Aka Demik Antoloji.com

İZMİRDE... Sen yoksun Şimdi… yokluğunda …..Yalnızca biraz, biraz üşüyorum…
Caddelerde sisli, puslu bir kış ikindisi. Ağaçlarda salkım salkım eski zamanlardan kalma anılar… Yapraklarda yere düşmeye hazırlanan yağmur damlaları… Bir yaprak kıpırdıyor işte, gümüşi bir damla usulca yere düşüyor. Sen sanki, yaprakların arasından bana müzipçe gülüyorsun. Beni her zaman şaşırtırsın zaten. Beni her zaman güldürmeyi bilirsin. Farkına bile varmadan bir şarkı dökülüyor dudaklarımdan 'Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var.'

Rüzgâr keskin ıslığı ile şarkıma eşlik ediyor. kızılayın.sakaryanın ulusun.sıhhıyenin.tenhalığı nedense ilk defa içime dokunuyor. Arabaya binsem ve birlikte gezdiğimiz yerlere gitsem, evimde şiirler okuyarak telefonunu beklesem, telefonunun gelmediği zaman seni başka yerlerde arasam. Sonra sen gelsen yanıma, yine 'seviyorum' desen, ben yine senin gözlerinde sonsuzluğa mahkum edilen aşkımı görsem. Ayrıca şarkılar gerçek oldu bu kez. Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var.

Yalnızım, üşüyorum, özlediğimse çok uzaklarda. Bahçeme melekler yağıyor, hepsi de tanıdık. Senden doğan, gözlerinde hayat bulan, bizi koruyan, kollayan ve en önemlisi ikimizi bir araya getiren melekler… Son kez yine seninle gezmiştik oraları. Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.

..

Devamını Oku
  • Aka Demik
    Aka Demik 11.02.2008 - 10:34

    Takvimlerden haberin yok mu geçiyor yıllar
    Bana küsmüş yüzüme gülmez zalim aynalar
    Kimiz yorgun kimimiz solgun kimi isyankâr
    Acı gerçek bu ömrümüz bir su geçiyor yıllar

    Hani nerde beklenenler
    Medet umdum senelerce
    Acılar hep dolu dizgin yine hayır yok gecelerde
    Vakit geç olmuş dönülmez yol ...

  • Aka Demik
    Aka Demik 05.02.2008 - 00:31

    Tek tesellim gözlerindi
    Bakıp bakıp delirirdim
    Bana öyle yakındın ki
    Hep benimsin zannederdim
    Bırakıp gittin beni
    Yanarım için için
    Yaralı kuşlar gibi sensiz ben bir hiç'im
    Duman gözlüm yaktın beni
    Duman ettin acımadın ziyan ettin
    Duman gözlüm benim için
    Yaşamaktın yaşamayı haram ettin

    ...

  • Aka Demik
    Aka Demik 28.01.2008 - 00:57

    GİDEN GİTMİŞTİR !

    GİTTİĞİ GÜN BİTMİŞTİR !

    GİDENİ BEN DEĞİL !

    GİDEN BENİ KAYBETMİŞTİR...! ! !

Toplam 14 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR


  • Eyüp Sultan

    01.02.2008 - 01:55

    İstanbul muhasarasının ilk günleriydi. Sultan Mehmed, Akşemseddin’e gönlündeki bir muradı arzetti: “Tarihî kaynakların verdiği malumata nazaran Resûl-i Ekrem’in (sas) mihmandarı Ebû Eyyüb el Ensari, Bizans surları yakınında medfun imiş.

    Himmetinizle onun kabr-i şeriflerini bulmayı arzulamaktayım.” Akşemseddin, padişahın sözleri üzerine eliyle bir mevkii işaret ederek “Her gece şu semte bir nur indiğini görmekteyim.

    Muhtemelen Resûl-i Ekrem’in mihmandarı Halid bin Zeyd’in kabri o caniptedir.” buyurur. Hep birlikte işaret edilen semte gelinir. Hazreti Şeyh’in tarifi ile kabrin baş ve ayak ucuna birer çınar fidanı dikilir. Fatih, o gece silahdar ağayı çağırıp yüzüğünü verir. Kabir olarak gösterilen yerin ortasına bu yüzüğü gömmesini, fidanları ise sökerek yirmi adım kıble tarafına dikmesini ister.

    Ertesi sabah Sultan, Akşemseddin’i de yanına alarak tekrar kabre gider. Buraya türbe yaptıracağından iyice emin olmak için bir daha göstermesini rica eder. Akşemseddin, bir gün evvel diktiği fidanlarla hiç ilgilenmeksizin yüzüğün gömüldüğü yere gelir.

    Burayı kazdıklarında Arapça üzerinde “Burası Ebû Eyyüb’ün kabridir.” ibaresi bulunan bir taş bulacaklarını söyler. Toprak kazıldığında tarif edilen şekilde bir mermer taş bulunur. Akşemseddin, kenarda bekleyen ağanın mahcubiyetini gidermek için çınar fidanlarının silahdar ağanın hatırası olarak yerlerinde bırakılmasını ister.

    Bugün Eyüp Sultan Camii’nin avlusundaki parmaklık içinde göğe ser veren çınarlar işte beş yüz küsur sene evvel dikilen o fidanlardır. Bazıları burasının aynı zamanda Eyüb Sultan Hazretleri’nin cenazesinin yıkandığı yer olduğunu da rivayet eder.

    31.01.2008 iş çıkışı karmaşık duygularla gittim sultanıma,huzur doldurdum tüm hâlet-i ruhiyeme

  • unutamadım

    20.01.2008 - 01:20

    Önce düştüğümde kalkmayı öğrendim. Sonra aleve dokunduğumda acıyı... Sevmeyi öğrendim sevilmeyi.. sonra terk edilip beklemeyi.. sayende unutulmayı da öğrendim.. her şeyi öğrendim de yalnız unutmayı öğrenemedim !

  • mutluluk

    18.01.2008 - 04:29

    Mutluluktan yana şansım olmadığını öğrendiğim yegane kavram son noktayı koyarken!

Toplam 4 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR