Ahmet Er Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloj ...

  • Ömer ÖNGÜT

    19.01.2007 - 17:48

    Aslımız bir kerih damla su.
    Nedir bunca büyüklük taslamak.
    Ayet hadis işaret ediyor
    Kimin haddine inanmamak.
    Yol var adama muhtaç
    Yol var adam o yola muhtaç.
    Sen uyar ve hakka davet et.
    Allah'tan dır mutlak hidayet.

  • Ömer ÖNGÜT

    01.01.2007 - 19:32

    İslam aleminin üzerine doğan bir nuri Muhammedidir.Soyu peygamber efendimiz Hz Muhammet S.A.V efendimize dayanan bir Allah dostu seyyit.Onun için hakkında bir beyan yaparken ellerin titremesi gereken bir zat.(Allah rızası için bir uyarıdır bu sadece)

  • faiz

    29.11.2006 - 11:50

    Dünya imtihan yeri İnsan oğlu her şeyle ve her halde imtihanda.Bilen biliyor haram olduğunuda Allahım bilmeyenlere duyursun.
    Mesela kredi kartları ile yapılan alış verişlerde faiz uygulanıyor.Kişi helalinden kazandığı parayı harama çeviriyor.Bu millet kredi kartsız da yaşıyordu.Ama şimdi açlık ve sefalet dağılan yuvalar. İntihar eden insanlar haram değildir diyenlere şu an toprak altından almayın diye bağırıyor ama duyan yok.

  • HAKİKAT DERGİSİ

    19.11.2006 - 22:01

    Kem söz sahibine aittir.Bir kez alıp bu dergiyi Allah rızası için okuyan teşekkür ediyor.

  • kürt

    14.10.2006 - 16:14

    Kürt ismiyle kendini isimlendirenlere:
    Tahriklere kapılmadan bu ülkeyi ülke yapan değerlere sahip çıkılmalı.
    Bir bina yapılırken kum kireç demir taş gibi unsurlar bulunur.Kireç çıkıp dese bu binanın tek yapısı benim ne kadar saçma olur değil mi?
    Bu kürtçülüğü türkçülüğü çıkaranlar ya ölüp gittiler yada hapislerde çürüyorlar.
    Ama 80 milyon insan hala huzursuz ve güvensiz.Gerçekten bir şey yapmak bu işleri düzeltmek isteyen varsa önce bu binaya bir bütün olarak bakmak gerekir.Bu bina yıkılırsa inanın binanın altında hepimiz eziliriz düşman güler ve üstümüze kendi binasını yapar.
    Kürt kardeşlerim size şuan desteklerseniz yarın size bazı haklar vereceğini idda edenlerin kendi halklarının kenar mahallelerindeki insanlarına nasıl bir hayat yaşattıklarını bir araştırın.ABD nin aç insanlarını kenar mahallelerini bir araştırın.Geçen sene bir sel felaketi oldu ABD de kaç gün sonra oraya yardım yapıldı?
    Geçen sene olan Tsunami felaketini uydudan saatlerce önce gören ABD ordusu o bölgeyi niçin saatler önce uyarmadı.Sadece okyanustaki kendi üslerine bilgi verdi.
    Aklı olana daha bir çok delil var.Sorunlarımız var ama şu an dünyada sorunsuz bir bölgemi var?
    Birbirimize Allah için hoşgörü ve sevgi besleme zamanı.Allah bizi ve tüm islam alemini birleştirsin.

  • Bülent Ecevit

    14.10.2006 - 15:36

    Memleketimizin kayıp yıllarının sorumlularından.

  • Abant Platformu

    14.10.2006 - 15:33

    Bu ülkenin aydın geçinen satılmış bir avuç zehirli beyin takımı

  • orhan pamuk

    12.10.2006 - 14:25

    Yani bu dünyada ödül almanın en kolay yolunu Türke küfretmeye kadar indir gediler.
    Benim atalarım derki:
    Bak oğul kim kime ödül veriyorsa bilki o ondandır.....

