sen kaptırmış bişey anlatıyorken birden karşındakinin seni önemsemez tavırla dinler ve de anlarmış gibi yaptığını farkettiğinde sarfettiğin cümleciktir ki genlellikle sinirlenince söylenir.. sen ona
-gayet ciddiyim.. dersin.
-*? ? ^%&..? .... o salağın bi anda kafası karışır..
çünkü aklınca sen onun o tavırlarını algılayamazsın sanır.. orda kopar sonra da ne sen anlatmak istersin veya tartıştığın konuya geri dönemezsin.. o da ya utanır susar ya da utanmazın tekiyse içinden
-ohh.. kurtuldum rahatladım beeee.. dünya varmış.. der..
darılmasınlar kanımca, 'doz, ayar, kıvam' hakkında bilgisiz ve beceriksiz olanın halidir..
bu bilgisizlik ve beceriksizlikleri tutku duydukları her konuda ortaya çıkar....
gururla tıkanmış sana ulaşan tüm yollarım,
seyrettim o yollara bakıp bekler halini gururla..
intikam değil sevgili, kin, öç değil..
gururum var senden önce bildiğim canımda..
arkasından güzel günlerin geldiği üzüntüleri çağrıştırıyor....
en derine yerleşen ayrılık da;
diğerinin sessizce çekip gitmiş olduğunu uzun bir uykunun sonunda anlamaktır..
o diğer kişi bir bakar ki öbür kişi çokan gitmiş, olmuş ayrılık..
hüzün ve buruklukla sessizce izmirimin güney kıyısında kendi halinde ama gururlu ama içten ama mütevazi haliyle görünen, ne zengin ne züppe, gönül insanlarının yalnızlıklarını paylaştıkları, mutluklarını yaşattıkları, anılarıyla dolmuş gözlerini denizin en hoş renginin derinliklerine dikip kayboldukları, şairlerin şairliklerini bulduğu, kötülere tövbe yeminleri ettiren, kalbimi bırakıp öyle şehre dönesimin geldiği sakin, duygulu, derinden hisseden ilçesi..
urlanın bir kokusu vardır, bir de İzmir den o tarafa yönelince sağ sol bütünüyle yeşil olan gidiş geliş dar bir asfalt yol başlaınca yakalanacak bir manzarası vardır, bu urla ya az bir mesafe kala yolun kıvrıldığı tepeden durup seyredilesi bir manzaradır..
yani bu yer hem içindeyken yakar, hem içine girmeden uzaktan seyrederken..
komedya..
gidin daha akla yakışır bi iş yapın allaşkına..
bi de bunların arkasından ağlayanlar çıkıyor..
karşıma geçilip de bahsedildiği zaman bu kavramdan; burdan çık düz git tam sağdaki sarı binanın ikinci katında güzin abla oturur, var git ona ağla diyesim gelmesine sebebiyet veren hede hödö yani...
hayali kaikatten ayırmayı bilmiş, uygulamış...
hayalciliğin zararlarından nasibini yeterli ölçüde almış..
hakikat yanlısı.
hakikatın kitabını alt üst etmiş..
gerektiği yerde bağrına taşı basıp hayle şöyle bir 'hııh..' diye kafasını çevirip hakikat yönüne yönelmiş kişilik...
ellerinden öpülesidir bunlar az rastlanır.. ağır çekerler..
'içini içinden çıkartırken sanat yapan, bu sanat ki uğraşmadan kendiliğinde oluşan, ve bu sanat haline getirdiği içini kitap yapıp öylece mütevazi bir şekilde bir kitabevine bırakan, az bulunur ustalardan..'
bir kalem virtiözü...
onu okurken hep bu adam durmaksızın yazmalı diye geçer içimden..
hep yazsa, hiç ölmese..
ölse de yazsa, yazsa, yazsa.....
gereksiz yere müdavimleri yaratılmış.. bi takılma ve bulışma noktası..
bir zamanlar akmerkez kelimesini cümle içinde kullanmak 'ben amerkidaykeeen.. ' demek gibi bişeydi..
yazıktı bu insanlara.. zaten bittiler..
gayet ciddiyim
25.02.2006 - 11:02sen kaptırmış bişey anlatıyorken birden karşındakinin seni önemsemez tavırla dinler ve de anlarmış gibi yaptığını farkettiğinde sarfettiğin cümleciktir ki genlellikle sinirlenince söylenir.. sen ona
-gayet ciddiyim.. dersin.
-*? ? ^%&..? .... o salağın bi anda kafası karışır..
çünkü aklınca sen onun o tavırlarını algılayamazsın sanır.. orda kopar sonra da ne sen anlatmak istersin veya tartıştığın konuya geri dönemezsin.. o da ya utanır susar ya da utanmazın tekiyse içinden
-ohh.. kurtuldum rahatladım beeee.. dünya varmış.. der..
fanatik
25.02.2006 - 10:46darılmasınlar kanımca, 'doz, ayar, kıvam' hakkında bilgisiz ve beceriksiz olanın halidir..
bu bilgisizlik ve beceriksizlikleri tutku duydukları her konuda ortaya çıkar....
papatya falı
24.02.2006 - 12:31şapşal falı.....
nedir bölümü
24.02.2006 - 12:22nedir bölümü deyince siz, benim 'ne değildir? ' diyesim gelmektedir...
gurur
22.02.2006 - 11:01gururla tıkanmış sana ulaşan tüm yollarım,
seyrettim o yollara bakıp bekler halini gururla..
intikam değil sevgili, kin, öç değil..
gururum var senden önce bildiğim canımda..
ayrılık şarkıları
22.02.2006 - 10:08'.....sana neyi anlatayım sevgili;
her sarnıç küflü bir yağmuru
her sevda bir ayrılığı yaşar....'
