**östrusun başlaması ile birlikte inekte geçici bir iştahsızlık görülebilir
**o günkü süt veriminde azalma dikkati çekebilir
**kızgınlıktan hemen önce diğer ineklerin üzerine atlama isteği artar
**çevreye karşı aşırı ilgi, temas kurma, diğer inekleri yalama ve bazı hallerde bakıcısına normalin dışında gösterdiği ilgi
**bel bölgesine masaj yapıldığında belini çökertmesi ve kuyruğunu kaldırarak biraz yana yönlendirmesi
**genel huzursuzluk bağırma ve arayan bir yüz ifadesi
**yukarıda sayılan bulguların yanında önemli dış semptomlardan biri de, kısmen kızgınlığın hemen öncesinde, özellikle artan ölçülerde kızgınlıkta görülen kızgınlık sonrası dönemde azalan müköz kızgınlık akıntısı, halk arasındaki deyimle 'ÇARA' dır. Bu akıntı renksiz, ipliksel karakterdedir. Vulva dudağından tarsal ekleme kadar kopmadan uzayabileceği gibi kuyruk hareketleri ile etrafına da bulaşabilir.
**sağrı bölgesinde özellikle sakrum üzerindeki kılların, diğer hayvanların atlamasına bağlı olarak deriden ayrılması (serbest tip ahırlarda ve merada bulunan hayvanlarda) görülebilir.
**vulvada ödem ve vulva mukozasında hiperemi dikkati çeker.
**bütün bu semptomların yanında ineğin kızgınlığın başında, ortasında ve sonunda KENDİ ÜZERİNE DİĞER HAYVANLARIN ATLAMASINA İZİN VERMESİ ÇİFTLEŞMEYE HAZIR OLUP OLMADIĞININ EN ÖNEMLİ DELİLİDİR. Kızgınlıktaki ineklerin bu sabır refleksini gösterebilmeleri için ya serbest tip ahırlarda veya merada barındırılmaları gerekir.
1-kızgın inek başka ineklere sokulur, onları koklar,
2-başka ineklerin kendisine atlamasına izin verir,
3-kendisi de başka ineklere atlar,
4-sürüde boğa veyahut başka erkek hayvan varsa onun peşinde dolanır,
5-ağzı salyalanır,
6-heyecanlı, sinirlidir,
7-yemden, sütten kesilir,
8-sık sık böğürür,
9dölerme organı şişkin, nemli, kırmızımtıraktır.
10-yumurta akına benzer bir akıntı gelir, bu akıntı bazen yere kadar uzanır, kızgınlığın sonlarına doğru koyulaşır.
İnek sahiplerine düşen iş, sabah akşam sağımlarında yahut merada dikkat ederek veya çobanlara dikkat ettirerek belirtileri gösteren inekleri ayırtıp tohumlamaya götürmektir.
'Haksız yere bir müslümanın kalbini kırmak, kabeyi yetmiş defa yıkmaktan daha günahtır.' Hadisi Şerif.
Varın gerisini siz düşünün artık. Kabeyi yetmiş defa yıkmak mı istersiniz yoksa ağzınızdan çıkan kelimelere biraz daha dikkat etmek mi? .
Ayrıca, bildiğim kadarıylada kalp kırmak, kul hakkına girer. Kul hakkınıda Allah, (sizi o kişiden helallik almadıkça) affetmez.
bu gözler yokluğunda senin hayalini gördü.
..........
şimdi senin gözlerine, başkasının gözleri düştü.....
.........
akmasın gözlerinden tek damla yaş,
sevdiğinin gözlerine başka gözler düşmesin,
çok zor inanki öldürüyor insanı yavaş yavaş...
Geçen sabah çöp poşetini, çöp bidonuna atıyordum. Baktımki çöp bidonunun içinde küçücük bir kedi yavrusu. Oraya nasıl girmişti bilmiyorum ama çıkmak için büyük bir çaba sarfettiği her halinden belliydi. Eğildim, yakaladım ve bidondan dışarıya bıraktım. Ve işe geç kalmamak için hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Neden sonra farkettim çöp bidonundan çıkardığım o sevimli kedi yavrusunun peşimden geldiğini. Evet iş yerine kadar peşimden gelmişti. 2 gündür artık iş yerimin çevresinden hiç ayrılmıyor. Zorla kendisini sevdiriyor dersem yalan olmaz. Sevimlimi sevimli. Arkadaş gibi olduk. Ee karnıda doyuyor tabi. Şimdi ev sahibinden izin alabilirsem evime götürüp orada bakmayı düşünüyorum. Kediciğin şansı varmış. Allah, karşısına benim gibi bir hayvanseveri çıkardığı için.
