Cem Nizamoglu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • uyuşturucu

    19.10.2003 - 15:48

    http://www.uyusturucu.gen.tr/

  • çanakkale

    19.10.2003 - 15:48

    http://www.canakkale.gen.tr/

  • osmanlı

    19.10.2003 - 15:47

    http://www.osmanli700.gen.tr/

  • mustafa kemal atatürk

    19.10.2003 - 15:46

    http://www.ataturk.net/

  • deprem

    19.10.2003 - 15:42

    http://www.afet.gen.tr/

  • bir mayıs

    19.10.2003 - 15:39

    KANLI 1 MAYIS: 34 ÖLÜ

    Ancak, tarihler 1977 yılını gösterdiğinde tarihe 'Kanlı 1 Mayıs' olarak geçen büyük olaylar yaşandı. Taksim Meydanı'nda düzenlenen miting sırasında vatandaşların üzerine ateş açılması sonucu 34 gösterici hayatını kaybetti.1979 yılı 1 Mayısı'nda ise Sıkıyönetim Komutanlığı'nın sokağa çıkma yasağına karşın Türkiye İşçi Partisi (TİP) Başkanı Behice Boran, Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) Başkanı Ahmet Kaçmaz, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Abdullah Baştürk ile bazı sendikacı ve göstericiler yasağa uymadıkları için tutuklandılar.

    1980 Askeri Darbesi sonrası 1 Mayıs kutlamaları Türkiye'de süresiz yasaklanırken,1981'de de 1 Mayıs tatil olmaktan çıkarıldı.

    Son olarak,1 Mayıs 1996 yılında İstanbul Kadıköy'de yapılan kutlamalarda 3 gösterici hayatını kaybetti.

    (yazının tümü: www.ozgurpolitika.org/2002/05/01/hab41.html

  • bir mayıs

    19.10.2003 - 15:37

    1 Mayıs 1672 Joseph Addison doğdu.

    1 Mayıs 1918 Ermeni komitacılar, Kars'ta, aralarında çocukların da bulunduğu 60 müslümanı katletti.

    1 Mayıs 1923 Romancı Joseph Heller, New York'un Brooklyn semtinde doğdu.

    1 Mayıs 1935 Aydın demiryolu hükümetçe satın alındı.

    1 Mayıs 1941 II. Dünya Savaşı'nın kapılarımıza kadar dayanması üzerine İstanbul'un tahliyesine (boşaltılmasına) başlandı.

    1 Mayıs 1944 Tokat'ta Gürmenek Barajı açıldı.

    1 Mayıs 1948 Hürriyet Gazetesi Sedat Simavi yönetiminde yayın hayatına girdi. Kuruluş,20 Aralık 1960 tarihinde anonim şirket oldu.

    1 Mayıs 1964 Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü kuruldu.

    1 Mayıs 1968 Hürriyet Haber Ajansı (HHA) kuruldu.

    1 Mayıs 1969 Gazete satışlarında tiraj rekoru kırıldı. Türkiye'de ilk kez bir gazete 1 milyon adet basıldı.21. kuruluş yıldönümünde Hürriyet Gazetesi bir milyonun üzerinde baskı yaparak rekor kırdı.

    1 Mayıs 1976 İstanbul'da 1 Mayıs İşçi Bayramı Taksim Meydanı'nda kutlandı. DİSK'in düzenlediği etkinliğe çevre illerden gelen işçiler de katıldı.

    1 Mayıs 1976 Zeki Ejder adında 36 yaşında Sarıkamışlı bir Türk işçisi Paris-İstanbul seferini yapan 'İzmir' isimli THY uçağını 253 yolcusu ve 11 mürettebatı ile kaçırdı.

    1 Mayıs 1979 29 Nisan'da alınan sokağa çıkma yasağı kararına rağmen partililerle sokağa çıkan TiP Genel Başkanı Behice Boran ve TSiP Genel Başkanı Ahmet Kaçmaz gözaltına alındı.

    1 Mayıs 1993 Aydınlık Dergisi kuruldu.

    1 Mayıs 2002 Galatasaray ile Leeds United takımları arasındaki futbol maçı öncesinde 2 İngiliz taraftarın ölümüyle sonuçlanan olaylara ilişkin davada, sanık Ali Ümit Demir 15 yıl ağır hapis,6 sanık da 3 ay 20’şer gün hapis cezasına çarptırıldı.

