşkı taşıyan kardeş türküler ile;
NNewroz Ateşi dostlukları yaşar, umut taşırız kardeş düşünceler ile...
SUAVİ
'POZİSYON İÇİNDE OLMAK: Yapılan tepkiler ve söylenen sözler içinde kalarak eylemi oluşturmak. Bir duruş içinde olmanın zıddıdır.: duruş içinde olan kişi tepkici değildir; karşıdakilerin tepkisine göre değil, kendini adamış olduğu gelecek bilinci içinde eylemini yapar.'
(Anlamlı ve Coşkulu Bir Yaşam İçin SAVAŞÇI Sayfa: 396 Doğan CÜCELOĞLU)
Bireysel başarı adına gerçekleştirilen kazanımların (ŞİİR ve BİLGİ'lerin) ülke menfaatleri göz önünde bulundurularak; şan, şöhret ve nam kazanma telaşına düşmeksizin; kazanımların hak edene, hiç bir çıkar gütmeksizin verme ve devamı sürdürebilme adına gerçekleştirilen; insan ruh ve bedenini telkin ile rahatlatma ve sorumluluk bilinci ile bireyin verimliliği artırabilme mücadelesi adına gerçekleştirilen ve ülke halkını başarı için motive edebilme becerisine SANAT, ve bu eylemi gerçekleştirene de SANATÇI adı verilebilir diye düşünmekteyim...
Başarı için, ÜLKE HALKINA motivasyonu sağlayan TÜM SANATÇI DOSTLARIMIZA TEŞEKKÜR EDER; YÜREK DOLUSU MUTLULUKLAR DİLERİM...
'HAYAT İÇİN KAZANILAN HER ŞEY SANAT İÇİN KAYBEDİLMİŞTİR.'
Oscar WİLDE
TÜKENME adlı kasetimde Oscar WİLDE'nin sözüne de yer vermiştim. Ve SANATI KISACA TANIMLAYAN veciz sözü gündeme getirmiştim. Bizi anlayan ve bize yardımcı olmaya çalışan tüm dostlara, sadece bir TEŞEKKÜR ile cevap verebildiğim için üzgünüm. Daha fazlasını yapabilmeyi isterdim. Aynı duygu ve düşünce ile birbirlerine tutunan ve başarı için şahsi çıkar ve menfaatlerinden vazgeçebilen bireyler ile ÜLKEMİZ daha aydın bir gelecek için UMUTlu kalacak ve MUTLULUĞU yaşayan insanlarımızın sayısı giderek artacaktır...
ZİYARETÇİ SAYFASINI, DOSTLUK VE KARDEŞLİK İÇİN DAİMA AÇIK TUTAN VE SEVGİSİNİ TÜM İNSANLAR İLE PAYLAŞAN, HALKI VE ÜLKESİ ADINA NİCE ZORLUKLARI GÖĞÜSLEYEN SEVGİLİ FERHAT TUNÇ'A KOLAYLIKLAR DİLER, BİREYSEL BAŞARI ADINA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ KAZANIMLARI İLE; YİNE BİR ÇOK İNSANI MOTİVE EDECEK VE ARTARAK ÇOĞALAN VE PAYLAŞILAN İNSANİ DEĞERLER İLE; BİREYSEL BAŞARININ KAZANIMLARINA ULAŞABİLENLERİN SAYISI ÇOĞALACAK VE ÜLKEMİZ; GERÇEK BARIŞ VE GÜVENLİĞİN YAŞANDIĞI BİR ÜLKE KONUMUNA GELECEKTİR.