NOT: Eğer hayvanları sevmiyorsak, hiç olmazsa onlara işkence yapmayalım. Onlarında bir canı var ve dinimizcede hayvanlara eziyet etmek yasaklanmıştır.
Kıyamet ne zaman kopacak? Kıyâmet alâmetleri nelerdir?
Soru: Kıyâmet ne zaman kopacaktır, belli başlı alâmetleri var mıdır?
Cevap: Kıyâmetin ne zaman kopacağı bildirilmemiş, (Onu ancak Allah bilir) buyurulmuştur. (A'râf 187, Ahzâb 63)
Kıyâmetin kopmasına yakın çeşitli alâmetler çıkacaktır. Kurân-ı kerîmde buyuruluyor ki:
(Rabbinin ba'zı âyetleri [alâmetleri] geldiği gün, önce îmân etmemiş veya îmânında bir hayır kazanmamış olana, o günkü îmânı fayda vermez.) [En'âm 158]
Ba'zı âyetlerden maksat, Güneş'in batıdan doğması gibi Kıyâmet alâmetidir. &127On büyük alâmet çıkmadıkça Kıyâmet kopmıyacağı hadîs-i şerîfle bildirmiştir.
Büyük alâmetler
1- Mehdî gelecektir. Babası Abdullah, annesi Âmine'dir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Mehdî'nin başı hizâsında bir bulut olacak, buluttan bir melek 'Bu Mehdîdir, sözünü dinleyin' diyecektir.) [Ebû Nuaym]
(Deccâl çıkınca, tanrı olduğunu söyler. Onun tanrı olduğuna inananın îmânı gider.) [İbni Ebî Şeybe]
3- Hz. Îsâ gökten inecektir. Kurân-ı kerîmde buyuruluyor ki:
(Allah'ın resûlü Meryem oğlu Îsâ'yı öldürdük dedikleri için yahûdîleri la'netledik. Onlar Îsâ'yı öldürmediler, asmadılar da. Öldürülen, kendilerine Îsâ gibi gösterildi.) [Nisâ 157]
Hz. Îsâ göğe kaldırılmıştır. (Nisâ 158)
(Elbette o [Hz. Îsâ'nın Kıyâmete yakın gökten inmesi], Kıyâmetin yaklaştığını gösteren bilgidir. Sakın bunda şüphe etmeyin.) [Zuhruf 61-Tibyân]
4- Dâbbet-ül-arz çıkacak. Bu hususta birçok hadîs-i şerîf vardır. Biri şöyle: (Dâbbet-ül-arz, mü'mine âsa ile dokunur, alnına 'Bu Cennetlik' yazılır, yüzü nûrlanır. Kâfire vurunca, 'Cehennemlik' diye yazılır, yüzü simsiyah olur.) [F. Fevâid]
Bu hayvandan Kur'ân-ı kerîmde de bahsedilmektedir. (Neml 82)
5- Ye'cüc ve me'cüc çıkacaktır. Ye'cüc-me'cüc seddi yıkıp çıkar. (Enbiyâ 96)
6- Duman çıkacaktır. Yeri göğü duman kaplar. (Duhan 10)
7- Güneş batıdan doğacaktır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Güneş batıdan doğmadıkça Kıyâmet kopmaz. O zaman herkes îmân ederse de fayda vermez.) [Müslim]
8- Ateş çıkacaktır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Hicâzdan çıkan ateş, Basra'daki develerin boyunlarını aydınlatır.) [Müslim]
9- Doğu, Batı ve Arabistan'da ay tutulacak ve yer batması olacak. (B.Arifin)
10- Kâ'be yıkılacaktır. (T.Kurtûbî)
Kıyâmet koparken, dünya, şimdiki yörüngesinden çıkıp, başka bir yörüngeye girer, daha sonra dağlar hallaç pamuğu gibi atılır, taş taş üstünde kalmaz, apartmanlar, gökdelenler, saraylar yıkılır. Madden böyle virân olduğu gibi ma'nen de, virân olur.
