Takvimlerden haberin yok mu geçiyor yıllar Bana küsmüş yüzüme gülmez zalim aynalar Kimiz yorgun kimimiz solgun kimi isyankâr Acı gerçek bu ömrümüz bir su geçiyor yıllar
Hani nerde beklenenler Medet umdum senelerce Acılar hep dolu dizgin yine hayır yok gecelerde Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş yürek bin pişman
Bundan böyle bana meyler dost Geceler düşman vakit geç olmuş Dönülmez yolmuş yürek bin pişman Bundan böyle bana meyler dost Geceler düşman
Takvimlerden haberin yokmu geçiyor yıllar Bana küsmüş yüzüme gülmez zalim aynalar Kimimiz yorgun kimimiz solgun kimi isyankar Acı gerçek bu ömrümüz bir su geçiyor yıllar
Hani nerde beklenenler medet umdum senelerce Acılar hep dolu dizgin yine hayır yok gecelerde Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş yürek bin pişman
Bundan böyle bana meyler dost Geceler düşman Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş Yürek bin pişman bundan Böyle bana meyler dost Geceler düşman !
Tek tesellim gözlerindi Bakıp bakıp delirirdim Bana öyle yakındın ki Hep benimsin zannederdim Bırakıp gittin beni Yanarım için için Yaralı kuşlar gibi sensiz ben bir hiç'im Duman gözlüm yaktın beni Duman ettin acımadın ziyan ettin Duman gözlüm benim için Yaşamaktın yaşamayı haram ettin
Gönlümü teslim aldı hüzün İçimde senden kalan cam kırıkları Aynada sensiz yüzüm Sensiz...Hiç kimse dindiremedi bu hıçkırıkları Bir gece yarısı ansızın pencereden dışarıya bak Göreceksin köşe başında Nöbet tutuyor gözlerim Öyle kolay değildir beni unutmak
Biliyorum konusacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok. Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlıgımı rafa kaldırdım, sevgimi aldım avuclarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım, kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...
Bir ihtimal gelisine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hos tutmak istiyorum, imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi isteklerimi bastıramıyorum... çalmayan telefonuma elim gidiyor, sana halen bende olduğunu israrla yazmaya calışıyorum... Bende olan seni, hic kırmadım, degistirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum...
icimdeki güzelligine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum! Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı... Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım anilarim disinda... isinabilmek icin onlara sariliyorum... Anlamsız ve cevapsız sorular hınzırca sırıtıyor, ben görmemeye çalışıyorum... Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı...
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım falıma... Gözlerimi gelislere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş itiraf etti sonunda... Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil... Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı, kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini, sevincten ağlayacaktim bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi, dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de hic niyetin yoktu aslında... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum...
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düsünürken, şimdi ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana... Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde, gecede, uykumda... Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi... Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda değilsin ki? Gözyaşlarım asılliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana...
Gittin! Belki de hic gelmemiştin ben, geldiğini sandım... Ayak uyduramadım yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım...
Kimi zaman bir coçuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir erkek; dokunuşlarında kendini bulan... Ama! En çok da imkânsızın oldum...
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... inanamadiğın, Yenemediğin, üzerinden atamadığın korkuların oldum... Ağladığın, bağırdığın ya da sustugun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum... Yüreğindeki kadin ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan bir anı oldum... Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herseyin olmak isterken
belki de hicbir seyin oldum... Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum? Sesin hep uzakları çağıryordu, ben üstüme alındım, sana geldim... Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?
simdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan ama bir ömür gibi gelen aşk... Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini, öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum... Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi... Suskunluğun en büyük silahındı, suskunlugunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak...
Söylesene unutulmak kime yakışıyor? Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor...
Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor... Görüyorsun iste, aşk'a ve sana ihanet etmiyorum benim kırgınlığım aşk'a...
Ne böyle senle ne de sensiz yazık yaşanmıyor çaresiz Ne bir arada ne de ayrı olmak imkansiz hiç sebepsiz Ne hayallerle ümitlerle mutlu olmaktı dileğimiz Suçlu ne sensin ne de benim şimdi sensizim sen de bensiz
Bir an gelip de küllenince Yüreklerimiz dinlenince Başka sevgilerde tesselli bulunca İşte biz o gün düşüneceğiz
Etrafımızı sarıverecek bir ateş ki asla bitmeyecek Herşey bir anda anlamsız gelecek işte biz o gun tükeneceğiz
Duracağım burada Gidişini seyredeceğim Kıpırtısız, sakin gibi görüneceğim Kavgasız olacak, fırtınasız olacak Saçma sapan olacak Organlarım birbirine vuracak Arkandan sessiz bakacağım Ben yine salağı oynayacağım...
Gönlüme bir kor düşer Gitme öyle zamansız Önce hayaller biter Yanar külsüz dumansız
Baharlar hiç gelmez Mevsim hep kış olur Günlerime güneş doğmaz Hislerim uyur
Dilimden hiç düşmez Adın hasret olur Yüreğimde sızı dinmez Gülmek güç olur
Ayrılıklar yara açar yara üstüne Yağmur ağlar sensizliğe iç çekişime Sensiz olmaz bu yerlerde dünya dar olur Eğer gidersen bu aşka çok yazık olur
Çamurlu sokakların ıslaklığına,içimde depreşen duyguların kasvetine basa basa yürüyordum. SEN YOKTUN
Simitçilerin, kitapçıların, müzik marketlerde çalınan o en sevdiğimiz türkünün aynısını, bizi uçuran,içimizi göçüren o en acı, o en tatlı ahengine bir sigara yakıp, seni kalbimin derinliklerinde yaşayarak ve kalabalıkların ilgisizliğine karışıp yürüyüp gittim. SEN YOKTUN
Yüksek binalar üstüme çöktü,gökyüzünün ağırlığı altında ezildim, arabalar üstümden geçti.bir kör kurşun sinsice arkamdan vurdu.sonra atıldım, satıldım.uykularda bunarlı gördüm ben! Sıçrayarak uyandığım rüyalar gördüm. SEN YOKTUN
Gündüzleri ayakkabı boyayan, mendil satan, tiner çeken çocukların, geceleri bankamatik kulubelerinde, kömürlüklerde, bodrum katlarında birbirlerine sarıldıkları gibi, sıcak bir evi tanrılaştırdıkları gibi.bu soğuk duvarlar arasında işte bu köşede uyudum. SEN YOKTUN
Belki diyecektin, belki de bunların hiçbirini söylemeyecektin. Belki de ben anlatmadan sen anlayacaktın. Evet ben anlatmadan sen hep fazlasını bilecektin, anlayacaktın. Bende bunun rahatlığını yaşayacaktım. SEN YOKTUN
Bir kadehte sarhoş olacağımız bir gece olacaktı, bir fıçısında seni azar azar lütfettiğin bilgeliğinden yararlanacaktım. Sendelemeyen muhabbetimiz olacaktı. Sen konuşurken ben sarhoş olacaktım. Unutma ben seninle konuşurken kafam hiç ayık olmuyor zaten, konuş diyecektin, diyemedim. SEN YOKTUN
Ve belki de umarsız sokağa bırakacaktık kendimizi, sen edebiyat kurallarını ateşe verecektin. Ben kalıplarla kurgulanan bu benliğimi. Sokağa öyle çıkacaktık. ‘ ‘ Ne fark eder birlikteysek ‘ ‘ diyecektik. İçimizde palazlanan özgürlük nehrinin seline bırakacak, boğulmamak için hiçbir çaba sarfetmeyecektik. Ölüm de ne ki canını yakar insanın, yakarsa yaksın biz zaten birlikte olmadık mı ölüydük diyecektik. Birlikte diyemedik. SEN YOKTUN
Biz diyecektik. Biz ikimiz ne sen ne ben sadece ikimiz diyecektik. Şimdi yoksul bir yanım kanıyor, o bir yanım ki sevdalı, bir yanım üşüyor, bir yanımı bölmüşüm kanıyor, o yanım acıyor, acıtıyor o yanımı, boğazıma ham lokma gibi oturdu, ayrılık kusamıyor susuyordum, sana sesleniyordum, duyuramıyordum. SEN YOKTUN
Ve ben de yudumladım gurbet şarabını. Uzak iklimlerin kimliğini, kavruk yüreklerin çığlığına ve gidenlerin küfürlerine savuşturuldum. Çoktandır beklerlerdi beni bu kapıda. Son çıkışımdı, son arzumdu diye dönüp geriye baktım. Rengini unutamadığım gözlerin neredeydi? Yoktu. Son bir kez sarılıp elveda diyecektim. Diyemedim. Yoktun, yoksun işte yok.