Eros, ilerleyen yaşına rağmen evlenebileceği kızı bulabilmekte oldukça zorlanmıştı. İyi ve güzel olan herşeyi ruhunda bir bütün olarak bulunduran Eros, kendi karakterinde olan, kendini anlayabilecek bir kız uğruna herşeyini vermeye hazırdı. Eros, kendi karakterinde bir kız yetiştirebilmek için kolları sıvamış ve uğruna ömür vererek yetiştirmeyi düşündüğü kız için gerekli olan herşeyi fedakarca yerine getirebilmeyi düşünmüştü. Eros, kendi tecrübelerini göz önünde bulundurarak, kendi gelişimini göz önünde bulundurarak, yapacak olduklarının ne kadar zor olacağını düşünmüş ve büyük bir sabır örneği sergileyerek hayalindeki kızı yaratabilmek için mücadele etmesi gerektiğine inanmıştı. Tanrı Zeus’un yardımından mahrum kalacağının farkındalığını da yaşayan Eros; hayalindeki kızı yaratabilmenin ne kadar zor olacağının da bilincinde olarak, azimle çalışmalarına başlamıştı bile. Pandora, Eros’un yapmayı düşündüklerini öğrenince gözleri dolmuş ve sevdiği kız uğruna mücadele etmeyi düşünen Eros’a yardım edebilmek için elinden geleni esirgemeksizin yapmaya karar vermişti. Apollon, Pandora’nın yardımsever yüreğinde gözlemlediği dert paylaşımı ile iyice duygulanmış ve o da gözyaşları içinde paylaşımı yaşamaya ve yaşatmaya karar vermişti. Apollon, Pandora ve Eros; koordineli sıçramalarla hayatı göğüslemeye başlamışlar ve üç kişinin mutluluğuna sevinç gözyaşları gecikmeksizin imdatlarına yetişmişti. Mutluluklarını paylaşan insanların olmayışına da üzülen üç kişi; zaman-zaman başkaları adına hüzün ve kedere boğulup acı içinde kıvranıyorlardı. Apollon gözlemci yapısı ile fark edebildiklerini, lir eşliğinde şarkılar söyleyerek dile getiriyordu. Apollon sık-sık gözlemleyebildiği dostluk ortamından memnun kalışının izlerini; aşka gelerek; lirin telleri arasına bırakıyordu. Dostluk ateşinin tesiri altında kalarak, yangın yerine dönen Apollon; koşarak liri eline alıyor ve feryat ederek, titreşimlerle inleyen tellerin hüznüne ve sevincine kendi sesini de ustalıkla nakşediveriyordu. Koordineli sıçramalardan ibaret olan yaşamda; acı, keder, hüzün, sevinç, mutluluk ve umut iç-içe idi. Ve zaman yaşanılası dostluklara gebe kalmıştı. Günlerden bir gün Apollon yine dostluk ateşi ile tutuşmuş ve yangın yerine dönen ruh haliyle liri eline almakta pasif davranmamış ve yine her zaman ki gibi, yanık sesini lir tellerinin arasına nakşetmeye başlayırvermişti:
AĞLADIKÇA
Paylaşımın coşkusunda sevda ile titreyen bedenlere:
Apollon’un lir eşliğinde söylediği şarkıları ile iyice duygulanan ve çaresizliği ile yüzleşen Eros; taşımış olduğu düşüncesini bir yüreğe nakşederken bir çok zorluğu da göğüslemesi gerektiğinin bilincindeydi. Hayat zorlu duraklardan geçiyordu ve hiçe sayıyordu aşk ile çırpınan, serçe telaşlı minik yürekleri. Acı içinde, başkaları adına çırpınan yüreğinin cevapsız kalabileceğini düşünen Eros; yüreğindeki derin haykırışları sayfalara dökerken tedirginliği yaşıyordu:
KUM GİBİ
Aldanma bencilliğin kahkaha ile yırtılan sevincine:
Martılar ağlardı çöplüklerde
Biz seninle gülüşürdük
Şehirlere bombalar yağardı her gece
Biz durmadan sevişirdik.
Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi dün gibi çekip gitme
Bırakta sarılayım ayaklarına
Kum gibi kum gibi ezip geçme.
Sonbahar damlarda damlarımıza
Biz seninle sararırdık
Aydınlansın diye şu kirli yüzler
Biz durmadan savaşırdık
Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi dün gibi çekip gitme
Bırakta sarılayım ayaklarına
Kum gibi kum gibi ezip geçme.
