Dinizmide ki en çarpıçı mistizm olayıdır, tasavvufun ana konularından birisidir. Ruhu ışık gibi düşünürsek, dünyadaki bedenlerimiz esasında ruhlarımızın manevi boyuttan maddesel boyuta kadar ulaşan yansımalarıdır.
Dinimiz dışında başka inançlarda baya konu olan yansımlar genel olarak şöyle düşünülür: Işık kristala çarptığında kırılmalarla yüzlerce farklı veya benzer renklere ayrılıp yüzeye yansır. Işığı Allah olarak düşünürsek ve manevi boyuttan madde boyutuna geçiş yerinide kristala benzetirsek, bu yüce ışınğın kırılmasıyla ruhların yaratıldığı düşünülür. Yani kısaca 'bizler Allah'ın yansımasıyız' olarak düşünülür. Böylece sonsuz sayılabilecek sayıda yansımalarla hayatlar oluşur. İnsan kafasının alamayacak kadar oluşan bu olasılıklardır(yaşamalardır) bunlar. Yani Allah yaşadığımız iyi ve kötü şeyleri bizle tecrube eder ki, (uzay gibi bir bilinç altı (idrak) oluşur ki) Allah kötü şeyleri bizim kanalımızla tecrube etmek istemediğinden yine kendi kanalları olan Peygamberler'le insanları uyarır...
Esasında çok daha derin bir konu olan yansımalar çoğu sufinin ilgisini çekmiştir ama insanı şirke kolayca götürebileceğinden ve tutucu kesimden tepki gördüğünden, çoğunlukla uzak durulmaya çalışılmış ve daha çok yaradılışın sırları içersinde kalmıştır. Denilir ki, Hallac-ı Mansur efendi bu sırrlara ermiş, ve belki bu yüzden “Enel Hakk” demiştir ama dediğim gibi çok dikkatli incelenmesi gereken bir konu, sadece basit birşekilde kendimce size aktarayım dedim.
- Yassah Hemşerim Yassah! buradan geçmek yassah...
- eee eve nerden gidecem kardeşim
- ha şimdi durduğun yerden ters yöne dogru yüremeye başla, dünya yuvarlak ya, ha işte aynı yere buradan geçmeden gelirsin evine...
Metin Akpınar ve Zeki Alasya'nın muhteşem, dört bölümden oluşan, ünlü Devekuşu Kabaresi Yasaklar.
2002 yapımı, başrollerde Kevin Costner ve Susanna Thompson oynayıp Tom Shadyac yönettiği mistizme dayalı film. İlginçtir konusu, yine aynı tarihte yapılmış olan Mothman Prophecies filmine çok benzer.
Alman-ABD yapımı filmi 'Im Zeichen der Libelle' olarak da bilinir. Daha önce kurtla hoplayıp zıpladığı için Kızılderilliler Kostner'a, Kurtlarla Dans Eden adam dediği için bizde bu filme Hayaletlerle Dans adını verelim.
Bu filmin esasında bir anımı çağrıştıryor hep. İstanbul'da sağanak yağmurdan Taksim sel götürdüğü için sinemaya girip bu filmi izlemiş ve konsolosluğa sabahın 5inde gittiğimizden öğleyin 15 dakika da uyumamız için iyibir sığanak olmuştu...
Zümre, bölük, cemaat, grup, sınıf, takım, cins anlamlarına geldiğine göre Üst Sınıf gibi anlamlarda da kullanabilinir. Yinede bana Yüksek Zümre (Havas, saray...) Edebiyatı'nı çağrıştırığından yani Divan Edebiyatı'na verilen isimlerden birisi olarak açılmış bir başlık olabilir.
