Ahmet Yavaş Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • günaydın

    15.06.2024 - 20:07

    Günaydın.
    Her şeye rağmen neşeliyim. Her şeye rağmen mutlu.
    Dertlere, telaşelere, sıkıntılara rağmen.
    Aylarca evde kapalı kalmama, hayattan sürgün edilmeme rağmen. İçim kıpır kıpır. Sevinçli ve keyifliyim.
    Sağ olsun ihmal etmedi güneş bugün de doğmayı. İşte gök yüzünde gülümsüyor bana .
    Asık suratlı, gülmeyi unutmuş komşu kadını bile bugün gülüyor. Çocuklar mı..? Onların işi zaten gülmek.
    Bu kelebekte nerden çıktı. ? Hayata kanat çırpan.
    Serçeler karşı ağaçlarda cıvıl cıvıl.
    Güvercinler aşk peşinde.
    Bademler çiçeğe durmakta. Kediler koşturmakta.
    Oraya, buraya savrulmuş çöplere gözlerimi kapadım.
    İnadına açan çiçeklerde gözüm. Özgürce yeşeren çimenlerde.
    Hafiften soğuk bir rüzgar esiyor.
    Pandemiyi, dertleri, sıkıntıları, korkuları, kuşkuları o rüzgara saldım. Alıp götürdü.
    Günaydın hayat, günaydın gökyüzü..
    Günaydın güzel insanlar.
    Günaydın güzel dostlar....

  • günaydın

    15.06.2024 - 20:07

    Günaydın.
    Her şeye rağmen neşeliyim. Her şeye rağmen mutlu.
    Dertlere, telaşelere, sıkıntılara rağmen.
    Aylarca evde kapalı kalmama, hayattan sürgün edilmeme rağmen. İçim kıpır kıpır. Sevinçli ve keyifliyim.
    Sağ olsun ihmal etmedi güneş bugün de doğmayı. İşte gök yüzünde gülümsüyor bana .
    Asık suratlı, gülmeyi unutmuş komşu kadını bile bugün gülüyor. Çocuklar mı..? Onların işi zaten gülmek.
    Bu kelebekte nerden çıktı. ? Hayata kanat çırpan.
    Serçeler karşı ağaçlarda cıvıl cıvıl.
    Güvercinler aşk peşinde.
    Bademler çiçeğe durmakta. Kediler koşturmakta.
    Oraya, buraya savrulmuş çöplere gözlerimi kapadım.
    İnadına açan çiçeklerde gözüm. Özgürce yeşeren çimenlerde.
    Hafiften soğuk bir rüzgar esiyor.
    Pandemiyi, dertleri, sıkıntıları, korkuları, kuşkuları o rüzgara saldım. Alıp götürdü.
    Günaydın hayat, günaydın gökyüzü..
    Günaydın güzel insanlar.
    Günaydın güzel dostlar....

  • dedikodu

    15.06.2024 - 20:03

    Dedikodu
    Yurdum insanı başkalarının özeli ile neden bu kadar ilgilenir anlamış değilim. Bu merakının sebebinin sevgi ilgi ve empatiye dayalı olduğunu düşünmüyorum.
    Özel hayata ilgisinin nedeni dedikodu malzemesi toplayıp bunu dost sohbetlerinde kullanmak olduğunu düşünüyorum.
    Özel hayata saygı insana saygıdır. İnsana saygı onun Yaradan’ına saygıdır.
    Özel hayatın gizliliğini yok sayıp insanların özelini ortaya saçmak çok çirkin bir insan hakkı ihlalidir. Bu, aynı zamanda bir insana arkadan yapılan kalleşçe saldırıdır.
    Kardeşim, insanları rahat bırakın lütfen.
    İnsan tanımak istiyorsanız girin Google'ye, biyografi okuyun..


  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:27

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:27

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:26

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:26

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:25

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:25

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:24

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:24

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:23

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:23

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:22

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:22

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • sarılmak

    12.06.2024 - 21:21

    SARILMAK...
    Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
    Dostlar..
    İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
    Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
    Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
    Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
    Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
    Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
    Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
    Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
    Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
    Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
    Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
    Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
    Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
    Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
    Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
    Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
    Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
    Dostlar...İyilikle kalınız.
    Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
    Ahmet Yavaş