EROS
Apollon’un sevda yüklü şarkıları ile duygu seli içinde gözyaşlarına boğulan Pandora; çaresizliği ile de olsa, sorumluluk bilinci taşıyan nefesi ile derin bir çığlık atarak; sesinin yankısını duyabilme adına, umutla beklemeye koyuldu. Pandora için, umut bir ışıktı, ve umut, anlatamıyordu kendini; yitik kalabalığın içinde tükenen, sahte gülümsemelerle hayatı göğüsleyen, maskeli mutlulukların sahte sevincine. Pandora’nın dağlarında; hüzün maske takmış, sahte bir gülüş atmıştı yitik kalabalığın bitip-tükenen yalnızlıklarına. Ve aldanıyordu yığınlar; hüznün maskeli sahte sevincine. Uyanışı bekleyen Pandora umut dolu nefesini dağların doruklarına gönderdi:
ÇOCUK
Sevgi dolu yüreğinde sıcacık bir umuttu;
Bağımsızlığı ile nefes açtı sevda çiçekleri:
Bir yerlerde bir çocuk doğdu
Sancısını içimde duyuyorum
Kimbilir kimin çocuğusun
Gözlerinde güneşi görüyorum
Gözlerinde hayat pırıl pırıl
Ellerinde ümitlerimiz var
Dünyanın tüm pisliklerine
Sıkılmış o minik yumruklar
Güzel bebek buram buram
İnsan, sevgi kokuyorsun
Bir küçük dünya gibi varlığın
Sırtında dünyayı taşıyorsun
Kim olursa olsun anan, baban
Sorumluyum onlar kadar senden
Adını hiç bilmesem bile
Benim öz be öz çocuğumsun sen
Güzel bebek buram buram
İnsan, sevgi kokuyorsun
Bir küçük dünyadır varlığın
Gözlerinde umudu görüyorum
PANDORA
Apollon ve Pandora; Tanrı Zeus’un mucizesi ile gerçekleşen ve kutu kapağının açılmaksızın, kendiliğinden çıkarak Eros’un gözlerinde parlayan umudu günışığına çıkarabilmek için inançla mücadele etmeleri gerektiği hissine kapılmışlar ve bu uğurda yapılması gereken herşeyi göze alarak, Eros’u sevgi ile büyütmek için karar almışlar. Apollon ve Pandora; bireysel başarının kazanımlarına ulaşabilmiş olmalarının vermiş olduğu tecrübe ile Eros’un karakterine gerekli olan donanımı kazandırabilmek için büyük çaba sarf etmeye başlamışlar ve Eros’un da göstermiş olduğu bilgiye olan açlığı sebebiyle her geçen gün büyük gelişmeler göstererek eğitime devam etmişler. Tanrı Zeus, Eros adına verilen emeğe duyarsız kalmamış ve dünyanın kurtuluşu için Eros’a gerekli olan karakter donanımını cömertçe vermiş ve Tanrı Zeus kendinde bulunan karakter donanımı ile Eros’u da donatmış. Eros’un karakterinde bulunan donanımın farkındalığını yaşayan Apollon ve Pandora’nın mutluluğu her geçen gün artmış ve geleceği artan bir umut içinde karşılamaya devam etmişler. Eros, kişiliğinde gelişen karakter yapısı ile dünya üzerinde yaşayan her insana hakaretler yağdırmaya başlamış ve kendi iç dünyasında yaşadığı mutlulukları dış dünyasında yaşayamadığı için sürekli kahroluyormuş. Eros, insanlar içerisinde uyum içinde yaşayamadığı için sürekli yalnızlığı yaşamak zorunda kalmış. Eros, yalnız kalışlarında sürekli düşünmüş ve dünyanın kurtuluşu için farkında olmaksızın stratejiler geliştirmeye başlamış. Eros; hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya gibi insanları rahatsız edecek ve onları felakete sürükleyecek ne kadar kötülük varsa hepsinden rahatsızlık duyuyormuş ve acılar içinde kıvranıyormuş. Büyük bir okuma istenci ile kitaplara sarılıp sayfalarca kitap okuyan Eros, bir gün gelmiş düşünmekten kitap da okuyamaz hale gelmiş. Eros, bir satır yazı okurmuş, sonra da bir kitap dolusu düşünürmüş. Eros; okuduğunu anlamayan, anlasa da inandığı gibi yaşamayan insanları fark edince deliye dönmüş ve 240 yaşlarına merdiveni dayayınca içi-dışı isyan ile dolmuş ve taşmış. Öfkesine yenik düşen Eros; kin güttüğü ne kadar insan varsa hepsini laf ile dövmüş. İnsanlarla yaptığı mücadelede bitkin düşen Eros; kin güttüğü insanların suratlarına; bir kitap dolusu anlam içeren kısa kelimeler savurma yolunu denemiş ve yorgunluğunu bir nebze olsun aza indirgemeyi başarabilmiş. Eros; insanlık adına söylediği sözlere lakayt kalan insanları gördükçe, geçen her gün kin ve nefretini büyütmüş. Eros, 330 yaşlarına varınca, Tanrı Zeus’un işine karıştığını ve Tanrı Zeus’a asi geldiğini fark etmiş ve devamında ağır bir pişmanlık yaşamış. Tanrı Zeus’tan bağışlanmayı uman Eros; pişmanlığı ile Pandora’ya gitmiş ve; “bir tutam UMUT ver...” demiş. Pandora, Eros’un dileğini yerine getirmemiş ve Eros 3 yıl yapayalnızlığı yaşamış. Eros; 3 yıl boyunca kendini yargılamış ve davranışlarında sergilediği tutumda insanlık adına zerrece “İYİ NİYET”i bulamamış ve her geçen gün yalnızlığına gömülmüş. Apollon ve Pandora; Eros’a doğum gününde bir sürpriz yapmak istemişler ve Eros’u dertlerinden kurtarabilmeyi düşünmüşler. Pandora ve Apollon, doğum gününde Eros’a; “KAÇ YAŞINA BASTIN EROS” demişler. Sorulan soru ile pişmanlıklar içinde kalmış ruh halinden birden kurtulan Eros’un gözlerinden umut günışığına çıkmış ve Eros tebessümle; “333” demiş. Sevinç içinde kalan Pandora ve Apollon’un mutluluklarına ortak olan Tanrı Zeus; Eros’un “333” dediği andaki tebessümü çiçeklerle dağlara nakşederek büyüklüğünü göstermiş.
