Asi Mavi Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkında ...

  • Ahmet Günal
    Ahmet Günal

    22.01.2014 - 09:13


    ღ ❤ Mutlu ❤ Huzurlu ❤ Bir❤ Sabah ❤ Olsun❤ ღ
    DOGUM GÜNÜN KUTLU OLSUN
    ╚ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ೋ ღ ❤ ღ ೋ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ❤ ღ
    Güne iyi başla,
    Üzgün olma,
    Nefret etme,
    Aşkı yaşa,
    Yaşamı sev,
    Dünü unut,
    Işığını yansıt,
    Ne olursa olsun gülmeyi unutma... diyerek hayırlı sabahlar ve yeni yaşın tüm güzelliklerini sevdiklerinizle yaşamanız dileğimle nice yıllra güzel bir gün olması dileğimle 

  • Bilal Özcan
    Bilal Özcan

    22.01.2014 - 06:41

    Doğum Gününüzü Can-ı Gönülden Kutlar sağlık,sıhhat, huzur ve mutluluk dolu nice nice yıllar dilerim.
    Sevgi, Saygı ve Muhabbetle

  • Ağır Romantik
    Ağır Romantik

    29.03.2012 - 12:14

    aşk ibadeti

    elimde hüznün tespihi
    ya sabır çekiyorum sensizliğe

    sen diye yatıp
    sen diye kalkıyor
    adınla başlıyorum her şeye
    ...
    düşlerimi giymişim ihram diye
    tavaf ediyorum aşk mabedini
    ermek için cemaline

    ben ki hasretinle divane
    gerçekleri taşlıyorum / şeytan diye
    ...
    ey bu bedeni ruhuma dar eden
    beni benden eden sevgili

    araftayım
    aşkınla arındım
    al artık beni cennetine

  • Asi Mavi
    Asi Mavi

    15.12.2011 - 19:49

    Sana sus(adım) uyorum,bana şarkıları sevdiren kutsal sevgilim...
    Sana sus(adım) uyorum,bana cümlelerin bir anlamı olduğunu öğreten adam...
    Sana sus(adım) uyorum,yolculukları değerli kılan insan....
    Sana sus(adım) uyorum,uykunun kutsal olduğunu öğreten sevgilim...

    Sana o kadar susadım ki! Kana kana içmek istiyorum dudaklarından sevgimizi...Tadı yok bu suların,sevmelerin,şarkıların,yolculukların, uykuların...Hiç birinin tadı yok...

  • Asi Mavi
    Asi Mavi

    14.12.2011 - 15:29

    Gel! Gusül abdestine her niyetlenişimde,yıkansın bedenim terinle..Hem seninle arınayım günahlardan,hem seninle bakayım en gavur günahların tadına..Gel! Dudaklarının parmak izlerini bırak dudaklarımda..İşlesin kokun en ücra kuytularıma..Gel! Al bekaretini yüreğimin! Mahremim ol, ayıbım ol benim!

  • Asi Mavi
    Asi Mavi

    13.12.2011 - 16:50

    Promili yüksek bir aşk bu..Kanıma bıraktığın 'haz'la 'sen'deliyorum..

  • Asi Mavi
    Asi Mavi

    12.02.2010 - 19:01

    Tanırım kendimi
    Hiddetim taşar benim
    Dalga dalga,
    Hırçın hırçın
    Tokat gibi vurur sözlerim
    Yıpratır bedenini
    Bilirim seni
    Hüzün etrafı sarmışken
    Sessiz kalırsın belli belirsiz
    Ben bilirim seni
    Acı bir tebessüm
    Belli belirsiz bir tebessüm...

    Hayranım sana
    Sabrına
    Sakince karşımda durup
    Meydan okuyan o tavrına
    Varlığına...

    Korkmuyorum
    Ruhumdaki fırtınada boğulmaktan
    Karanlıkta yollarımı kaybetmekten
    Biliyorum kurtarırsın beni sen
    Işığım, deniz fenerim
    Işığım, sana aşığım...

  • Asi Mavi
    Asi Mavi

    25.01.2010 - 20:48

    Yalnızlık celsesinin sayfaları kulaçlarımda
    Geçiyorum içimdeki deli sarnıçları
    Üşümüş çakıllar değiyor ayaklarıma
    Bir sarılışın hazin özlemi yürek haritamda...

