Yanlisim yoksa, A.B.D. cogunlukta Republicans (cumhuriyetciler or. Reagan, Bush) yani saldirgan somurgeciler ve Democrats (demokratlar or. Kenndy, Clinton) yani ilimli somurgeciler olarak iki ana taraftan olusur.
ABD'nin icinde ve disinda olmus ve olan cogu olay bunlarin etrafinda gelisir. Bunlar da kendi icinde negatif, pozitif ve nötr olarak ayrilirlar. Esasinda olusturulmus bir sistemin carklarina bakarak ozde aynilar diyebiliriz ama yuzeyde farkliliklari tabii ki vardir. Fakat insanin olusturdugu bu cikar ve somuru sistemini insanlar tarafindan degil tersine sistem insanlari yonetir. Gelen gecen sadece sistemin bir parcasi olur. Yuzeyde yoneticiler ve yonetimler degisik gozukebilir ama ozde sistem degismiyor.
Aklima bir fikra geldi:
Dugunden sonra kilisenin kapisinda, biri elinde ''Bu yahudiye yardim edin'' pankartini, karsinda ise ''Bu hristiyana yardim edin'' pankartini tasiyan iki dilenci vardir. Yahudinin bes kurus almamasina aciyan biri, yahudinin yanina yaklasarak, ''bak kardesim karsidaki adam gibi akilli olsana, hristiyanim diyerek mali goturuyor, yahudilige karsi degilim ama, sen bes kurus almazken, cogu insan sana inat, hristiyanim diyene daha da fazla sadaka veriyor'' diye ogut verir. Bunun uzerine bizim yahudi, karsisindakine seslenerek, ''Jacob, Jacob, baksana adam bize akil veriyor'' gibilerinden ayni amaca farkli hizmet eden iki kisinin hikayesi gibi Demokratlarla Cumhuriyetciler arasinda pek fark yoktur. Mali gotururler o kadar.
Fikrada tesaduf mudur artik bilmiyorum ama tam oturuyor, ne de olsa A.B.D. bugun Israil tarafindan yonetilir. Bazilari super gucu A.B.D. sansa da CIA ajanlarinin Mossad'ta egitim almasi gibi cogu yonden dunyadaki olaylar fikradaki gibi tecelli oluyor.
Uzun sure ozellikle batida gundemi etkileyen dizi baya sansasyon yaratmistir. Insanlarin devletten iyice suphelenmesine, paranormal olaylara ilginin artmasina hatta FBI merkez bürosuna duzenlenen gezilerin sasilacak derecede artmasina bile sebep olmustur.
Dizinin kahramanlari olan iki FBI ajani, Fox Mulder (David Duchovny) ve Dana Scully (Gillian Anderson) , iziliyenler uzerinde fanatiklige donusecek kadar hayranlik da yaratmistir... Saka gibi gelecek ama Fox Mulder ''gormeden inanma'' dusuncesini temsil etmesiyle Mulderism (Mulderizm) , Dana Scully ''gormeden inanmam'' dusuncesini temsil etmesiyle Scullyism (Scullizm) ideolojini yaratmislardir.
Bu iki zit gorusun gercegin ortaya cikartilmasi icin tek bir yumruk olusturmasi izliyenleri daha da etkilemis ve cult (mezhep) olacak kadar ilgi toplamistir.
Esasinda cogu ogenin, Twin Peaks dizisinde, cok onceden kullanmasi unutulsa da, bu diziler esasinda devam eden propoganda zincirinin birer parcalaridir. O yuzden etkilendi, kopya cekti, arakladi gibi dusunceler yanlis olur. Bunlar gibi halklari yonlendiren, uzun suredir piyasaya surulen, daha cok dizi, film, roman, vs vs vardir.
Olayin daha cok politik yanina deginerek dizinin konularini ortuyormus gibi olmayim. Fakat uzaylilarla ilgili oldugu icin atmasyon denilecek kadar siradan bir dizi olmadigini, islenen her seyin sembolik olarak mesajlar icerdigini, belirtme geregi duydum.
Yillar once ilk pilot bolumunu sans eseri TV'den izleyince uzun sure basindan kalkmadigim bir diziydi. Ilk baslarda uzayli var mi yok mu gibilerinden her hafta ne olacak diye meraktan catlarken iyice yilan hikayesine donusen dizi sonradan baya baymisti. Yine de uzun sure bagimlilik yaptigini da itraf edeyim. Sogumama belki uzaylilarin oldugu kesinlesince merakin gitmesi ya da zaman asimi, olaylarin iyice ucmasi, abarmasi gibi sebepler de olabilir tabi sinema filminin konun icine etmesi de cabasi...
