Değerli arkadaşım, bu gün sizin doğum gününüz,iyi ki doğmuş ve iyiki sevenleriniz olmuş ve siz sevenlerinizi mutlu kılmışsınız.Selam ve Saygılarımla
Doğum Günü
D oğduğunda bilmezdin dünyada misafirsin O ysa nadir bulunan değerli bir safirsin G eçmiş günlere göre bu gün daha mahirsin U marım her geçen gün biraz daha tahirsin M addenle hayal değil dünden daha sahisin
G ünün kutlu olmalı iyi ki doğmuşsunuz Ü zmesin sizi kimse siz hakkı bulmuşsunuz N edamet kulun işi siz nadim olmuşsunuz Ü stelik bu alemde gül gibi kokmuşsunuz N ezafeti yüreğe,elbet indirmişsiniz, Ü midi saklı tutup,hayatı bilmişsiniz, Z aman akıp gitmekte,siz bunu görmüşsünüz.
K utlu olsun bu günün,kutlu olsun her günün, U marım ağlamazsın,hep görülsün güldüğün, T efekküre yönelsin,bakışın temayülün, L ebinden çıktığında,karşılansın isteğin, U zaklarda değildir,yakındır mutluluğun.
O lsun diye dilerim,bu günlerin hep kutlu, L ayıksın mutluluğa,günlerin olsun mutlu, S ıkıntılı olmasın,yarınların umutlu, U mduğunu bulursun,yaşarsın hep onurlu, N ezaket içersinde,her şeyi yap şuurlu.
Vicdani retçiyim ben Vicdanım elvermiyor Zincir vurulsun sevgiye Yüreğim götürmez Midem bulanır riyaya Kabul etmez bir türlü Ne şehitlik düşünür Ne gazilikten medet umar Zalimin zulmüne DirenirİM ölümüne
Desem ki Seviyorum ben Acırım celladıma bile Nefretinden bana ne Ya öl Ya öldür derler Koymazlar vicdanı kendi haline
Desem ki Şu dünyaya geldim geleli Ölümüne severim Her güzeli Ya çirkine ne demeli Gereği var mı söyle ‘Ya sev, Ya terk et! ’ Derler yine
Bayrak değil Toprak değil Ölüm değil Özgürlük değil Diyorlar ki diz çök eğil Ölmeden öldürüldüğüme yanmam da Ama sen gel de Boyun eğ zalimin zulmüne Bu adamlık değil Yiğitlik değil Hoşgörü hiç değil Sen gel de Çek çekebilirsen sinene
Sen yalancı Sen yavşak Sen gevşek Sen şeddeli eşşekmişsin bana ne
Bilirim ne desem boş Bakmazlar ne dediğine Kurt olmaya gör İştahın çekerse kuzuyu Her şey bahane Şeytan hükmetmiş bir kere Sözün geçmez yüreğine
Ne demeli bilmem ki Vay senin Edebine Erkanına Yuh olsun Törene Terbiyene düzenine Yuh olsun Dolabına değirmenine Ona ayar Ona düzen verene
Hangi vicdana sığar bu Hangi kitaba hangi dine Tanrı bile sevmez de kötüyü Atar cehennem ateşine
Vicdani retçiyim ben İtirazım Var Zalime Zulüme Zincirde sevgiye Yaşlanmadan Ölüme
Vicdani retçiyim ben İnsafı kurusun Şeytanın şahı Ferman çıkarmış ölümüme
Nasıl yazgı nasıl kader Bendin yıkan sele döndük Gelen budar giden budar Hazan vurmuş güle döndük *** Emeği çar çur etmişiz Yoksulluğu yar etmişiz El âlemden ar etmişiz Evimizde ele döndük *** Küstü Hoca’nın gülüşü Mevlana’nın gel deyişi Şeyh Bedreddin’in ölüşü Ot bitmeyen çöle döndük *** Çiçeklerken yüreğimi Sevdanın yedi rengi Kinden kandan Kanayan yürekten Katledilen kentlerden Çalınan emekten Faili meçhul cinayetlerden Karanlıklardan beslenip İçimize sağılan Param parça kırılıp dağılan Geceye ve gündüze Sâri gibi yayılan Adı konulmamış korkulara Yüreğe yuva kurmuş korkuluklara Teslim olmuş sokaklar
*** Sırtımızda taşıdık Deve hörgücünce Habis bir ur gibi Bin ton acıyı ömrümüzce *** Dört yanımızı kuşatmış yasaklar Ve her yasak Bir zalimin günahını Mazlumun bir ahını saklar *** Saray avazıyla havlayarak Karanlıkta sırtlan dişi gibi Gülümserken ihanet Güle diken olmuş Pusu atar yollarına Kin ve gıybet *** Gözaltında ana kucağı Baba ocağı Ayıp görülür yasaklanır Bir öpücüğün sıcağı *** Yarıda kalmış Kitaplar satılır sahaflarda Kimi yanık Belli ki yangınlardan kurtulmuş kimi Solmuş sararmış Kıran artığı belli ki *** Yarısı yırtık Kimi sanık Müebbede mahkûm kitaplardan Her sayfasında kan Zalimin mührünü İşkencenin ve zulmün izini Mazlumun gözyaşını taşıyan Saçma sapan tutanaklardan öğrendik Faili meçhul cinayetlerin katilini *** Oysa İstemedik Kan değsin ellerine sevdanın İster miydik Göğsünde yanardönerken Yedi rengiyle evrenin Kırılsın kanadı güvercinin *** İster miydik Dağlara düşsün sevdamız Karabulutlar çöksün üstüne Bahara durmuş Güneşe uyanırken dünyamız *** İster miydik Adımız eşkıyaya Adımız asiye Adımız sakıncalıya çıksın *** İster miydik Sevdamız yüreğimizden alınsın İster miydik Düşlerimiz elimizden Yavrumuz yuvamızdan çalınsın *** İster miydik? Yansın da harmanımız Eli koynunda kalınsın Hasada durmuşken tarlamız *** İster miydik Sevda türküleri yerine Adımıza ağıtlar Yâdımıza yakımlar yakılsın İster miydik Kanayan yüreğimizden Parmak izimiz alınsın *** Söyle bacım Anam babam söyle Buz gibi namluyu kucağında Yavuklu yerine Hangi yiğit yeğler Söyle hele söyle Bu ne iştir böyle *** Kanar gülüşü dudaklarından Bulanır gök mavisi gözleri Çiğdemler öper yanaklarından Bir kuş dolanır semah semah İsyan eder de genç ölümlere Yaşanmamış sevdalara Bir çığlık olur umutlar Eyvah Eyvah düşer göklere *** Söyle Anam bacım söyle O yiğidin yârini kim eğler Söyle hele söyle Bu ne yazgıdır böyle *** Gözyaşıyla sular Çiğnenen çiçekleri bulutlar Nakışlamak varken Sevdanın yedi rengiyle Gözyaşı ıslatsın istemedik Güllere dönüşmüş yüzüyle güzel Işığa düşmüş gözüyle aydın Kundaktaki bebeği *** Gülüşü güle Bakışı ateşe Gönlü güneşe benzerken Ülkemin oğulları kızları Biz mi çürüttük kozasında kelebeği *** Dedik ki Sevgililer ayrılmasın yere düşen salkım taneleri gibi gibi *** Avcılar vurmasın yuvada kekliği Ana vurulup da yazıda Yetim kalmasın yavru yuvada Kalmasın sevdaları Siyah beyaz resimlerde Kazılmış ağaç gövdelerinde Çürümesin çiçekler dallarında Bahara karışsın Fidanların gençlik gülüşleri *** Dedik ki Takılmasın umutları Zümrüdü Anka’nın kanadına Soğumasın öpücükler Yârin yanağında Hep sıcak kalsın *** Kapanmasın kapılar Köprüler yıkılmasın Hep açılı bir kucak kalsın *** Dedik ki Can vermesin canlar darağacında Gülücükleri solmasın dudağında *** Yani sevgilim yani Dedik ki Ar etmesin fukaralıktan Düşman karşısında Şeytandan gayrı Tüm yaratılmışların Secde ettiği insan *** Ülkem ki Üşüse sonbahar Sevinse bahar olur gözünde Yeter ki bir tohum düşsün bağrına Sevda semah durur gökyüzünde Kızları Salım salım salınan çınar Oğulları bir deli rüzgâr olur *** Bir adım at yeter ki De ki bir ‘Merhaba! ’ Gözlerine sevdan düşer nehar olur Her biri can verir yoluna Kara sevdaya tutulur Ya can Ya da yar olur *** Çaresizliğin Naçarlığın Yüreklerine lök gibi çöktüğü Zulmün Fukaralığın Güz yaprakları gibi döktüğü Oğulları ve kızlarıyla Neden ve niçin kahrolur *** Söyle anam babam söyle Bu nasıl olur Böyle yazgı Böyle de kader mi olur..
*** Onlar ki Duruşuyla destan yazar Gözleri ak deniz mavisi Gülüşleri Isparta’da gül tarlası Saçları çukur ovada Başağa durmuş buğday tarlası Savrulur rüzgâr olur *** Sevdası firari kalır yarınlara Sevdası düşmüş dağlara Adları yadigâr olur Bir güzel ülke koymuşken Hayallerinin orta yerine Zehirli oklar saplanır Düşlerinin can evine Sevdaları bergüzar olur *** Onlar ki Dolaşık yolların uslusu Sevdanın namuslusu Onlar ki mazlumun, Ezilmişin, sevdası Yarım kalmış sevdaların Çığlığı, sesiydiler *** Onlar ki Aç kalmışların nefsi Esaretin kırılan kafesi Düşenlerin son nefesiydiler *** Onlar Barışın Kardeşliğin Yarının Yaşanılası düşüydüler Onlar ki Dünyanın gidişi Baharın gelişi Umudun gülüşüydüler *** Yani bir tanem Onlar kavuşum Onlar devinim Onlar eytişim Onlar değişim Onlar Devrimin ateşiydiler *** Her biri İsa Her biri Bir Musa kadar usta Yarınlar güzel olsun diye Sevdalar özgür olsun diye Her biri bir havari olup Işık taşıyıp karanlıklara Yıldızladılar geceyi *** Peki Kırıp da kanadını Kim attı kapımıza bu ölü serçeyi Kim boynunu bükük koydu Kim soldurdu yüreklerde biten menekşeyi Kim kararttı yüzümüzde Papatya gibi açan neşeyi Hangi kahpe geçirdi Bileklerimize bu kelepçeyi *** Oysa Kesildikçe fışkıran köklerimizle Kırıldıkça çoğalan üretkenliğimizle Ay doğmuş gibi gülüşlerimizle Ne kadar da sevdalıyız hayata
*** Oysa Dört güvercin yuvalanmıştı Dört gözüne kalbimizin Sevişirdik odamıza giren ışıkla
*** Şeytanın aklına gelmezken Ayetlerle çerçeveleyip Yalan ve ihanet tohumlarını Satır aralarına serptiler Bir ders gibi okutuldu Okulda mabette ve sokakta Burç verdi kin ve nefret
*** Diyorlar ki eğil Yerlerde sürünür insanı kamil HANİ EĞİLMEK DE ADAMLIK DEĞİL Dinden İmandan çıkmamak elde değil *** Alkışlayıp soysuzluğu Mayınlandı yollarımız Sağ göz düşman edildi sol göze Onun için böyle şaşı ve Hasım bakar gözlerimiz *** Fesat fidanına Can suyu oldu akan kanımız Siğil gibi Ur gibi uç verdi sevgisizlik Onun için kan damlar kalemimiz Kin eker dillerimiz *** Hoyratlığın önünde Diz çöktürüldü Ar namus Ve sevgimiz Utancından yere girer Töremiz terbiyemiz Tarihimiz Ve milletimiz ***
Pazara çıkarılıp Haraç mezat satıldı Harami ellere düştü sevgi ve aşk
İpinden kemendinden kurtulup Özgürlüğünü ilan etti gecenin hırsızları
Adı konulmamış korkulara teslim yüreğimiz Onun için böyle düşmandır Onun için böyle huysuzdur ellerimiz Dost sesine hasretken Neden ürperir yüreğimiz **** Diyorlar ki eğil Bu nasıl yazgı Bunası kader Dinden İmandan çıkmamak elde değil Zalime Zulüme Ölümüne direnmektir adamlık Eğilmek değil
**** Ama tadı kaçsa da hayatın Gülleri solsa da sevdanın Bir şiir asılı kalmış gibi Gökkuşağının orta yerinde Yalanlar çerçevelense de Kutsal sözler içinde
Bir umut uç verir Bir tohum çimlenir Toprağın can evinde Açacak elbet Açacak günün birinde
**** Taa Orta Asyalardayken biz Adını güzelliğini duymuşuz Vurulmuşuz gönül koymuşuz Iraklardan gelip Yapışıp emmişiz memesinden kana kana
***
Düşün ki Bu topraklarda sevmiş Mevlana Hacı Bektaşi Veli Ferhat ile Şirin Şeyh Bedrettin Bu toprağın sevdasına yanıp Hapislerinde yatmış Nazım Şu yaylagüzellerine sevdalanmış Türkü yakıp söylemiş Karacaoğlan Bu topraklarda gülmüş Hoca Nasreddin Bu toprağın oğlu Sinoplu Diyojen Bu toprağın kızı Nene Hatun Troya’lı Helen Bu topraklarda ölmüş Pir Sultan