Tanrı Zeus; Pandora ve Apollon’un çalışmalardan hoşnut kalmış ve Eros’un kimseye bağımlı kalmadan, Eros’un kendince bulduğu, kendine özgü olan doğrulara ulaşabilmesi için kıyasıya uzun süre mücadele etmiş ve gereken fedakar davranışları sergileme aşamasında zerrece acizlik sergilememiş olan Pandora ve Apollon’a aşk ile dönen bir kalem hediye etmiş. Apollon ve Pandora; Eros’un eğitimi için harcadıkları emeklerinin karşılığını, Baş Tanrı Zeus’un yardımı ile daha da kolay alabileceklerine dair sonsuz inançları varmış. Apollon ve Pandora, işlemiş oldukları günahın affedilebilmesi için, Eros’un eğitimine büyük önem vermeleri ve büyük emek sarf etmeleri gerektiğine yürekten inanmışlar ve dur-durak demeksizin sürekli Eros’un geleceğini hazırlayabilmek için mücadele etmişler. Ve sonunda Eros sorumluluk bilinci taşıyan karakter yapısı ile yüreğinde akıp giden ırmağın sesini, sevinç içinde kağıda yansıtmış:
Yağmur Düşleri
Yeni ufuklar getirmiş, gülmeyi bilen çocuklara:
Sorulmasın ahvalimiz yardan başka
Saklımızda derin sancı, sırrımız var
Soğumasın soluğumuz boranda kışta
Kamil gönüllere giden sözümüz var
Yağmurun düşlerinden
Yazmışlar künyemizi
kederin izlerinden
Tanırız bizler bizi
Ey edalım, esmer yanım
Yüreklere aşk salanım
Bize gülmeler yaraşır
Çoğalalım çoğalalım
Yolumuza yangın ne ki külden başka
Kadirleri kıymet bilen özümüz var
Biz günü güneşten ektik toprağa
Karanlığa ışık tutan elimiz var
EROS
sanat ve bilim
16.08.2004 - 07:43”Eğer mensup olduğum milletin şanı ve şerefi varsa, ben de şanlı ve şerefliyim...şan da, şeref de milletimindir. İçinizden biri çıkar da, sırf şan ve şeref için koşar, milletinden koparsa biliniz ki başınıza beladır. Millet bu gibilere asla izin vermemelidir.”
(1923, Uşak) (Ulus Gazetesi, 10 Kasım 1939)
Kardeş Türkülerin Coşkusu İle Aydınlanırken
YYaşatılır sevgi ve dostluk; ve çoğalır sevinç çığlıkları...
AAşk ile çarpan yüreklerde yankılanır sevda türküleri...
LLafzın coşku dolu seslenişi ile tutuşuveren yürekler;
NNewroz Ateşi çığlığında dostlukları sevgi ile besler...
IIIIIsınan yürekler aşk ile tutuşur sevda yüklü türkülere...
ZZılgıt çığlıkları, aşk ile tutuşur sevda yüklü yüreklerde...
DDoruklara sevdalı coşkun akan dizelerin çağlayanında;
EEngeller aşılır, aşk yaşatılır sevgi ile, umut ile, sınırsızca...
GGülvatan sevdası ile dolu yüreklerin kardeş türküleri ile;
İİİİİçimiz aydınlanır, halaya durur coşarız kardeşlikler ile...
LLaik ülkemin, aşk ile, sevda ile, umut ile dolu neferleri;
SSarsılmaz inanç ile tutuşur, çığlık çığlığa büyütür nefesleri...