  • kedi

    12.06.2024 - 21:17

    KEDİ
    Gece gelmeyen, sabaha karşı teşrif eden uykumu uzaktan tatlı tatlı gelen miyavlama sesi bozdu. Bu ses sevdiğim, bana ninni gelen bir sesti. Toparlandım, kalktım yataktan. Elimi, yüzümü yıkadıktan sonra gözümü saate çevirdim. Saat sabahın 10 nu gösteriyordu. Balkondan aşağıya yöneldiğimde her gün aynı saatlerde kapımıza gelen, maviş gözleriyle tatlı tatlı bakan sokak kedimi gördüm. Aramızda sıcak bir sevgi bağı vardı. Sokakta ne zaman görse beni koşarak gelir, sürtünerek bana bağlılığını ifade ederdi.
    Maviş beni görünce miyavlamasını yükseltti. Acıktığını, yemek yemek istediğini anlatmak istiyordu.
    Sanki anlayacakmış gibi "Başımın belası , yine geldin mi..? " diye seslendim. Bir an ne dediğimi anlamış gibi sustu. İki ayağını öne uzattı, sonra toparlandı, yeniden miyavlamasına başladı.
    Buzdolabına yöneldim. Akşamdan pişirip, hazırladığım tavuk ciğerini bir kaba koyarak mavişe ikram etmek üzere kapıya indim.
    Minnet dolu gözlerle karşıladı beni. Bazen bacaklarıma, bazen ayaklarıma sürtünerek beni sevdiğini ifade etti. Başını, sırtını sevgi ile okşayarak" Ben de seni seviyorum. "dedim. O ayaklarıma sürtünmeye devam etti.
    Sokağın az ilerisinde belediye tarafından konulan "Kedi Evi"ne yöneldim. Maviş, yumuşak adımlarla arkamdan geliyordu. Amacım orada yemeğini yemesiydi. İnşaat artığı mermerlerden hazırladığım temiz zemine yemesi için tavuk ciğerlerini koydum. Hemen başlamadı yemeye. Önce sürtündü güzelce.. Sevmemi okşamamı bekledi. Beklediğini aldıktan sonra yemeğe koyuldu. Bense mutlu gözlerle onu seyrediyordum.
    Arkamı döndüğümde benim yaşlarımda birisi, benim yaptığımı yapıyor, kedimi izliyordu. Muhabbet amacıyla,
    -"Nasıl da acıkmış hayvan. iştahla yiyor." dedim. Yukarıdan aşağıya beni süzdü. Suratını asarak:
    -Buradaki kedilere sen mi bakıyorsun?" dedi.
    -Evet" dedim." Elimden geldiği kadar bakmaya çalışıyorum..."
    Sesini yükselti:
    -Neden kendi evinin önünde bakmıyorsun bunlara,..!
    -"Hacım, rahatsız oldun galiba bu işten "dedim.
    -"Evet" dedi. Beslediğin bu kediler arabamın üstüne çıkıp uyuyorlar. Arabamı tırmalıyorlar. Bunları al götür evinin önüne, orada bak onlara."
    Sinirlenmiştim. Sesimi ben de yükselttim:
    -"Bak kardeşim, burası senin kapının önü değil, belediyeye ait bir yer. Bu da kedi evi. Buradaki kediler için tahsis edilmiş bir kulübe.. Ve ben bu hayvanlara bakacağım. Yalan söylüyorsun utanmadan... Kedilerin araba tırmaladığı nerede görülmüş.
    Bak hemşerim..! Bunlar da benim gibi bir can. Ben bu canlarla bu dünyada birlikte yaşayacağım. Yediklerimi onlarla paylaşacağım. Bu benim insanlık görevim. Ve Rabbim bunu benden istiyor. Onları yaşatıp , koruyacağım. Onlara dokunursan karşında beni bulursun.
    Şimdi yürü git yoluna.."!
    -"Ezan okunuyor, namaz vakti olmasa seninle görüşürdük." diyerek arkasını dönüp yürümeye başladı.
    -Sen en iyisi camiye gitme...!! Cami sana yaramamış...! dedim arkasından.
    -Nedenmiş o...! dedi, dönerek.
    Neden mi...?
    -Cami seni insanlaştırmamış çünkü...Kıldığın namaz seni merhamet sahibi yapmamış. Vicdanın kararmış senin. Merhametin, acıma hissin kaybolmuş. Boş yere besmele çekip "Rahman ve rahim olan, acıyan, esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adını anma.
    Allah'ın yarattığı şu minicik, güzel hayvanı sevemeyen Allah'ı nasıl sever, ona nasıl kul ve yar olur...
    Cevap veremedi.
    Söyleyeceğimi söylemiş, rahatlamıştım..
    Sonra Mavişime döndüm baktım.
    Keyifle yemeğini yiyordu.
    Ahmet Yavaş

Toplam 137 mesaj bulundu