henüz yirmi ikisinde üç çocuğu âşığı ufak tebessüme aç gül tenli gün eşi
gül bir yiğit barışa sevdalı karış karış insan tepeden tırnağa evrensel lisan
inancı gül tacı tahtı kül cenneti işgal cehennemi lâl ak gökte karabulut ülkesi koca bir tabut omuzlamış el vermiş sır vermemiş dişleri kenetli alnında pıhtılaşmış ay-dın-lık-lar önünde arkasında sahipsiz yıllar
gül yiğit gül ki bahçeler içinde kardeşlikler elinde göbeğin kesilmiş senin
ansızın vurdular ansızın geçip durdular akrep yarasa çıyan yürekli yüreksiz adamlar yürekli karşısına
vurdular onu yirmi ikisinin tam kırk sekiz yerinden
nankörün itin biri ekmeğini yediği insanımsın canım dediği güpegündüz sokaklar ortasında
çığlık çığlığa bir siren duygular yaralar sızılar
paramparça aldı onu çığlık çığlığa yollar yıllar göçler parça parça aldı onu ölmedi yüzlerce dul binlerce yetimdi
şanslıydı obası yurdu çocukları yersiz yurtsuz sürgünler içinde gün veren gül eşi
küller içindeydi yiğit yiğitçe affeyledi yaşadı kar boran yüreğiyle güneşlerle baharlarla ve kanayan onca yarayla kahpeliklere bacım kalleşliklere arkadaşım geç buyur geç otur baş köşelerede dedi
kimi gün çisil çisil yağmur her hal çılgınca savrulan rüzgar an gelir hüzünlü bahar bazen istemeden kara bir bulut her dem güneş bekleyen seher her nekadar olmak istediysem'de nisan bırakmadın ve bırakmadılar
su güneş rüzgar. mezopotamya ovasında bir bahar günü
bir bahar günü... o an o cennet bahçesinde her an kâinatı kâinatımı zikrediyordu durmadan börtü böcek
oysa yaşamak zemheriyi oysa ölmek en güzel baharlarda en güzel güneşlerceymiş ecelmiş rıza ecelmiş gelmiş
yüreğimin sızması ciğerimin yanması mahşer,şer değil de ya nedir bu ya nedir rıza
sende sensiz sana gömülmek sende sensizce sana ölmek
bir bahar günü bir bahar kar...
kepenkleri indi beynimin evrenin kar tufan yağış kurşunlardan ziyade ihanet denen örtü bahar günü mezopotamya ovasında sevgimin sevgisiz yüzüyle serilmişti yurduma
depremler yanardağlar çığ... kaynadı zaman kaynadı evren kaynadı beden tavus kuşu kadar rengârenk gözlerin yağdı
gözlerin esti o gül bedenin da-ğıl-dı sonsuzluğun çöllerine
kayboldum gökle yer senle ben arasında
güneş sustu bahar çiçeklerine ateş topları yağdı ağıtlar feryatlar bayramlıklarını giyindi ovama sis indi her bir parçamı bin sırtlan yedi dindi dindi dindi...
gelin bana ağaran günlerim gelin gel bana tufan günlerim gelin gel kör sevdama
Şems-i Tebrizî (Tebrizli Şems) hazretlerinin hemşehrisi olmak, nasıl bir his (duygu) ? Hemşehri= Aynı şehirden olan kişiler. Mevlânâ Celâleddin Rûmî hazretlerinin tasavvuf hocası olan Şems; Tebrizli idi.
merhaba elnaz.. benim de en çok görmek istediğim yerlerden biri tebrizdir... bi gün fırsatım olurda oralara yolum düşerse beni misafir edermsiin.. tebrizin insanlarının çok misafirperver olduklarını okumuştum.. umarım doğrudur.. seni tanımak isterim.. sevgiler...
20.02.2012 - 13:11
En yahşi gözler ne renktir,
Lâle mi belki de leylâk.
Naz, gözel kalbine denktir,
Âşık tapınca gülünü
Za'ten olmuş allak bullak.
* * * * * *
Ellerini kavuşturup
Lôkmaları atıştırsan,
Nazlı nergiz bakışlara
Ay ışığı katıştırıp
Zarfla pulu barıştırsan.
* * * * * *
Eser sıcak Tebriz yeli,
Linette Abguşt yemeli.
Nevruz zamanı gelince,
Aynal tepesine çıkıp
Zulhaneye gidilmeli.
* * * * * *
Elnaz; el bebek gül bebek,
Leylâ gibi atmaz göbek.
Nazar değmesin der Fatih,
Acem kızı mâşaallah
Zekâ desen öbek öbek...
31.01.2012 - 15:53
Ne Yapsam
Öyle bir yangın var ki yüreğimde
Su serptikçe daha da yanıyor
Avutamıyorum kendimi yaram kanıyor
Ne yapsam olmuyor, dilim seni anıyor.
Öyle bir yara var ki ciğerimde
Dokundukça canımı yakıyor
Derman bulamıyorum, canım acıyor
Ne yapsam olmuyor, içim sızlıyor.
Öyle bir düşünce var ki aklımda
İçten içe beynimi kemiriyor
Alamıyorum kendimi, aklım ermiyor
Ne yapsam olmuyor, bedenim eriyor.
25.01.2012 - 08:31
sen beni uzaklarda bil
en yakınındayım bi bilsen
16.01.2012 - 06:16
En yahşi gözler ne renktir,
Lâle mi belki de leylâk.
Naz, gözel kalbine denktir,
Âşık tapınca gülünü
Za'ten olmuş allak bullak.