Kıyâmetin küçük alâmetleri ile ilgili hadîs-i şerîflerden ba'zıları şöyle:
(Erkekler azalır, kadınlar çoğalır, zinâ artar.) [Buhârî]
(Çalgı her yere yayılır, zaptiye, gammaz ve gıybetçi çoğalır.) [Beyhekî]
(Câmiye giren iki rek'at namaz [tehiyyet-ül mescid] kılmaz.) [Taberânî]
(Sadece tanıdıklara selâm verilir. Yazarlar çoğalır.) [Hâkim]
(İlim kalkar, cehâlet, anarşi ve ölüm çoğalır.) [İbni Mâce]
(Zengine malı için ta'zim edilir. Esnaf, ölçü ve tartıda hîle yapar. Köpek beslemek, evlâd yetiştirmekten câzip gelir. Veled-i zinâ çoğalır.) [Taberânî]
(Fırat'ta bir altın define çıkar. Görenler ondan bir şey almasın!) [Buhârî]
(Ehli olmayana iş verilir.) [Buhârî]
(Ulema, halkın istediği yönde fetvâ verip, helâla haram, harama helâl derler, Kur'ânı ticârete âlet ederler.) [Deylemî]
('Şu kabirdeki ben olsaydım' denmedikçe Kıyâmet kopmaz.) [Müslim]
(Kötü iyi, iyi kötü gösterilmedikçe, Kıyâmet kopmaz.) [Harâitî]
(Allah diyen müslüman kaldığı müddetçe Kıyâmet kopmaz.) [Müslim]
(Kıyâmet, yalnız kötüler üzerine kopar.) [Buhârî, Müslim]
Diğer alâmetler
Hadîs-i şerîfle bildirilen diğer alâmetlerden ba'zıları:
1- Emânete riâyet kalkar.
2- Kötüler söz sahibi olur.
3- İçki ve tefecilik âşikâr olur.
4- Zekât verilmez.
5- Hanıma uyulur, anneye isyân edilir.
6- Kur'ân-ı kerîm tegannî ile okunur.
7- Zararından korunmak için herkese müdâra edilir.
8- Gençler fâsık olur.
9- Sonra gelenler, önceki âlimleri câhillikle suçlar.
10- Bid'atler yayılır.
11- Bilgin denilenlerde, zerre kadar îmân olmaz.
12- İslâma uymak ayıp sayılır, hor görülür.
13- Herkese iyilik edenler ahmak sayılır.
14- İslâma uymak, ateşi elde tutmak gibi zor olur.
15- Mescidlerde fâsıkların sesi yükselir.
16- Emr-i ma'ruf ve nehy-i münker kalkar.
17- Günâha teşvik artar. İyiliğe mâni olunur.
İbni Ömer hazretleri buyuruyor ki: Kıyâmet alâmetleri zuhur edince dine daha çok sarılmalıdır! Bunlardan birkaçı şöyle:
1- Âlimler ilmi, para karşılığı öğretir.
2- Akrabalık münâsebetleri kopar.
3- Ana-babaya isyân edilir.
4- İyiler azalır.
5- Dünya menfaati için din âlet edilir.
6- Binalar yükselip heva-i nefse uyulur.
7- İltimas, rüşvet çoğalır.
Mücevhercilikte işlenmiş elması, taş yuvaya mıhlamadan önce, altına madeni bir yaprak koyarlar. Derin olmayan elmasları parlak gösteren bu gümüş yaprağa 'foya' denir. Elmas, yuvasından düşerse, kendi başına hiç parlamadığı anlaşılır, yani bildik deyimle 'foyası çıkar meydana...'
(Hiç bilmiyordum, kopya çektim)
8. yüzyılda Arap Abbasi Halifesi Harun Reşid zamanında Bağdat önemli bir kozmopolit şehirdi, İran, Çin, Hindistan, Afrika ve Avrupa'dan gelen tüccarlar ile dolup taşmaktaydı. Bu dönemde, şehrin kültürel yapısı da gelişmiş, Arap kültürü, özellikle diğer Doğu kültürleriyle harmanlanmıştı. Binbir Gece Masalları'ndaki hikâyeler işte bu dönemde, halk hikâyeleri olarak ortaya çıkmıştır. Sözle aktarılan bu hikâyeler sonunda tek bir eserde derlenmiştir. Hikâyelerin çekirdeğini eski bir Fars (İran) kitabı olan Hazâr Afsâna ('Bin Efsane', Farsça: ه ز ا ر ا ف س ا ن ه ;) oluşturmuştur. 9. yüzyıl dolaylarında hikâyeleri derleyen ve Arapça'ya çevirenin masalcı Ebu abdullah Muhammed el-Gahşigar olduğu söylenir. Eserdeki hikâyelerin çerçevesini oluşturan Şehrazad öyküsünün esere 14. yüzyıl dolaylarında katıldığı düşünülmektedir. Eser Fransızcaya 1704'te çevrilmiş, ilk modern Arapça derlemesi ise 1835'te Kahire'de yapılmıştır. Fransızca'ya 1704'te çevrilmişse de, eserin ve ihtiva ettiği hikâyelerin bir kısmının daha önceden Batı'ya geldiği düşünülmektedir.