Simdiye kadar 9 sezona kadar oynayan dizi de uzaylilarla ilgili olan ana konusu yavas yavas gelisirken bir yandan da ana konu disinda paranormal, ilmi, meta fizik, mistik, pisisik, hafiye, guncel, politik, gizemli, gizli, komplo teorileri gibi konularda isleniliyordu.
Esasinda buyuk produksiyon film denecek kadar kapsamli olan dizi, ne kadar ''Twin Peaks'' gibi ilklerden olmasa da, ''ancak sinema filmlerinde'' olacak cekimleri TV ekranina tasimasiyla baya kaliteli oldugunu cok yonden ispatlamistir.
Ana konusu daha cok uzaylilar tarafindan dunyayinin istila etmesi kacinilmaz oldugu icin ''yok olmaktansa kole oluruz'' gibilerinden isbirlikci derin devlete (MIB - kara adamlara) karsi iki FBI ajanin mucadelesini ve maceralarini anlatir. Tabi yukarda degindigim gibi ana konudan ayri olarak cogu bolumunde farkli olaylarda kahramanlarimizin etrafinda ceyran eder.
Tokugawa Shogunate(başkumandanlıgi) tarafindan yonetilen Japonya'da ''daimyo''larin (feodal beylerin) uzerinde buyuk vergiler bindirilmistir. Shogunate en kucuk bir itatsizligi idamla cezalandirma hakkina sahip oldugundan nerdeyse kimse gik cikartamaz. Bu acimasiz yasalari uygulamak icin uc grup gorevlendirilmistir:
Birincisi, ''ajanlar'' grubudur, sadakatsizlige gidebilecek her adimi izlerler. ''Kurokuwa'' klanindandir.
Ikincisi, ''suikastçiler'' grubudur, cocuk-yasli-kadin ayirt etmeden, devletin planlarina tehdit eden ya da ters gelen herkesi oldururler. ''Yagyu'' klanindandir.
Ucuncusu, ''cellat'' tek kisidir, devletin planlarina tehdit eden ya da ters gelen ''daimyo''larin ''seppuku'' (intihar ayini yani harakiri) yapmalarinda (baslarini keserek) yardimci olur. Shogunate'in ozel amblemini tasir, ''Yagyu'' klanindandir. ''Ikinci'' olarak da bilinen cellatimiz 40 yildir bu isi onuru ile yapan, anti-kahramanimiz, Ogami Itto'dur...
Ogaminin yerine goz diken Yagyu klaninin icine girmis olan seytani klan, Ogama Itto'nun bebegi haric karisi, sulalesi, hizmetkarlari bile dahil herkesi oldururler ve onu cok adi bir oyuna getirip gorevinden ve hayatindan etmek isterler. Kurallar, prensipler, toreler, gelenekler kisacasi ''bushido'' ile bagli olan samurayimiz, artik intikam yemini alir ve ne bir kural ne de bir his taniyan, bir ifrit olacaktir. Kilicini 500 yene kiralayabilirsiniz ama gururunu asla alamayacaginiz bir ronin (efendisiz samuray) olur. Artik onunde kimse, ne ninjalar, ne samuraylar, ne ceteler, ne de ordular, durabilecektir.
ve daha idrak etme cagina bile gelmemis bebegin onune top ve kilicini koyar. Bebegin anlamadigini bilir ama yolun zorlugu icin olum ve yasam arasinda tercih verir. Topsa annesinin yanina (yani obur tarafa) , kilic ise kendisiyle goturecektir. Bebek kilici secer, ve baba uzgun olarak keske topu secseydin senin icin daha hayirli olur deyip kanli macerasi baslar:
Serileri:
Sword of Vengeance - 1972
Baby Cart at the River Styx - 1972
Baby Cart to Hades - 1972
Baby Cart in Peril - 1972
Baby Cart in the Land of Demons - 1973
White Heaven in Hell - 1974
Kill Bill filmindeki sprey gibi fiskiran kan efeklerini hatirlarsaniz, 1972 - 1973 yillarinda cekilmis Japon seri filmi olan Lone Wolf and Cub'in bir cok yonden Tarantino'yu etkilemistir.