Behçet Aysan
ayrılık şarkıları
22.02.2006 - 10:06arkasından güzel günlerin geldiği üzüntüleri çağrıştırıyor....
en derine yerleşen ayrılık da;
diğerinin sessizce çekip gitmiş olduğunu uzun bir uykunun sonunda anlamaktır..
o diğer kişi bir bakar ki öbür kişi çokan gitmiş, olmuş ayrılık..
paraf
21.02.2006 - 20:09isim ve soyisimin yazılmasıdır..
imzanın sade hali diyelim.. kırmayalım...
ateist
21.02.2006 - 20:05bir özgürlük biçimi...
unutmak
21.02.2006 - 20:04vazgeçmenin başka bir hali....
urla
17.02.2006 - 20:38hüzün ve buruklukla sessizce izmirimin güney kıyısında kendi halinde ama gururlu ama içten ama mütevazi haliyle görünen, ne zengin ne züppe, gönül insanlarının yalnızlıklarını paylaştıkları, mutluklarını yaşattıkları, anılarıyla dolmuş gözlerini denizin en hoş renginin derinliklerine dikip kayboldukları, şairlerin şairliklerini bulduğu, kötülere tövbe yeminleri ettiren, kalbimi bırakıp öyle şehre dönesimin geldiği sakin, duygulu, derinden hisseden ilçesi..
urlanın bir kokusu vardır, bir de İzmir den o tarafa yönelince sağ sol bütünüyle yeşil olan gidiş geliş dar bir asfalt yol başlaınca yakalanacak bir manzarası vardır, bu urla ya az bir mesafe kala yolun kıvrıldığı tepeden durup seyredilesi bir manzaradır..
yani bu yer hem içindeyken yakar, hem içine girmeden uzaktan seyrederken..
karşı kıyıdan sana neler söyleeer, neler..
şövalye
17.02.2006 - 20:30silik kahramanlar....
sanal aşk
17.02.2006 - 20:24komedya..
gidin daha akla yakışır bi iş yapın allaşkına..
bi de bunların arkasından ağlayanlar çıkıyor..
karşıma geçilip de bahsedildiği zaman bu kavramdan; burdan çık düz git tam sağdaki sarı binanın ikinci katında güzin abla oturur, var git ona ağla diyesim gelmesine sebebiyet veren hede hödö yani...
andante
17.02.2006 - 20:18ABBA nın çok eskilerde kalan bir şarkısı..
nakaratı şöyleydi a'ndanteee andanteee...' ehee...
Hakikat-perest
17.02.2006 - 20:12hayali kaikatten ayırmayı bilmiş, uygulamış...
hayalciliğin zararlarından nasibini yeterli ölçüde almış..
hakikat yanlısı.
hakikatın kitabını alt üst etmiş..
gerektiği yerde bağrına taşı basıp hayle şöyle bir 'hııh..' diye kafasını çevirip hakikat yönüne yönelmiş kişilik...
ellerinden öpülesidir bunlar az rastlanır.. ağır çekerler..
malmö
17.02.2006 - 20:08mal gibi bakan inek cinsi..
tam
16.02.2006 - 20:51Tabiat
Ananın
Melekleri...
anasını sattığımın dünyası
14.02.2006 - 17:44hayata serzenişle bi yere varılamayacağını bilerek bu kızgınlıkla dile getirilesi bir ifade.. söyle söyle belki bir duyan olur..
kaldıraç
14.02.2006 - 17:41manivela...
cezmi ersöz
14.02.2006 - 16:40hiç durmasa, hep yazsa, yazsa, yazsa..
benim gözümde o; CEZMİ ERSÖZ
'içini içinden çıkartırken sanat yapan, bu sanat ki uğraşmadan kendiliğinde oluşan, ve bu sanat haline getirdiği içini kitap yapıp öylece mütevazi bir şekilde bir kitabevine bırakan, az bulunur ustalardan..'
bir kalem virtiözü...
onu okurken hep bu adam durmaksızın yazmalı diye geçer içimden..
hep yazsa, hiç ölmese..
ölse de yazsa, yazsa, yazsa.....
17 rakamı
14.02.2006 - 15:5118 den önce
16 dan sonra..
alacakaranlık
14.02.2006 - 15:47yok yaa o kadar kötü değil bence..
çok iyi bölümleri vardı..
akmerkez
14.02.2006 - 15:39gereksiz yere müdavimleri yaratılmış.. bi takılma ve bulışma noktası..
bir zamanlar akmerkez kelimesini cümle içinde kullanmak 'ben amerkidaykeeen.. ' demek gibi bişeydi..
yazıktı bu insanlara.. zaten bittiler..
Toplam 23 mesaj bulundu