Bu şiirden esinlenip yapılan başka şarkılarda var. Mesela Fiddler's Green ve daha önce şarkı sözlerini yazdığım gruplar gibi. Bunun dışında belki bazılarının şiirlen alakası yok ama aşağıdaki şarkılar Annabel Lee'nin adını çağrıştırdığından sadece isimleriyle belirteyim dedim:
Annabel (by Hans De Booy)
Annabella (Aphrodite`s Child)
Annabella (Rupert Holmes)
Annabella Umberella (Elton John)
Annabella's Song (Everclear)
Annabelle (Neal Casal)
Annabelle Lee (Harry Belafonte)
''Bakınız'' yani ''Bkz.''nı daha çok Nedir Bölümü içinde konuyla ilgi daha önce yazdıklarıma ulaşılması için Link (bağlantı) olsun diye veriyorum.
Esasında Ekşi Sözlük'te olduğu gibi manual bir link (bağ) oluşturabilse daha iyi olurdu ama ne yapalım elimizde olan otamatik 'Bakınız' linkler ile bağlantı verecez. O yüzden bkz. gördüğünüzde yazının aşağısındaki 'Bakınız'daki linklere bakıp denilen başlığa bakmanız daha yararlı olur. Tabi bazıları bu işlevi suistimal edip olmayan linkler verse de işlevini yitirmemesi açısından dediğim gibi kullanılması bence daha doğru olur.
Tabi başka bir sorunda başlıkta çok yazı olması. Mesela 'bkz. Kuranı Kerim' dememle istenilen yazı biraz zor bulunur.' Bkz. Kuranı Kerim - 43. giriş' bile desem bazı yazılar silidiğinden ve numaraları olmadığından yine aynı sorun. O zaman belki 'Bakınız Kuranı Kerım - 10.06.03 tarihli giriş' demem en doğrusu olur. Yine de bu konuyu sitenin yetkileleri gözden geçirip daha kullanışlı bir çözüm getirirlerse sevinirim. Böylece aynı yazıyı bir daha bir daha başka başlıklar altında yazılması engellenmiş olunur...
Seni seviyorum demeden önce, kimi seviyoruz ve niçin seviyoruz sorularına cevap vermemiz daha doğru olur bence. Birisini kaşı-gözü için mi yoksa konumu veya karakteri için mi seviyoruz?
Benim tanık olduğum, çoğu kişin sevmek duygusuyla başka duygularını birbirine karıştıyor. İnsan yemek ya da araba değil ki sadece görünüşü, işlevi gibi nedenlerden dolayı sevilsin ama insan yaradılış itabariyle çıkarcı ve seçiçi olduğundan sevmek için nedenler arıyor. Aradağını bulmayınca sevmiyor ve sonunda sevmek için, favori yemeği gibi karşısından tat arıyor ve yemeği soslarmış gibi de daha çok sevmek için sebebler koyuyor.
Seçiçiysek o zaman bilelim ki sevgi altından daha değerli. Çerez değil ki ulu orta hep söylensin... Altını değerli yapan neyse sevgiyi yapanda odur yani seni seviyorum az söyleniyor diye şikayet etmememiz lazım çünkü nadir olduğunu bilip değerini bilmemiz lazım. Seni seviyorum diyorsak sorumluluğunu bilmemiz gerekir, çünkü kim, değerli olan bir şeyini kaybetmek ister?
Bir de en son sunu soylemek ıstiyorum, nasıl sevilmek istiyorsak sevdiğimize de bunun bilinciyle seni seviyorum diyelim...
İngilizcede: Romantik hikaye, efsane, destan, Viking destanı, eski İskandinav masalı, eski İskandinav öyküsü
(software.estr.com)
Birde daha çok fantazi kitaplarında bölümlere verilen isimdir. Herhalde birinci, ikinci Efsane ya da destan anlamına geldiğinde böyle hikayeyi kısımlara ayırıyorlar.
Manchester'a ziyaret ettiğinde tanışmıştım. Çok akıllı ve gençlere çok değer veren bir politikacı. Dili daha önce yandığından yoğurdu üfleyerek yiyen T.C. başbakanı.