Belki eski olduklarindan ses ve gorsel efektler basit gorunebilir ama sanki hic bir kurala bagli olmadan yapilan bu filmlerin yaninda Tarantino'nun filmleri olsun diger Holywood filmleri kuzu gibi kalir.
''Kozure Okami'' olarak bilinen bu seri film ''Babycart'' diye de bilinir. Shogun Assassin diye de tum serileri icine alan filmi de vardir.
Quentin Tarantino'nun takdir edilecek cok yonu vardir ama ondan yillar once bu filmler zaten sinirlari coktan zorlamis ve cok yonden bati sinemasini kokten etkilemislerdir. Iste Tarantino'nun esas takdir ettigim yani sudur ki, bu filmlerin bir daha taninmasinda kopru olmustur. Dogunun ve uzak dogunun etkileri saymakla bitmez. Lone Wolf bunlardan sadece biri...
yakin ama cok uzaklarda unutulmus, bilinmeyen, tahmin edilmeyen bir yerlerde... o yabancilastigimiz saf duygularin yasandigini gormek... icin icinde, diplerde hala oldugunu yeniden hissetmek... yoksa o manzaralari gurultuye, egzos dumanina, betonlasmaya, su kahrolasi sehirlesmeye sattigimizdan mi hatira gibi?
O zaman unutanlar, ustunu ortenler, kacanlar, gomenler icin: Wo de fu qin mu qin
bazi insanlar karnalikta kaldiklarinin bile farkinda degiller... Iste bilgi yok fikir cok...
Tarihte ne mucadeleler oldu, ruhumuz bile duymaz. Yasli tarih ne meydanlara tanik oldu. Sadece su alimlerimizin bulduklari isimleriyle anilmamasi icin ne kalleslikler yapildi... Ama iste iktidarda olanlar yazar tarihi.. Bilgi o yuzden gozden uzak, millet de zaten biraz zahmet edip uzanmiyor...
Mesela su kosinus ve sinusun tarihine bir zahmet edip bakilsa. Gercek isimlerini kullanmak icin avrupaya bu bilgiyi tasimaya calisan papa bile oldurulmustur. Ortulu, gomulmus bir tarih, gonulden gecen, canlar biraz ugrassin cikarsin. Ama nerdeee, onlar da bir toprak atar, ustune ustluk tukururde.... Bazilari ise arkasina donup umursamaz. Neyse ne desek fark etmez, inanmazlar.
Gozleri hep bir egri arar, insaniz ya bulurlar da. Ama bilmezler mi ki kendi tarihlerini, kendi kimliklerini gomuyorlar. Dine tepkiden tarihi daha da gomun gomun, hic bir delil hic bir dusunce kalmayincaya kadar gomun o zaman kendi basiniza hakli olursunuz.
Gunumuzde logaritma denilen, logaritma cetvelleri ve logaritma kavramlarini ilk defa bulan ve gelistiren el-Harzem adlı musluman turk kokenli bilgindir. Ogrencileri ve ondan sonra gelen alimlerimizde daha da logiritmayi gelsitirmislerdir.
kendisine ait gibi gosterilen efsanelerin (acidim hepsi demiyorum) cogu Kral Arthur'a degil, esas Keltiklerin destanlardaki kahramanlara aittir, yani ruhban sinifinin Keltik destanlarini degistirip keltikleri Roma'nin hakimeyetine getirmek icin uydurulmus propogandalardir.
bebek coktan dogmus buyumus yurmeyi ogrenmis ergenlik cagini gecmis, biz burada yasli bir tarihten bahsediyoruz, eski yunandan romaya, islam dunyasindan osmanliya, ronesanstan uzay cagina kadar hala durmadan buyugen bir cocuktan...
bebek coktan dogmus buyumus yurmeyi ogrenmis ergenlik cagini gecmis, biz burada yasli bir tarihten bahsediyoruz, eski yunandan romaya, islam dunyasindan osmanliya, ronesanstan uzay cagina kadar hala durmadan buyugen bir cocuktan...
alimlerimizin bu hizmetleri sohret ve para icin degil Allah rizasini kazanmak icin bedavadan yaptiklarini da belirtmek gerek... Ilim o zamanlar hayr isiyidi.
o zamanlar patent diye bir sey yoktu, kesifler, buluslar, icatlar gibi ilmi faliyetler halka hizmet olarak yapilirdi. Vakiflarin destegi ile ilmi calismalar desteklenirdi. Allah'in ilmini parselleme ya da ustunden para kazanma gibi bir ac gozluluk soz konusu degildi.