    Deli fişek üzünçler solmuş aşkın resimlerinde
    Şiirler sürünüyorum tenime, koynumda har
    İklimler geçiyor yorgun gözkapaklarımdan
    Sevişmesiz geçen bir güne atılırken çarpılar...

    Yüzeceksen gözlerimde, sağdıç olursun ölümlerle
    Hüzün ve yalnızlığın kollarında çok ağlarsın
    Sislerle kaplı gökyüzümü geçemezsin kulaçlarla
    İçimdeki simyacıların sırlarını bulamazsın...

    Esmer gecelere kapayacaksın yar gibi gözlerini
    Dirençler sürüneceksin terli devinimlerle tenine
    Törpülenmiş aşkların köprülerinden geçerek
    Dudaklarındaki sancıları nefesime vereceksin...

    Çelik suya kavuşur ve her öpüş nasılsa bedeni tutuşturur
    Işıksız bir koyda çıkar düşlerini yangın saatlerinden
    Yuvarlan özgürce bulutların renksiz göğsünde
    Yüreğimin mimoza çiçeği ol, büyü seven gönlümde...

    Azıcık ASİ, bir tutam MAVİ süründüm sensizlikte
    Dudaklarınla gezin, sokul türkü yalağı gizlilerime
    Kanat utançsız yerlerimi ah, sars bedenimi!
    Sustur içimdeki talanlanmış naralarımı...

    Kanımı alevlere ağdırsın dokunuşların mevsimlerce
    Bir ceylanın korkak gözlerinde seni göreyim
    Aşksız ve sevdasız geçen tüm günleri değiştirerek
    Yalnız senin ülkenin şiir sultanı olayım...



    çok teşekkürler..son zamanlarda beni tepeden tırnağa sarsan bu denli çarpıcı şiirler okumamıştım..titredim..özlemişim! gözlerimin pasını aldın :) ne iyi ettin,yine beklerim ;) titremek güzelmiş...

  • Melodi Eux
    Melodi Eux

    28.11.2008 - 18:20

    'sana vermeli soğuk bir kış gününde
    üzerindeki tek gömleğini'......dostları olmanı insanın

    canımın içisininiçi, bi tanecik arkadaşım benim..
    ;)

  • Aaa
    Aaa

    27.08.2008 - 03:30

    Hakkında çok şey bilmediğim ama kanımın ısındığı biri, öyle ki sevdiğim insanları bile rahatlıkla tanıştırdığım bir insan, bir hemşerim, bir arkadaşım... Ve daha neler neler, yazsam da sığmaz seni anlatmaya alfabedeki tüm harfler...

    Favori söz manyağı bide:p


    'seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller'

    'geçici bir dövmesin şeklini çizdi Tanrı topraklara; vakti gelince kazma kürekle silineceksin'

    Arzularının sana yalvaracağı bir yaşam dilemek istiyorum sana...

    ...oktay...

  • Melodi Eux
    Melodi Eux

    26.08.2008 - 17:08

    Tek kendin olmakla, aldığın biçim.
    Acılara gülüp geçtiğin için,
    Şükür şerbetinden içtiğin için,
    Seni çok sevdim ben, *CANIMIN İÇİ*

  • Şengül Eryılmaz
    Şengül Eryılmaz

    21.07.2008 - 20:28

    Sevimli cana yakın benim biricik bacım.. Yoğun olduğum için yardıma gelecekmiş kollarımı açtım seni bekliyorum. Ama çabuk gel olurmu bak kahveleride yaptım :)) Keşke gelsende istanbulun altını üstüne getirsek.. Kıs bacım ne olurdu uzak olmaasaydın ne kaynatırdık ortalığı :))

    O küçücük kalbinde kocaman bir yürek taşır o.. Yüreğinden sevgi damlacıkların ve yüzünden gülümseme hiç eksik olmaması dileğiyle...

  • Aslı Şahin
    Aslı Şahin

    18.07.2008 - 22:10

    Bir küçük su damlası gibi...

    serin..

    bir küçük su damlası... her değdiği anda gülümseme estiren...

    İyi ki varsın...