Öyle bir hayat yaşadım ki; Cenneti de gördüm, cehennemi de. Öyle bir aşk yaşadım ki; Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de. Bazıları seyrederken hayatı en önden. Kendime bir sahne buldum, oynadım. Öyle bir rol vermişler ki, okudum okudum anlamadım. Kendi kendime konuştum bazen evimde, Hem kızdım hem güldüm halime. Sonra dedim ki, söz ver kendine. Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin! Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin! Tutmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin! Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin. Seyredersin! Öyle bir hayat yaşadım ki; Son yolculukları erken tanıdım Öyle çok değerliymiş ki zaman, Hep acele etmem bundan anladım. Kendi kendime konuştum bazen evimde Hem kızdım hem güldüm halime, Sonra dedim ki, söz ver kendine, Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin! Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin! Tutmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin! Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin. Seyredersin!
İZMİRDE... Sen yoksun Şimdi… yokluğunda …..Yalnızca biraz, biraz üşüyorum… Caddelerde sisli, puslu bir kış ikindisi. Ağaçlarda salkım salkım eski zamanlardan kalma anılar… Yapraklarda yere düşmeye hazırlanan yağmur damlaları… Bir yaprak kıpırdıy ...
11.02.2008 - 10:34
Takvimlerden haberin yok mu geçiyor yıllar
Bana küsmüş yüzüme gülmez zalim aynalar
Kimiz yorgun kimimiz solgun kimi isyankâr
Acı gerçek bu ömrümüz bir su geçiyor yıllar
Hani nerde beklenenler
Medet umdum senelerce
Acılar hep dolu dizgin yine hayır yok gecelerde
Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş yürek bin pişman
Bundan böyle bana meyler dost
Geceler düşman vakit geç olmuş
Dönülmez yolmuş yürek bin pişman
Bundan böyle bana meyler dost
Geceler düşman
Takvimlerden haberin yokmu geçiyor yıllar
Bana küsmüş yüzüme gülmez zalim aynalar
Kimimiz yorgun kimimiz solgun kimi isyankar
Acı gerçek bu ömrümüz bir su geçiyor yıllar
Hani nerde beklenenler medet umdum senelerce
Acılar hep dolu dizgin yine hayır yok gecelerde
Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş yürek bin pişman
Bundan böyle bana meyler dost
Geceler düşman
Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş
Yürek bin pişman bundan
Böyle bana meyler dost
Geceler düşman !
05.02.2008 - 00:31
Tek tesellim gözlerindi
Bakıp bakıp delirirdim
Bana öyle yakındın ki
Hep benimsin zannederdim
Bırakıp gittin beni
Yanarım için için
Yaralı kuşlar gibi sensiz ben bir hiç'im
Duman gözlüm yaktın beni
Duman ettin acımadın ziyan ettin
Duman gözlüm benim için
Yaşamaktın yaşamayı haram ettin
Gönlümü teslim aldı hüzün
İçimde senden kalan cam kırıkları
Aynada sensiz yüzüm
Sensiz...Hiç kimse dindiremedi bu hıçkırıkları
Bir gece yarısı ansızın pencereden dışarıya bak
Göreceksin köşe başında
Nöbet tutuyor gözlerim
Öyle kolay değildir beni unutmak
Hala hala sokaklarındadır ayak izlerim !
28.01.2008 - 00:57
GİDEN GİTMİŞTİR !
GİTTİĞİ GÜN BİTMİŞTİR !
GİDENİ BEN DEĞİL !
GİDEN BENİ KAYBETMİŞTİR...! ! !
26.01.2008 - 22:01
Ben sende tattım aşkı sevdayı
Sende anladım bir tek kalmayı,
Birini sevip onun olmayı.
Ben sende tattım aşkı sevdayı,
Sende anladım bir tek kalmayı,
Birini sevip onun olmayı....!
26.01.2008 - 21:25
GÖZLERİME BAKDA SÖYLE
Nasıl bir aşk yaşadık biz
Oturda bir düşün şöyle
Artık ayrılalım diye
Gözlerime bak da söyle...
Kaçıp gitmek çare değil
Hiç bir şey çözülmez böyle
Seni unuturum diye
Gözlerime bak da söyle...
Kurduğumuz hayalleri
Duaları yeminleri
Nasıl unutursun beni
Gözlerime bak da söyle...
Bir nedendir sebeb yokken
Bu zamansız gidiş niye
Bu aşk nasıl biter böyle
Gözlerime bak da söyle...
Senin yerin benim yanım
Kalbine yaz bunu böyle
Sensiz yaşayamam diye
Gözlerime bak da söyle...
Kaçıp gitmek çare değil
Hiç bir şey çözülmez böyle
Seni unuturum diye
Gözlerime bak da söyle...
Kurduğumuz hayalleri
Duaları yeminleri
Nasıl unutursun beni
Gözlerime bak da söyle...
Bir nedendir sebeb yokken
Bu zamansız gidiş niye
Bu aşk nasıl biter böyle
Gözlerime bak da söyle...