Yuzyilimizda da bu idrakta bilginler yasamis gecmistir ama para ve guc duskunleri telif haklari, patent gibi zorbaliklarla bilmi ticaretlestirmeyi surdurmuslerdir. (mesela bkz. Nikola Tesla)
David Bowie ile isimleri baya birlikte gecer. 1967'ten 1974 yilina kadar unlu ''The Stooges'' grubuyla taninir. 1972'nin baslarinda David Bowie, Iggy ile birlikte grubu daha da unlu yapar. Artik sevgilimiydiler neydiler onemli degil ama en cilgin zamanlarini yasadilar. David Bowie'nin golgesi altinda kalsa da Garage/punk turunun efsanevi ismi oldugunu da belirtmek lazim...
''I Wanna Be Your Dog'' ile ''Sid and Nancy'' ve ''Lock, Stock and Two Smoking Barrels'', ''Nightclubbing'' parcasiyla Trainspotting gibi filimlerin muziklerinde yer almistir.
Sid and Nancy, Color of Money, Tank Girl gibi 15 filmde rol almistir. Crow 2 (City of Angels) filimde de kotu adami oynamisti
İbn-i Heysem, optik ilmin kurucusudur. Görme olayının gözden çıkan ışınlarla değil, dışarıdan gelen ışınlar yoluyla olduğunu ispat etti. Gözlüğü ilk defa keşfetme şerefi ona aittir.
''13. yüzyılda bilim adına önemli gelişmelere damgasını vurmuş olan bir başka isim de İbn Nefis adıyla tanınan Alaeddin Ali ebi'l-Hazam el-Kureyşi'dir. Mu'cezü'l-Kanun adlı ünlü eserinde İbn Nefis, pekçok tıbbi açıklamada bulunmuş ve oldukça rağbet görmüştür. Eserin en önemli özelliği, İbn Nefis'in küçük kan dolaşımını tıpkı 16. yüzyılda bu dolaşımı Harvey'den önce tarif eden Michel Servetus gibi tarif etmesidir.
Servetus'un, İbn Nefis'ten yaklaşık üç yüzyıl sonra küçük dolaşımı açıklaması ve onunla aynı anatomik yapıyı tarif etmesi son derece önemli bir konudur. Çünkü o döneme kadar klasik inanç, anatomide septumun (bir organın iki ayrı bölümünü birbirinden ayıran ayırıcı zar veya duvar) geçirgen olduğu yönündedir. Oysa İbn Nefis, herhangi bir gözleme dayanmadan septumun geçirgen olmadığından yola çıkmış ve bu sonuçlara varmıştır. Nitekim sonraki yüzyıllarda septumun geçirgen olmadığı gözlemlerle ispatlanmıştır.
İbn Nefis, kuşkusuz bu önemli keşfi ile tıp tarihinin en önemli isimlerinden biridir. Yaptığı keşfin önemi ve değeri kendisinden üç yüzyıl sonra ortaya çıksa da Osmanlı dönemine büyük faydaları dokunmuş önemli tıp adamı vasfını korumuştur...''
bir ses duyulsa...koşsam sesin geldiği yere...katılsam o seslere...o sesleri çıkarsam...duyulsa seslerimiz...katılsa bütün sesler...ah keşke bir olsa sesler sessizliğin içinde de...bir ses duyulsa...sessizliği bozsak
a.b.d
16.04.2005 - 01:45Yanlisim yoksa, A.B.D. cogunlukta Republicans (cumhuriyetciler or. Reagan, Bush) yani saldirgan somurgeciler ve Democrats (demokratlar or. Kenndy, Clinton) yani ilimli somurgeciler olarak iki ana taraftan olusur.
ABD'nin icinde ve disinda olmus ve olan cogu olay bunlarin etrafinda gelisir. Bunlar da kendi icinde negatif, pozitif ve nötr olarak ayrilirlar. Esasinda olusturulmus bir sistemin carklarina bakarak ozde aynilar diyebiliriz ama yuzeyde farkliliklari tabii ki vardir. Fakat insanin olusturdugu bu cikar ve somuru sistemini insanlar tarafindan degil tersine sistem insanlari yonetir. Gelen gecen sadece sistemin bir parcasi olur. Yuzeyde yoneticiler ve yonetimler degisik gozukebilir ama ozde sistem degismiyor.