  • Melodi Eux
    Melodi Eux

    18.07.2008 - 17:27

    hadi kaç gel, çabuk, bekletme bak; benimde senden farksız bi durumum yok, beraber çıkarız bunalımlardan fena mı olur ohh ne güzel olur du,yaww hayali bilem güzel yaa :))))
    allam nolur bu hayal olmasın gelsin masalım kahramanım :)))))

  • Melodi Eux
    Melodi Eux

    18.07.2008 - 00:30

    yok yok mesafeleri dövmeyelim biz, yontulacak odun var ya onu yontalım, ne güzel stres atarız:Pp içimin yağları erirdi hem de :))

    işleri ben hallederim, sen gel mersinin altını üstüne getirelim :)))

  • Nil Zorlu
    Nil Zorlu

    13.06.2008 - 14:04

    Silinmesi evlencen demekti yani, ayy su cahilligin gözü kör olsun............

  • Nil Zorlu
    Nil Zorlu

    13.06.2008 - 13:16

    yok silinmemis..... bu iyiydi dmi? ? ? ?

  • Nil Zorlu
    Nil Zorlu

    12.06.2008 - 21:34

    cicim ben senin adini ayakkabimin altina yazdim nikah günü ama biz anlayamadik silinince mi iyi oluyordu silinmeyince mi? ? ? ?

  • Asi Mavi
    Asi Mavi

    15.05.2008 - 14:50

    Seçkin insanlarin kurdugu galakside bir karadelik ben.
    Gördügüm hersey silik bir fenomen
    Hizla gelisen nesle sahip olmayan her ebeveyn
    Süper emici bir zihniyetle kalici lekeler birakir en sonunda.
    Bionic olmak ister ancak paranin tadi çok hos gelir
    Rhyme'larimda beliren dünyamda paraya yer yok
    Esas kavram insanizm Liriklerimde yansiyan global isteyisler
    Bu med cezir dikkat etmek gerekir
    Beyne hükmeder ve bitirir insanoglunun içindeki bu savasi
    En iyi olmanin bir tadi var ancak siniri yok
    Bosa kürek çeken kagit geminin kaptanlarina çare yok
    Gemiyi terkeden fare rolüne bürünen kahraman çok
    Bosver sen kahramandan kork
    Savasi seyreden bir kargayim ben Sesim duyulmaz
    ölümü gökte görmeliyim gökten degil
    Bozulan her düzen Zamanla asinir kökten degil
    Gökten zembille inmedim ve nefret ettim öcden
    Önceden çocuktum aklim ermedi tamam ya simdi
    Geriye baktigimda yasadigim bütün olaylar tekerrür ediyor
    Alemimde kötü bir günümü tekrar yasamak
    Istemezken daha da kötüsü gelebilir
    Beklemek rahatsiz edebilir
    Ayni seyi mi yasayacagim bu paradox.
    Beni yanıltan her fikir boşa yapılan her zikir havaya karışan tüm zehir zehirler Akilmi yoksa panzehir mi gerekir
    Gündüzüm gecem esit gibi ve hergün ekinoks ve
    Hersey büyülü her zaman ki hisse Dejavu

  • Maviş Maviliş
    Maviş Maviliş

    01.05.2008 - 15:25

    Kış mevsiminin, etkisini yavaş yavaş kaybetmeye başladığı günlerdi. Baharın geleceğini muştulayan cemreler bekleniyordu. Sonunda cemre, hava ve topraktan sonra suya da düştü. Hem de ateş topu bir sıcaklıkla….

    Su da hava gibi, toprak gibi ısınmaya, yaşam daha kolay, daha güzel yaşanılır olmaya başladı. Cemre; havanın güzelleşmesini, suyun ısınmasını ve toprakta gizlenen tohumların, kuru ağaç dallarının, canlıların uyanmasına sebep oldu. Bir umut oldu canlı cansız tüm varlıklara.

    Cemre toprağa düştükten sonra bahar geliverdi dağlara, ovalara, kırlara, köylere, şehirlere. Ve ardından yüreklere. Önce kardelenler, nergisler kaldırdı bükülmüş boyunlarını gökyüzüne, ardından frezyalar, kır karanfilleri, kırkkanatlılar ve güller. İç gıdıklayan kokularını etrafa yaydılar, renk renk ışıklarını sulara aksettirdiler.