Bir şiir okudu diye başı belaya giren ve bir şey yapsada partisini kapatalım diye başında aç akbabalar uçuşurken nasıl olurda dürüst değil, iki yüzlü diye tonlarca karalamalar yapılıyor şaşırıyorum. Demokrasi, konuşma ve düşünce özgürlüğü diye bağırıp sonra işine gelmeyince Tayyip'i yerin dibine geçirenlere ne demeli bilemiyorum.
Hayatı ile ilgili bilgiler için: www.kimkimdir.gen.tr
Fleetwood Mac grubunun ünlü bayan vokalisti Stevie Nicks'in Poe'nun Annabel Lee şiirini söylüyor, sözler aynı ama son kıtasında biraz değişiyor:
.....
My life, my life, I lie down by the side of my darling
My life, my life, my bride
I lie down...
I lie down by the side
I lie down
Oooh, I lie down...
İlginçtir deniz yoktur ama şehrin adı Denizli'dir, bir de üstüne (hatırladığım kadarıyla) bu şehrimiz de Ada (çorap) tekstil, Hasan Tekin Ada Lisesi, Ada mağzaları, Ada köyü, Grup Ada protest muzik grubu, Ada Fuarcılık, vb. vardır.
ada deyince benim de aklıma Kuşadası gelse de çok daha değişik anlamları da vardır.
Dil bilgisinde Harf-i Cerre denir: kendinden sonra gelen ismi cerreder (kendine doğru çekmek) yani ''den başka, den gayrı'' manasına gelir. Mââdâ da ada gibi ''dan-den gayrı'' anlamına gelir.
A'da diye yazılırsa çoğul olarak düşmanlar ya da en zalim, en çok düşmanlık eden olarak da kullanılır.
Oh Annabel Lee, forever in my dreams.
You know you've still got a piece of my heart.
You've had it right from the start.
Oh Annabel Lee, stop haunting my dreams.
Yours is the face that I see in the dark, in the dark.
Into the darkness,
Farther, my heart slips.
Into the darkness,
Into the sea.
Oh Annabel Lee, the ocean calls to me.
In the spring when our love had its start.
Oh Annabel Lee, forever trapped by the memories,
In the sepulchre of my heart.
Black cats they scurry by in the night.
They tell me where you are.
In the chill of november
And now the kingdom is in ruins.
Just a memory of you and me.
Will you release me?
Into the darkness,
Farther, my heart slips.
Into the darkness,
Into the sea.
Oh Annabel Lee, those nights seem so long ago.
When my heart didn't feel so old.
Oh Annabel Lee, call your name for eternity.
Long as the stars shall burn and the moon glows.
The ocean whispers in night air
And you once were with me there.
Do you remember?
And I'm speaking your name.
Though it's over, think of me.
Will you release me?
Into the darkness,
Farther, my heart slips.
Into the darkness,
Into the sea.
Animasyon ve değişik türde kuklalar kullanarak okuma, yazma, matematik, el işleri, sanat dalları, temizlik, trafik kuralları gibi temel konularda çoçukları eğlendirirken eğiten bir program.
Susam Sokağı ilk olarak 1969'da National Educational TV'de gösterime girdi. Hiç bir programın alamadığı kadar EMI ödülü aldı. Kurabiye Canavarı, Kont Drakula, Minik Kuş, Kermit gibi Muppet kuklaları, Edi ve Büdü gibi nice kahramanları ve ünlü konuk sanatçılarıyla hala 125 ülkede gösterimde olan ve günde yaklaşık 46 milyon çocuğun izlediği ve daha milyonlarca insanın bilmesi de cabası...
Belki globalleşmenin tek insan tipi yaratma amacına güzel bir örnek olsa da ister sakat ister sporcu olsun dünya çocuklarını kültürleriyle birbirini de tanıtımını göz ardı etmemek lazım.