İİİİİzinde koşulan ve sonsuzluk aşkı taşıyan kardeş türküler ile;
NNewroz Ateşi dostlukları yaşar, umut taşırız kardeş düşünceler ile...
SUAVİ
'POZİSYON İÇİNDE OLMAK: Yapılan tepkiler ve söylenen sözler içinde kalarak eylemi oluşturmak. Bir duruş içinde olmanın zıddıdır.: duruş içinde olan kişi tepkici değildir; karşıdakilerin tepkisine göre değil, kendini adamış olduğu gelecek bilinci içinde eylemini yapar.'
(Anlamlı ve Coşkulu Bir Yaşam İçin SAVAŞÇI Sayfa: 396 Doğan CÜCELOĞLU)
Bireysel başarı adına gerçekleştirilen kazanımların (ŞİİR ve BİLGİ'lerin) ülke menfaatleri göz önünde bulundurularak; şan, şöhret ve nam kazanma telaşına düşmeksizin; kazanımların hak edene, hiç bir çıkar gütmeksizin verme ve devamı sürdürebilme adına gerçekleştirilen; insan ruh ve bedenini telkin ile rahatlatma ve sorumluluk bilinci ile bireyin verimliliği artırabilme mücadelesi adına gerçekleştirilen ve ülke halkını başarı için motive edebilme becerisine SANAT, ve bu eylemi gerçekleştirene de SANATÇI adı verilebilir diye düşünmekteyim...
Başarı için, ÜLKE HALKINA motivasyonu sağlayan TÜM SANATÇI DOSTLARIMIZA TEŞEKKÜR EDER; YÜREK DOLUSU MUTLULUKLAR DİLERİM...
'HAYAT İÇİN KAZANILAN HER ŞEY SANAT İÇİN KAYBEDİLMİŞTİR.'
Oscar WİLDE
TÜKENME adlı kasetimde Oscar WİLDE'nin sözüne de yer vermiştim. Ve SANATI KISACA TANIMLAYAN veciz sözü gündeme getirmiştim. Bizi anlayan ve bize yardımcı olmaya çalışan tüm dostlara, sadece bir TEŞEKKÜR ile cevap verebildiğim için üzgünüm. Daha fazlasını yapabilmeyi isterdim. Aynı duygu ve düşünce ile birbirlerine tutunan ve başarı için şahsi çıkar ve menfaatlerinden vazgeçebilen bireyler ile ÜLKEMİZ daha aydın bir gelecek için UMUTlu kalacak ve MUTLULUĞU yaşayan insanlarımızın sayısı giderek artacaktır...
ZİYARETÇİ SAYFASINI, DOSTLUK VE KARDEŞLİK İÇİN DAİMA AÇIK TUTAN VE SEVGİSİNİ TÜM İNSANLAR İLE PAYLAŞAN, HALKI VE ÜLKESİ ADINA NİCE ZORLUKLARI GÖĞÜSLEYEN SEVGİLİ FERHAT TUNÇ'A KOLAYLIKLAR DİLER, BİREYSEL BAŞARI ADINA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ KAZANIMLARI İLE; YİNE BİR ÇOK İNSANI MOTİVE EDECEK VE ARTARAK ÇOĞALAN VE PAYLAŞILAN İNSANİ DEĞERLER İLE; BİREYSEL BAŞARININ KAZANIMLARINA ULAŞABİLENLERİN SAYISI ÇOĞALACAK VE ÜLKEMİZ; GERÇEK BARIŞ VE GÜVENLİĞİN YAŞANDIĞI BİR ÜLKE KONUMUNA GELECEKTİR.
