ağır bir mercan kokusuyla uzak vira martılar bozkıra düşmüş inci tanesi gibi ölüme yakılan tütsüden çalarak gözlerimin rengini kara toprağın süveydasını yakıyorlar...
buhursuyuyla yıkıyor narçiçeklerini gölgesi zencefille ovulmuş kiğarı’lı bulutlar. sen, zamanı avuçlayan ellerinle ardıçkuşlarına su veriyorsun çiçek kokuyorsun soluk soluğa bense kelebek kanadı bir şiire yazmak istiyorum seni/ meltemi özlem ümidimi, bir sigara müsaipliğiyle telörgüde bırakırken yorgun şahanlar...
zamanın kendini tükettiği lâhzada, yeni bir buluşmanın ilk adımıdır geciktiğim her sokak... pençeye dönüşen parmaklarımla/ tutunurum, hırçın denizlerin hüzne doymuş dalgakıranına, gölgesiyle sevişir o an; dostluğa açılmış kucakta ürkek ceylanlar...
fırtınada terini kurutan ağaçkakanların çileli kovuğunda kendini yok eden gezgin, ve bir kanlı hesaplaşmada kesilen kol gibi yürürüm güneş yanığı vücudunun sırılsıklam yolculuğuna. ki bu yolculuğun sabır kitabında hancıya anlatmak düşer, susmaksa yolcuya...
sarı duvağıyla örtüyor güz, anne yüzlü anılarımı.
/ b e n _ s u s u y o r u m / s e n _ a n n e m _ k o k u y o r s u n! .. /
Gürkal Gençay 19.Mayıs.2007.Cumartesi Yeşilköy / İstanbul
* Şarköy Sanat Dergisi - 15. Kasım.2008 / Sayı: 47 (23)
Gökkuşağı Burcunda Aluça Rengi Gözlerin
AŞK PERİME
sarı duvağıyla örtüyor güz, anne yüzlü anılarımı.
ağır bir mercan kokusuyla uzak vira martılar
bozkıra düşmüş inci tanesi gibi
ölüme yakılan tütsüden çalarak gözlerimin rengini
kara toprağın süveydasını yakıyorlar...
buhursuyuyla yıkıyor narçiçeklerini
gölgesi zencefille ovulmuş kiğarı’lı bulutlar.
sen, zamanı avuçlayan ellerinle ardıçkuşlarına su veriyorsun
çiçek kokuyorsun soluk soluğa
bense kelebek kanadı bir şiire yazmak istiyorum seni/
meltemi özlem ümidimi, bir sigara müsaipliğiyle
telörgüde bırakırken yorgun şahanlar...
ben, kendime benzettiğim örenin gizemli karanlığında; // korkuyorum.
sen, annem kokuyorsun;
yıkma yüzünü ''göze'si naz''lı yar.../
zamanın kendini tükettiği lâhzada,
yeni bir buluşmanın ilk adımıdır geciktiğim her sokak...
pençeye dönüşen parmaklarımla/
tutunurum, hırçın denizlerin hüzne doymuş dalgakıranına,
gölgesiyle sevişir o an; dostluğa açılmış kucakta ürkek ceylanlar...
fırtınada terini kurutan ağaçkakanların çileli kovuğunda
kendini yok eden gezgin,
ve bir kanlı hesaplaşmada kesilen kol gibi
yürürüm güneş yanığı vücudunun sırılsıklam yolculuğuna.
ki bu yolculuğun sabır kitabında
hancıya anlatmak düşer,
susmaksa yolcuya...
sarı duvağıyla örtüyor güz, anne yüzlü anılarımı.
/ b e n _ s u s u y o r u m / s e n _ a n n e m _ k o k u y o r s u n! .. /
Gürkal Gençay
19.Mayıs.2007.Cumartesi
Yeşilköy / İstanbul
* Şarköy Sanat Dergisi - 15. Kasım.2008 / Sayı: 47 (23)
Gürkal Gençay