  • dabbe'tül arz

    12.10.2006 - 14:03

    Gelelim Dabbet’ül-arz beyanına:

    Kur’an-ı kerim’de kıyametin yaklaştığını ifade eden Âyet-i kerime’ler olmakla birlikte bu müthiş hadisenin alâmetlerine genel olarak işaret eden Âyet-i kerime’ler de bulunmaktadır. (Muhammed: 10 gibi)

    Hadis-i şerif’lerde ise kıyamet alâmetleri büyük ve küçük fiilen vaki olanlar, kıyametle çok yakın bir zamanda gerçekleşecek olanlar şeklinde çeşitli bölümlerle ifade edilmiştir.

    “Dabbet’ül-arz”ın çıkışı da kıyamet alâmetlerindendir. Dâbbet’ül-arz, âhir zamanda Allah-u Teâlâ’nın emirlerinin terkedildiği, insanların gerçek dini değiştirdikleri sırada çıkacak olan bir hayvandır. Tâkip edenin yetişemeyeceği, kaçanın kurtulamayacağı bir süratte olacaktır.

    Âyet-i kerime’de ise şöyle buyuruluyor:

    “(Kıyametin kopacağına dair) O sözün tahakkuk zamanı yaklaşınca onlara yerden bir dabbe çıkarırız da insanların âyetlerimize yakînen iman etmemiş olduklarını söyler.” (Neml: 82)

    Allah-u Teâlâ bu Dabbe’yi kıyametin kopması gibi büyük bir hadisenin başlangıcı olarak, insanların Kur’an-ı kerim’e kesin olarak inanmayışları sebebiyle ortaya çıkaracaktır.

    Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır:

    “Dabbet’ül-arz, beraberinde Musa -aleyhisselâm-ın asası, Süleyman -aleyhisselâm-ın mührü bulunduğu halde çıkar. Mühür ile müminin yüzünü parlatır, asa ile kâfirin burnunu kırar. Öyle ki insanlar sofra üzerinde biraraya gelirler de, mümin kâfirden ayırt edilip tanınır.” (Tirmizi)

    Böyle bir gün yaklaştığı zaman tevbeler kabul edilmeyecek, içinde bulundukları duruma göre insanların hükümleri verilecek.

    Diğer bir Hadis-i şerif’te şöyle buyuruluyor:

    “Üç şey vardır ki, bunlar çıktıkları zaman, daha önceden iman etmeyen veya imanında bir hayır kazanamayan hiç bir kimseye (o günkü) imanı fayda vermez. Güneşin batıdan doğması, deccal ve Dabbet’ül-arz.” (Müslim: 158)

    Çünkü o zaman edilen imanla, işlenen amel-i salihin hükmü, can boğaza geldiği zaman edilen imanın hükmü gibidir.

    Bir Hadis-i şerif’te ise şöyle buyuruluyor:

    “Çıkış itibariyle kıyamet alâmetlerinin ilki, güneşin battığı yerden doğması ve kuşluk vakti insanların üzerine Dabbet’ül-arz’ın çıkmasıdır.

    Hangisi arkadaşından önce çıkarsa öteki de onun hemen peşindedir.” (Müslim: 2941)

    İki alâmetten hangisinin önce olacağına dair kesin bir ifade olmamakla beraber, biri çıkınca diğeri çok kısa bir zaman sonra onu takip edecektir.

    Bir diğer Hadis-i şerif’te ise şöyle buyuruluyor:

    “Altı şeyden; güneşin battığı yerden doğmasından, dumandan, Deccal’den, Dabbe’den, birinizin hususi olarak başına gelecek hadiseden ve umuma gelecek fitneden önce amellere koşunuz.” (Müslim: 2947)

    kaynak:www.hakikat.com (Cep kitapları /Ahirzaman alimleri/“Sahte Dabbet’ül Arz”)

  • HAKİKAT DERGİSİ

    12.10.2006 - 13:48

    Hakikat dergisi tüm dünyayı Allah ve Resulune davet eden İlahi kelimetullahın gönüllere yerleşmesi için çalışan bir islam dergisidir.
    İçinde geçmiş kavimlerin helak oluş sebebleri ve günümüzün seyyiat zamanında yaşanan olaylara islam ve Kur'an ın nur ışığı altında hakikati arayan gönüllere sunmaktadır.
    İçeriği itibarı ile şu an yer yüzünde kimsenin güdümünde olmayan,doğruları hiç bir kınayıcının kınamasından çekinmeden yazabilen tek islam yayın organıdır.
    İnananların istifade edebilmeleri için internet ortamındaki adresi şöyledir:
    www.hakikat.com
    Ekim 1993'de ilk sayısı yayınlanan Hakikat Aylık İslâm Dergisi o günden beri aynı çizgide yayınına devam etmektedir. Bu çizgi İslâm'dır, Allah ve Resulü'nün yoludur.