*** Sevdasıyla mührünü vurmuşuz Alparslan Mührünü vurmuş Çıngı saçan atlarının nalıyla Fatih, Yavuz, Kanuni bir nice sultan Ve Anadolu demişiz adına **** Daha dün Dumanı üstünde henüz Kuvvayi Milliye Çanakkale Sakarya Devrimleriyle şaha kaldırmış Gazi Mustafa Kemal Başkomutan Ve Deniz İbo Mahir Çayan İsimsiz nice kahraman Bu topraklarda yazılmış bir nice destan
*** Hanıyla hamamıyla Göğe uzanan minareleriyle Mührünü vurmuş Koca Sinan
*** Yerden göğe Gönülden gönüle köprüler kurmuş Bir nice aşık Bir nice ozan
** Masalı ve ninnisiyle Eğin Türküsü Ney üfleyen nefesiyle Halay dönen Horon tepen Dadaşı efesiyle Mührünü vurmuş bir nice insan
*** Oğlum kızım eşim yoldaşım Bir tanem güzel kardeşim Sevdalara kapama yüreğini Öldürme içindeki keşişi Tüm acılara inat Yitirme yaşamından gülüşü Yollara Dağlara düşür yüreğindeki dervişi
** Usul usul anlat İnsan olmanın emek İnsan olmanın nefsini erteleyebilmek İnsan olmanın dünü bugünü yarını Gideni geleni gelmekte olanı Görmek olduğunu *** Usul usul anlat İnsan olmanın vermek İnsanın olmanın alıç gibi dökülmek İnsan olmanın Hesapsız kitapsız sevmek olduğunu
*** Satılmışım Sırtlanların önüne atılmışım Utanırım ar ederim fukaralığıma Vurgun yemişim öz dölümden Yüreğimde koskoca bir yara *** Bakma öyle sessiz Bakma öyle susta kaldığıma Bakma öyle ele elemete karşı Kan kusup kızılcık şerbeti dediğime
*** Bakma öyle kuytularda Bakma öyle geceleri Bakma öyle gizli gizli ağladığıma Yüreğimde bir kara sevda Yüreğim yanan bir çıra
*** Susta değil pustayım Kara karanlıkta Kara sacın üzerinde Kara karıncayı görürken ben Söz geçiremem Cehalete Kör yalana
*** İmrenirim ellere Su geçmez boğazımdan Tuz basma yüreğime Yüreğim paramparça Yüreğim kapkara
sen nasıl bir insansın yaaaa. demokrasi denilen şeyin farkındamısın. nasıl yazıldığından haberin var mı? AKP'yi sevmiyor olabilirsin, benim senden daha fazla AKP'yi itici bulduğumdan emin olabilirie. ama demokrasi'nin ne anlama geldiğini biliyorsan zaten bunda bir sorun yoktur. Ama senin demokrasi'den haberinin olmadığı yazdığın yazıdan o kadar belli ki. Gelelim kürt türk meselesine. senin gibi ayrımcı bir insan nasıl oluyor da kürtlükten bahsedebiliyor. Sen kendini kürt mi sanıyorsun. Eğer sen kürt isen yazdığın bu yazıdan sonra ben kürt değilim. Her yerde kürt olduğumu gururla söylerken; neyse, bir daha mesaj atarken beni çıkartırsan çok memnun olurum.
seni ayakta tutmaya yetecek denli güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni dilerim,aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek denli güneş diliyorum,güneşi daha çok sevmene yetecek denli yağmur diliyorum,ruhunu canlı tutmaya yetecek denli mutluluk diliyorum,yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek denli acı diliyorum,isteklerini tatmin etmeye yetecek denli kazanç diliyorum,sahip olduğun her şeyi takdir etmene yetecek denli kayıp diliyorum son 'elveda'yı anlatmana yetecek denli 'merhaba 'diliyorum.
01.05.2020 - 23:11
Arkadaş Grubumdan Sn. Aliseydi Taşdemir
< DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN >
01.05.2020 - 03:46
DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OKSUN
Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın
01.05.2014 - 08:49
Doğum Gününüzü Can-ı Gönülden Kutlar sağlık,sıhhat, huzur ve mutluluk dolu nice nice yıllar dilerim.
Sevgi, Saygı ve Muhabbetle
01.05.2010 - 14:20
Değerli arkadaşım, bu gün sizin doğum gününüz,iyi ki doğmuş ve iyiki sevenleriniz olmuş ve siz sevenlerinizi mutlu kılmışsınız.Selam ve Saygılarımla
Doğum Günü
D oğduğunda bilmezdin dünyada misafirsin
O ysa nadir bulunan değerli bir safirsin
G eçmiş günlere göre bu gün daha mahirsin
U marım her geçen gün biraz daha tahirsin
M addenle hayal değil dünden daha sahisin
G ünün kutlu olmalı iyi ki doğmuşsunuz
Ü zmesin sizi kimse siz hakkı bulmuşsunuz
N edamet kulun işi siz nadim olmuşsunuz
Ü stelik bu alemde gül gibi kokmuşsunuz
N ezafeti yüreğe,elbet indirmişsiniz,
Ü midi saklı tutup,hayatı bilmişsiniz,
Z aman akıp gitmekte,siz bunu görmüşsünüz.