Konusu [değiştir]Hikâyeye göre Fars kralı Şehriyar 'Hindistan ile Çin' arasındaki bir adada hüküm sürer (eserin daha sonraki biçimlerinde, Şehriyar'ın Hint ve Çin'de egemenlik sürdüğü yazar) . Şehriyar, karısının kendisini aldattığını öğrenir ve öfkelenir, tüm kadınların sadakatsiz, nankör olduğuna inanmaya başlar. Önce karısını öldürtür, sonra da vezirine her gece kendisine yeni bir hanım bulmasını emreder. Her gece yeni bir gelin alan Şehriyar, geceyi geçirdikten sonra tan vakti kadınları idam ettirir. Bir süre bu böyle devam eder, daha sonra vezirin akıllı kızı Şehrazad bu kötü gidişata son vermek için bir plan kurar ve Şehriyar'ın bir sonraki eşi olmaya aday olur. Evlendikleri geceden başlayarak, kardeşi Dünyazad'ın da yardımıyla her gece Şehriyar'a çok güzel ve heyecanlı hikâyeler anlatır. Tam şafak vakti geldiğinde, hikâyenin en heyecanlı yerinde anlatmayı keser. Hikâyenin sonunu merak eden Şehriyar, ertesi gece devam edebilmesi için, o gecelik Şehrazad'ın idamını erteler. Kitabın sonuna kadar, Şehrazad'ın Şehriyar'a anlattığı hikayeler yer alır. Sona gelindiğinde, Şehrazad üç erkek çocuk doğurmuştur ve evlenmelerinin üzerinden uzunca bir süre geçmiştir. Kralın kadınlara olan öfkesi ve kötü düşünceleri dinmiş, Şehrazad'ın sadakatine inanmıştır. Böylece önceki emrini de kaldırır.
pusat
15.09.2007 - 14:49abuk subuk dizilerimize bir yenisi daha eklenmiştir herhalde.
boğasak
14.09.2007 - 22:57İNEKLERDE KIZGINLIK BELİRTİLERİ NELERDİR?
**östrusun başlaması ile birlikte inekte geçici bir iştahsızlık görülebilir
**o günkü süt veriminde azalma dikkati çekebilir
**kızgınlıktan hemen önce diğer ineklerin üzerine atlama isteği artar
**çevreye karşı aşırı ilgi, temas kurma, diğer inekleri yalama ve bazı hallerde bakıcısına normalin dışında gösterdiği ilgi
**bel bölgesine masaj yapıldığında belini çökertmesi ve kuyruğunu kaldırarak biraz yana yönlendirmesi
**genel huzursuzluk bağırma ve arayan bir yüz ifadesi
**yukarıda sayılan bulguların yanında önemli dış semptomlardan biri de, kısmen kızgınlığın hemen öncesinde, özellikle artan ölçülerde kızgınlıkta görülen kızgınlık sonrası dönemde azalan müköz kızgınlık akıntısı, halk arasındaki deyimle 'ÇARA' dır. Bu akıntı renksiz, ipliksel karakterdedir. Vulva dudağından tarsal ekleme kadar kopmadan uzayabileceği gibi kuyruk hareketleri ile etrafına da bulaşabilir.
**sağrı bölgesinde özellikle sakrum üzerindeki kılların, diğer hayvanların atlamasına bağlı olarak deriden ayrılması (serbest tip ahırlarda ve merada bulunan hayvanlarda) görülebilir.
**vulvada ödem ve vulva mukozasında hiperemi dikkati çeker.
**bütün bu semptomların yanında ineğin kızgınlığın başında, ortasında ve sonunda KENDİ ÜZERİNE DİĞER HAYVANLARIN ATLAMASINA İZİN VERMESİ ÇİFTLEŞMEYE HAZIR OLUP OLMADIĞININ EN ÖNEMLİ DELİLİDİR. Kızgınlıktaki ineklerin bu sabır refleksini gösterebilmeleri için ya serbest tip ahırlarda veya merada barındırılmaları gerekir.