    Hakikat Aylık İslâm Dergisi'nin yayın hayatına başlama gayesi Ekim 1993 tarihli birinci sayısının ilk sayfasında şu cümlelerle izah ve ilan edilmişti:

    'Takdir edersiniz ki dış düşmanın cephesi var, biliniyor, görünüyor. İç düşmanın, bizden görünen münafıkların zındıkların cephesi yok. Yaptıklarını bilmek, görmek, ölçmek ancak in'am ve iz'an sahibi olmakla mümkündür. Bizim bütün gaye ve hedefimiz Ümmet-i Muhammed'i her türlü fitneden korumak, uyandırmaktır. Din-i İslâm'a muhalif iş ve icraatı olanlar, mutlaka tarafımızdan uyarılacak ikaz edilecektir. Çünkü bizim için yalnız Allah-u Teâlâ'nın kelâm ve hükmü geçerlidir. O'nun hükmünden başka hiçbir hüküm kabul etmeyiz. O'nun rızasını ve hükümlerinin tatbikini dileriz. Başka hiçbir gayemiz de yoktur.

    Nûr-i Muhammedî'nin yayılması, Ümmet-i Muhammed'in yalnız Allah ve Resulü'nde birleşmesini kendimize şiar edinmişizdir. Bu gaye ile mücadele, mücahedemize devam ediyoruz ve edeceğiz. Ümmetin bölünmesinin zillet olduğunu tefrikada azap, ittifakta devlet olduğunu biliyor, adımlarımızı ona göre atıyoruz. Zira: 'Varlık için Hazret-i Allah ve Resul'ü yeter... Ziynet için, Hazret-i Kur'an yeter... Şeref için, İslâm dini'nin şerefi yeter.'

    Bu gaye ile, azimle çalışırken kardeşlerimizin dualarını istirham ederiz.

    “Selâm olsun O'nun beğenip seçtiği kullarına.”
    (Necm: 59)

    “Selâm olsun hidâyete tâbi olanlara.”
    (Tâhâ: 47)

  • Dinler Arası Diyalog

    11.10.2006 - 15:56

    HIRİSTİYAN HAÇLI PAPASI DİNİMİZE,
    PEYGAMBER -sallallahu aleyhi ve sellem- EFENDİMİZ'E DİL UZATTI.
    NECASETİNİ ORTAYA KOYDU, İÇİNDEKİ PİSLİĞİ DIŞARIYA ÇIKARTTI.
    KOKUSU BÜTÜN DÜNYAYA YAYILDI.

    'Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir necis (pislik) tir.'
    (Tevbe: 28)
    'Artık onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır.'
    (Tevbe: 95)
    'Nihayet murdarı temizden ayıracaktır.'
    (Âl-i imrân: 179)
    'O murdarlığı aklını kullanmayanlara verir.'
    (Yunus: 100)
    'Şüphesiz ki ehl-i kitaptan olsun müşriklerden olsun inkâr edenler cehennem ateşindedirler.
    Orada ebedî kalacaklardır. Onlar yaratıkların en şerlileridirler.'
    (Beyyine: 6)

    GÖRÜYORSUNUZ BUNLAR PİSTİR, NECİSTİR, MURDARDIR.
    ALLAH VE RESUL'ÜNÜN DİNİNİ BIRAKIP
    BUNLARLA HOŞGÖRÜ, DİYALOG KURANLAR,
    BU NECİS MURDAR PİS KÂFİRLERİ VE ONLARIN KÜFRÜNÜ
    HOŞ GÖRÜP ONLARLA İŞBİRLİĞİ YAPANLAR DA
    BU KÜFRE ORTAKTIR.

    'Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin.
    Onlar birbirinin dostudurlar.
    Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır.'
    (Mâide: 51)
    'İnkâr edip de insanları Allah'ın yolundan alıkoyanlara,
    fesat çıkarmaları yüzünden, azap üstüne azap vereceğiz.'
    (Nahl: 88)

    KÜFRÜ HOŞ GÖREN, DİNİNE VE VATANINA İHANET EDEN
    SAHTE KAHRAMANLAR!

    'Hıristiyanlar tarihten gelen haçlı zihniyetini, barbarlığını, kinini, katliam ve işkencelerini günümüzde Irak'ta, Afganistan'da ve daha birçok yerde sürdürürken, Papa'nın bu açıklamaları yeni katliamların, savaşların habercisidir.

    Papa'nın Peygamber'imize hakareti, İslâm'ı akıl dışı din diye ilân etmesi, iftira ve yalanlara hakikati örtmeye çalışması köhne karanlık ortaçağ zihniyetinin tezahürüdür. Bugünün papazları aynı papazlar!

    'Aklını kilisenin kapısında bırak içeri öyle gir.' sözünü kilise amentüsü haline getiren bu papa ve papazlar böylece akıl almaz vicdana sığmaz işlerine karışılmasını, konuşulmasını engellemek isterler.

    1) Üç ilâh olur mu? İnsandan Allah olur mu? Bundan büyük akılsızlık olur mu? Papazları ilâhlaştıran da siz değil misiniz?

    2) Cennet-i âlâ satılır mı? Kimin malını kime satıyorsun? Bundan büyük ahmaklık olur mu?

    3) Yeni doğan çocukların vaftiz edilmeyenlerini cehehneme gönderiyorsunuz. Böyle bağnazlık, böyle vahşilik olur mu?

    4) Yüzyıllardır yaptığınız insanlık dışı katliamları hangi vicdana sığdırdınız? 6 milyon endülüslü müslümanı, Sicilya'yı, Kudüs'ü, Amerikalı yerlileri, Bosnayı nasıl izah edeceksiniz? Bu akıl işi değildir.

    5) Kilisenin gelirlerinin çoğalması için yaptığınız entrikaları, kendi papazlarınız açıklıyor. Her türlü gayr-i meşru işin altından kilise ve papazlar çıkmaktadır.

    Siz din adamı mısınız, mafya mısınız?

    Küfür Tek Millettir:

    Bağnazlığın, vahşetin, kinin, katliamın, işkencenin, soykırımın, engizisyonun, bilim düşmanlığının, medeniyetsizliğin, bilimum insanlık suçlarının, küfrün, hak ve hakikat düşmanlığının temsilcisi; haçlı sürülerinin kışkırtıcısı; faşist Avrupa'nın destekçisi kilisenin bugünkü önderi de tarihin karanlık sayfalarından çıkmış bir ortaçağ fanatiği gibi konuşmaya devam ediyor.

    Hakk Celle ve Alâ Hazretleri bu kâfirlerin İslâm'a düşmanlıklarının tıynetlerinin bir gereği olduğunu Kur'an-ı kerim'de haber veriyor:

    'Şüphesiz ki kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır.' (Nisâ: 101)

    Hıristiyan papası; kâinatın nûru, âlemlerin gurur ve süruru, rahmet ve merhamet peygamberi Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e alçakça hakaret ve iftiralarda bulunuyor. 'Şerden başka hiçbir şey bırakmamıştır.' diyor. Kendi şerrini ortaya koyuyor.

    'Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür.' (Âl-i imrân: 118)

    Hıristiyan Haçlılar'ın, âlemlere rahmet olan Resulullah Aleyhisselâm Efendimiz'e her fırsatta çirkin iftira ve yakıştırmalar yapmaları nasıl bir küfür içinde olduklarının en büyük delilidir.

    'Allah çocuk edindi' diyerek en büyük yalanı uyduran bu kâfirlerden, başka ne beklenebilirdi?

    'Ağızlarından ne büyük söz çıkıyor! Onlar yalnız ve yalnız yalan söylerler.' (Kehf: 5)

    Böyle bir yalan ve hakaret ancak bunun gibi necis bir kâfire yakışırdı.

    Hakk Celle ve Alâ Hazretleri bunların pis olduğunu, necis olduğunu, murdar olduğunu beyan ediyor. Bu da necasetini ortaya koydu. Bütün kokusu dünyaya yayıldı. İçindeki pisliği dışarı çıkarttı.

    'Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir necis (pislik) tir.' (Tevbe: 28)

    'Artık onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır.' (Tevbe: 95)

    'Nihayet murdarı temizden ayıracaktır.' (Âl-i imrân: 179)

    'Allah kime hidayet etmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe yükseliyormuş gibi iyice daraltır.

    Allah inanmayanların üzerine işte böyle murdarlık indirir.' (En'âm: 125)

    'De ki: 'Murdarla temiz bir olmaz, murdarın çokluğu hoşuna gitse de bu böyledir.'' (Mâide: 100)

    'O murdarlığı aklını kullanmayanlara verir.' (Yunus: 100)

    'Şüphesiz ki ehl-i kitaptan olsun müşriklerden olsun inkâr edenler cehennem ateşindedirler. Orada ebedî kalacaklardır. Onlar yaratıkların en şerlileridirler.' (Beyyine: 6)

    Bunlar pistir, murdardır, necistir. Bunu Allah-u Teâlâ buyuruyor.

    Bunun sebebi nedir? Hazret-i Allah'ın birliğine iman etmezler, üç ilâh kabul ederler. O'nun son peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e iman etmezler. Hakaret ve iftira ederler. Dolayısıyla pis ve murdar olmuş oluyorlar.

    Diğer bir Âyet-i kerime'sinde ise şöyle buyurur:

    'Şüphesiz ki Allah katında, yeryüzünde yürüyen canlıların en kötüsü kâfir olanlardır. Artık onlar iman etmezler.' (Enfâl: 55)

    Zira Allah-u Teâlâ'ya şirk koşmuştur.

    Allah-u Teâlâ'nın nuruna hakaret ancak bu necislere yakışırdı. Kendisine yakışanı yaptı. Kendi şerrini ortaya koydu.

    Bu çirkeflerin yaptıkları çirkefliklerinin icabındandır. Yoksa kişi güneşe tükürmekle, güneşe bir zarar vemiş olmaz, tükürüğü ancak kendisine döner.

    Bunlara hiç şaşmayın! İçlerindeki necaseti dışarıya atıyorlar, murdarlıklarını ortaya dökmüşler. Çünkü onlar İslâm'ı küçük düşürmek için böyle yaptılar.

    Allah-u Teâlâ'nın 'Pistir murdardır, necistir.' diye tarif ettiği bu pis adam nura nasıl tecavüz edebilir?

    O ancak içindeki pisliğini dışarıya dökebilir. Döküyor ve rezaletini ortaya koyuyor. Oysa onlar üç ilâh kabul ediyorlar.

    İslâm âleminde müslümanlar bir tek Allah'ı kabul ederler, onlar üç kabul ediyorlar. Adamdan Allah olur mu? Bu en büyük bir sapıklık değil midir? Kalkmış 'Akıl'dan bahsediyor. Bu en büyük akılsızlık değil midir?

    Onlar üç tanrı tanıyorlar. Hangi tanrıdan bahsediyorlar? Bu ayıp değil midir? Oysa İslâm bir tek Allah'tan bahseder.

    'De ki: O Allah bir tektir. Allah Samed'dir. Doğurmamış, doğurulmamıştır.' (İhlâs: 1-3)

    Üç tanrı olur mu? İnsandan ilah olur mu? Bundan büyük aptallık olur mu? Ne kadar da aptallar! Çocuk dahi kafasını çalıştırsa bunu reddeder. Hidayet olmayınca böyle olur. Küfrün durumu budur. İşte kâfir bu kadar aptaldır!

    ''İlâh Meryem oğlu Mesih'tir.' diyenler andolsun ki kâfir olmuşlardır.' (Mâide: 17)

    Bundan daha iğrenç bir inkâr düşünülebilir mi?

    'Onlar O Rahman olan Allah'a çocuk iddia ettiler diye, bu sözden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar dağılıp çökecekti.' (Meryem: 90-91)

    Resulullah Aleyhisselâm bütün insanlığa rahmet olarak gönderilmiş bir peygamber, bugünkü medeniyetin ve uygarlığın temelini atmış eşsiz bir önderdir.