    1 Mayıs 2003 Bingöl'de 6.4 büyüklüğünde deprem oldu, çoğu öğrenci 167 kişi öldü,521 kişi yaralandı.

    kaynak: www.kronoloji.gen.tr

  • bizans

    19.10.2003 - 15:19

    1. Constantinus'un saltanatı veya Bizans'ın doğuşu:

    Diocletianus'tan sonra tahta çıkan 1. Constantinus (306-337) , Ceaser Constantinus 1. Chlorus'un oğluydu ve tüm rakiplerini bir bir ortadan kaldırarak imparatorluğun birliğini sağladı. Constantinus, batıda Milvius Köprüsü Savaş'ında Augustos Maxentius'a karşı zafer kazandı ve Maxentius kendisine 312'de Roma'yı teslim etti; 324'te Agustus Licinus Licinianus'u Hadrianpolis (Edirne) Savaş'ında yenerek bütün doğuya hakim oldu.

    Roma İmparatoru 1. Constantinus'la birlikte Bizans uygarlığı çağı da başladı; çünkü saltanatı zamanında tarihin en önemli olaylarından biri meydana geldi: Hıristiyanlık'ı kabul ederek, bu dini, paganlığa karşı yüceltti. Hıristiyanlık, önceleri sadece bir din olarak tanındı (313'te vicdan özgürlüğünü ilan eden Milano fermanı) . Daha sonra Constantinus 320'li yıllarda Hıristiyanlık'ı benimsedi ve Licinius Licinianus'a karşı kazandığı zafer, geleneksel olarak paganlığa karşı Hıristiyanlık'ın zaferi olarak kabul edildi. Constantinus, her zaman kilisde uzlaşma ve huzuru sağlamaya özen göstermiş, bunu Birinci İznik Konsili'yle (325) kanıtlamıştı. Konsili toplamasındaki amaç, Hıristiyanlarla Ariusçular arasındaki kavgaya son vermekti (Ariusçu öğreti Baba ve Oğul'un aynı özü taşımadığını ileri sürüyor, dolasıyla İsa peygamberin tanrısallığını yadsıyordu) . Constantinus, devletin kilisenin iç işleriyle ilgilenmesini sağlayarak, daha o zaman kilisenin sahip olduğu ayrıcalığı vurgulamıştı.

    Constantinus, kuşkusuz Bizans devletinin doğşunu, kendisine bir başkent kurarak kanıtladı.; bu başkentte, Yunan ve Latin öğeleri kaynaşarak yeni bir uygarlık doğdu, böylece İstanbul,11. yüzyıl boyunca bu uygarlığın merkezi oldu. İmparatorluğun yeni yönetim ve siyasi merkezi olan kent Türklerin fethine değin yeni Roma'yı oluşturdu.

    Kaynak: Catherine Gousseff

  • laiklik

    19.10.2003 - 14:34

    İslam'ın etkin olduğu yerlerde uygulanabilmesi oldukça zor mudur gerçekten?

    Gariptir ki İslam'a zıt olarak bakılan bu kavram 12. yüzyılda kendilerine kelamcılar diyen müslümanlar tarafından uygulanmış ve dünya-din işleri birbirinden ayırmaya gidilmiştir ve çok kısa zamanda yer edinmiştir. Zor diye bakılan laiklik-İslam ilişkisi meğersem yüzyıllardır beraber yaşamış. Kaderin cilvesi olsa gerek, eskiden sözde Allah Rızasını kazanmak için yapılan bu hareket, yüzyıllardan sonra bu sefer karşı akım olarak ses buluyor. Ne demişler 'Civiyi civi söker.'

    bkz. İlim (İlk Giriş) :
    ... laiklik, yani “din ve dünya işlerini birbirinden ayırma” İslam tarihinde 12. yuzyılda müslümanların düşünce ve eğitim hayatına girmeye başlamıştır. Bunun sonucu olarak da felsefe, fizik, kimya, astronomi, matematik ve biyoloji gibi araştırma konuları, din ilmi olmadığı gerekçesiyle, medereselerin eğitim programı dışında bırakılmıştır. Ne gariptir ki, bu kavramsal bölünmeyi yapan ve savunan kelamcılar BU YOLLA ISLAM’A HİZMET ETTİKLERİNİ SANMIŞLARDIR. Ancak yetiştirdikleri müslüman insan tipi, Allah’ın yarattığı şeyleri nasıl yaratmış, şekillendirmiş, duzenlemiş ve oluşuturmuş olduğu gibi konularla, yani özet olarak gerçekliğin onemli bir kısmıyla ilgilenmeyen bir insan tipi olmuştur.