Aklima bir fikra geldi:
Dugunden sonra kilisenin kapisinda, biri elinde ''Bu yahudiye yardim edin'' pankartini, karsinda ise ''Bu hristiyana yardim edin'' pankartini tasiyan iki dilenci vardir. Yahudinin bes kurus almamasina aciyan biri, yahudinin yanina yaklasarak, ''bak kardesim karsidaki adam gibi akilli olsana, hristiyanim diyerek mali goturuyor, yahudilige karsi degilim ama, sen bes kurus almazken, cogu insan sana inat, hristiyanim diyene daha da fazla sadaka veriyor'' diye ogut verir. Bunun uzerine bizim yahudi, karsisindakine seslenerek, ''Jacob, Jacob, baksana adam bize akil veriyor'' gibilerinden ayni amaca farkli hizmet eden iki kisinin hikayesi gibi Demokratlarla Cumhuriyetciler arasinda pek fark yoktur. Mali gotururler o kadar.
Fikrada tesaduf mudur artik bilmiyorum ama tam oturuyor, ne de olsa A.B.D. bugun Israil tarafindan yonetilir. Bazilari super gucu A.B.D. sansa da CIA ajanlarinin Mossad'ta egitim almasi gibi cogu yonden dunyadaki olaylar fikradaki gibi tecelli oluyor.
the x files
16.04.2005 - 00:44Uzun sure ozellikle batida gundemi etkileyen dizi baya sansasyon yaratmistir. Insanlarin devletten iyice suphelenmesine, paranormal olaylara ilginin artmasina hatta FBI merkez bürosuna duzenlenen gezilerin sasilacak derecede artmasina bile sebep olmustur.
Dizinin kahramanlari olan iki FBI ajani, Fox Mulder (David Duchovny) ve Dana Scully (Gillian Anderson) , iziliyenler uzerinde fanatiklige donusecek kadar hayranlik da yaratmistir... Saka gibi gelecek ama Fox Mulder ''gormeden inanma'' dusuncesini temsil etmesiyle Mulderism (Mulderizm) , Dana Scully ''gormeden inanmam'' dusuncesini temsil etmesiyle Scullyism (Scullizm) ideolojini yaratmislardir.
Bu iki zit gorusun gercegin ortaya cikartilmasi icin tek bir yumruk olusturmasi izliyenleri daha da etkilemis ve cult (mezhep) olacak kadar ilgi toplamistir.
Esasinda cogu ogenin, Twin Peaks dizisinde, cok onceden kullanmasi unutulsa da, bu diziler esasinda devam eden propoganda zincirinin birer parcalaridir. O yuzden etkilendi, kopya cekti, arakladi gibi dusunceler yanlis olur. Bunlar gibi halklari yonlendiren, uzun suredir piyasaya surulen, daha cok dizi, film, roman, vs vs vardir.
Olayin daha cok politik yanina deginerek dizinin konularini ortuyormus gibi olmayim. Fakat uzaylilarla ilgili oldugu icin atmasyon denilecek kadar siradan bir dizi olmadigini, islenen her seyin sembolik olarak mesajlar icerdigini, belirtme geregi duydum.
the x files
16.04.2005 - 00:11Yillar once ilk pilot bolumunu sans eseri TV'den izleyince uzun sure basindan kalkmadigim bir diziydi. Ilk baslarda uzayli var mi yok mu gibilerinden her hafta ne olacak diye meraktan catlarken iyice yilan hikayesine donusen dizi sonradan baya baymisti. Yine de uzun sure bagimlilik yaptigini da itraf edeyim. Sogumama belki uzaylilarin oldugu kesinlesince merakin gitmesi ya da zaman asimi, olaylarin iyice ucmasi, abarmasi gibi sebepler de olabilir tabi sinema filminin konun icine etmesi de cabasi...
Simdiye kadar 9 sezona kadar oynayan dizi de uzaylilarla ilgili olan ana konusu yavas yavas gelisirken bir yandan da ana konu disinda paranormal, ilmi, meta fizik, mistik, pisisik, hafiye, guncel, politik, gizemli, gizli, komplo teorileri gibi konularda isleniliyordu.