1-kızgın inek başka ineklere sokulur, onları koklar,
2-başka ineklerin kendisine atlamasına izin verir,
3-kendisi de başka ineklere atlar,
4-sürüde boğa veyahut başka erkek hayvan varsa onun peşinde dolanır,
5-ağzı salyalanır,
6-heyecanlı, sinirlidir,
7-yemden, sütten kesilir,
8-sık sık böğürür,
9dölerme organı şişkin, nemli, kırmızımtıraktır.
10-yumurta akına benzer bir akıntı gelir, bu akıntı bazen yere kadar uzanır, kızgınlığın sonlarına doğru koyulaşır.
İnek sahiplerine düşen iş, sabah akşam sağımlarında yahut merada dikkat ederek veya çobanlara dikkat ettirerek belirtileri gösteren inekleri ayırtıp tohumlamaya götürmektir.
mavi saçlı kız
13.09.2007 - 10:04Burçak ÇEREZCİOĞLU'nun günlüklerinden hazırlanmış bir kitap. (Oyuncu Mehmet ÇEREZCİOĞLUnun 16 yaşında lösemiden ölen kızı. Allah rahmet eylesin.)
Yalnız Mehmet ÇEREZCİOĞLU'nun kızı için yazdığı şu dizeleri hiç unutamıyorum.
Sabahları
Hasta uyanmanı istiyorum.
Hastaysan eğer,
Yaşıyorsun demektir.
Yatmadan önce 100 fırça darbesi
13.09.2007 - 09:35Melissa P.'nin bir kitabı.
öğrenilmiş çaresizlik
13.09.2007 - 08:28bknz. Mümin SEKMAN.
adı aylin
13.09.2007 - 08:23Güzel bir yazarın, güzel bir eseri. Bence Ayşe KULİN harika bir yazar.
o da beni seviyor
13.09.2007 - 04:02Yaaaa olmaz mı? ..... ne sevgi ama...
sahur
12.09.2007 - 17:13eyvaaahhh!
yine uyuya kalmışız. Ezanın okunmasına da beş dakika var. Hadi çabuk bir bardak su ve bir sigara içelim.
arpa suyu
12.09.2007 - 16:55Arpa Suyu = Bira
Kötü bir kokusu var bana göre, tadını hiç sormayın bilmiyorum.
Senden kalan tek yâdigâr..
11.09.2007 - 23:27Valla Allah Razı olsunda, yaralı bir kalpten başka pek birşey kalmadı. Pardon pardon bir de hediye ettiğin o kitaptan başka.
kalp kırmak
11.09.2007 - 23:24'Haksız yere bir müslümanın kalbini kırmak, kabeyi yetmiş defa yıkmaktan daha günahtır.' Hadisi Şerif.
Varın gerisini siz düşünün artık. Kabeyi yetmiş defa yıkmak mı istersiniz yoksa ağzınızdan çıkan kelimelere biraz daha dikkat etmek mi? .
Ayrıca, bildiğim kadarıylada kalp kırmak, kul hakkına girer. Kul hakkınıda Allah, (sizi o kişiden helallik almadıkça) affetmez.
Benim için üzülme
11.09.2007 - 22:46Bundan sonra adını kırk yılda bir anarım
Sende kaybettiğimi başkasında ararım.
Benim için üzülme, benim için üzülme....
gözler
11.09.2007 - 09:04bu gözler yokluğunda senin hayalini gördü.
..........
şimdi senin gözlerine, başkasının gözleri düştü.....
.........
akmasın gözlerinden tek damla yaş,
sevdiğinin gözlerine başka gözler düşmesin,
çok zor inanki öldürüyor insanı yavaş yavaş...
Senden kalan tek yâdigâr..
11.09.2007 - 01:28daha ne olsunki, yarım bir can....
sokak kedilerini sevmek
09.09.2007 - 09:22Geçen sabah çöp poşetini, çöp bidonuna atıyordum. Baktımki çöp bidonunun içinde küçücük bir kedi yavrusu. Oraya nasıl girmişti bilmiyorum ama çıkmak için büyük bir çaba sarfettiği her halinden belliydi. Eğildim, yakaladım ve bidondan dışarıya bıraktım. Ve işe geç kalmamak için hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Neden sonra farkettim çöp bidonundan çıkardığım o sevimli kedi yavrusunun peşimden geldiğini. Evet iş yerine kadar peşimden gelmişti. 2 gündür artık iş yerimin çevresinden hiç ayrılmıyor. Zorla kendisini sevdiriyor dersem yalan olmaz. Sevimlimi sevimli. Arkadaş gibi olduk. Ee karnıda doyuyor tabi. Şimdi ev sahibinden izin alabilirsem evime götürüp orada bakmayı düşünüyorum. Kediciğin şansı varmış. Allah, karşısına benim gibi bir hayvanseveri çıkardığı için.
