Cem Nizamoglu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • allah (c.c)

    17.06.2003 - 19:43

    'Benim Cinlerle ve İnsanlarla bir hadisem var. Ben yaratıyorum, benden başkasına tapılıyor, ben rızıklandırıyorum, benden başkasına şükrediliyor.'

    Kaynak: Müttefakün Aleyh

    Not 1: Bu Hadis-i Kudsi tasavvuf konularında geçtiği gibi Peygamber Efendimizle Hakk Teala’nın “Cilve Makamı, Naz Makamı” dediğimiz bir dertleşmesi gibi gözükse bile; elbette Hakk Teala’nın dertlenmesi veya dertleşmesi söz konusu değildir. Alınacak dersler, görülecek ibretler olduğu için, Peygamberimize bizzat söylettirilmiş bir Hadis-i Kudsi’dir.

  • allah (c.c)

    17.06.2003 - 16:16

    '… God, if you talk about him without true virtue, is only a name.'
    (...'Tanrı', eğer O'ndan sahte bir erdemle bahsederseniz, sadece bir 'isimdir')
    Plotinus

    “Take away the point and there is no line. Take away God and there is no creature. Yet not the converse holds.”
    (Noktayi kaldırırsanız çizgi olmaz, Tanrı'yı kaldırırsanız yaratık olmaz. Lakin (dediğimin) tersi söz konusu degildir.)
    Valentin Weigel

  • cami

    17.06.2003 - 15:26

    el-CÂMİ'

    Allah'ın güzel isimlerinden biri. Hesap günü için kullarını ve her istediğini istediği zaman, istediği yerde toplayan anlamında.

    Cem, dağınık şeyleri bir araya toplamak demektir. Allahu Teâlâ vücutların ölümden sonra yürüyerek dağılmış olan zerrelerini tekrar birleştirecek, bedenleri yeniden diriltecektir. Sonra yine, yaratılmış olan herkesi Arasat* meydanında toplayacak, hak sahiplerini, hasımlarıyla huzurunda karşı karşıya getirecektir.

    El-Câmi', Esma-i Hüsna'dan olarak Kur'an'da şöyle geçer: ' Ey Rabbimiz, muhakkak ki sen (vukuunda) hiç bir şüphe olmayan bir günde insanları toplayacak olansın. Şüphesiz Allah sözünden caymaz.' (Âli İmran,3/9) '...Allah, muhakkak ki, münâfıkları da, kâfirleri de Cehennem'de toptan bir araya getirecek olandır.' (en-Nisa,4/140) .

    Kaynak: Şâmil İA

    ya da bkz. www.harunyahya.org/imani/isimler/isimler1.html#18

    ayrıca nedir bölümünden,
    bkz. Esma-ül Hüsna, bkz. Allah

  • esma-ül hüsna

    17.06.2003 - 15:19

    güzel bir indeks:
    www.harunyahya.org/imani/isimler/isimler.html

  • allah (c.c)

    16.06.2003 - 19:51

    ' If One is not, then nothing is.'
    Plato

  • nazım hikmet

    16.06.2003 - 19:20

    Nazım bir papatya olmuş seviyor(um) , sevmiyor(um) gibi yoluyoruz onu.

    Belki çocukça bir duygu ama burada yazanları yazılmış tarihten uzak, sizleri vicdan muhasebesine çağırmak isitiyorum.

    Bir dakkalığına Nazım'ı unututun, unuttun komunist olduğunu, unutun bir an için kim olduğunu ve sadece şiirlerini okuyun...

    şu mısralara katılmıyor mu yürek. 'İnsanların içindeyim seviyorum insanları. Hareketi seviyorum. Düşünceyi seviyorum.' Hele bir mücadelede olan bir insan sevgilisine şu mısaraları söylemek istemez mi 'Kavgamı seviyorum. Sen kavgamın içinde bir insansın sevgilim, SENİ SEVİYORUM.'.

    Bir dakika dolmadan bakın... 'yok edin insanın insana kulluğunu' hep bir ağızdan söylemiyor muyuz?

    Tabi zaman yetmez buraya her şiirini koymaya ama eminim vardır size hitab eden yerleri ama nefs açken bir dakika bile nasıl uzak tutsun ki leş kokusunu akbabadan.