Esasinda buyuk produksiyon film denecek kadar kapsamli olan dizi, ne kadar ''Twin Peaks'' gibi ilklerden olmasa da, ''ancak sinema filmlerinde'' olacak cekimleri TV ekranina tasimasiyla baya kaliteli oldugunu cok yonden ispatlamistir.
Ana konusu daha cok uzaylilar tarafindan dunyayinin istila etmesi kacinilmaz oldugu icin ''yok olmaktansa kole oluruz'' gibilerinden isbirlikci derin devlete (MIB - kara adamlara) karsi iki FBI ajanin mucadelesini ve maceralarini anlatir. Tabi yukarda degindigim gibi ana konudan ayri olarak cogu bolumunde farkli olaylarda kahramanlarimizin etrafinda ceyran eder.
Lone Wolf and Cub
15.04.2005 - 22:33Tokugawa Shogunate(başkumandanlıgi) tarafindan yonetilen Japonya'da ''daimyo''larin (feodal beylerin) uzerinde buyuk vergiler bindirilmistir. Shogunate en kucuk bir itatsizligi idamla cezalandirma hakkina sahip oldugundan nerdeyse kimse gik cikartamaz. Bu acimasiz yasalari uygulamak icin uc grup gorevlendirilmistir:
Birincisi, ''ajanlar'' grubudur, sadakatsizlige gidebilecek her adimi izlerler. ''Kurokuwa'' klanindandir.
Ikincisi, ''suikastçiler'' grubudur, cocuk-yasli-kadin ayirt etmeden, devletin planlarina tehdit eden ya da ters gelen herkesi oldururler. ''Yagyu'' klanindandir.
Ucuncusu, ''cellat'' tek kisidir, devletin planlarina tehdit eden ya da ters gelen ''daimyo''larin ''seppuku'' (intihar ayini yani harakiri) yapmalarinda (baslarini keserek) yardimci olur. Shogunate'in ozel amblemini tasir, ''Yagyu'' klanindandir. ''Ikinci'' olarak da bilinen cellatimiz 40 yildir bu isi onuru ile yapan, anti-kahramanimiz, Ogami Itto'dur...
Ogaminin yerine goz diken Yagyu klaninin icine girmis olan seytani klan, Ogama Itto'nun bebegi haric karisi, sulalesi, hizmetkarlari bile dahil herkesi oldururler ve onu cok adi bir oyuna getirip gorevinden ve hayatindan etmek isterler. Kurallar, prensipler, toreler, gelenekler kisacasi ''bushido'' ile bagli olan samurayimiz, artik intikam yemini alir ve ne bir kural ne de bir his taniyan, bir ifrit olacaktir. Kilicini 500 yene kiralayabilirsiniz ama gururunu asla alamayacaginiz bir ronin (efendisiz samuray) olur. Artik onunde kimse, ne ninjalar, ne samuraylar, ne ceteler, ne de ordular, durabilecektir.
ve daha idrak etme cagina bile gelmemis bebegin onune top ve kilicini koyar. Bebegin anlamadigini bilir ama yolun zorlugu icin olum ve yasam arasinda tercih verir. Topsa annesinin yanina (yani obur tarafa) , kilic ise kendisiyle goturecektir. Bebek kilici secer, ve baba uzgun olarak keske topu secseydin senin icin daha hayirli olur deyip kanli macerasi baslar:
Serileri:
Sword of Vengeance - 1972
Baby Cart at the River Styx - 1972
Baby Cart to Hades - 1972
Baby Cart in Peril - 1972
Baby Cart in the Land of Demons - 1973
White Heaven in Hell - 1974
Filmi:
Shogun Assassin - 1980
Lone Wolf and Cub
14.04.2005 - 13:54Kill Bill filmindeki sprey gibi fiskiran kan efeklerini hatirlarsaniz, 1972 - 1973 yillarinda cekilmis Japon seri filmi olan Lone Wolf and Cub'in bir cok yonden Tarantino'yu etkilemistir.
Belki eski olduklarindan ses ve gorsel efektler basit gorunebilir ama sanki hic bir kurala bagli olmadan yapilan bu filmlerin yaninda Tarantino'nun filmleri olsun diger Holywood filmleri kuzu gibi kalir.
''Kozure Okami'' olarak bilinen bu seri film ''Babycart'' diye de bilinir. Shogun Assassin diye de tum serileri icine alan filmi de vardir.