    İşte bu baharı soluyan, zeytin gözlü bir çocuk vardı uzaklarda. Zeytin gözlü çocuk gülümsüyordu karlar erirken. Bahar, onun da içini kıpırdatmış, bir şeyleri yerlerinden oynatmıştı. Kıpır kıpırdı içi. Dağlara doğru yürümeyi geçiriyordu içinden. Ve dağlardan ovalara doğru koşmayı.

    Fırladı, bahar kokan sokağa. Baharın gelmesiyle birlikte; kuşların daha bir neşeli öttüğünü, daha bir neşeli uçtuğunu gördü gökyüzünde. Dereler daha bir sevinçle akıyor, çoşkuyla esen rüzgar; dağ doruklarında konaklayan karın sularını ovalara indiriyordu..

    Kalbi umut ve sevinçle çarptı o an. En soğuk sözler bile yumuşayip inceldi, eridi yüreğinde. Sevdiklerini anımsadı. Yaşlı çınarı, dallarında yuva yapan ve sevinçle kanat çırpan minik minik kuşlari.Ulu çınarına gitmeliydi.Uçarcasına yöneldi çınarına doğru. Koştu koştu koştu.

    İlkbaharın kokusunu cigerlerine derin derin çekerek, yemyeşil çayırlarda, çiçek desenli kırlarda koşarak, çınarın yanına geldi. Çınarın dibinde durdu. Kabaran solugunu dinlendirdi önce.Sonra, gülen gözlerle sevgi ve dostluk kokan yaşlı çınara baktı. Rüzgar dağlardan, ormanlardan kırlardan topladığı bütün çiçek kokularını alıp buraya getirmişti. Çınar sıcacık sevgisini, ulu bedenine tutsak etmişti.

    Fakat, zeytin gözlü çocuğun dostluğu, canevine dalga dalga dolduğunu hissediyordu. Zeytin gözlü çocuk da öyle….Çınardan çocuğa, çocuktan çınara doğru akıp giden bir şeyler var gibiydi. O küçücük yüreğinde dağ gibi kederini büyüten ve dallarının altına sığınıp gizli gizli ağlayan, hülyalarına kara bulutlar düşüren çocuk o değildi sanki. Çınarın yanında umutlu, mutlu görünüyordu.

    Şimdi sevinçliydi zeytin gözlü çocuk. Yüzü, gözleri gülüyordu. Bahar gülüyordu. Sular, dağlar, bütün dünya gülüyordu onunla..Bir şarkı vardı dudaklarında, sevinç ve neşe dolu. Her yer çınlıyordu sesiyle. Bir yıldızı vardı şimdi, gecelerini aydınlatan bir yıldız. Bir bulutu vardı şimdi, üstünden bembeyaz geçip giden. Kar gibi, tüy gibi, rüzgar gibi bir bulut.

    Bir sevgisi vardı şimdi, içinde çoğalan, hep içinde kalan, sıcacık. Bir mevsimi vardı şimdi, gülümseyen, içinde bütün güzellikleri saklayan. Bir ümit, bir ses, bir ışık, bir heves gibi. Bir yeri vardı şimdi; ıssız bir ada, bir dağ, bir deniz kıyısı gibi. Belki herkese uzak, ama kalbine en yakın yer. İşte o yer bu çınarın altıydı. Hemen her gün buraya gelir, acılarını unuturdu. Hayallerini burada kurar, içini bu çınara dökerdi.

    Kimbilir aradan ne kadar zaman geçti… Bir gün düşüncelere daldı yaşlı çınar. Çünkü içten içe bağ kurduğu, her gün yolunu beklediği, kendisiyle konuştuğu dert ortağı, zeytin gözlü, tatlı sözlü arkadaşı gelmiyordu artık.

    Şaşırdı. Acaba neler olmuştu? ”Her gün gelirdi.” diye düşündü çınar. Günler geçip gidiyor, zeytin gözlü çocuk gelmiyordu. “Belki hastalanmıştır. İyileşince gelir.” diye avuttu kendini. Ama her dakika, yerini ümitsizliğe bırakan bir oyundu sanki.

    Günler usul usul geceye, geceler usul usul gündüze akıp gidiyordu. Ne zeytin gözlü çocuk vardı ortalarda, ne de kendisinden bir haber. Hala ne olduğunu düşünüyor ama, zeytin gözlü çocuğun neden gelmediğine bir türlü yanıt bulamıyordu.