    Neyse unutlmayalım ne mal olduğunu di mi, şu şiirlerinde ki düşüncelerimizi bile dile getirebilen zindan olmuş insanı siz de hapsedin,
    hain olarak damgalanmışı siz de dışlayın. Seçtiği yoldan dolayı Allah'tan önce onu siz yakın. Şiirleirnideki insan sömürüsine karşı olan temalarını, üç telden orkestraya çıkan mısralarını, zalmin kalelerine saldıran şiirlerini sevmeyin. Nefret edin de siz de bir tekme atın yere düşüne....

    Nefret edilmekse bedeli, İşte böyle unutulmaz güzel atına binip giden güzel insanlar..

  • cemil meriç

    16.06.2003 - 18:42

    'Düşünenin görevi: insanından kopan, tarihini unutan ve yolunu şaşıran aydınları irşada çalışmak, kızmadan, usanmadan irşat. Gerçek sanat ayırmaz, birleştirir.' CM

    Yoksa ben mi yanlış anlıyorum Meric'i de bu sayfadaki tartışmalar tavuk-yumurta tartışmasına dönüşmüş. Bildiğmizi öne sürsek bile Meriç'in sözleri bizelere avaz avaz bağırmıyor mu, bizlerse ideolojilerimizle anlayışa sınırlar koymaya çalışıyoruz.

    'Pamuk ipliğinden biraz daha sağlam tek bağ: düşünce birliği. O da rüzgarın her an tehdit ettiği bir kandil. Düşünce birliği, düşünen insanlar arasında olur.' CM

    Olay cevizleri sadece kabuğu ile görenlerin, her şeyi kabuğu ile görmesinden oluşuyor.

    Bence Meriç 'dil' adamıdır, bunları sözlerinden çok iyi anlayabiliriz 'Gerçek aydın yabancı dil bilmese de olur, çok kitap okumasına da ihtiyaç yok. Yeter ki ana dilini gerçekten bilsin.' bu konuda çok büyük savaşımlar vermiş ve dilde edebe çok önem vermiştir.

    Dil insanın tarihidir, dil insanın kimliği, kültürü, günlük hayatta bile en lazım olan ihtiyacıdır. ve esas bir millet dili yok olursa yok olur. Yanlışım varsa lütfen düzeltin, bence Meriç dinimizin ahlakını ve bütünlüğünü benimseyerek, tarihimizdeki türk büyüklerimiz gibi Türk dilini namusu gibi korumaya ve geliştirmeye çalışmış ve hayatını buna adamıştır. İster solcu olsun ister sağcı olsun karşı olduğuna seviyeli(edepli) bir şekilde davranması lazım, bilgilerimizi eğer disiplinli ve deninmiş bir şekilde belirtemiyorsak dediği gibi 'Felaketimizin kaynağı kültür yokluğu.' olacaktır.

    'Gerici, ilerici... Düşünce hürriyeti bu mülevves kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce namusu.' CM

  • televole

    16.06.2003 - 18:04

    halk için sanat mı, sanat için mi sanat deseniz bu konuyu bilmeyen çoğu insan 'tabi ki hemşerim halk için sanat derim' der ama işte halk için sanata günümüzde ki en güzel örnek Tele Vole gibi programlardır uyuşturucu gibi olayları damardan verirler ki bir bir kere bakan başından kalkması çok zordur.

    TV önünden geçerken hani gözünüz kayar ne var diye, eyvah diyeyim Tele Vole varsa (Medusaya bakmış gibi olursunuz) bir bakarsınız ki TV karşıdında oturmuş 'vay adi herif kadına neler yapmış' derken bulursunuz kendinizi.

    İzlemişsem bir hatayı düşüp nedense kirlenmişim gibi hemen yıkanma ihtiyacı duyarım :)))

    Uyarı: Taklidlerinden sakınınız.