B. Beck Hansen (8 July 1970 - Los Angeles, California, ABD)
Daha önceden albüm çıkartmış olmasına rağmen ününü Mellow Gold'taki şakısı Looser ile yapmıştır.
Sea Change 2002
Midnite Vultures 1999
Mutations 1998
Odelay 1996
One Foot In The Grave 1994
Mellow Gold 1994
Stereopathetic Soul Manure 1994
A Western Harvest Field by Moonlight 1994
Golden Feelings 1993
Daha geniş bilgi için: www.beck.com
Hayatı: http://www.vh1.com/artists/az/beck/bio.jhtml
(Melih Cevdet Anday tarafından yapılmış iyi bir çeviri)
Annabel Lee
Senelerce senelerce evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiç bir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni.
O çocuk ben çocuk memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil kara sevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırlardı bizi.
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi-
Evet! -bu yüzden(şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutunun rüzgarından
Üşüdü gitti annabel lee.
Sevdadan yana, kim olursa olsun,
Yaşça başça ileri,
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat göklerdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee:
Ay gelir ışır, hayalin irişir
Güzelim annabel lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee:
Orda gecelerim, uzanır beklerim
Sevgilim, sevgilim, hayatım, gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni.
bir ses duyulsa...koşsam sesin geldiği yere...katılsam o seslere...o sesleri çıkarsam...duyulsa seslerimiz...katılsa bütün sesler...ah keşke bir olsa sesler sessizliğin içinde de...bir ses duyulsa...sessizliği bozsak
yansımalar
07.11.2003 - 18:38Dinizmide ki en çarpıçı mistizm olayıdır, tasavvufun ana konularından birisidir. Ruhu ışık gibi düşünürsek, dünyadaki bedenlerimiz esasında ruhlarımızın manevi boyuttan maddesel boyuta kadar ulaşan yansımalarıdır.
Dinimiz dışında başka inançlarda baya konu olan yansımlar genel olarak şöyle düşünülür: Işık kristala çarptığında kırılmalarla yüzlerce farklı veya benzer renklere ayrılıp yüzeye yansır. Işığı Allah olarak düşünürsek ve manevi boyuttan madde boyutuna geçiş yerinide kristala benzetirsek, bu yüce ışınğın kırılmasıyla ruhların yaratıldığı düşünülür. Yani kısaca 'bizler Allah'ın yansımasıyız' olarak düşünülür. Böylece sonsuz sayılabilecek sayıda yansımalarla hayatlar oluşur. İnsan kafasının alamayacak kadar oluşan bu olasılıklardır(yaşamalardır) bunlar. Yani Allah yaşadığımız iyi ve kötü şeyleri bizle tecrube eder ki, (uzay gibi bir bilinç altı (idrak) oluşur ki) Allah kötü şeyleri bizim kanalımızla tecrube etmek istemediğinden yine kendi kanalları olan Peygamberler'le insanları uyarır...
Esasında çok daha derin bir konu olan yansımalar çoğu sufinin ilgisini çekmiştir ama insanı şirke kolayca götürebileceğinden ve tutucu kesimden tepki gördüğünden, çoğunlukla uzak durulmaya çalışılmış ve daha çok yaradılışın sırları içersinde kalmıştır. Denilir ki, Hallac-ı Mansur efendi bu sırrlara ermiş, ve belki bu yüzden “Enel Hakk” demiştir ama dediğim gibi çok dikkatli incelenmesi gereken bir konu, sadece basit birşekilde kendimce size aktarayım dedim.
yasak
07.11.2003 - 18:00- Yassah Hemşerim Yassah! buradan geçmek yassah...
- eee eve nerden gidecem kardeşim
- ha şimdi durduğun yerden ters yöne dogru yüremeye başla, dünya yuvarlak ya, ha işte aynı yere buradan geçmeden gelirsin evine...