NOT: Eğer hayvanları sevmiyorsak, hiç olmazsa onlara işkence yapmayalım. Onlarında bir canı var ve dinimizcede hayvanlara eziyet etmek yasaklanmıştır.
Lahana Bebek
23.08.2007 - 11:39Turşusuda oluyor mu?
kiyametin alametleri
19.06.2007 - 12:03Kıyamet ne zaman kopacak? Kıyâmet alâmetleri nelerdir?
Soru: Kıyâmet ne zaman kopacaktır, belli başlı alâmetleri var mıdır?
Cevap: Kıyâmetin ne zaman kopacağı bildirilmemiş, (Onu ancak Allah bilir) buyurulmuştur. (A'râf 187, Ahzâb 63)
Kıyâmetin kopmasına yakın çeşitli alâmetler çıkacaktır. Kurân-ı kerîmde buyuruluyor ki:
(Rabbinin ba'zı âyetleri [alâmetleri] geldiği gün, önce îmân etmemiş veya îmânında bir hayır kazanmamış olana, o günkü îmânı fayda vermez.) [En'âm 158]
Ba'zı âyetlerden maksat, Güneş'in batıdan doğması gibi Kıyâmet alâmetidir. &127On büyük alâmet çıkmadıkça Kıyâmet kopmıyacağı hadîs-i şerîfle bildirmiştir.
Büyük alâmetler
1- Mehdî gelecektir. Babası Abdullah, annesi Âmine'dir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Mehdî'nin başı hizâsında bir bulut olacak, buluttan bir melek 'Bu Mehdîdir, sözünü dinleyin' diyecektir.) [Ebû Nuaym]
2- Deccâl gelecektir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Deccâl çıkınca, tanrı olduğunu söyler. Onun tanrı olduğuna inananın îmânı gider.) [İbni Ebî Şeybe]
3- Hz. Îsâ gökten inecektir. Kurân-ı kerîmde buyuruluyor ki:
(Allah'ın resûlü Meryem oğlu Îsâ'yı öldürdük dedikleri için yahûdîleri la'netledik. Onlar Îsâ'yı öldürmediler, asmadılar da. Öldürülen, kendilerine Îsâ gibi gösterildi.) [Nisâ 157]
Hz. Îsâ göğe kaldırılmıştır. (Nisâ 158)
(Elbette o [Hz. Îsâ'nın Kıyâmete yakın gökten inmesi], Kıyâmetin yaklaştığını gösteren bilgidir. Sakın bunda şüphe etmeyin.) [Zuhruf 61-Tibyân]
4- Dâbbet-ül-arz çıkacak. Bu hususta birçok hadîs-i şerîf vardır. Biri şöyle: (Dâbbet-ül-arz, mü'mine âsa ile dokunur, alnına 'Bu Cennetlik' yazılır, yüzü nûrlanır. Kâfire vurunca, 'Cehennemlik' diye yazılır, yüzü simsiyah olur.) [F. Fevâid]
Bu hayvandan Kur'ân-ı kerîmde de bahsedilmektedir. (Neml 82)
5- Ye'cüc ve me'cüc çıkacaktır. Ye'cüc-me'cüc seddi yıkıp çıkar. (Enbiyâ 96)
6- Duman çıkacaktır. Yeri göğü duman kaplar. (Duhan 10)
7- Güneş batıdan doğacaktır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Güneş batıdan doğmadıkça Kıyâmet kopmaz. O zaman herkes îmân ederse de fayda vermez.) [Müslim]
8- Ateş çıkacaktır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Hicâzdan çıkan ateş, Basra'daki develerin boyunlarını aydınlatır.) [Müslim]
9- Doğu, Batı ve Arabistan'da ay tutulacak ve yer batması olacak. (B.Arifin)
10- Kâ'be yıkılacaktır. (T.Kurtûbî)
Kıyâmet koparken, dünya, şimdiki yörüngesinden çıkıp, başka bir yörüngeye girer, daha sonra dağlar hallaç pamuğu gibi atılır, taş taş üstünde kalmaz, apartmanlar, gökdelenler, saraylar yıkılır. Madden böyle virân olduğu gibi ma'nen de, virân olur.