  • cemil meriç

    16.06.2003 - 15:50

    yine de boşluğu doldurmak için Cemil Meriç'i Mahmut Ali Meriç'ten okuyalım:

    '.... Cemil Meriç'in hayatının anlamı kitaplar... kitaplar, yani kitaplarda yaşayan insanlar: Düşünceleriyle, duygularıyla büyük insanlar onun her zaman kılavuzu, arkadaşı, dert ortağı. Bazen onlarla beraber düşünür, bazen onlardan ayrı düşünür, her sese kulak verir, her düşünceye saygı duyar. Onlarla diyalog içindedir, sabırla dinler, titizce araştırır ve sonra kendisi çıkar sahneye: Onun gür, onun kendinden emin, onun yalın, onun kah bilimsel kah şiirsel üslubu sürükler götürür sizi bir yerlere. Sataşan bir üslup, rahatsız eden, tedirgin eden; ama düşünmeye davet. eden, hakikati aramaya çağıran, önerilerini getiren ya da sizi öneri getirme sorumluluğuyla başbaşa bırakıveren sarsıcı biryazı tarzı, bir fıkirleri sunuş yöntemi...... (1985) '

    Cemil Meriç'in kim olduğunu analatmak için bilgilerim çok yeterli olmadığından potresini çıkartan şu sayfadan yararlanabilirsiniz:

    kulturdunyasi.tripod.com/portre.htm

  • cemil meriç

    16.06.2003 - 15:44

    evet bir taraftar olduğu yer vardır, savunduğu bir politika bile vardır, yokluk bile var iken dinsizlik bile bir din iken tarafsızlık da bir taraftarlık diyebilir miyiz? Düşüncede sınır tanınmamasının taraftarı olduğunu söyleyebilir miyiz?

    Tabi bu konuda Cemil Meriç üzerine ihtisas yapan Banet Suat'ın veya da bu konuları yakından inceleyen Kelime ve diğer rumuzlu arkadaşlarımızın daha aydınlatıcı olacaklarını sanıyorum, inşallah bu başlığı susuz ve gübresiz bırakmazlar..

  • cemil meriç

    16.06.2003 - 15:28

    Düşünce de sınır tanımayan insan, buna katılıyorum, ve şu sözü ile hem kendisinin davasını çok güzel tanımlamış hem de (bence) Nedir Bölüm'ünün ihtiyaçı olan noktayı çok güzel belirtmiş.

    “...Ben herhangi bir ta-rikatın sözcüsü değilim. Yani ilan edilecek hazır bir formülüm yok. Derslerimde ve konuşmalarımda da tekrarladığım ve darağacına kadar tekrarlayaca-ğım tek hakikat: HER DÜŞÜNCEYE SAYGI.” Cemil Meriç (Jurnal 28.4.1964)

    Düşünceye, bilgiye ve hakikate aç olan bir insanın söyleyeceği en güzel söz, yapıbileceği en güzel propaganda, savunulacak hatta uğrunda can verilecek bir dava... Her düşünceye ama her düşünceye saygı... zor ama imkansız değil

  • cemil meriç

    16.06.2003 - 15:23

    orto yolu tutturmak zor olabilir ama imkansız değildir. Cemil Meriç'in ortada mı olup olmadığı tabi ki tartışılır ama benim Cemil Meriç'i incelediğim kadarıyla ortayolu savunan bir insan. Bunları yazılarından çok iyi görebilirsiniz.

    'Ben hayatımın delikanlılık çağından bu yana düşüncelerimde hiçbir değişiklik yapmadım. Yani soldan hareket ettiğim de, sağda karar kıldı-ğım da yanlış bir değerlendirmedir. Hiçbir zaman sol da olmadım, sağ da. Böyle bir sınıflama, sokak-taki adam için geçerli olabilir. Ömrünü düşünceye adayan, Eflatun’dan Marx'a kadar her düşünce adamını sevgi ve saygıyla selamlayan, bütün dinle-re, bütün mezheplere saygılı bir kimsenin herhangi bir kilise de barınabileceği nasıl düşünülebilir! ..” (Cemil Meriç - somut)

  • din

    15.06.2003 - 18:57

    Hakk Teala bu dini kendisi için seçmiştir. Bu yüzden dininize cömertlik ve iyi huyluluktan başkası yakışmaz. Sözüme dikkat edin ve dininizi bu iki meziyet ile donatın.
    (Müttefakün Aleyh)

    “dikkat edin ve dininizi” sözüne iyice düşünülmeli. Burada bence “Dininiz” den maksat; “İnsanın yaşadığı düşünceleri ve duyguları insanın dinidir.” denilmektir. Bilgisinin haricinde, insanın yapısı, hareketleri, düşünceleri, insanın dinidir. İşte bizim dinimiz, olması gereken kaynaktan; yani Kur’an’dan, Hadis’ten, fıkıhtan ve bir takım İslami kaynaklardan bilgi alır; beslenir. Bizim kendi içimizdeki yapımızdır, bu da bir dindir. Ve kendi dininizi gerçek kaynaklarla besleyin ki bu iki meziyetle donatın.