* * * * * *
Ellerini kavuşturup
Lôkmaları atıştırsan,
Nazlı nergiz bakışlara
Ay ışığı katıştırıp
Zarfla pulu barıştırsan.
* * * * * *
Eser sıcak Tebriz yeli,
Linette Abguşt yemeli.
Nevruz zamanı gelince,
Aynal tepesine çıkıp
Zulhaneye gidilmeli.
* * * * * *
Elnaz; el bebek gül bebek,
Leylâ gibi atmaz göbek.
Nazar değmesin der Fatih,
Acem kızı mâşaallah
Zekâ desen öbek öbek...
14.01.2012 - 01:48
Hoş bakışlı Acem kızı
Sen allar giy, ben kırmızı
Çıkalım dağlar başına
Sen gül topla, ben nergizi
20.12.2011 - 14:50
Yiğit
bir yiğit
yorgun
bedeni
ruhu
azat olmuş
kölelikten özgürlüğe
henüz yirmi ikisinde
üç çocuğu
âşığı
ufak tebessüme aç
gül tenli gün eşi
gül bir yiğit
barışa sevdalı
karış karış insan
tepeden tırnağa
evrensel lisan
inancı gül
tacı tahtı kül
cenneti işgal
cehennemi lâl
ak gökte karabulut
ülkesi koca bir tabut
omuzlamış
el vermiş
sır vermemiş
dişleri kenetli
alnında pıhtılaşmış
ay-dın-lık-lar
önünde arkasında sahipsiz yıllar
gül yiğit
gül ki
bahçeler içinde
kardeşlikler elinde
göbeğin kesilmiş senin
ansızın vurdular
ansızın geçip durdular
akrep yarasa çıyan yürekli
yüreksiz adamlar
yürekli karşısına
vurdular onu
yirmi ikisinin
tam kırk sekiz yerinden
nankörün itin biri
ekmeğini yediği
insanımsın canım dediği
güpegündüz
sokaklar ortasında
çığlık çığlığa bir siren
duygular
yaralar
sızılar
paramparça aldı onu
çığlık çığlığa
yollar
yıllar
göçler
parça parça aldı onu
ölmedi
yüzlerce dul
binlerce yetimdi
şanslıydı
obası yurdu
çocukları
yersiz yurtsuz
sürgünler içinde
gün veren gül eşi
küller içindeydi yiğit
yiğitçe affeyledi
yaşadı
kar boran yüreğiyle
güneşlerle baharlarla
ve kanayan onca yarayla
kahpeliklere bacım
kalleşliklere arkadaşım
geç buyur
geç otur baş köşelerede dedi
Abdulrızak Kılıç
18.12.2011 - 16:47
Hüzünlü Bahar
kimi gün çisil çisil yağmur
her hal çılgınca savrulan rüzgar
an gelir hüzünlü bahar
bazen istemeden kara bir bulut
her dem güneş bekleyen seher
her nekadar olmak istediysem'de nisan
bırakmadın
ve
bırakmadılar
Abdulrızak Kılıç
18.12.2011 - 15:24
Kainatın Gözbebekleri
su
güneş
rüzgar.
mezopotamya ovasında
bir bahar günü
bir bahar günü...
o an
o cennet bahçesinde
her an
kâinatı
kâinatımı zikrediyordu
durmadan
börtü böcek
oysa yaşamak
zemheriyi
oysa ölmek
en güzel baharlarda
en güzel güneşlerceymiş
ecelmiş
rıza
ecelmiş
gelmiş
yüreğimin sızması
ciğerimin yanması
mahşer,şer değil de
ya nedir bu
ya nedir rıza
sende sensiz
sana gömülmek
sende sensizce
sana ölmek
bir bahar günü
bir bahar
kar...
kepenkleri indi
beynimin
evrenin
kar tufan yağış
kurşunlardan ziyade
ihanet denen örtü
bahar günü
mezopotamya ovasında
sevgimin
sevgisiz yüzüyle
serilmişti yurduma
depremler
yanardağlar
çığ...
kaynadı zaman
kaynadı evren
kaynadı beden
tavus kuşu kadar rengârenk
gözlerin yağdı
gözlerin esti
o gül bedenin da-ğıl-dı
sonsuzluğun çöllerine
kayboldum gökle yer
senle ben arasında
güneş sustu
bahar çiçeklerine ateş topları yağdı
ağıtlar feryatlar bayramlıklarını giyindi
ovama sis indi
her bir parçamı bin sırtlan yedi
dindi
dindi
dindi...
gelin bana ağaran günlerim
gelin gel bana tufan günlerim
gelin gel kör sevdama
ölü gözlerle
ölü gözlerle kuma gelmeyin...
Abdulrızak Kılıç
Suskun Sevda
11.10.2011 - 18:12
Şems-i Tebrizî (Tebrizli Şems) hazretlerinin hemşehrisi olmak, nasıl bir his (duygu) ?
Hemşehri= Aynı şehirden olan kişiler.
Mevlânâ Celâleddin Rûmî hazretlerinin tasavvuf hocası olan Şems; Tebrizli idi.
27.09.2011 - 10:00
ben isfahana gelmek istiyorum..
26.09.2011 - 09:23
merheba tebriz cok guzel bi sehir tabiki burayi gezdirmek tanitmak isterim buyrun gelin :)
21.09.2011 - 17:15
merhaba elnaz.. benim de en çok görmek istediğim yerlerden biri tebrizdir... bi gün fırsatım olurda oralara yolum düşerse beni misafir edermsiin.. tebrizin insanlarının çok misafirperver olduklarını okumuştum.. umarım doğrudur.. seni tanımak isterim.. sevgiler...
Toplam 36 mesaj bulundu