  • don juan

    18.10.2003 - 20:12

    Don Juan DeMarco

    Çekilmiş yüzlerce Don Juan film arasında 1995'te çekilmiş, iki baba ismin yani Johnny Depp ve Marlon Brando'nun başrolde oynayıp Jeremy Leven yönetiği ''Romantizm ölmedi! '' mesajını veren çok şeker bir film.

    Sanırsam bu film çekimlerinde Marlon Brando, Johnny Depp'de gençliğini görüp, aralarında çok güzel bir dostluk oluşmuştur... Hatta kimilerine göre baba-oğul ilişkisi de denilebilir. Belki filmin iyi oluşunun sırrı da burada olabilir ama bu işin püf noktası Johnny Depp'in gözü nuru olan Brave (1997) filminde pek işe yaramamıştır.

    Not: Don Huan diye yazılmaz, okunur

  • ne

    18.10.2003 - 19:49

    Farsça sanırım.

    Degil, yok manasında nefi (bir şeyin olmadığını ifade eden) edatı. Var-yok, oldu-olmadı.

    Mesela: Midanem biliyorum demektir. Başına Ne getirirseniz yani Ne-midanem, bilmiyorum olur.

  • empati

    18.10.2003 - 19:45

    Eskiden nedirde yazan dalgacı biri vardı. Sizlere ömür, atılmıştı üyelikten... Nedense empati deyince o geliyor aklıma. Cümlelere, ''şimdi ___ (hep açılan terimle) empati kuruyorum...'' diye başlardı...

  • özgür gündem

    18.10.2003 - 19:01

    ÖZGÜR GÜNDEM-Türkiye Davası

    Özgür Gündem merkez bürosu İstanbul'da olan günlük bir gazete idi. Türkçe olarak yayımlanan bir gazete olmakla beraber, tirajı yurtiçinde 45.000 adet, yurtdışında ise belirlenemeyen bir rakamdı. Kendisinden önce 1990 1992 yılları arasında yayınlanmakta olan haftalık Yeni Ülke Gazetesi ile birleşmiştir. Özgür Gündem 30 Mayıs 1992 tarihinden Nisan 1994 tarihine kadar yayınlanmıştır. Yerini farklı bir gazete; Özgür Ülke devralmıştır.

    http://www.yargitay.gov.tr/aihm/tcyaozgurgundem.html

  • özgür gündem

    18.10.2003 - 18:55

    http://www.yenidenozgurgundem.com

    Gerçek Haber, Doğru Yorum sloganı ile basın yayın organı.

  • özgür gündem

    18.10.2003 - 18:52

    http://www.ozgurgundem.com

    StarTR sanal ortam sitesi. Sohbet mohbet, linklerin olduğu bir sayfa.

  • matrix

    18.10.2003 - 18:51

    bkz. matris

  • latif

    18.10.2003 - 18:28

    Mülayim. Yumuşak. Nazik. Mütenasip.
    Güzel. Şirin. Küçük hoşa giden.
    Cisimle alakası olmayan. Göze görünmeyen.
    Çok lütf edici.
    Derin. Gizli.

  • ataerkil

    18.10.2003 - 17:16

    erkeğin egemen olduğu (çağ)

    Anaerkilde de bahsettiğim gibi erkeğin savaşla kazandığı esirler, ganimet erkeğin kabile içindeki yerini yükseltmiş çağlar ilerledikçe bu statü daha da sağlamlaşmış ve kadının eve kapanmasına, yazma-okumasına izin verilmeme, hatta güzelliğin günah olmasına kadar çok aşırı boyutlarada ulaşmıştır. Fakat endüstri devrimiyle kadın, erkek, çocuk demeden; artık kadın-erkek değilde sınıfların sömürülmesi yeni bir çağa getirmiş ama nasıl anaerkilden ataerkil dönemine geçiş dönemi varsa şimdi de başka bir geçiş dönemi başlamıştır.

  • anaerkil

    18.10.2003 - 17:08

    kadınların egemen olduğu (çağ)

    Kadın doğurduğu için ve o zamanın ilkel çağlarında çanak, çömlek gibi el işlerinde kadın daha becerikli olduğundan kadının yeri kabilenin başında olurdu ve bu yansıma tanrıları dişi olarak algılamaya yol açmıştır.

    Sonradan erkeğin başka kabilelerin insanlarını esir etmesiyle üretim el değiştirip kadının önemi yerine savaşta erkeğin önemi daha artığından ataerkil dönemine geçilmiş, bu yansıma tanrıları erkek olarak algılamaya yol açmıştır. Ama bu geçiş hemen olmamıştır. Mesela Mısır'da Tanrı-Kral erkek olsada makyajı ve giyinimiyle kadını andırması rastlantı değil geçiş döneminin izleridir.