23.01.2008 - 01:19
Biliyorum konusacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlıgımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuclarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...
Bir ihtimal gelisine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hos tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum... çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu israrla yazmaya calışıyorum... Bende olan seni,
hic kırmadım, degistirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum...
icimdeki güzelligine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı...
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anilarim disinda... isinabilmek icin onlara sariliyorum...
Anlamsız ve cevapsız sorular hınzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum... Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı...
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma... Gözlerimi gelislere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda... Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil...
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevincten ağlayacaktim bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hic niyetin yoktu aslında... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum...
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düsünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana...
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda değilsin ki?
Gözyaşlarım asılliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana...
Gittin! Belki de hic gelmemiştin ben, geldiğini sandım... Ayak uyduramadım
yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım...
Kimi zaman bir coçuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir erkek;
dokunuşlarında kendini bulan... Ama! En çok da imkânsızın oldum...
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... inanamadiğın, Yenemediğin,
üzerinden atamadığın korkuların oldum... Ağladığın, bağırdığın ya da
sustugun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum...
Yüreğindeki kadin ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum... Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herseyin olmak isterken
belki de hicbir seyin oldum... Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağıryordu, ben üstüme alındım, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?
simdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk... Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi... Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunlugunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak...
Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor...
Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun iste, aşk'a ve sana ihanet etmiyorum
benim kırgınlığım aşk'a...
Sen üstüne alındın...
18.01.2008 - 14:05
Seni Seviyordum
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri
SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte...
Güldüğü zaman yukarıya bakardı;
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...
Ne güzeldiler sen bilmiyordun...
BEN SENİ SEVİYORDUM...
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu, çoğalarak
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteleyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun,
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,
Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk...
Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller...
Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun...
Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun
Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları
Derken bir gün uzaktan gördüm seni...
Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı
Kalbimi acıttı her zamanki gibi...
Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun
Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi...
İclal Aydın
18.01.2008 - 04:10
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün hatalarım
Öğünmem bu yüzden
Bu yüzden kendimi
Özel önemli zannetmem
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün saçmalamam
Yenilmem bu yüzden
Bu yüzden hala kendime güvensizliğim
Ne kadar az yol almışım
Ne kadar az
Yolun başındaymışım meğer
Elimde yalandan kocaman rengarenk
Geçici oyuncak zaferler
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün korkularım
Gururum bu yüzden
Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden sonsuz endişem
Savunmam bu yüzden
Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem !
18.01.2008 - 03:54
Ne böyle senle ne de sensiz yazık yaşanmıyor çaresiz
Ne bir arada ne de ayrı olmak imkansiz hiç sebepsiz
Ne hayallerle ümitlerle mutlu olmaktı dileğimiz
Suçlu ne sensin ne de benim şimdi sensizim sen de bensiz
Bir an gelip de küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde tesselli bulunca
İşte biz o gün düşüneceğiz
Etrafımızı sarıverecek bir ateş ki asla bitmeyecek
Herşey bir anda anlamsız gelecek işte biz o gun tükeneceğiz
17.01.2008 - 14:37
Gece ve sen
Aşk tonlarında akşam
Direnmekte zaman…
Üç-beş nöbetim
Uykuda sen / habersiz
Saatte tütün kokusu
Cellat misali işler
İşler içime duman…
Gezgin kalem /düş yorgunu
Düşüncelerde yas
Anlarda ruh /umut /akşam
Boğulan ay ışığım
Mum ışığı titreşen /kuytularda
Zifir karanlık gecelere bulaşan
Çıplak duygularım /çığlık
Gecelerime prangalaşan…
Bir utku filmi
Hüzün saratırken kareleri
İnatta hayallerim…
Gecede sezi
Sezgi ve sevgi
Bahar müjdesi, kalemde sevi
Müjdesi zamana kelepçesi
Diyorum ki şimdi sana
Zaman seni severken
Sen de zamanı sevsen…
15.01.2008 - 00:34
Ünsüz harflerle
Sessiz cümleler kurup
Haykırmak gelsede içimden
Her dilde söylenen sözle
Sana susarım...!
12.01.2008 - 01:44
Duracağım burada
Gidişini seyredeceğim
Kıpırtısız, sakin gibi görüneceğim
Kavgasız olacak, fırtınasız olacak
Saçma sapan olacak
Organlarım birbirine vuracak
Arkandan sessiz bakacağım
Ben yine salağı oynayacağım...