  • islamiyet

    15.06.2003 - 18:55

    'Hakk Teala bu dini kendisi için seçmiştir. Bu yüzden dininize cömertlik ve iyi huyluluktan başkası yakışmaz. Sözüme dikkat edin ve dininizi bu iki meziyet ile donatın. '
    (Müttefakün Aleyh)

  • mümin

    15.06.2003 - 18:50

    www.kuranikerim.com/islam_ansiklopedisi/M/mumin.htm
    ________________________

    'Müminler sevişmelerinde, birbirlerine merhametlerinde, lütuf ve şefkatlerinde bir vücut gibidirler. O vücuttan bir uzuv şikayette bulunursa, cesedin diğer uzuvları da uykusuz kalmak ve ızdırabını duymak sureti ile o uzuva iştirak ederler.'
    (Müttefakün Aleyh)

    Aslında zahiri anlamıyla oldukça açık olan Hadis’lerden biri de bu Hadis’tir.

    Mü’min olanların en büyük özelliğini anlatmaktadır. Onlar vahdet deryasına daldıklarından ve gerek düşüncelerinde, gerekse gönüllerinde benlik duygusunu barındırmadıklarından; başkalarının acılarını paylaşır, mutluluklarını da arttırmak için çaba sarfederler. Yani bir başka deyişle Mü’min, kendini unutup başkaları için yaşayan demektir.

  • nazım hikmet

    15.06.2003 - 18:46

    Nazım'ın niyeti nedir? Şiirlerine bunu hiç mi yansıtamamış ki bu tartışma uzayıp gidiyor? Bir İNSANın leşinin etrafına çökülmüş, nefsler aç...

    İriş
    Dede Sultanım iriş!

  • yobaz

    15.06.2003 - 17:26

    KADERİN CİLVESİ

    Savunduğunuz konularda haklı olmaya çalışırken dikkatli olalım, bilin ki nefs dışarda değil içimizdedir ve bize haklıyım dedirtmek için şeytanla bile yatağa yatırır. Bir bakarsınız yobazlarla, yobazlıkla uğraşırken farkında olmadan yobaz olup çıkmışınızdır

    Dinde zorlama yoktur... Dinini seven bunu bilsin ve zorlamayı bıraksın...

    Bir kimse kardeşini haksız olarak bir kusur ile ayıplarsa, kendisi o kusuru işlemeden ölmez. (Tirmiz-i)

    Bu Hadis, Allah’ın kullar üzerindeki sonsuz adeletini çok açık bir şekilde ifade ediyor.

    İnsanoğlu, tekamül planına eksiklikleri ve kusurları ile gönderilir ki zaten tekamülde asıl amaç; bunların tamamlanması ya da kusurların bertaraf edilmesidir. Hepimiz biliyoruz ki kişi, manevi eksikliklerini tamamladığı ölçüde realitesini yükseltir.

    Herne kadar bu, manevi değerler için geçerli ise de; Hadis’i dünyasal şartlarda yorumladığımızda, bunun dünyasal eksiklikler için de geçerli olduğunu görüyoruz. İşte bu sebeple, Takdir-i İlahi adeletini gösteriyor ve yarattıklarının her ne sebeple olursa olsun birbirinin hiçbir kusurunu ayıplamalarını istemiyor, bunu tasvip etmiyor. Hele ki haksız olarak yani tek taraflı nefsi düşünceler ile bir kusur ortaya atıldığında, kişinin yaptığı hatayı en acı bir şekilde idrak edebilmesi için, o olayı ya da fiili bizzat yaşatıyor. Buna en basit örnek de “Büyük söylemek” tir.

  • allah (c.c)

    13.06.2003 - 19:37

    'Allah(c.c.) bana dedi ki “Ben kulumun zannı içindeyim, istediği gibi bana zannetsin.”