  • üç şey

    18.10.2003 - 16:57

    Nefs-i Emmare'de olan nefsin en çok zorlandığı üç şey:

    Uyumak (ör. tembellik)
    Yemek (ör. oburluk)
    Seks (ör. sapıklık)

  • üç şey

    18.10.2003 - 16:55

    Üç Arınma:

    1. Dilde arınma,
    2. Düşüncede arınma,
    3. Gönülde arınma...

  • üç şey

    18.10.2003 - 16:54

    Üç söz

    Eskiden tekke duvarlarında levhalar olurdu. Birkaç basit kelimeden mürekkep ve fakat birkaç ömürlük dersi muhtevî... Misali çoktur. Bunların aralarında bahsini etmek istediğim üç tanesi vardır ki çok ilgimi çeker. O kadar ki hani İmam-ı Şafiî Hazretleri'ne atfedilen 'Far-z-ı muhal Kur'ân-ı Mübin olmasaydı, sahip olduğu hakikatlerin câmîliği bakımından sadece Asr Sûresi insanlığa yeterdi' sözüne nazire yaparcasına bazen 'Söz olmasaydı da sadece şu üç söz kalsaydı, cümleye insanlık ve hayat dersi vermek için kâfî gelirdi.' deyiveririm.

    Bu sözlerden birincisi 'Edeb Yâ Hû'dur. Edeb bir 'hatt' tayinidir; neyin nerede, nasıl yapılacağını bilmeyi gerektirir. Bir iz'an daveti olan bu söz sadece diğer insanlara karşı değil, insanın Rabbisi de dâhil kendisi dışındaki herşeye karşı muâmelesinde bir iç muhasebeyi işaret eder. İnsandan kaynaklanan her şeyde edeb esastır. Bir diğer ifade ile 'Edeb Yâ Hû' ile insan, dâhilî tavrını belirler.

    İkinci söz, 'Hoşgör Yâ Hû' ise bir insaf davetidir; insanın gayrisine karşı muâmelesinde esas alması gerekenin ne olduğunu ihtar eder. Gayrisinden ne muâmele görürse görsün insana düşen hoşgörmektir, tahammüldür, taşımaktır. 'Hoşgörmek' bir zaaf değil, aşkınlık ifade eder. Hakikatte işlerin kimden kaynaklandığını bilişten neş'et eden bu söz, diğer insanlara karşı muâmelede takınılması gereken tavrı ne güzel özetler. Bir diğer ifade ile 'Hoşgör Yâ Hû' ile insan, hârice karşı tavrını belirler.

    Nihayet 'Bu da geçer Yâ Hû' bir sabır davetidir. İnsan şu kısacık hayatında ne elemler, ne sıkıntılarla karşılaşır... Zaten binbir endişe ile yüklü zayıf sinesi, ne darbelere mâruz kalır... Ama bunların hiç birisi bâkî değil, geçicidir. Sadece sıkıntılar mı, herşey geçicidir. İnsana düşen bu geçiciliği idraktir. 'Bu da geçer Yâ Hû' bu anlamda bizim dışımızda gelişen hâdiselerin fânîliğini öğreten bir tesellî ifadesidir. Bir diğer ifade ile 'Bu da geçer Yâ Hû' ile insan, hâdiselere karşı tavrını belirler.

    Hâsılı 'Edeb Yâ Hû' diğer insanlar tarafından 'taşınabilme' kıvamında olmayı, 'Hoşgör Yâ Hû' herkesi 'taşıyabilme' kıvamına gelmeyi ve 'Bu da geçer Yâ Hû' da hâdisatın, kaderin hücumları karşısında 'taşmama' iradesini tâlim eder. Edebi, başkalarına tahammülü ve hayatın silleleri karşısında sabırlı olmayı tâlim ettikten sonra başka derse ya da söze ne hâcet! ..

    M. Lütfi Arslan (Dağarcık)
    http://www.sozola.com/01.sayi/45.1.htm

  • üç şey

    18.10.2003 - 16:51

    Geldim Gördüm Yendim - Veni Vidi Vici
    (Gaius Iulius Caesar)

  • üç şey

    18.10.2003 - 16:49

    amma üç şey var ama en ünlülerini yazalım:

    Para Para Para
    (napolyon)

Toplam 2591 mesaj bulundu