    Allah-u Teâlâ ona yapılan muhalefeti kendisine yapılan muhalefet gibi saymıştır.

    'Allah'a ve Peygamber'e muhalefet edenler, işte onlar en aşağılık kimseler arasındadırlar.' (Mücâdele: 20)

    Binaenaleyh bunlar hem kâfir hem de en aşağılık kimselerdir. Bunu Allah-u Teâlâ buyuruyor.

    Resulullah Aleyhisselâm'a hakareti bunlar siyaset haline getirmiştir. Böylece nurun, imanın yayılmasını engellemeye çalışırlar. Bunlar bu kadar kâfirdir, bağnazdır.

    Bu papazlar kendilerini ilâh yerine koymuştur.

    Nitekim Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime'sinde şöyle buyuruyor:

    'Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini rableri olarak kabul ettiler.' (Tevbe: 31)

    Cenneti satarlar. Her türlü günahı para karşılığı affederler.

    Cennet satılır mı? Bu kadar aptallık olur mu? Bir de akıldan bahsediyor. Üstelik bu bir allahlık dâvâsıdır. Cennet Allah-u Teâlâ'ya mahsustur. Onlar ise cenneti satıyorlar. Olur mu? Allahlık davası yapıyorlar. Papa allah kesilmiş, amma halk uyanmıyor.

    Allah-u Teâlâ Kitabullah'ta onların aklını kullanmadıklarını, murdar olduğunu beyan ediyor.

    'O, murdarlığı akıllarını kullanmayanlara verir.' (Yunus: 100)

    Geçtiğimiz ay Almanya'da ana caddelerde büyük afişler vardı. Başlık 'Kiliseden kurtulun.'

    'Kilise'nin Milyonlarca Mağdurları İçin İnisiyatif'adı altında örgütlenerek insanları bilinçlendirmeye çalışan, aralarında eski papazların da olduğu bir grup hıristiyan, paneller düzenleyerek, kitapçıklar basarak halkı kiliseye karşı uyandırmaya çalışıyorlar. Kilisenin milyarlarca dolarlık servetine dikkat çeken araştırmayı hazırlayanlar kiliseden kaydınızı sildirin ve kiliseye yardım etmeyin diyorlar. Ve hazırladıkları kitapçıkta İncil'den alıntılar yapıp, kilisenin icraatlarının İncil'e aykırı olduğunu, en büyük sahtekârların papazlar olduğunu belirtiyorlar ve bunların İsa Aleyhisselâm'ın yolundan gitmediklerini yazıyorlar. İsa Aleyhisselâm'ın ve onu takip eden ilk üç yüzyıldaki hıristiyanların yaşantısı ile bugünkü papazların yaşantısının kesinlikle farklı olduğunu, hatta Hazret-i İsa'nın papaz, papa gibi şeyler bırakmadığını söylüyorlar. 'Tanrıya evet, kiliseye hayır! ' diyorlar. Papazların zina mahsulü çocuk sahibi olduğunu, kilisenin sahte evrak düzenlemek, kara para aklamak, silah ticareti yapmak gibi yollarla büyük gelirler elde ettiğini, medyada parmağı olduğunu yazmaktadırlar. Gerçekten bunlar doğru. Gerçekten bunlar doğru söylüyor.

    Bu kilise dedikleri papazlar; İslâm dininin o devirdeki bölücülerinin devamıdır. Zira İsa Aleyhisselâm İslâm dinini tebliğ etmiştir. Ahir son zamanda gelecek Muhammed Aleyhisselâm'ı müjdelemiştir. Bugünkü İncil'de bile bu müjdeye dair ifadeler vardır.

    Ancak daha sonra gelen din kurucu bölücü papazlar onun tebliğinde olmayan şeyleri dindenmiş gibi göstererek yeni bir din kurmuşlardır. 'Hıristiyan' ismini de bunlara kendileri vermiştir.

    ''Biz Hıristiyanız' diyenlerden de söz almıştık.' (Mâide: 14)

    Bu ilâhi beyanda: 'Hıristiyanlardan' ifadesi yerine: 'Biz hıristiyanız diyenlerden.' ifadesinin kullanılmasının sebebi; bu ismi onların kendi kendilerine verdiklerine işaret etmek içindir.