Quentin Tarantino'nun takdir edilecek cok yonu vardir ama ondan yillar once bu filmler zaten sinirlari coktan zorlamis ve cok yonden bati sinemasini kokten etkilemislerdir. Iste Tarantino'nun esas takdir ettigim yani sudur ki, bu filmlerin bir daha taninmasinda kopru olmustur. Dogunun ve uzak dogunun etkileri saymakla bitmez. Lone Wolf bunlardan sadece biri...
kill bill
14.04.2005 - 00:05Lone Wolf and Cub serisinden cok etkilenilmistir.
Road Home
14.04.2005 - 00:03yakin ama cok uzaklarda unutulmus, bilinmeyen, tahmin edilmeyen bir yerlerde... o yabancilastigimiz saf duygularin yasandigini gormek... icin icinde, diplerde hala oldugunu yeniden hissetmek... yoksa o manzaralari gurultuye, egzos dumanina, betonlasmaya, su kahrolasi sehirlesmeye sattigimizdan mi hatira gibi?
O zaman unutanlar, ustunu ortenler, kacanlar, gomenler icin: Wo de fu qin mu qin
arabesk
10.04.2005 - 15:59insanin kucuk dunyasinda yarattigi buyuk yanardag...
müslüman bilginler
08.04.2005 - 19:30bazi insanlar karnalikta kaldiklarinin bile farkinda degiller... Iste bilgi yok fikir cok...
Tarihte ne mucadeleler oldu, ruhumuz bile duymaz. Yasli tarih ne meydanlara tanik oldu. Sadece su alimlerimizin bulduklari isimleriyle anilmamasi icin ne kalleslikler yapildi... Ama iste iktidarda olanlar yazar tarihi.. Bilgi o yuzden gozden uzak, millet de zaten biraz zahmet edip uzanmiyor...
Mesela su kosinus ve sinusun tarihine bir zahmet edip bakilsa. Gercek isimlerini kullanmak icin avrupaya bu bilgiyi tasimaya calisan papa bile oldurulmustur. Ortulu, gomulmus bir tarih, gonulden gecen, canlar biraz ugrassin cikarsin. Ama nerdeee, onlar da bir toprak atar, ustune ustluk tukururde.... Bazilari ise arkasina donup umursamaz. Neyse ne desek fark etmez, inanmazlar.
Gozleri hep bir egri arar, insaniz ya bulurlar da. Ama bilmezler mi ki kendi tarihlerini, kendi kimliklerini gomuyorlar. Dine tepkiden tarihi daha da gomun gomun, hic bir delil hic bir dusunce kalmayincaya kadar gomun o zaman kendi basiniza hakli olursunuz.
logaritma
08.04.2005 - 18:47Gunumuzde logaritma denilen, logaritma cetvelleri ve logaritma kavramlarini ilk defa bulan ve gelistiren el-Harzem adlı musluman turk kokenli bilgindir. Ogrencileri ve ondan sonra gelen alimlerimizde daha da logiritmayi gelsitirmislerdir.
Devasa
08.04.2005 - 18:41''anaa! ! ! o da ne! ! ! '' dedirtten cinsten
Kral Arthur
08.04.2005 - 17:49kendisine ait gibi gosterilen efsanelerin (acidim hepsi demiyorum) cogu Kral Arthur'a degil, esas Keltiklerin destanlardaki kahramanlara aittir, yani ruhban sinifinin Keltik destanlarini degistirip keltikleri Roma'nin hakimeyetine getirmek icin uydurulmus propogandalardir.
diferansiyel hesabı
08.04.2005 - 12:18bebek coktan dogmus buyumus yurmeyi ogrenmis ergenlik cagini gecmis, biz burada yasli bir tarihten bahsediyoruz, eski yunandan romaya, islam dunyasindan osmanliya, ronesanstan uzay cagina kadar hala durmadan buyugen bir cocuktan...
kimya
08.04.2005 - 11:49bebek coktan dogmus buyumus yurmeyi ogrenmis ergenlik cagini gecmis, biz burada yasli bir tarihten bahsediyoruz, eski yunandan romaya, islam dunyasindan osmanliya, ronesanstan uzay cagina kadar hala durmadan buyugen bir cocuktan...
diferansiyel hesabı
08.04.2005 - 01:09alimlerimizin bu hizmetleri sohret ve para icin degil Allah rizasini kazanmak icin bedavadan yaptiklarini da belirtmek gerek... Ilim o zamanlar hayr isiyidi.
diferansiyel hesabı
08.04.2005 - 00:59o zamanlar patent diye bir sey yoktu, kesifler, buluslar, icatlar gibi ilmi faliyetler halka hizmet olarak yapilirdi. Vakiflarin destegi ile ilmi calismalar desteklenirdi. Allah'in ilmini parselleme ya da ustunden para kazanma gibi bir ac gozluluk soz konusu degildi.