Metin Akpınar ve Zeki Alasya'nın muhteşem, dört bölümden oluşan, ünlü Devekuşu Kabaresi Yasaklar.
yusufçuk
06.11.2003 - 19:46İngilizcesi Dragonfly.
2002 yapımı, başrollerde Kevin Costner ve Susanna Thompson oynayıp Tom Shadyac yönettiği mistizme dayalı film. İlginçtir konusu, yine aynı tarihte yapılmış olan Mothman Prophecies filmine çok benzer.
Alman-ABD yapımı filmi 'Im Zeichen der Libelle' olarak da bilinir. Daha önce kurtla hoplayıp zıpladığı için Kızılderilliler Kostner'a, Kurtlarla Dans Eden adam dediği için bizde bu filme Hayaletlerle Dans adını verelim.
Bu filmin esasında bir anımı çağrıştıryor hep. İstanbul'da sağanak yağmurdan Taksim sel götürdüğü için sinemaya girip bu filmi izlemiş ve konsolosluğa sabahın 5inde gittiğimizden öğleyin 15 dakika da uyumamız için iyibir sığanak olmuştu...
yüksek zümre
06.11.2003 - 19:25Zümre, bölük, cemaat, grup, sınıf, takım, cins anlamlarına geldiğine göre Üst Sınıf gibi anlamlarda da kullanabilinir. Yinede bana Yüksek Zümre (Havas, saray...) Edebiyatı'nı çağrıştırığından yani Divan Edebiyatı'na verilen isimlerden birisi olarak açılmış bir başlık olabilir.
dağlar
06.11.2003 - 19:14DAĞLAR DAĞLAR
Başımda saçlarım karlı
Deli rüzgarlarım vardı
Ovalar bana çok dardı
Benim meskenim dağlardır dağlar
Şehirler bana bir tuzak
İnsan sohbetleri yasak
Uzak olun benden uzak
Benim meskenim dağlardır dağlar
Kalbime benzer taşları
Heybetli öter kuşları
Göğe yakındır başları
Benim meskenim dağlardır dağlar
Yarimi ellere verin
Sevdamı yellere verin
Yelleri bana gönderin
Benim meskenim dağlardır daglar
Bir gün kadrim bilinirse
İsmim ağza alınırsa
Yerim soran bulunursa
Benim meskenim dağlardır dağlar
Sezen Aksu
annabel lee
06.11.2003 - 19:12Bu şiirden esinlenip yapılan başka şarkılarda var. Mesela Fiddler's Green ve daha önce şarkı sözlerini yazdığım gruplar gibi. Bunun dışında belki bazılarının şiirlen alakası yok ama aşağıdaki şarkılar Annabel Lee'nin adını çağrıştırdığından sadece isimleriyle belirteyim dedim:
Annabel (by Hans De Booy)
Annabella (Aphrodite`s Child)
Annabella (Rupert Holmes)
Annabella Umberella (Elton John)
Annabella's Song (Everclear)
Annabelle (Neal Casal)
Annabelle Lee (Harry Belafonte)
bakınız
06.11.2003 - 18:40Kısa yazılışı Bkz.
''Bakınız'' yani ''Bkz.''nı daha çok Nedir Bölümü içinde konuyla ilgi daha önce yazdıklarıma ulaşılması için Link (bağlantı) olsun diye veriyorum.
Esasında Ekşi Sözlük'te olduğu gibi manual bir link (bağ) oluşturabilse daha iyi olurdu ama ne yapalım elimizde olan otamatik 'Bakınız' linkler ile bağlantı verecez. O yüzden bkz. gördüğünüzde yazının aşağısındaki 'Bakınız'daki linklere bakıp denilen başlığa bakmanız daha yararlı olur. Tabi bazıları bu işlevi suistimal edip olmayan linkler verse de işlevini yitirmemesi açısından dediğim gibi kullanılması bence daha doğru olur.