'BU VATAN HEPİMİZİN'
pandoranın kutusu
22.07.2004 - 12:08Eros, ilerleyen yaşına rağmen evlenebileceği kızı bulabilmekte oldukça zorlanmıştı. İyi ve güzel olan herşeyi ruhunda bir bütün olarak bulunduran Eros, kendi karakterinde olan, kendini anlayabilecek bir kız uğruna herşeyini vermeye hazırdı. Eros, kendi karakterinde bir kız yetiştirebilmek için kolları sıvamış ve uğruna ömür vererek yetiştirmeyi düşündüğü kız için gerekli olan herşeyi fedakarca yerine getirebilmeyi düşünmüştü. Eros, kendi tecrübelerini göz önünde bulundurarak, kendi gelişimini göz önünde bulundurarak, yapacak olduklarının ne kadar zor olacağını düşünmüş ve büyük bir sabır örneği sergileyerek hayalindeki kızı yaratabilmek için mücadele etmesi gerektiğine inanmıştı. Tanrı Zeus’un yardımından mahrum kalacağının farkındalığını da yaşayan Eros; hayalindeki kızı yaratabilmenin ne kadar zor olacağının da bilincinde olarak, azimle çalışmalarına başlamıştı bile. Pandora, Eros’un yapmayı düşündüklerini öğrenince gözleri dolmuş ve sevdiği kız uğruna mücadele etmeyi düşünen Eros’a yardım edebilmek için elinden geleni esirgemeksizin yapmaya karar vermişti. Apollon, Pandora’nın yardımsever yüreğinde gözlemlediği dert paylaşımı ile iyice duygulanmış ve o da gözyaşları içinde paylaşımı yaşamaya ve yaşatmaya karar vermişti. Apollon, Pandora ve Eros; koordineli sıçramalarla hayatı göğüslemeye başlamışlar ve üç kişinin mutluluğuna sevinç gözyaşları gecikmeksizin imdatlarına yetişmişti. Mutluluklarını paylaşan insanların olmayışına da üzülen üç kişi; zaman-zaman başkaları adına hüzün ve kedere boğulup acı içinde kıvranıyorlardı. Apollon gözlemci yapısı ile fark edebildiklerini, lir eşliğinde şarkılar söyleyerek dile getiriyordu. Apollon sık-sık gözlemleyebildiği dostluk ortamından memnun kalışının izlerini; aşka gelerek; lirin telleri arasına bırakıyordu. Dostluk ateşinin tesiri altında kalarak, yangın yerine dönen Apollon; koşarak liri eline alıyor ve feryat ederek, titreşimlerle inleyen tellerin hüznüne ve sevincine kendi sesini de ustalıkla nakşediveriyordu. Koordineli sıçramalardan ibaret olan yaşamda; acı, keder, hüzün, sevinç, mutluluk ve umut iç-içe idi. Ve zaman yaşanılası dostluklara gebe kalmıştı. Günlerden bir gün Apollon yine dostluk ateşi ile tutuşmuş ve yangın yerine dönen ruh haliyle liri eline almakta pasif davranmamış ve yine her zaman ki gibi, yanık sesini lir tellerinin arasına nakşetmeye başlayırvermişti:
AĞLADIKÇA
Paylaşımın coşkusunda sevda ile titreyen bedenlere:
Dağlarda öfkeli başım
Serhat'ta hep akşam oluyor
Nasipsiz kıştan mı, yağmurdan mı yoksa aşktan mı
Ağladıkça, ağladıkça dağlarımız yeşerecek
Görecek, göreceksin
Ağladıkça, ağladıkça
Geceyi tutacağız göreceksin.
İlk yazda bitti telaşım
Alnımda hep kavga duruyor
Vakitsiz hırstan mı
Bahardan mı yoksa aşktan mı
Ağladıkça, ağladıkça bozkırlar yeşerecek
Görecek, göreceksin
Ağladıkça, ağladıkça
Güneşi tutacağız göreceksin.
APOLLON
Apollon’un lir eşliğinde söylediği şarkıları ile iyice duygulanan ve çaresizliği ile yüzleşen Eros; taşımış olduğu düşüncesini bir yüreğe nakşederken bir çok zorluğu da göğüslemesi gerektiğinin bilincindeydi. Hayat zorlu duraklardan geçiyordu ve hiçe sayıyordu aşk ile çırpınan, serçe telaşlı minik yürekleri. Acı içinde, başkaları adına çırpınan yüreğinin cevapsız kalabileceğini düşünen Eros; yüreğindeki derin haykırışları sayfalara dökerken tedirginliği yaşıyordu:
KUM GİBİ
Aldanma bencilliğin kahkaha ile yırtılan sevincine:
Martılar ağlardı çöplüklerde
Biz seninle gülüşürdük
Şehirlere bombalar yağardı her gece
Biz durmadan sevişirdik.
Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi dün gibi çekip gitme
Bırakta sarılayım ayaklarına
Kum gibi kum gibi ezip geçme.
Sonbahar damlarda damlarımıza
Biz seninle sararırdık
Aydınlansın diye şu kirli yüzler
Biz durmadan savaşırdık
Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi dün gibi çekip gitme
Bırakta sarılayım ayaklarına
Kum gibi kum gibi ezip geçme.