K utlu olsun bu günün,kutlu olsun her günün,
U marım ağlamazsın,hep görülsün güldüğün,
T efekküre yönelsin,bakışın temayülün,
L ebinden çıktığında,karşılansın isteğin,
U zaklarda değildir,yakındır mutluluğun.
O lsun diye dilerim,bu günlerin hep kutlu,
L ayıksın mutluluğa,günlerin olsun mutlu,
S ıkıntılı olmasın,yarınların umutlu,
U mduğunu bulursun,yaşarsın hep onurlu,
N ezaket içersinde,her şeyi yap şuurlu.
Sinan Karakaş
11.08.2009 - 23:57
Sanal alemde de olsa,benim için iyi bir dost.İnsan
30.07.2009 - 04:06
VİCDANİ REDÇİ
Vicdani retçiyim ben
Vicdanım elvermiyor
Zincir vurulsun sevgiye
Yüreğim götürmez
Midem bulanır riyaya
Kabul etmez bir türlü
Ne şehitlik düşünür
Ne gazilikten medet umar
Zalimin zulmüne
DirenirİM ölümüne
Desem ki
Seviyorum ben
Acırım celladıma bile
Nefretinden bana ne
Ya öl
Ya öldür derler
Koymazlar vicdanı kendi haline
Desem ki
Şu dünyaya geldim geleli
Ölümüne severim
Her güzeli
Ya çirkine ne demeli
Gereği var mı söyle
‘Ya sev, Ya terk et! ’
Derler yine
Bayrak değil
Toprak değil
Ölüm değil
Özgürlük değil
Diyorlar ki diz çök eğil
Ölmeden öldürüldüğüme yanmam da
Ama sen gel de
Boyun eğ zalimin zulmüne
Bu adamlık değil
Yiğitlik değil
Hoşgörü hiç değil
Sen gel de
Çek çekebilirsen sinene
Sen yalancı
Sen yavşak
Sen gevşek
Sen şeddeli eşşekmişsin bana ne
Bilirim ne desem boş
Bakmazlar ne dediğine
Kurt olmaya gör
İştahın çekerse kuzuyu
Her şey bahane
Şeytan hükmetmiş bir kere
Sözün geçmez yüreğine
Ne demeli bilmem ki
Vay senin
Edebine
Erkanına
Yuh olsun
Törene
Terbiyene düzenine
Yuh olsun
Dolabına değirmenine
Ona ayar
Ona düzen verene
Hangi vicdana sığar bu
Hangi kitaba hangi dine
Tanrı bile sevmez de kötüyü
Atar cehennem ateşine
Vicdani retçiyim ben
İtirazım Var
Zalime
Zulüme
Zincirde sevgiye
Yaşlanmadan Ölüme
Vicdani retçiyim ben
İnsafı kurusun
Şeytanın şahı
Ferman çıkarmış ölümüme
Mahmut NAZİK 21.04.2008
MERSİN
30.07.2009 - 01:38
ELLERE GÖNÜL VERME
GÖZLERİM ÜSTÜNDE ANKARA
Nasıl yazgı nasıl kader
Bendin yıkan sele döndük
Gelen budar giden budar
Hazan vurmuş güle döndük
***
Emeği çar çur etmişiz
Yoksulluğu yar etmişiz
El âlemden ar etmişiz
Evimizde ele döndük
***
Küstü Hoca’nın gülüşü
Mevlana’nın gel deyişi
Şeyh Bedreddin’in ölüşü
Ot bitmeyen çöle döndük
***
Çiçeklerken yüreğimi
Sevdanın yedi rengi
Kinden kandan
Kanayan yürekten
Katledilen kentlerden
Çalınan emekten
Faili meçhul cinayetlerden
Karanlıklardan beslenip
İçimize sağılan
Param parça kırılıp dağılan
Geceye ve gündüze
Sâri gibi yayılan
Adı konulmamış korkulara
Yüreğe yuva kurmuş korkuluklara
Teslim olmuş sokaklar
***
Sırtımızda taşıdık
Deve hörgücünce
Habis bir ur gibi
Bin ton acıyı ömrümüzce
***
Dört yanımızı kuşatmış yasaklar
Ve her yasak
Bir zalimin günahını
Mazlumun bir ahını saklar
***
Saray avazıyla havlayarak
Karanlıkta sırtlan dişi gibi
Gülümserken ihanet
Güle diken olmuş
Pusu atar yollarına
Kin ve gıybet
***
Gözaltında ana kucağı
Baba ocağı
Ayıp görülür yasaklanır
Bir öpücüğün sıcağı
***
Yarıda kalmış
Kitaplar satılır sahaflarda
Kimi yanık
Belli ki yangınlardan kurtulmuş kimi
Solmuş sararmış
Kıran artığı belli ki
***
Yarısı yırtık
Kimi sanık
Müebbede mahkûm kitaplardan
Her sayfasında kan
Zalimin mührünü
İşkencenin ve zulmün izini
Mazlumun gözyaşını taşıyan
Saçma sapan tutanaklardan öğrendik
Faili meçhul cinayetlerin katilini
***
Oysa
İstemedik
Kan değsin ellerine sevdanın
İster miydik
Göğsünde yanardönerken
Yedi rengiyle evrenin
Kırılsın kanadı güvercinin
***
İster miydik
Dağlara düşsün sevdamız
Karabulutlar çöksün üstüne
Bahara durmuş
Güneşe uyanırken dünyamız
***
İster miydik
Adımız eşkıyaya
Adımız asiye
Adımız sakıncalıya çıksın
***
İster miydik
Sevdamız yüreğimizden alınsın
İster miydik
Düşlerimiz elimizden
Yavrumuz yuvamızdan çalınsın
***
İster miydik?