Tabi başka bir sorunda başlıkta çok yazı olması. Mesela 'bkz. Kuranı Kerim' dememle istenilen yazı biraz zor bulunur.' Bkz. Kuranı Kerim - 43. giriş' bile desem bazı yazılar silidiğinden ve numaraları olmadığından yine aynı sorun. O zaman belki 'Bakınız Kuranı Kerım - 10.06.03 tarihli giriş' demem en doğrusu olur. Yine de bu konuyu sitenin yetkileleri gözden geçirip daha kullanışlı bir çözüm getirirlerse sevinirim. Böylece aynı yazıyı bir daha bir daha başka başlıklar altında yazılması engellenmiş olunur...
seni seviyorum
06.11.2003 - 18:06Seni seviyorum demeden önce, kimi seviyoruz ve niçin seviyoruz sorularına cevap vermemiz daha doğru olur bence. Birisini kaşı-gözü için mi yoksa konumu veya karakteri için mi seviyoruz?
Benim tanık olduğum, çoğu kişin sevmek duygusuyla başka duygularını birbirine karıştıyor. İnsan yemek ya da araba değil ki sadece görünüşü, işlevi gibi nedenlerden dolayı sevilsin ama insan yaradılış itabariyle çıkarcı ve seçiçi olduğundan sevmek için nedenler arıyor. Aradağını bulmayınca sevmiyor ve sonunda sevmek için, favori yemeği gibi karşısından tat arıyor ve yemeği soslarmış gibi de daha çok sevmek için sebebler koyuyor.
Seçiçiysek o zaman bilelim ki sevgi altından daha değerli. Çerez değil ki ulu orta hep söylensin... Altını değerli yapan neyse sevgiyi yapanda odur yani seni seviyorum az söyleniyor diye şikayet etmememiz lazım çünkü nadir olduğunu bilip değerini bilmemiz lazım. Seni seviyorum diyorsak sorumluluğunu bilmemiz gerekir, çünkü kim, değerli olan bir şeyini kaybetmek ister?
Bir de en son sunu soylemek ıstiyorum, nasıl sevilmek istiyorsak sevdiğimize de bunun bilinciyle seni seviyorum diyelim...
zekat
06.11.2003 - 17:29Nisab miktarı mala, paraya sahip olan Müslümanın kırkta birini fakirlere sadaka vermesi ve bu verilen sadakaya denir.
Ziyadeleşme (ziyade: artan, fazla kalan, çok bol, çoğalma...) , artma, temizlik, taharetanlamlarına da gelir.
Zekat, İslamın köprüsüdür. Asiyet muhafaza eder, ilahi esaslardandır...
Zekat ile sadakanın layık oldukları mevkilerini bulmak için bir kaç şart vardır:
1. Sadakayı vermekle israf olmaması.
2. Başkasından alıb başkasına vermek suretiyle halkın malından olmayıp kendi malından olması.
3. Minnetle in'amın (nimet vermenin) bozulmaması. (Çünkü veren Allah'dır, kul ise vasıtadır.)
4. Fakir olmak korkusu ile sadakanın terk edilmemesi.
5. Sadakanın yalnız mala ve paray münhasır olmadığı bilinmesi ile ilim, fikir, kuvvet, amel gibi şeylere de muhtaç olanlara sadakanın verilmesi)
6. Sadakayı alan adam, o sadakayı sefahette değil, hacat-ı (ihtiyaçlatları) zarüriyyesinde (mecburiyetinde) sarfetmesi lazımdır.
Kaynak: (İşarât, Ül l'caz Fi mezan il İcaz)
saga
04.11.2003 - 16:05İngilizcede: Romantik hikaye, efsane, destan, Viking destanı, eski İskandinav masalı, eski İskandinav öyküsü
(software.estr.com)
Birde daha çok fantazi kitaplarında bölümlere verilen isimdir. Herhalde birinci, ikinci Efsane ya da destan anlamına geldiğinde böyle hikayeyi kısımlara ayırıyorlar.
tayyip erdoğan
03.11.2003 - 19:34Manchester'a ziyaret ettiğinde tanışmıştım. Çok akıllı ve gençlere çok değer veren bir politikacı. Dili daha önce yandığından yoğurdu üfleyerek yiyen T.C. başbakanı.