EROS
Apollon’un sevda yüklü şarkıları ile duygu seli içinde gözyaşlarına boğulan Pandora; çaresizliği ile de olsa, sorumluluk bilinci taşıyan nefesi ile derin bir çığlık atarak; sesinin yankısını duyabilme adına, umutla beklemeye koyuldu. Pandora için, umut bir ışıktı, ve umut, anlatamıyordu kendini; yitik kalabalığın içinde tükenen, sahte gülümsemelerle hayatı göğüsleyen, maskeli mutlulukların sahte sevincine. Pandora’nın dağlarında; hüzün maske takmış, sahte bir gülüş atmıştı yitik kalabalığın bitip-tükenen yalnızlıklarına. Ve aldanıyordu yığınlar; hüznün maskeli sahte sevincine. Uyanışı bekleyen Pandora umut dolu nefesini dağların doruklarına gönderdi:
ÇOCUK
Sevgi dolu yüreğinde sıcacık bir umuttu;
Bağımsızlığı ile nefes açtı sevda çiçekleri:
Bir yerlerde bir çocuk doğdu
Sancısını içimde duyuyorum
Kimbilir kimin çocuğusun
Gözlerinde güneşi görüyorum
Gözlerinde hayat pırıl pırıl
Ellerinde ümitlerimiz var
Dünyanın tüm pisliklerine
Sıkılmış o minik yumruklar
Güzel bebek buram buram
İnsan, sevgi kokuyorsun
Bir küçük dünya gibi varlığın
Sırtında dünyayı taşıyorsun
Kim olursa olsun anan, baban
Sorumluyum onlar kadar senden
Adını hiç bilmesem bile
Benim öz be öz çocuğumsun sen
Güzel bebek buram buram
İnsan, sevgi kokuyorsun
Bir küçük dünyadır varlığın
Gözlerinde umudu görüyorum
PANDORA
pandoranın kutusu
20.07.2004 - 21:34Apollon ve Pandora; Tanrı Zeus’un mucizesi ile gerçekleşen ve kutu kapağının açılmaksızın, kendiliğinden çıkarak Eros’un gözlerinde parlayan umudu günışığına çıkarabilmek için inançla mücadele etmeleri gerektiği hissine kapılmışlar ve bu uğurda yapılması gereken herşeyi göze alarak, Eros’u sevgi ile büyütmek için karar almışlar. Apollon ve Pandora; bireysel başarının kazanımlarına ulaşabilmiş olmalarının vermiş olduğu tecrübe ile Eros’un karakterine gerekli olan donanımı kazandırabilmek için büyük çaba sarf etmeye başlamışlar ve Eros’un da göstermiş olduğu bilgiye olan açlığı sebebiyle her geçen gün büyük gelişmeler göstererek eğitime devam etmişler. Tanrı Zeus, Eros adına verilen emeğe duyarsız kalmamış ve dünyanın kurtuluşu için Eros’a gerekli olan karakter donanımını cömertçe vermiş ve Tanrı Zeus kendinde bulunan karakter donanımı ile Eros’u da donatmış. Eros’un karakterinde bulunan donanımın farkındalığını yaşayan Apollon ve Pandora’nın mutluluğu her geçen gün artmış ve geleceği artan bir umut içinde karşılamaya devam etmişler. Eros, kişiliğinde gelişen karakter yapısı ile dünya üzerinde yaşayan her insana hakaretler yağdırmaya başlamış ve kendi iç dünyasında yaşadığı mutlulukları dış dünyasında yaşayamadığı için sürekli kahroluyormuş. Eros, insanlar içerisinde uyum içinde yaşayamadığı için sürekli yalnızlığı yaşamak zorunda kalmış. Eros, yalnız kalışlarında sürekli düşünmüş ve dünyanın kurtuluşu için farkında olmaksızın stratejiler geliştirmeye başlamış. Eros; hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya gibi insanları rahatsız edecek ve onları felakete sürükleyecek ne kadar kötülük varsa hepsinden rahatsızlık duyuyormuş ve acılar içinde kıvranıyormuş. Büyük bir okuma istenci ile kitaplara sarılıp sayfalarca kitap okuyan Eros, bir gün gelmiş düşünmekten kitap da okuyamaz hale gelmiş. Eros, bir satır yazı okurmuş, sonra da bir kitap dolusu düşünürmüş. Eros; okuduğunu anlamayan, anlasa da inandığı gibi yaşamayan insanları fark edince deliye dönmüş