Herkes özgürlük özgürlük diyor, HER ŞEYİN BİR SINIRI VARDIR, ÖZGÜRLÜĞÜNDE BİR SINIRI VARDIR.
Bence che denilen adam özgürlüğün sınırını aşmaya çalışan bir insandı. Çokta enterese etmiyor beni kim olduğu neyse.
Hz.MUHAMMED (sallallahu aleyhi ve sellem) devrimci değildir. O Allah'ın(azze ve celle) ELÇİSİDİR. Hidayette ancak Allah'ın dilediğine verdiği lütuftur. Nasibi olmayanlara ne kadar yazık.
Onu bunu beklemekten ve boş konuşmaktansa KOŞUN HZ.MUHAMMED MUSTAFA (s.a.v) YOLUNA gerisini boşverin...!
Yoluna can feda ya Resullallah, senden Sonra kim gelirse gelsin hiç önemli değil sen gittin Bizi de al yanına Ya Resullallah.
Hazreti Pîr Seyyid Sultan Abdülbaki Bilvanisi Kaddesallahü Sırrahül Azîz ve Hakîm, menzilin Sultanı, gönüllerin ışığı, velayet burcunun güneşi, intisab edenlerin mutluluğa erdiği hidayet sancağı, ebedi saadetleri kendinde toplayan, maddi ve manevi tertemiz bir yolun mensubu ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) soyundan gelen torunudur.
GAVS-I SANİ olarak bilinen ve Yüce ALLAH'ın dostu bir büyük insan.ALLAH c.c. onun feyzini nasip etsin.
Hazreti Pîr Seyyid Sultan Abdülkadir Geylani Kaddesallahü Sırrahül Azîz ve Hakîm, velayet burcunun batmayan güneşi, bütün velilerin piri, intisab edenlerin mutluluğa erdiği hidayet sancağı, ebedi saadetleri kendinde toplayan, maddi ve manevi tertemiz bir yolun mensubu ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) soyundan gelen torunudur. Tüm tarikatlar, hikmet ve ilim yolları, kaynağı Hz. Muhammed (s.a.v.) ummanı olan O yüce pınardan beslenmişlerdir.
Yüce vasıflarını dile getirmede kelimelerin güçsüz kaldığı o yüce veli kamil insan, Gavsül Azam, Velayetin Sultanı, Sultanü’l Evliya, Sertacü’l Evliya, Kutbu’r Rabbani, Gavsü’s Samedani gibi yüce sıfatlarla anılır.
Hazreti Abdülkadir Geylani, 1077 (hicri 470) yılında, Peygamberimizin vefatından 445 yıl sonra, Hazar denizinin güneyinde Geylan kasabasında doğmuş, 1165 (hicri 562) yılında 91 yıllık muhteşem bir ömürden sonra, yani 833 yıl önce bu aleme veda etmiştir. Soy itibariyle hem Seyyid, hem de Şerif idi. Yani soyu, babası Seyyid Musa tarafından İmam-ı Hasan Efendimiz’e, annesi Fatma Hatun tarafından da İmam-ı Hüseyin Efendimiz’e dayanıyordu. Onun için şu ibare meşhur olmuştur: “Veliler Sultanı Abdülkadir Geylani, aşk ile doğdu, kemal ile ömür sürdü ve kemal-i aşk ile Rabb’ine vasıl oldu.”
Doğacağı Ramazan ayının ilk gecesi babası Seyyid Musa Cengi bir rüya görmüştü: Peygamberler peygamberi Hz. Muhammed (A.S.) , ashab ve bütün evliyayı kiram bir yere toplanmışlardı. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki: “Ya Musa, Oğlum! Gücü herşeye yeten ve herşeyin sahibi olan Cenab-ı Allah, bu gece sana insanların üstünde müstesna bir erkek evlat hediye etti. Bu evlat benim evladımdır. Ne mutlu sana..”
Abdülkadir hiçbir çocuğa benzemiyordu. Ramazan günleri annesinden süt emmiyor, yöre halkı ramazanın giriş çıkışını onun bu durumuna göre tayin ediyordu. 18 yaşında çobanlık yaparken bir ineğin, hikmeti ilahiye ile “Sen bunun için yaratılmadın,” demesi üzerine annesinden izin alıp ilim tahsili için Bağdat’a geldi. Yolda kervanın yolunu kesen eşkiyalara annesine doğruluktan ayrılmayacağına dair verdiği söz için parasını saklamadan vermesinden dolayı eşkiyalar utanıp tövbekar oldular.