Bir şiir okudu diye başı belaya giren ve bir şey yapsada partisini kapatalım diye başında aç akbabalar uçuşurken nasıl olurda dürüst değil, iki yüzlü diye tonlarca karalamalar yapılıyor şaşırıyorum. Demokrasi, konuşma ve düşünce özgürlüğü diye bağırıp sonra işine gelmeyince Tayyip'i yerin dibine geçirenlere ne demeli bilemiyorum.
Hayatı ile ilgili bilgiler için: www.kimkimdir.gen.tr
annabel lee
03.11.2003 - 18:34Fleetwood Mac grubunun ünlü bayan vokalisti Stevie Nicks'in Poe'nun Annabel Lee şiirini söylüyor, sözler aynı ama son kıtasında biraz değişiyor:
.....
My life, my life, I lie down by the side of my darling
My life, my life, my bride
I lie down...
I lie down by the side
I lie down
Oooh, I lie down...
dağlar
03.11.2003 - 18:24Dağlar Dağlar
Ellerimle büyüttüğüm
solarken dirilttiğim
Çiçeğimi kopardın sen
ellere verdin
Çiçeğimi kopardın sen
ellere verdin
Dağlar dağlar
Kurban olam yol ver geçem
sevdiğimi son bir olsun
yakından görem
Dağlar dağlar
Kurban olam yol ver geçem
sevdiğimi son bir olsun
yakından görem
Kuşlar ötmez güller soldu
yüce dağlar duman oldu
Belli ki gittiğin yerden
kara haber var
Belli ki gittiğin yerden
kara haber var
Dağlar dağlar
Kurban olam yol ver geçem
sevdiğimi son bir olsun
yakından görem
Dağlar dağlar
Kurban olam yol ver geçem
sevdiğimi son bir olsun
yakından görem
Barış Manço
ada
03.11.2003 - 18:07İlginçtir deniz yoktur ama şehrin adı Denizli'dir, bir de üstüne (hatırladığım kadarıyla) bu şehrimiz de Ada (çorap) tekstil, Hasan Tekin Ada Lisesi, Ada mağzaları, Ada köyü, Grup Ada protest muzik grubu, Ada Fuarcılık, vb. vardır.
ada
03.11.2003 - 17:32ada deyince benim de aklıma Kuşadası gelse de çok daha değişik anlamları da vardır.
Dil bilgisinde Harf-i Cerre denir: kendinden sonra gelen ismi cerreder (kendine doğru çekmek) yani ''den başka, den gayrı'' manasına gelir. Mââdâ da ada gibi ''dan-den gayrı'' anlamına gelir.
A'da diye yazılırsa çoğul olarak düşmanlar ya da en zalim, en çok düşmanlık eden olarak da kullanılır.
Tabi bunlar eski dilimiz osmanlıcada geçerli
dinlerin birleştirilmesi
01.11.2003 - 17:42bkz. Tek Tanrılı Dinler
annabel lee
30.10.2003 - 18:28Tiger Army grubunun şarkısı
Annabel Lee
Oh Annabel Lee, forever in my dreams.
You know you've still got a piece of my heart.
You've had it right from the start.
Oh Annabel Lee, stop haunting my dreams.
Yours is the face that I see in the dark, in the dark.
Into the darkness,
Farther, my heart slips.
Into the darkness,
Into the sea.
Oh Annabel Lee, the ocean calls to me.
In the spring when our love had its start.
Oh Annabel Lee, forever trapped by the memories,
In the sepulchre of my heart.
Black cats they scurry by in the night.
They tell me where you are.