    Nitekim havarilerin 'Müslüman' olduklarına Âyet-i kerime'de şöyle işaret ediliyor:

    'Havârîlere: 'Bana ve Peygamber'ime iman edin! ' diye vahyetmiştim (ilham etmiştim) . Onlar da: 'İman ettik, bizim müslümanlar olduğumuza şâhit ol! ' demişlerdi.' (Mâide: 111)

    Bu papazların ise bütün maksatları kendi kurdukları dinin, para düzeninin devam etmesidir. Hakikatin ortaya çıkmasını istemezler. Her fırsatta iftira etmekten çekinmezler.

    Bugün nasıl İslâm dininin bölücülerinin en büyük icraatı para toplamaksa bu kiliselerin de en büyük icraatı para toplamaktır. Çok büyük paralara hükmederler. Küresel ekonomide sözü geçecek derecede Karun gibi büyük servetlere sahiptirler.

    Dikkat ederseniz bu murdar kâfirlerin küfrünü hoş gören bugünkü İslâm dininin bölücüleri de en büyük parayı toplarlar. Banka kurarlar.

    'Kalpleri ne kadar da birbirine benzemiş! ' (Bakara: 118)

    Ey müslüman!

    Bu kâfirlerin küfrünün, Resulullah Aleyhisselâm'a yaptıkları iftiraların Allah katında ne kadar büyük bir zulüm olduğunu bil!

    Görüyorsunuz, zira Allah-u Teâlâ bunları en aşağılık kimseler olmakla damgalıyor!

    Bu aşağılık kimselerin küfrünü hoş gösterip, İslâm dini ile bunların küfrünü müsavi göstermeye çalışanlar da apaçık kâfir olmuşlardır.

    'Onlar müminleri bırakıp kâfirleri dost edinirler. Onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Bilsinler ki şeref ve kudret tamamen Allah'a âittir.' (Nisâ: 139)

    'Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır.' (Mâide: 51)

    'Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden aslâ hoşnut olmazlar.' (Bakara: 120)

  • hz.muhammed

    21.09.2006 - 15:02

    “Asluhu nûr cismuhu âdem,

    Velekad kerremnâ benî âdem.”

    Aslı nurdur, görünüşü beşerdir. Öyle bir benî âdem ki;

    “Biz Âdemoğlunu mükerrem kıldık.” (İsrâ: 70)

    Âyet-i kerime’sindeki mükerrem insan hitabının mazharı da yine odur. İnsan bütün yaratıkların en mükerremi, o ise bütün insanların en mükerremidir, en keremlisidir. Onun yüzü suyu hürmetine bütün bu faziletlerden insanoğlu da istifade ediyor.

    Allah-u Teâlâ onun hakkında bir Hadis-i kudsî’de:

    “Sen olmasaydın felekleri yaratmazdım.” buyurdu. (K. Hafâ. c. 2, sh: 164)

    Allah-u Teâlâ Habib-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-inin Sebeb-i mevcudat, yani mevcudatın yaratılış sebebi olduğunu beyan buyurdu ve beşeriyete duyurdu.

    Demek ki o feleklerden değil, felekler onun nurundan yaratılmıştır.

  • allah (c.c)

    21.09.2006 - 14:49

    Allah(c.c)
    “Allah göklerin ve yerin nurudur.” buyuruluyor. (Nur: 35)
    “Allah var idi ve Allah’tan başka bir şey mevcut değildi.” (Buhârî. Tecrid-i sarîh: 1317)
    Zerreyi zirveye çıkaran ve yine murad ettiğinde denize düşüren Allah...
    O damla denize düştüğünde ne olur? Hiç olur. Denizden çıkmıştı, yine denize düştü.İşte, bunu bilen gerçek mânâda hiç olur, var olan Hazret-i Allah’tır. Hiç olduğunu bilen, zerre hakir olduğunu gören; Hakk’ı görür Vahdet-i vücud’dan ancak onlar bahseder. Allah-u Teâlâ dilerse esrarını ona açar.
    Mürşid-i kâmil dünya yüzünde nadir bulunur, Vahdet-i vücud’dan bahsedenler dünyaya nadir gelenlerdir. Onlar yüz senede bir gelir.

Toplam 13 mesaj bulundu