Yansın da harmanımız
Eli koynunda kalınsın
Hasada durmuşken tarlamız
***
İster miydik
Sevda türküleri yerine
Adımıza ağıtlar
Yâdımıza yakımlar yakılsın
İster miydik
Kanayan yüreğimizden
Parmak izimiz alınsın
***
Söyle bacım
Anam babam söyle
Buz gibi namluyu kucağında
Yavuklu yerine
Hangi yiğit yeğler
Söyle hele söyle
Bu ne iştir böyle
***
Kanar gülüşü dudaklarından
Bulanır gök mavisi gözleri
Çiğdemler öper yanaklarından
Bir kuş dolanır semah semah
İsyan eder de genç ölümlere
Yaşanmamış sevdalara
Bir çığlık olur umutlar
Eyvah
Eyvah düşer göklere
***
Söyle
Anam bacım söyle
O yiğidin yârini kim eğler
Söyle hele söyle
Bu ne yazgıdır böyle
***
Gözyaşıyla sular
Çiğnenen çiçekleri bulutlar
Nakışlamak varken
Sevdanın yedi rengiyle
Gözyaşı ıslatsın istemedik
Güllere dönüşmüş yüzüyle güzel
Işığa düşmüş gözüyle aydın
Kundaktaki bebeği
***
Gülüşü güle
Bakışı ateşe
Gönlü güneşe benzerken
Ülkemin oğulları kızları
Biz mi çürüttük kozasında kelebeği
***
Dedik ki
Sevgililer ayrılmasın
yere düşen
salkım taneleri gibi gibi
***
Avcılar vurmasın yuvada kekliği
Ana vurulup da yazıda
Yetim kalmasın yavru yuvada
Kalmasın sevdaları
Siyah beyaz resimlerde
Kazılmış ağaç gövdelerinde
Çürümesin çiçekler dallarında
Bahara karışsın
Fidanların gençlik gülüşleri
***
Dedik ki
Takılmasın umutları
Zümrüdü Anka’nın kanadına
Soğumasın öpücükler
Yârin yanağında
Hep sıcak kalsın
***
Kapanmasın kapılar
Köprüler yıkılmasın
Hep açılı bir kucak kalsın
***
Dedik ki
Can vermesin canlar darağacında
Gülücükleri solmasın dudağında
***
Yani sevgilim yani
Dedik ki
Ar etmesin fukaralıktan
Düşman karşısında
Şeytandan gayrı
Tüm yaratılmışların
Secde ettiği insan
***
Ülkem ki
Üşüse sonbahar
Sevinse bahar olur gözünde
Yeter ki bir tohum düşsün bağrına
Sevda semah durur gökyüzünde
Kızları
Salım salım salınan çınar
Oğulları bir deli rüzgâr olur
***
Bir adım at yeter ki
De ki bir ‘Merhaba! ’
Gözlerine sevdan düşer nehar olur
Her biri can verir yoluna
Kara sevdaya tutulur
Ya can
Ya da yar olur
***
Çaresizliğin
Naçarlığın
Yüreklerine lök gibi çöktüğü
Zulmün
Fukaralığın
Güz yaprakları gibi döktüğü
Oğulları ve kızlarıyla
Neden ve niçin kahrolur
***
Söyle anam babam söyle
Bu nasıl olur
Böyle yazgı
Böyle de kader mi olur..