ve 240 yaşlarına merdiveni dayayınca içi-dışı isyan ile dolmuş ve taşmış. Öfkesine yenik düşen Eros; kin güttüğü ne kadar insan varsa hepsini laf ile dövmüş. İnsanlarla yaptığı mücadelede bitkin düşen Eros; kin güttüğü insanların suratlarına; bir kitap dolusu anlam içeren kısa kelimeler savurma yolunu denemiş ve yorgunluğunu bir nebze olsun aza indirgemeyi başarabilmiş. Eros; insanlık adına söylediği sözlere lakayt kalan insanları gördükçe, geçen her gün kin ve nefretini büyütmüş. Eros, 330 yaşlarına varınca, Tanrı Zeus’un işine karıştığını ve Tanrı Zeus’a asi geldiğini fark etmiş ve devamında ağır bir pişmanlık yaşamış. Tanrı Zeus’tan bağışlanmayı uman Eros; pişmanlığı ile Pandora’ya gitmiş ve; “bir tutam UMUT ver...” demiş. Pandora, Eros’un dileğini yerine getirmemiş ve Eros 3 yıl yapayalnızlığı yaşamış. Eros; 3 yıl boyunca kendini yargılamış ve davranışlarında sergilediği tutumda insanlık adına zerrece “İYİ NİYET”i bulamamış ve her geçen gün yalnızlığına gömülmüş. Apollon ve Pandora; Eros’a doğum gününde bir sürpriz yapmak istemişler ve Eros’u dertlerinden kurtarabilmeyi düşünmüşler. Pandora ve Apollon, doğum gününde Eros’a; “KAÇ YAŞINA BASTIN EROS” demişler. Sorulan soru ile pişmanlıklar içinde kalmış ruh halinden birden kurtulan Eros’un gözlerinden umut günışığına çıkmış ve Eros tebessümle; “333” demiş. Sevinç içinde kalan Pandora ve Apollon’un mutluluklarına ortak olan Tanrı Zeus; Eros’un “333” dediği andaki tebessümü çiçeklerle dağlara nakşederek büyüklüğünü göstermiş.
Tanrı Zeus; Pandora ve Apollon’un çalışmalardan hoşnut kalmış ve Eros’un kimseye bağımlı kalmadan, Eros’un kendince bulduğu, kendine özgü olan doğrulara ulaşabilmesi için kıyasıya uzun süre mücadele etmiş ve gereken fedakar davranışları sergileme aşamasında zerrece acizlik sergilememiş olan Pandora ve Apollon’a aşk ile dönen bir kalem hediye etmiş. Apollon ve Pandora; Eros’un eğitimi için harcadıkları emeklerinin karşılığını, Baş Tanrı Zeus’un yardımı ile daha da kolay alabileceklerine dair sonsuz inançları varmış. Apollon ve Pandora, işlemiş oldukları günahın affedilebilmesi için, Eros’un eğitimine büyük önem vermeleri ve büyük emek sarf etmeleri gerektiğine yürekten inanmışlar ve dur-durak demeksizin sürekli Eros’un geleceğini hazırlayabilmek için mücadele etmişler. Ve sonunda Eros sorumluluk bilinci taşıyan karakter yapısı ile yüreğinde akıp giden ırmağın sesini, sevinç içinde kağıda yansıtmış:
Yağmur Düşleri
Yeni ufuklar getirmiş, gülmeyi bilen çocuklara:
Sorulmasın ahvalimiz yardan başka
Saklımızda derin sancı, sırrımız var
Soğumasın soluğumuz boranda kışta
Kamil gönüllere giden sözümüz var
Yağmurun düşlerinden
Yazmışlar künyemizi
kederin izlerinden
Tanırız bizler bizi
Ey edalım, esmer yanım
Yüreklere aşk salanım
Bize gülmeler yaraşır
Çoğalalım çoğalalım
Yolumuza yangın ne ki külden başka
Kadirleri kıymet bilen özümüz var
Biz günü güneşten ektik toprağa
Karanlığa ışık tutan elimiz var
EROS
Ahım Kalacak
Bencilliğin gölgesinde aşkı yitiren yalnızlıklara:
Ömrümü bu rüzgarlara
Savurmamı saymazsak
Bu serseri yağmurlar da
Aklım kalacak
Yurt büyütüp divane
Gezerken mapuslarda
Aldırmadan yürüyende
Ahım kalacak
Yoruldum ve yanıldım
Vuslatların izinde
Beyhude kederlerde
Sözüm kalacak
Bu dünyadan gidilir gidilmesine de
Günlerin yakasında elim kalacak
Aldırmadan yürüyende ahım kalacak
EROS
Toplam 8 mesaj bulundu