    Birden durup sessizligi dinlemeye başladı, ürperdi. Yalnızlığın içine işlediğini hissetti.Rüzgar dallarını salladıkça inliyordu.”Nerdesin zeytin gözlü çocuk? Seni çok özledim, tatlı sözlerini de.” diye iç geçirdi.”Hasta değilsin ya! İstersen sana bir demet kırmızı karanfil yollarım.” Diye fısıldadı.

    Günler böylece geldi geçti. Geceler sabahları soluyarak uzaklaştı yanından.Gündüzler gecelere bıraktı yerini, geceler gündüzlere.Bir umutla zeytin gözlü çocuğun yolunu gözledi durdu.

    Ama o gelmiyordu.Umudu, her geçen gün biraz daha azalıyordu çınarın. Her gün bir sürü insan gelip geçiyor, çevresinde kuşlar kelebekler uçuşuyordu. Bir tek o gelmiyordu. Kıpır kıpır doğada yalnızlık çekiyor, o kalabalıkta yalnızlığı yaşıyordu. Kendini ıssız bir çöldeymiş gibi hissediyordu. Susuz, kimsesiz, ağacı, yeşili olmayan bozkırda kavruluyor gibiydi.
    Oysa çevresi kuşlarla, ağaçlarla, yeşilliklerle doluydu. Tüm bunlara ragmen, içinde bulunduğu ortamda kendi başına kımıltısız, mutsuz ve yalnızdı.

    Bir gün etrafındaki sessizliği dinlemeye başladı, ürperdi. Bir ayak sesiydi beklediği, bir çift zeytin gözdü. Ama nafile! Damarlarındaki kanı donmuş gibi, bütün dalları yaprakları fırtınaya tutulmuşçasına titredi. Oysa her şey aynıydı. Güneş, gökyüzü, kuşlar, rüzgar hep aynıydı. Eksik olan, sadece zeytin gözlü çocuktu.
    Aylar geçmesine rağmen, zeytin gözlü çocuk hala ortalarda yoktu, gelmiyordu. Umudunu nerdeyse tamamen kaybediyordu….

    ”Umudumu kaybettim, umut her şeydir. Kırgınlığım, kızgınlığım o zeytin gözlü çocuğa. Giderken yanında götürdü umudumu. Umudum benim yaşama nedenimdi, yaşama sevincimdi. Ben umutsuz nasıl yaşarım! ” diye sitem etti içinden. Sonra sararmaya başladı
    yaprakları. Birer birer terkediyorlardı onu…..

    Heybetli gövdesi üşümeye başladı. Isındığı ateşler söndü, küllendi.Üşüdü üşüdü.. Yollara baktı uzun uzun. Ne gelen vardı, ne giden.. Bomboş geldi her yer. Hiç bir şeyin anlamı kalmamıştıişti. Titredi koca çinar. Ürperdi yapraklari tiril tiril. Savurdu kalan yapraklarını. Yaprakları dinmez gözyaşı oldu, döküldü. Derelere, ıssız ovalara, kırlara şehirlere doğru savrulup gitti…

    Neden sonra karlar yağdı yağdı, aylar sonra eridi. Kar suları, bir yatak bulup, indiler ovaya doğru.Ardından leylekler döndü yuvalarına, kırlangıçlarla süslendi gökyüzü. Deniz dalgalandı. Toprak menekşeler armağan etti çocuklara. Yıldızlar kaydı, ayvalar sarardı. Zeytin gözlü çocuk yine gelmedi.

    Çocuklar büyüdü; kimi genç kız oldu, kimi, yağız bir delikanlı. Erguvan dudaklı genç kızlar beyaz duvaklara büründü. Evlerde her akşam lambalar yandı, lambalar söndü. Ay ışığı yeri gögü süslerken, sevgililer buluştular gizlice, gür dallarının altında. Saatlerce yan yana oturdular, birbirlerine sevgi dolu sözler fısıldadılar.Kah susarak, kah konuşarak sarıldılar birbirlerine. Çınar gördü tüm bu oldu bittileri, sevgi dolu fısıltıları dinledi. Yıldızlar ışıklarını gönderdi.Rüzgar yapraklarını okşadı. Neye yarardı ki tüm bunlar! Zeytin gözlü çocuk gelmedikten sonra neye yarardı! .