***
Onlar ki
Duruşuyla destan yazar
Gözleri ak deniz mavisi
Gülüşleri Isparta’da gül tarlası
Saçları çukur ovada
Başağa durmuş buğday tarlası
Savrulur rüzgâr olur
***
Sevdası firari kalır yarınlara
Sevdası düşmüş dağlara
Adları yadigâr olur
Bir güzel ülke koymuşken
Hayallerinin orta yerine
Zehirli oklar saplanır
Düşlerinin can evine
Sevdaları bergüzar olur
***
Onlar ki
Dolaşık yolların uslusu
Sevdanın namuslusu
Onlar ki mazlumun,
Ezilmişin, sevdası
Yarım kalmış sevdaların
Çığlığı, sesiydiler
***
Onlar ki
Aç kalmışların nefsi
Esaretin kırılan kafesi
Düşenlerin son nefesiydiler
***
Onlar
Barışın
Kardeşliğin
Yarının
Yaşanılası düşüydüler
Onlar ki
Dünyanın gidişi
Baharın gelişi
Umudun gülüşüydüler
***
Yani bir tanem
Onlar kavuşum
Onlar devinim
Onlar eytişim
Onlar değişim
Onlar
Devrimin ateşiydiler
***
Her biri İsa
Her biri
Bir Musa kadar usta
Yarınlar güzel olsun diye
Sevdalar özgür olsun diye
Her biri bir havari olup
Işık taşıyıp karanlıklara
Yıldızladılar geceyi
***
Peki
Kırıp da kanadını
Kim attı kapımıza bu ölü serçeyi
Kim boynunu bükük koydu
Kim soldurdu yüreklerde biten menekşeyi
Kim kararttı yüzümüzde
Papatya gibi açan neşeyi
Hangi kahpe geçirdi
Bileklerimize bu kelepçeyi
***
Oysa
Kesildikçe fışkıran köklerimizle
Kırıldıkça çoğalan üretkenliğimizle
Ay doğmuş gibi gülüşlerimizle
Ne kadar da sevdalıyız hayata
***
Oysa
Dört güvercin yuvalanmıştı
Dört gözüne kalbimizin
Sevişirdik odamıza giren ışıkla
***
Şeytanın aklına gelmezken
Ayetlerle çerçeveleyip
Yalan ve ihanet tohumlarını
Satır aralarına serptiler
Bir ders gibi okutuldu
Okulda mabette ve sokakta
Burç verdi kin ve nefret
***
Diyorlar ki eğil
Yerlerde sürünür insanı kamil
HANİ EĞİLMEK DE ADAMLIK DEĞİL
Dinden
İmandan çıkmamak elde değil
***
Alkışlayıp soysuzluğu
Mayınlandı yollarımız
Sağ göz düşman edildi sol göze
Onun için böyle şaşı ve
Hasım bakar gözlerimiz
***
Fesat fidanına
Can suyu oldu akan kanımız
Siğil gibi
Ur gibi uç verdi sevgisizlik
Onun için kan damlar kalemimiz
Kin eker dillerimiz
***
Hoyratlığın önünde
Diz çöktürüldü
Ar namus
Ve sevgimiz
Utancından yere girer
Töremiz terbiyemiz
Tarihimiz
Ve milletimiz
***
Pazara çıkarılıp
Haraç mezat satıldı
Harami ellere düştü sevgi ve aşk
İpinden kemendinden kurtulup
Özgürlüğünü ilan etti gecenin hırsızları
Adı konulmamış korkulara teslim yüreğimiz
Onun için böyle düşmandır
Onun için böyle huysuzdur ellerimiz
Dost sesine hasretken
Neden ürperir yüreğimiz
****
Diyorlar ki eğil
Bu nasıl yazgı
Bunası kader
Dinden
İmandan çıkmamak elde değil
Zalime
Zulüme
Ölümüne direnmektir adamlık
Eğilmek değil
****
Ama tadı kaçsa da hayatın
Gülleri solsa da sevdanın
Bir şiir asılı kalmış gibi
Gökkuşağının orta yerinde
Yalanlar çerçevelense de
Kutsal sözler içinde
Bir umut uç verir
Bir tohum çimlenir
Toprağın can evinde
Açacak elbet
Açacak günün birinde
****
Taa Orta Asyalardayken biz
Adını güzelliğini duymuşuz
Vurulmuşuz gönül koymuşuz
Iraklardan gelip
Yapışıp emmişiz memesinden kana kana
***
Düşün ki
Bu topraklarda sevmiş
Mevlana Hacı Bektaşi Veli
Ferhat ile Şirin Şeyh Bedrettin
Bu toprağın sevdasına yanıp
Hapislerinde yatmış Nazım
Şu yaylagüzellerine sevdalanmış
Türkü yakıp söylemiş Karacaoğlan
Bu topraklarda gülmüş Hoca Nasreddin
Bu toprağın oğlu Sinoplu Diyojen
Bu toprağın kızı Nene Hatun