Yuzyilimizda da bu idrakta bilginler yasamis gecmistir ama para ve guc duskunleri telif haklari, patent gibi zorbaliklarla bilmi ticaretlestirmeyi surdurmuslerdir. (mesela bkz. Nikola Tesla)
iggy pop
07.04.2005 - 22:13David Bowie ile isimleri baya birlikte gecer. 1967'ten 1974 yilina kadar unlu ''The Stooges'' grubuyla taninir. 1972'nin baslarinda David Bowie, Iggy ile birlikte grubu daha da unlu yapar. Artik sevgilimiydiler neydiler onemli degil ama en cilgin zamanlarini yasadilar. David Bowie'nin golgesi altinda kalsa da Garage/punk turunun efsanevi ismi oldugunu da belirtmek lazim...
iggy pop
07.04.2005 - 22:05belgeseliniden sonra en son electro-vixen denilen Peaches ile Kick It video klipinde gordum, melodisi ve zombili clibi ile baya iyidi...
iggy pop
07.04.2005 - 22:00''I Wanna Be Your Dog'' ile ''Sid and Nancy'' ve ''Lock, Stock and Two Smoking Barrels'', ''Nightclubbing'' parcasiyla Trainspotting gibi filimlerin muziklerinde yer almistir.
Sid and Nancy, Color of Money, Tank Girl gibi 15 filmde rol almistir. Crow 2 (City of Angels) filimde de kotu adami oynamisti
iggy pop
07.04.2005 - 21:54gici basi disarda gecimini saglamak icin hala konserden konsere kosan yasli punkci.
cebir
07.04.2005 - 21:44''Hesâb-ül Cebr vel Mukabele'' eseri ile cebirin temellerinin atan ilk kisi turk kokenli musluman bilgin el Harezmi'dir.
tıp
07.04.2005 - 21:39Tıpta bir deha olan İbn-i Sina’nın eserleri Avrupa üniversitelerinde 600 sene temel kitap olarak okutulmuştur.
gözlük
07.04.2005 - 21:38İbn-i Heysem, optik ilmin kurucusudur. Görme olayının gözden çıkan ışınlarla değil, dışarıdan gelen ışınlar yoluyla olduğunu ispat etti. Gözlüğü ilk defa keşfetme şerefi ona aittir.
küçük kan dolaşımı
07.04.2005 - 21:37''13. yüzyılda bilim adına önemli gelişmelere damgasını vurmuş olan bir başka isim de İbn Nefis adıyla tanınan Alaeddin Ali ebi'l-Hazam el-Kureyşi'dir. Mu'cezü'l-Kanun adlı ünlü eserinde İbn Nefis, pekçok tıbbi açıklamada bulunmuş ve oldukça rağbet görmüştür. Eserin en önemli özelliği, İbn Nefis'in küçük kan dolaşımını tıpkı 16. yüzyılda bu dolaşımı Harvey'den önce tarif eden Michel Servetus gibi tarif etmesidir.
Servetus'un, İbn Nefis'ten yaklaşık üç yüzyıl sonra küçük dolaşımı açıklaması ve onunla aynı anatomik yapıyı tarif etmesi son derece önemli bir konudur. Çünkü o döneme kadar klasik inanç, anatomide septumun (bir organın iki ayrı bölümünü birbirinden ayıran ayırıcı zar veya duvar) geçirgen olduğu yönündedir. Oysa İbn Nefis, herhangi bir gözleme dayanmadan septumun geçirgen olmadığından yola çıkmış ve bu sonuçlara varmıştır. Nitekim sonraki yüzyıllarda septumun geçirgen olmadığı gözlemlerle ispatlanmıştır.
İbn Nefis, kuşkusuz bu önemli keşfi ile tıp tarihinin en önemli isimlerinden biridir. Yaptığı keşfin önemi ve değeri kendisinden üç yüzyıl sonra ortaya çıksa da Osmanlı dönemine büyük faydaları dokunmuş önemli tıp adamı vasfını korumuştur...''
Toplam 2591 mesaj bulundu