    Hadis-i Şerif
    Kaynak: Müttefakün Aleyh
    _____________________

    Pek çok sahih kaynaklarda da geçen bir Hadis-i Şerif’tir. Peygamber Efendimize Allah’ın hitabıdır. “Ben kulumun zannı içindeyim.” Buradaki zan bence sanı değildir; buradaki zan kişinin tahayyülüdür (Hayalde canlandırma, sembolleştirme) .

    Kişi realitesi ölçüsünde tahayyül eder. Ufacık bir çocuğa sorarsanız, belki Allah(c.c.) göklerde sakallı bir dededir. Ancak realitesi yüksek bir kişiye sorarsanızbelki Allah (c.c.) çok büyük bir enerjidir. Hakikat ilminde olan bir kişiye sorarsanız, belki Allah’ın idrak edilemiyeceğini idrak edendir diyebilir.

    Demek ki şunu anlıyoruz: İnsan, realitesi ölçüsünde zanneder, Allah’ı nasıl tahayyül ederse ben o tahayyülün içindeyim diyor.

    Tabi burada Allah'a inandık rahat bırakılacağız anlamında bir görüş bildirmeye çalışmıyorum.

  • nazım hikmet

    13.06.2003 - 03:54

    BEŞ SATIRLA

    Annelerin ninnilerinden
    spikerin okuduğu habere kadar,
    yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
    anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
    anlamak gideni ve gelmekte olanı.

    1946

    NHR

  • necip fazıl kısakürek

    13.06.2003 - 03:41

    ÖLÜLER

    Ölüler bağırıyor mezarlarından;
    Yolcular, oturun taşlarımızda!
    Onları deviren biziz toprağa,
    Biz attık onları böyle ayağa;
    Sakın atlamayın kenarlarından!
    Ölüler bağırıyor mezarlarından...
    Yolcular, uzanın yere upuzun;
    Dayayın taşlara başlarınızı!
    Tüy yastıklar gibi rahat taşımız,
    Birleşsin bir lahza ora başımız!
    Bizdedir cevabı kuruntunuzun;
    Yolcular, uzanın yere upuzun!
    Ben de bir gün böyle haykıracağım:
    Yolcular, oturun mezar taşımda!
    Yolcular önümde fısıldaşacak,
    Yolcular aşılmaz yollar aşacak.
    Taşımı yerlere yatıracağım;
    Ben de bir gün böyle haykıracağım!

    NFK

  • sabır

    13.06.2003 - 02:21

    'Halkın içine öyle bir fitne ve fesat düşeceği zaman gelecek ki o zaman dinin muhafazası için sabretmek, avuç içinde ateş parçasını gizlemekten farksız olacaktır. '

    Hadis-i Şerif
    Kaynak: Müttefakün Aleyh
    ___________________________________-

    Gelecekle ilgili Peygamber Efendimizin söylediği bir Hadis-i Şerif. Peygamber Efendimiz verdiği Hadis-i Şerif ve Hadis-i Kudsi’lerden çok azında gelecekle igili bilgiler verir. Bu bilgiler de çoğunlukla ümmetinin akıbeti hakkındadır. Bu böyle bir Hadis-i Şerif, bu dönem hakkında, bu dönemin yaşayışı hakkında, bu dönemin dini yaşayışı hakkında bilgi veren bir Hadis-i Şerif. Bundan sonraki dönemleri de açıkça anlatan bir Hadis-i Şerif. Dinin muhafazası derken insanların nefsi ile mücadelesi anlatılıyor burada. İnsan nefsine karşı, nefsinden gelecek arazlara karşı ne derece sabrederse; dinini o kadar muhafaza etmiş olur. Aynı zamanda buradaki muhafaza, dinin bid’atlardan ayıklanması da demektir. Bugün nefsinden dinini muhafaza etmiş bir kimse bile dinini bid’atlardan ayıklayarak amel edemiyor bence. İşte bunun zorluğu avuç içinde ateş tutmaktan farksız olacaktır. Hatta bugün için diyebiliriz ki avuç içersinde ateş tutmak bile bundan daha kolaydır.

    İnsanın fitne ve fesata düşmesi her an olasıdır. Bu fitne ve fesatın şekli ve boyutu ve ağırlığı düşünülmek zorundadır. Bugün eğer dini bilgileriyle amel etmiyorsa insan; fitne içindedir. Çünkü ameli ile bilgileri farklıdır. Ameli nefsine uymuştur, düşünceleri dine uymuştur. İkisini birbirne uyduramıyorsa büyük bir fitne içinde demektir. Bu konuda kendimizi belli konularda arındırmak derken fitne ve fesattan öncelikle arındırmamız gerekir. Bunu bu kelimelerle tarif etmemekle birlikte, dilde, düşüncede ve gönülde arınmak amacıyla söyleyebiliriz.