    Yine umuda yöneltmişti yüzünü dağlar. Havaya, suya ve toprağa cemre düşeli epey olmuştu. Zeytin gözlü çocuksuz gelen kaçıncı bahardı bu! Dağlarda kardelenler, ovalarda erik ağaçları, kırlarda papatyalar bir sevinçle açıverdiler. Güneş; bahçeler, çiçekler, börtü böcek ısın,yer- gök, çocuklar şenlensin, bütün ağaçlar, bitkiler yeşersin diye, güneş gün boyu dikildi tepelerinde.

    Herşey zamanı gelince görevini en iyi bir şekilde yerine getirdi. Ne yağmur, ne rüzgar, ne güneş, ne kar unutmadı çınarı.. Ama zeytin gözlü çocuk gelmedi.
    Bulutlar yere inip, kümelendi çınarın başında. Sonra yağmur olup, gözyaşı gibi damladı çınarın dallarına, yapraklarına. Ki, koca çınar yeşersin diye. Toprağın derinliklerine uzanan köklerine yağmur suları indirildi, beslensin diye. Bahar rüzgarı, dallarına vurdu, çınarı kış uykusundan uyandırmak için. Olmadı! Hiç biri yeterli olmadı bu çabaların. Çınar, yeşermedi. Çünkü eksik olan bir şey vardi. O da, zeytin gözlü çocuktu….

    Bir daha hiç bir bahar yeşermedi yaşlı çınar. Damarlarindaki can suyu çekildi. Uçlarından başlayarak dalları, gövdesi kurudu. Artık kuru bir odun parçasından farksızdı.

    Aradan çok uzun bir zaman geçmişti. Bir gün koca bir adam geldi Hollanda’dan, zeytin gözleriyle baktı uzun uzun ağaçların olduğu yere, yapraklar yeşil yeşildi. Yıllardır ayrı kalmıştı ve yıllar sonra ancak gelebilmişti çocukluğunun geçtiği bu yerlere.

    Ağaçların dallarında yine kuşlar cıvıldıyordu, kelebekler uçuşuyordu etrafında. Çınarını aradı yorgun gözleri, baharında eylülü yaşayan kanadı kırık bir kuş gibi çırpındı, kalbini hüzünle dağladı, ağladı hülyalarına siyah bulutlar inmişçesine… Bir demet kızıl karanfil bıraktı çınarın koynuna, gülümsedi içi burkularak kurumuş yaşlı çınara, eğilip kulağına fısıldadı ‘seni seviyorum’ dedi…

  • Maviş Maviliş
    Maviş Maviliş

    01.05.2008 - 15:19

    yotur valla :)

  • Maviş Maviliş
    Maviş Maviliş

    01.05.2008 - 15:14

    kekimiz bile yeşil olduktan sonra yenmezmi be sultanım :)

    susarak konuşmak evet susarak konuşmak...
    yıllar öncesinde lise yıllarında bi söz duymuştum bir bir yazarın sözü sözü söyleyini unuttum ama sözü asla unutmadım...

    konuşmak nekadarihtiyaç olsada susmak sannattır demişti ve bu beni çoklk etkilemişti evet susmak nekadar ihtiyaç olsada susmak en iyisiydi....

  • Maviş Maviliş
    Maviş Maviliş

    01.05.2008 - 15:05

    senin dalalım hayal alemine...
    şimdi karşılıklı yeeşilliklerin arasında çam ağaçlarının çam sakızı kokuları nefiss..

    ufak bir ahşap kulebe içersinde ocak başında odun ateşinde bir demlik çay eşliğinde muhabetimizi yudumlayalım :)

  • Maviş Maviliş
    Maviş Maviliş

    01.05.2008 - 15:01

    yeşilin her tonunda ayrı bir hava ayrı bir sıcaklık yarı bir unut...

    huzur...

    bir oramana baktıığında yeşil manzaraya naktıüğında yeşilin her tonuyla karşılaşmaktır yeşil yeşil tek başına değildir yeşil çok tur

    yeşil en çok huzuru verir insana...

    yeşil de bulduğun huzuru hiç bişeye değişemezsin...
    en azından ben değişemem...

    kardenizli olmanın verdiği en büyük mutlulukta bu olsa gerek... baktığında yeşilin her tonunu maviye baktğında bile yeşili görebilmektir...

Toplam 39 mesaj bulundu