In the chill of november
And now the kingdom is in ruins.
Just a memory of you and me.
Will you release me?
Into the darkness,
Farther, my heart slips.
Into the darkness,
Into the sea.
Oh Annabel Lee, those nights seem so long ago.
When my heart didn't feel so old.
Oh Annabel Lee, call your name for eternity.
Long as the stars shall burn and the moon glows.
The ocean whispers in night air
And you once were with me there.
Do you remember?
And I'm speaking your name.
Though it's over, think of me.
Will you release me?
Into the darkness,
Farther, my heart slips.
Into the darkness,
Into the sea.
biz
30.10.2003 - 18:18Biz sadece çoğul birinci kişi zamiri olarak kullanılmaz. Tığ veya bir çeşit çuvaldıza ve de bir mersin balığı türüne bile biz denirmiş...
Tabi resmi konuşmalarda ya da kitaplarda ben zamiri yerine de kullanılır.
susam sokağı
30.10.2003 - 17:58Sesame Street
Animasyon ve değişik türde kuklalar kullanarak okuma, yazma, matematik, el işleri, sanat dalları, temizlik, trafik kuralları gibi temel konularda çoçukları eğlendirirken eğiten bir program.
Susam Sokağı ilk olarak 1969'da National Educational TV'de gösterime girdi. Hiç bir programın alamadığı kadar EMI ödülü aldı. Kurabiye Canavarı, Kont Drakula, Minik Kuş, Kermit gibi Muppet kuklaları, Edi ve Büdü gibi nice kahramanları ve ünlü konuk sanatçılarıyla hala 125 ülkede gösterimde olan ve günde yaklaşık 46 milyon çocuğun izlediği ve daha milyonlarca insanın bilmesi de cabası...
Belki globalleşmenin tek insan tipi yaratma amacına güzel bir örnek olsa da ister sakat ister sporcu olsun dünya çocuklarını kültürleriyle birbirini de tanıtımını göz ardı etmemek lazım.
Anasayfası:
http://www.sesamestreet.com/
beck
30.10.2003 - 17:27Ünlü gitarist Jeff Beck de var.
geniş açıklamayı açılırsa Jeff Beck başlığı altında yapılsa daha iyi olur.
Yine de bilgi için:
www.JeffBeck.com
www.jeffbeckmusic.com
beck
30.10.2003 - 17:15B. Beck Hansen (8 July 1970 - Los Angeles, California, ABD)
Daha önceden albüm çıkartmış olmasına rağmen ününü Mellow Gold'taki şakısı Looser ile yapmıştır.
Sea Change 2002
Midnite Vultures 1999
Mutations 1998
Odelay 1996
One Foot In The Grave 1994
Mellow Gold 1994
Stereopathetic Soul Manure 1994
A Western Harvest Field by Moonlight 1994
Golden Feelings 1993
Daha geniş bilgi için: www.beck.com
Hayatı: http://www.vh1.com/artists/az/beck/bio.jhtml
aksiyon
30.10.2003 - 16:39Aksiyon Dergisi
www.aksiyon.com.tr
adem
30.10.2003 - 16:35bkz. Hz.Adem
annabel lee
29.10.2003 - 19:13(Melih Cevdet Anday tarafından yapılmış iyi bir çeviri)
Annabel Lee
Senelerce senelerce evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiç bir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni.
O çocuk ben çocuk memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil kara sevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırlardı bizi.
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi-
Evet! -bu yüzden(şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutunun rüzgarından
Üşüdü gitti annabel lee.
Sevdadan yana, kim olursa olsun,
Yaşça başça ileri,
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat göklerdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee:
Ay gelir ışır, hayalin irişir
Güzelim annabel lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee:
Orda gecelerim, uzanır beklerim
Sevgilim, sevgilim, hayatım, gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni.
Edgar Alan Poe
Toplam 2591 mesaj bulundu