    İşte, yaptığımız hareketlerde, amellerimizde ve öğrendiğimiz ve şğreneceğimiz dini bilgilerde ve dini amellerde kendimizi yanlıştan ayıklamımız lazım. Ama bunlar ne derece doğru olur, ama bunlar ne derece uygulanır, ne derece amele etki eder; tabi ki takdir Allah'ın. Özet olarak diyebiliriz ki eğer gönlünümüzü arındırırsak, eğer daima imtihan edildiğimizi, imtihan edilirken Allah’ın tabii afetlerleden çok insanı insana karşı kullanarak imtihan ettiğini düşünürsek*; karşı taraftan gelen herşeyde bir hikmet ararsak, maddi çıkarlarımızın peşinde koşarken nefsimize alet olmazsak ibadetlerimize bid’at karıştırmazsak, fitne ve fesattan kendimizi ve dinimizi ayırmış olmaz mıyız?

    *Bu konu da Mülk Suresi 2: Ayette denildiği gibi:
    'O, hem ölümü, hem de hayatı yaratmıştır ki sizi sinamaya tabi tutsun (ve böylece) davranış yönünden hanginiz daha iyidir (onu göstersin) ve yalnız O'(nun) kudret sahibi ve çok bağışlayacı (olduğunu sizi inandırsın) ...'

  • sabır

    13.06.2003 - 02:08

    Dini Sözlük adı verilen bir site de ki açıklaması:

    Emirleri yapmakta, yasaklardan sakınmakta, başa gelen belâ ve musîbetlere tahammül etme, katlanma.
    Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
    Peygamberlerden ülü'l-azm olanların sabr ettikleri gibi sen de sabr et! Onlara azab verilmesi için duâ etmekte acele eyleme. (Ahkâf sûresi: 35)
    Rablerine sabah akşam duâ eden ve O'na kavuşmak istiyenlerle birlikte bulun ve sabr eyle. Onlardan başka bir yere bakma. (Kehf sûresi: 28)
    Sabr eden zafere kavuşur. (Hadîs-i şerîf-Keşf-ül-Hafâ)
    Her kim sabr ederse, Allahü teâlâ o kimseye sabrın hakîkatini ihsân eder. Hiçbir kimseye sabırdan daha geniş ve daha hayırlı bir ihsân verilmemiştir. (Hadîs-i şerîf-Müsannef fil-Hadîs)
    Sabrın başı acı, sonu bal gibi tatlıdır. (Fakîrullah)
    Sabr dînin yarısıdır. (İmâm-ı Gazâlî)
    Sabrın alâmeti, şikâyeti terk, musîbet ve sıkıntıları gizlemektir. (Abdullah Harrâz)

  • sabır

    13.06.2003 - 02:03

    Arapçadan 'sabr ' kelimesinden gelir. Sözlük anlamı:

    1. Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç:
    2. Olacak veya gelecek bir şeyi telâş göstermeden bekleme.

    'Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır ' da sabretmenin zor bir iş olduğunu ancak güzel sonuç verdiğini anlatır.

  • vietnam

    12.06.2003 - 21:00

    1.2 Küzey Vietnam Direnişi:

    *1965’ten 1968’e kadar ABD, Ho Chi Mihn’i izlediği politakayı terk etmesi için sıkıştırmaya çalıştı.17. ve 20. Paraleller arasındaki alanı hedef alan yoğun ve sık bombardımanlar kentleri, sanayi bölglerini ve komplekslerini yerle bir etti. Her şeye rağmen Kuzey Vietnam direndi. Paris Konferansı sırasında Amerikan baskıları da bir sonuç vermedi. Ancak ABD, buna 1972’de uçak gemileri ve bombardıman uçaklarıyla Kuzey Vietnam’a çok şiddetli genel bir saldırı düzenleyerek karşılık verdi. *

    Yine de başarılı olamadılar. Vietnam Savaşı her yönüyle geleceğe hala gülümser.
    ____________________________

Toplam 2591 mesaj bulundu