Hammad-ı Debbas Hazretleri Bağdat’ta ilk mürşidi olmuş, uzun yıllar ilim tahsili ve vazu nasihatla meşgul olduktan sonra, Bağdat’tan uzaklaşıp 25 yıl çöllerde uzlete çekilmiş ve kimseyle görüşmemiştir. Bu süre içerisinde kendini ayakta tutacak kadar çöldeki bitkilerle beslenmiş, Peygamber Efendimiz’in ruhaniyyetinde terbiye görmüş ve Hızır (A.S.) ile arkadaşlık yapmıştır. 25 yıl sonra Bağdat’a dönmüş ve tüm insanlık alemine bir hakikat güneşi olarak doğmuştur.
Bağdat’a gelince tüm halk onun nasihatlarını dinlemek için toplanmış, konuşmaya başlayamaması üzerine, Fahr-i Kainat Efendimiz’in ruhaniyyeti teşerrüf etmiş, ağzına yedi defa üflemiş ve O’na “Konuş, ya oğlum Abdülkadir; insanlara vaaz ve nasihatta bulun,” diye buyurmuşlardır. Bundan sonra Hz. Pir Efendimiz, durmaksızın kaynayıp coşan bir rahmet, hikmet ve ilim pınarı gibi tüm insanlara, susamış gönüllere hayat vermiştir ve hala da hayat vermeye devam etmektedir.
Evet, Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretleri, ölümünden sonra bile tasarrufu ve himayesi devam eden velayet burcunun şahıdır. Birgün İbrahim bin Ethem’den bahsederlerken tesadüf ettiği talabelerine “Yazık, ona çok üzülüyorsunuz değil mi? Eğer zamanımızda olsaydı onu sarayında, tahtından ayırmadan irşad ederdik,” diye buyurmuşlardır. Bugün dahi aynı o gün ve o dakika gibi, O’nun himmet ve tasarruf eli, eskilerin katlandığı sıkıntı, zahmet ve belalara maruz bırakmadan Hakk’ı arayan Hak yolcularının üzerindedir. Biraz gayretle tefekkür edip anlayabilenlere ne mutlu!
Seyyid Abdülbaki Bilvanisi (k.s.) Hazretleri bir mürşittir. Seyyit Muhammed raşit Hz.lerinin halefidir. Kendisi halen irşat faaliyetlerine devam ediyor. ALLAHU TEALA öyle mübarek insanların feyzini herkese nasip etsin. İnsan sevmeyince tanımayınca ne desek boş.Bir seven bilir o mübareklerin aşkının tadını. Ben görmedim ama sevdası şimdiden kalbime taht kurdu. AMA HERŞEY ALLAH C.C. HAZRETLERİNE VARMAK İÇİN. Seydam hasretinden yanar bu garip. ALLAH C.C. emanet olun kardeşlerim.
Zamanının en büyük alim ve mürşitlerinden olan seyyid bir ALLAH(c.c.) dostudur. Onu tarif etmek ne mümkün sadece görmek ve onun feyzinden yararlanmak nasip olur herkese inşallah. ALLAH c.c. dostlarından ayırmasın.
yavuz sultan selim
26.11.2005 - 21:19Yiğidin hası, adamın hası kurban olsun size alem.
kanuni sultan süleyman
26.11.2005 - 21:16Ulu Türk hakanı. devrin dehası.
fatih sultan mehmet
26.11.2005 - 21:15Ulu Türk HAKANI. Peygamber dostu, kurbanım size ey evladı Osman.
ernesto che guevara
26.11.2005 - 21:13Herkes özgürlük özgürlük diyor, HER ŞEYİN BİR SINIRI VARDIR, ÖZGÜRLÜĞÜNDE BİR SINIRI VARDIR.
Bence che denilen adam özgürlüğün sınırını aşmaya çalışan bir insandı. Çokta enterese etmiyor beni kim olduğu neyse.
mahir çayan
26.11.2005 - 21:04Polise kurşun sıkan bir devlet düşmanıymış tanımıyordum ama okudukça MARİFETLERİ çıkıyor ortaya :-)
İmam ı Azam Ebu Hanefi (r.a)
26.11.2005 - 21:01Büyük imam, Hz.Muhammed(s.a.v) efendimizin övgüsüne mazhar olan bir mübarek Allah (azze ve celle) dostu.
hz.muhammed
26.11.2005 - 20:57Hz.MUHAMMED (sallallahu aleyhi ve sellem) devrimci değildir. O Allah'ın(azze ve celle) ELÇİSİDİR. Hidayette ancak Allah'ın dilediğine verdiği lütuftur. Nasibi olmayanlara ne kadar yazık.
hz.isa
25.11.2005 - 22:05Onu bunu beklemekten ve boş konuşmaktansa KOŞUN HZ.MUHAMMED MUSTAFA (s.a.v) YOLUNA gerisini boşverin...!