Kıyâmetin küçük alâmetleri ile ilgili hadîs-i şerîflerden ba'zıları şöyle:
(Ticaret çoğalır, izinsiz ticâret yapılmaz.) [Müslim]
(Erkekler azalır, kadınlar çoğalır, zinâ artar.) [Buhârî]
(Çalgı her yere yayılır, zaptiye, gammaz ve gıybetçi çoğalır.) [Beyhekî]
(Câmiye giren iki rek'at namaz [tehiyyet-ül mescid] kılmaz.) [Taberânî]
(Sadece tanıdıklara selâm verilir. Yazarlar çoğalır.) [Hâkim]
(İlim kalkar, cehâlet, anarşi ve ölüm çoğalır.) [İbni Mâce]
(Zengine malı için ta'zim edilir. Esnaf, ölçü ve tartıda hîle yapar. Köpek beslemek, evlâd yetiştirmekten câzip gelir. Veled-i zinâ çoğalır.) [Taberânî]
(Fırat'ta bir altın define çıkar. Görenler ondan bir şey almasın!) [Buhârî]
(Ehli olmayana iş verilir.) [Buhârî]
(Ulema, halkın istediği yönde fetvâ verip, helâla haram, harama helâl derler, Kur'ânı ticârete âlet ederler.) [Deylemî]
('Şu kabirdeki ben olsaydım' denmedikçe Kıyâmet kopmaz.) [Müslim]
(Kötü iyi, iyi kötü gösterilmedikçe, Kıyâmet kopmaz.) [Harâitî]
(Zelzele, fitne, katillik artmadıkça, Kıyâmet kopmaz.) [Buhârî]
(Lûtîlik mubah sayılıp, taş yağmadıkça Kıyâmet kopmaz.) [Deylemî]
(Kardeşler farklı dinden olmadıkça Kıyâmet kopmaz.) [Deylemî]
(Şerliler dünyaya hâkim olmadıkça Kıyâmet kopmaz.) [İbni Mâce]
(Müslümanlarla Yahudiler savaşmadıkça Kıyâmet kopmaz. Yahudilerin gizlendiği taş ve ağaç, 'Yahudi arkamda gel öldür' diyecektir.) [Müslim]
(Yırtıcı hayvanlar, insanlarla konuşmadıkça Kıyâmet kopmaz.) [Tirmizî]
(Allah diyen müslüman kaldığı müddetçe Kıyâmet kopmaz.) [Müslim]
(Kıyâmet, yalnız kötüler üzerine kopar.) [Buhârî, Müslim]
Diğer alâmetler
Hadîs-i şerîfle bildirilen diğer alâmetlerden ba'zıları:
1- Emânete riâyet kalkar.
2- Kötüler söz sahibi olur.
3- İçki ve tefecilik âşikâr olur.
4- Zekât verilmez.
5- Hanıma uyulur, anneye isyân edilir.
6- Kur'ân-ı kerîm tegannî ile okunur.
7- Zararından korunmak için herkese müdâra edilir.
8- Gençler fâsık olur.
9- Sonra gelenler, önceki âlimleri câhillikle suçlar.
10- Bid'atler yayılır.
11- Bilgin denilenlerde, zerre kadar îmân olmaz.
12- İslâma uymak ayıp sayılır, hor görülür.
13- Herkese iyilik edenler ahmak sayılır.
14- İslâma uymak, ateşi elde tutmak gibi zor olur.
15- Mescidlerde fâsıkların sesi yükselir.
16- Emr-i ma'ruf ve nehy-i münker kalkar.
17- Günâha teşvik artar. İyiliğe mâni olunur.
İbni Ömer hazretleri buyuruyor ki: Kıyâmet alâmetleri zuhur edince dine daha çok sarılmalıdır! Bunlardan birkaçı şöyle:
1- Âlimler ilmi, para karşılığı öğretir.
2- Akrabalık münâsebetleri kopar.
3- Ana-babaya isyân edilir.
4- İyiler azalır.
5- Dünya menfaati için din âlet edilir.
6- Binalar yükselip heva-i nefse uyulur.
7- İltimas, rüşvet çoğalır.