Gönlüme bir kor düşer
Gitme öyle zamansız
Önce hayaller biter
Yanar külsüz dumansız
Baharlar hiç gelmez
Mevsim hep kış olur
Günlerime güneş doğmaz
Hislerim uyur
Dilimden hiç düşmez
Adın hasret olur
Yüreğimde sızı dinmez
Gülmek güç olur
Ayrılıklar yara açar yara üstüne
Yağmur ağlar sensizliğe iç çekişime
Sensiz olmaz bu yerlerde dünya dar olur
Eğer gidersen bu aşka çok yazık olur
11.01.2008 - 16:24
SEN YOKTUN
Çamurlu sokakların ıslaklığına,içimde depreşen duyguların kasvetine basa basa yürüyordum. SEN YOKTUN
Simitçilerin, kitapçıların, müzik marketlerde çalınan o en sevdiğimiz türkünün aynısını, bizi uçuran,içimizi göçüren o en acı, o en tatlı ahengine bir sigara yakıp, seni kalbimin derinliklerinde yaşayarak ve kalabalıkların ilgisizliğine karışıp yürüyüp gittim. SEN YOKTUN
Yüksek binalar üstüme çöktü,gökyüzünün ağırlığı altında ezildim, arabalar üstümden geçti.bir kör kurşun sinsice arkamdan vurdu.sonra atıldım, satıldım.uykularda bunarlı gördüm ben! Sıçrayarak uyandığım rüyalar gördüm. SEN YOKTUN
Gündüzleri ayakkabı boyayan, mendil satan, tiner çeken çocukların, geceleri bankamatik kulubelerinde, kömürlüklerde, bodrum katlarında birbirlerine sarıldıkları gibi, sıcak bir evi tanrılaştırdıkları gibi.bu soğuk duvarlar arasında işte bu köşede uyudum. SEN YOKTUN
Belki diyecektin, belki de bunların hiçbirini söylemeyecektin. Belki de ben anlatmadan sen anlayacaktın. Evet ben anlatmadan sen hep fazlasını bilecektin, anlayacaktın. Bende bunun rahatlığını yaşayacaktım. SEN YOKTUN
Bir kadehte sarhoş olacağımız bir gece olacaktı, bir fıçısında seni azar azar lütfettiğin bilgeliğinden yararlanacaktım. Sendelemeyen muhabbetimiz olacaktı. Sen konuşurken ben sarhoş olacaktım. Unutma ben seninle konuşurken kafam hiç ayık olmuyor zaten, konuş diyecektin, diyemedim. SEN YOKTUN
Ve belki de umarsız sokağa bırakacaktık kendimizi, sen edebiyat kurallarını ateşe verecektin. Ben kalıplarla kurgulanan bu benliğimi. Sokağa öyle çıkacaktık. ‘ ‘ Ne fark eder birlikteysek ‘ ‘ diyecektik. İçimizde palazlanan özgürlük nehrinin seline bırakacak, boğulmamak için hiçbir çaba sarfetmeyecektik. Ölüm de ne ki canını yakar insanın, yakarsa yaksın biz zaten birlikte olmadık mı ölüydük diyecektik. Birlikte diyemedik. SEN YOKTUN
Biz diyecektik. Biz ikimiz ne sen ne ben sadece ikimiz diyecektik. Şimdi yoksul bir yanım kanıyor, o bir yanım ki sevdalı, bir yanım üşüyor, bir yanımı bölmüşüm kanıyor, o yanım acıyor, acıtıyor o yanımı, boğazıma ham lokma gibi oturdu, ayrılık kusamıyor susuyordum, sana sesleniyordum, duyuramıyordum. SEN YOKTUN
Ve ben de yudumladım gurbet şarabını. Uzak iklimlerin kimliğini, kavruk yüreklerin çığlığına ve gidenlerin küfürlerine savuşturuldum. Çoktandır beklerlerdi beni bu kapıda. Son çıkışımdı, son arzumdu diye dönüp geriye baktım. Rengini unutamadığım gözlerin neredeydi? Yoktu. Son bir kez sarılıp elveda diyecektim. Diyemedim. Yoktun, yoksun işte yok.
SEN YOKSUN
10.01.2008 - 23:57
Öyle bir hayat yaşadım ki;
Cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki;
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden.
Kendime bir sahne buldum, oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki, okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime.
Sonra dedim ki, söz ver kendine.
Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin!
Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin!
Tutmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin!
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Seyredersin!
Öyle bir hayat yaşadım ki;
Son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan anladım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime,
Sonra dedim ki, söz ver kendine,
Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin!
Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin!
Tutmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin!
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Seyredersin!
Toplam 14 mesaj bulundu