Yoluna can feda ya Resullallah, senden Sonra kim gelirse gelsin hiç önemli değil sen gittin Bizi de al yanına Ya Resullallah.
abdülkadir geylani
25.11.2005 - 21:41Bağdatta bir gül doğdu,
Nuru cihanı boğdu,
Resule evlat oldu,
Abdülkadir Geylani...
hz.muhammed
25.11.2005 - 21:27SEVGİLİM
ABDÜLBAKİ BİLVANİSİ
23.11.2005 - 19:11Hazreti Pîr Seyyid Sultan Abdülbaki Bilvanisi Kaddesallahü Sırrahül Azîz ve Hakîm, menzilin Sultanı, gönüllerin ışığı, velayet burcunun güneşi, intisab edenlerin mutluluğa erdiği hidayet sancağı, ebedi saadetleri kendinde toplayan, maddi ve manevi tertemiz bir yolun mensubu ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) soyundan gelen torunudur.
GAVS-I SANİ olarak bilinen ve Yüce ALLAH'ın dostu bir büyük insan.ALLAH c.c. onun feyzini nasip etsin.
abdülkadir geylani
23.11.2005 - 19:07Hazreti Pîr Seyyid Sultan Abdülkadir Geylani Kaddesallahü Sırrahül Azîz ve Hakîm, velayet burcunun batmayan güneşi, bütün velilerin piri, intisab edenlerin mutluluğa erdiği hidayet sancağı, ebedi saadetleri kendinde toplayan, maddi ve manevi tertemiz bir yolun mensubu ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) soyundan gelen torunudur. Tüm tarikatlar, hikmet ve ilim yolları, kaynağı Hz. Muhammed (s.a.v.) ummanı olan O yüce pınardan beslenmişlerdir.
Yüce vasıflarını dile getirmede kelimelerin güçsüz kaldığı o yüce veli kamil insan, Gavsül Azam, Velayetin Sultanı, Sultanü’l Evliya, Sertacü’l Evliya, Kutbu’r Rabbani, Gavsü’s Samedani gibi yüce sıfatlarla anılır.
Hazreti Abdülkadir Geylani, 1077 (hicri 470) yılında, Peygamberimizin vefatından 445 yıl sonra, Hazar denizinin güneyinde Geylan kasabasında doğmuş, 1165 (hicri 562) yılında 91 yıllık muhteşem bir ömürden sonra, yani 833 yıl önce bu aleme veda etmiştir. Soy itibariyle hem Seyyid, hem de Şerif idi. Yani soyu, babası Seyyid Musa tarafından İmam-ı Hasan Efendimiz’e, annesi Fatma Hatun tarafından da İmam-ı Hüseyin Efendimiz’e dayanıyordu. Onun için şu ibare meşhur olmuştur: “Veliler Sultanı Abdülkadir Geylani, aşk ile doğdu, kemal ile ömür sürdü ve kemal-i aşk ile Rabb’ine vasıl oldu.”
Doğacağı Ramazan ayının ilk gecesi babası Seyyid Musa Cengi bir rüya görmüştü: Peygamberler peygamberi Hz. Muhammed (A.S.) , ashab ve bütün evliyayı kiram bir yere toplanmışlardı. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki: “Ya Musa, Oğlum! Gücü herşeye yeten ve herşeyin sahibi olan Cenab-ı Allah, bu gece sana insanların üstünde müstesna bir erkek evlat hediye etti. Bu evlat benim evladımdır. Ne mutlu sana..”
Abdülkadir hiçbir çocuğa benzemiyordu. Ramazan günleri annesinden süt emmiyor, yöre halkı ramazanın giriş çıkışını onun bu durumuna göre tayin ediyordu. 18 yaşında çobanlık yaparken bir ineğin, hikmeti ilahiye ile “Sen bunun için yaratılmadın,” demesi üzerine annesinden izin alıp ilim tahsili için Bağdat’a geldi. Yolda kervanın yolunu kesen eşkiyalara annesine doğruluktan ayrılmayacağına dair verdiği söz için parasını saklamadan vermesinden dolayı eşkiyalar utanıp tövbekar oldular.
Hammad-ı Debbas Hazretleri Bağdat’ta ilk mürşidi olmuş, uzun yıllar ilim tahsili ve vazu nasihatla meşgul olduktan sonra, Bağdat’tan uzaklaşıp 25 yıl çöllerde uzlete çekilmiş ve kimseyle görüşmemiştir. Bu süre içerisinde kendini ayakta tutacak kadar çöldeki bitkilerle beslenmiş, Peygamber Efendimiz’in ruhaniyyetinde terbiye görmüş ve Hızır (A.S.) ile arkadaşlık yapmıştır. 25 yıl sonra Bağdat’a dönmüş ve tüm insanlık alemine bir hakikat güneşi olarak doğmuştur.