ötanazi
30.04.2007 - 09:39Ne olursa olsun,ben kesinlikle ötanaziye karşıyım. Çıkmadık candan umut kesilmez çünkü. Ve tıp her geçen gün ilerlemekte...
foya
17.04.2007 - 10:34Mücevhercilikte işlenmiş elması, taş yuvaya mıhlamadan önce, altına madeni bir yaprak koyarlar. Derin olmayan elmasları parlak gösteren bu gümüş yaprağa 'foya' denir. Elmas, yuvasından düşerse, kendi başına hiç parlamadığı anlaşılır, yani bildik deyimle 'foyası çıkar meydana...'
(Hiç bilmiyordum, kopya çektim)
Şehriyar
14.04.2007 - 18:108. yüzyılda Arap Abbasi Halifesi Harun Reşid zamanında Bağdat önemli bir kozmopolit şehirdi, İran, Çin, Hindistan, Afrika ve Avrupa'dan gelen tüccarlar ile dolup taşmaktaydı. Bu dönemde, şehrin kültürel yapısı da gelişmiş, Arap kültürü, özellikle diğer Doğu kültürleriyle harmanlanmıştı. Binbir Gece Masalları'ndaki hikâyeler işte bu dönemde, halk hikâyeleri olarak ortaya çıkmıştır. Sözle aktarılan bu hikâyeler sonunda tek bir eserde derlenmiştir. Hikâyelerin çekirdeğini eski bir Fars (İran) kitabı olan Hazâr Afsâna ('Bin Efsane', Farsça: ه ز ا ر ا ف س ا ن ه ;) oluşturmuştur. 9. yüzyıl dolaylarında hikâyeleri derleyen ve Arapça'ya çevirenin masalcı Ebu abdullah Muhammed el-Gahşigar olduğu söylenir. Eserdeki hikâyelerin çerçevesini oluşturan Şehrazad öyküsünün esere 14. yüzyıl dolaylarında katıldığı düşünülmektedir. Eser Fransızcaya 1704'te çevrilmiş, ilk modern Arapça derlemesi ise 1835'te Kahire'de yapılmıştır. Fransızca'ya 1704'te çevrilmişse de, eserin ve ihtiva ettiği hikâyelerin bir kısmının daha önceden Batı'ya geldiği düşünülmektedir.
Konusu [değiştir]Hikâyeye göre Fars kralı Şehriyar 'Hindistan ile Çin' arasındaki bir adada hüküm sürer (eserin daha sonraki biçimlerinde, Şehriyar'ın Hint ve Çin'de egemenlik sürdüğü yazar) . Şehriyar, karısının kendisini aldattığını öğrenir ve öfkelenir, tüm kadınların sadakatsiz, nankör olduğuna inanmaya başlar. Önce karısını öldürtür, sonra da vezirine her gece kendisine yeni bir hanım bulmasını emreder. Her gece yeni bir gelin alan Şehriyar, geceyi geçirdikten sonra tan vakti kadınları idam ettirir. Bir süre bu böyle devam eder, daha sonra vezirin akıllı kızı Şehrazad bu kötü gidişata son vermek için bir plan kurar ve Şehriyar'ın bir sonraki eşi olmaya aday olur. Evlendikleri geceden başlayarak, kardeşi Dünyazad'ın da yardımıyla her gece Şehriyar'a çok güzel ve heyecanlı hikâyeler anlatır. Tam şafak vakti geldiğinde, hikâyenin en heyecanlı yerinde anlatmayı keser. Hikâyenin sonunu merak eden Şehriyar, ertesi gece devam edebilmesi için, o gecelik Şehrazad'ın idamını erteler. Kitabın sonuna kadar, Şehrazad'ın Şehriyar'a anlattığı hikayeler yer alır. Sona gelindiğinde, Şehrazad üç erkek çocuk doğurmuştur ve evlenmelerinin üzerinden uzunca bir süre geçmiştir. Kralın kadınlara olan öfkesi ve kötü düşünceleri dinmiş, Şehrazad'ın sadakatine inanmıştır. Böylece önceki emrini de kaldırır.
LAİN
14.04.2007 - 17:50lanetlenmiş bildiğim kadarıyla...
menekşe
13.04.2007 - 15:46Babamı hatırlatır. O'nun en çok sevdiği çiçektir Menekşe.
müzeyyen senar
13.04.2007 - 15:36Güçlü bir ses, güzel bir yorumcu ve aynı zamanda iyi bir sanatçı.
Yaktın yıktın kül ettin erittin beni
Mecnuna döndürdün mahvettin beni....
balkabağı
13.04.2007 - 09:54Tatlıların tatlısı.
Toplam 476 mesaj bulundu