Troya’lı Helen
Bu topraklarda ölmüş Pir Sultan
***
Sevdasıyla mührünü vurmuşuz Alparslan
Mührünü vurmuş
Çıngı saçan atlarının nalıyla
Fatih, Yavuz, Kanuni bir nice sultan
Ve Anadolu demişiz adına
****
Daha dün
Dumanı üstünde henüz
Kuvvayi Milliye Çanakkale Sakarya
Devrimleriyle şaha kaldırmış
Gazi Mustafa Kemal Başkomutan
Ve Deniz
İbo Mahir Çayan
İsimsiz nice kahraman
Bu topraklarda yazılmış bir nice destan
***
Hanıyla hamamıyla
Göğe uzanan minareleriyle
Mührünü vurmuş Koca Sinan
***
Yerden göğe
Gönülden gönüle
köprüler kurmuş
Bir nice aşık
Bir nice ozan
**
Masalı ve ninnisiyle
Eğin Türküsü
Ney üfleyen nefesiyle
Halay dönen
Horon tepen
Dadaşı efesiyle
Mührünü vurmuş bir nice insan
***
Oğlum kızım eşim yoldaşım
Bir tanem güzel kardeşim
Sevdalara kapama yüreğini
Öldürme içindeki keşişi
Tüm acılara inat
Yitirme yaşamından gülüşü
Yollara
Dağlara düşür yüreğindeki dervişi
**
Usul usul anlat
İnsan olmanın emek
İnsan olmanın nefsini erteleyebilmek
İnsan olmanın dünü bugünü yarını
Gideni geleni gelmekte olanı
Görmek olduğunu
***
Usul usul anlat
İnsan olmanın vermek
İnsanın olmanın alıç gibi dökülmek
İnsan olmanın
Hesapsız kitapsız sevmek olduğunu
***
Satılmışım
Sırtlanların önüne atılmışım
Utanırım ar ederim fukaralığıma
Vurgun yemişim öz dölümden
Yüreğimde koskoca bir yara
***
Bakma öyle sessiz
Bakma öyle susta kaldığıma
Bakma öyle ele elemete karşı
Kan kusup kızılcık şerbeti dediğime
***
Bakma öyle kuytularda
Bakma öyle geceleri
Bakma öyle gizli gizli ağladığıma
Yüreğimde bir kara sevda
Yüreğim yanan bir çıra
***
Susta değil pustayım
Kara karanlıkta
Kara sacın üzerinde
Kara karıncayı görürken ben
Söz geçiremem
Cehalete
Kör yalana
***
İmrenirim ellere
Su geçmez boğazımdan
Tuz basma yüreğime
Yüreğim paramparça
Yüreğim kapkara
***
Ellere gönül verme
Gözlerim üstünde Ankara
Mahmut NAZİK 2006 MERSİN
31.03.2009 - 20:28
sen nasıl bir insansın yaaaa. demokrasi denilen şeyin farkındamısın. nasıl yazıldığından haberin var mı? AKP'yi sevmiyor olabilirsin, benim senden daha fazla AKP'yi itici bulduğumdan emin olabilirie. ama demokrasi'nin ne anlama geldiğini biliyorsan zaten bunda bir sorun yoktur. Ama senin demokrasi'den haberinin olmadığı yazdığın yazıdan o kadar belli ki.
Gelelim kürt türk meselesine. senin gibi ayrımcı bir insan nasıl oluyor da kürtlükten bahsedebiliyor. Sen kendini kürt mi sanıyorsun. Eğer sen kürt isen yazdığın bu yazıdan sonra ben kürt değilim. Her yerde kürt olduğumu gururla söylerken;
neyse, bir daha mesaj atarken beni çıkartırsan çok memnun olurum.
04.02.2009 - 02:04
Değerli beyeefendi; bütün paylaşımlarınızı keyifle okuyorum, teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız. Sağlıkla kalın.
06.09.2008 - 20:38
seni ayakta tutmaya yetecek denli güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni dilerim,aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek denli güneş diliyorum,güneşi daha çok sevmene yetecek denli yağmur diliyorum,ruhunu canlı tutmaya yetecek denli mutluluk diliyorum,yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek denli acı diliyorum,isteklerini tatmin etmeye yetecek denli kazanç diliyorum,sahip olduğun her şeyi takdir etmene yetecek denli kayıp diliyorum son 'elveda'yı anlatmana yetecek denli 'merhaba 'diliyorum.
Toplam 10 mesaj bulundu