Bağdat’a gelince tüm halk onun nasihatlarını dinlemek için toplanmış, konuşmaya başlayamaması üzerine, Fahr-i Kainat Efendimiz’in ruhaniyyeti teşerrüf etmiş, ağzına yedi defa üflemiş ve O’na “Konuş, ya oğlum Abdülkadir; insanlara vaaz ve nasihatta bulun,” diye buyurmuşlardır. Bundan sonra Hz. Pir Efendimiz, durmaksızın kaynayıp coşan bir rahmet, hikmet ve ilim pınarı gibi tüm insanlara, susamış gönüllere hayat vermiştir ve hala da hayat vermeye devam etmektedir.
Evet, Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretleri, ölümünden sonra bile tasarrufu ve himayesi devam eden velayet burcunun şahıdır. Birgün İbrahim bin Ethem’den bahsederlerken tesadüf ettiği talabelerine “Yazık, ona çok üzülüyorsunuz değil mi? Eğer zamanımızda olsaydı onu sarayında, tahtından ayırmadan irşad ederdik,” diye buyurmuşlardır. Bugün dahi aynı o gün ve o dakika gibi, O’nun himmet ve tasarruf eli, eskilerin katlandığı sıkıntı, zahmet ve belalara maruz bırakmadan Hakk’ı arayan Hak yolcularının üzerindedir. Biraz gayretle tefekkür edip anlayabilenlere ne mutlu!
ABDÜLBAKİ BİLVANİSİ
22.11.2005 - 19:40Ceddi gibi özü nurdandır nurdan,
Abdülbaki seydam sultandır sultan,
Sanki çıkarmışlar kevser suyundan,
Gönlümün ilacı seyda sultanım,
Gülizar bahçesi güldendir gülden,
Abdülbaki seydam sultandır sultan,
hz.muhammed
20.11.2005 - 19:32'Kainatın yaratılış sebebi, EVRENİN EFENDİSi'.
ABDÜLBAKİ BİLVANİSİ
20.11.2005 - 19:29Seyyid Abdülbaki Bilvanisi (k.s.) Hazretleri bir mürşittir. Seyyit Muhammed raşit Hz.lerinin halefidir. Kendisi halen irşat faaliyetlerine devam ediyor. ALLAHU TEALA öyle mübarek insanların feyzini herkese nasip etsin. İnsan sevmeyince tanımayınca ne desek boş.Bir seven bilir o mübareklerin aşkının tadını. Ben görmedim ama sevdası şimdiden kalbime taht kurdu. AMA HERŞEY ALLAH C.C. HAZRETLERİNE VARMAK İÇİN. Seydam hasretinden yanar bu garip. ALLAH C.C. emanet olun kardeşlerim.
ABDÜLBAKİ BİLVANİSİ
09.11.2005 - 22:10Yanar yüreğim sana hayrandır,
Yandır yüreğimi aşkınla yandır,
Senin o gözlerin derin deryadır,
Lütfu canan derde derman Sultanım,
Beni sevdalara saldın Sultanım,
Aklımı başımdan aldın Sultanım,
ABDÜLBAKİ BİLVANİSİ
09.11.2005 - 22:06Gönüller Sultanı...
hz. eyub
07.11.2005 - 22:41sabır sabır sabır
hz.ömer
07.11.2005 - 22:40ADALET kavramının gerçek manasını, şimdiki gibi sahte adaleti değil.
hz.muhammed
07.11.2005 - 22:28Halimiz no'la mahşerde,
Cümle alem düşer derde,
O dar günde seni nerde,
Bulayım Ya ResulAllah,
O dar günde seni nerde,
Bulayım Ya ResulAllah,
ADINA KURBANIM EY PEYGAMBERLER PEYGAMBERİ, SANA UZANAN DİLLER KOPSUN... ANAM BABAM SANA FEDA OLSUN YA RESULALLAH (SAV) .
abdülkadir geylani
07.11.2005 - 22:20Geylani yatar Bağdat'ta
Ruhu gezer Arafatta
Sordum bir küheylan ata
Nerdesin canım Geylani
Yetiş ya hazreti Pir..
abdülkadir geylani
03.11.2005 - 20:33AŞK ile geldi, KEMAL ile gitti...
ABDÜLBAKİ BİLVANİSİ
03.11.2005 - 20:29Zamanının en büyük alim ve mürşitlerinden olan seyyid bir ALLAH(c.c.) dostudur. Onu tarif etmek ne mümkün sadece görmek ve onun feyzinden yararlanmak nasip olur herkese inşallah. ALLAH c.c. dostlarından ayırmasın.
menzil Sultanlar diyarı
30.10.2005 - 15:49Sultanımı, Gavsımı, S.Abdülbaki Bilvanisi (ks.) Hz.lerini hatırlatıyor. Rabbim onu katında yüceltsin.
Toplam 99 mesaj bulundu