Cem Nizamoglu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • Dernier combat (Last Battle)

    20.04.2005 - 01:07

    sabirsizlarin izleyemeyecegi film

  • jean reno

    20.04.2005 - 00:59

    Luc Besson'un havarisi...

  • derinlik sarhoşluğu

    20.04.2005 - 00:56

    bkz. big blue (derinlik sarhoşluğu)

  • big blue / Derinlik Sarhoşluğu

    20.04.2005 - 00:56

    Hiç bu kadar derinlere inmemiştim

  • big blue / Derinlik Sarhoşluğu

    20.04.2005 - 00:55

    dalgiclarin ve yunuseverlerin kacirmamasi gereken bir film...

  • big blue / Derinlik Sarhoşluğu

    20.04.2005 - 00:54

    1988 Fransız-İtalyan ve (malesef) Amerikan yapımı… Orjinal adı ''Le Grand bleu'', ingilizcesi ''Big Blue''

    Dev yonetmenlerden Luc Besson'nun yaztıgı, yaptigi ve yönettiği romantik, drama, fantezi, komedi ne ararsan var olan filmi...

    Sizi dünyada kuçük bir gezintiye çıkartıcak.

    Jeno Reno her zamanki gibi muhteşem oyunculuğu ile götürdüğü, Rosanna Arquette nesi varsa koydugu ve erkeklerin bile çok yakışıklı bulacağı Jean-Marc Barr oynadığı bu mavi film sizi derinliklerine götürecek.

  • Luc Besson

    20.04.2005 - 00:48

    Jean Reno ve Eric Serra ile calisilirsa tabii ki boyle muhtesem eserler ortaya atilir.

  • Luc Besson

    20.04.2005 - 00:46

    Le Dernier Combat (Last Battle) -1983
    Subway - 1985
    Le Grand bleu (Big Blue (Derinlik Sarhoşluğu)) - 1988
    Nikita (La Femme Nikita) - 1990
    Atlantis - 1991
    Leon - 1994
    The Fifth Element -1997

    ve daha nice kendisini bile asmis filmler, fransizlar bu isi biliyor...

  • haberin yok ölüyorum

    18.04.2005 - 15:55

    dinlemekten olecegim, yakindir...

  • anne

    18.04.2005 - 01:10

    Dolores Claiborne

  • chris rea

    18.04.2005 - 00:07

    Road To Hell (Cehenneme giden yol)

  • Cesaria Evora

    18.04.2005 - 00:03

    Ismi guzel, kendi guzel bir hanimefendi. ''Guzel''den kastim, cikolata renkli kocaman govdesinde buyuttugu nuhtesem sarkilaridir elbette. Bir yaz gunu aksamin ilikligi ile ferahladiginiz zaman bir oh cekip ''iste hayat bu'' dersiniz ya, Evora hanimin sarkilarini dinlerken de guzel bir manzara belirir gozlerinizin onunde; burnunuzda denizin kokusu, cigerlerinizde yaz ilikligi, huzunlu sarki sozleri, romantik melodiler... Asmis biri; aslinda ne desek bos, muzigi ne koca bir yaz mevsimine sigar, ne de ilik ruzgarin esintisine... Bir de bir album tavsiye etmek gerekirse, ''Miss Perfumado'' derim; en az ''Besame Mucho'' parcasi kadar ozel, en az derin sesi kadar degerli bir albumdur. ''Sodade'' ile baslar, siz ''iste hayat bu... Iste hayat boyle sarkilar dinleyip romantizmin ta kendisine asik olmaktir'' diyene kadar surer gider... Hayat hep gunluk guneslik de degildir elbet, her zaman yaz degildir yasadigimiz mevsim; iste o zaman sarkilarindaki huznu kesfedersiniz... Kohne bir meyhanenin en kosesindeki masada oturup yalnizligin tadini cikartmak gelir icinizden. ama ille de denizin iyotlu havasindan nemli olmustur meyhanenin tahta masasi. Uzaktan gelsin istersiniz sesi, dusuncelerinizi ve hislerinizi oksasin, anne ilgisi gibi, belki de bilgin bir kimsenin sevkati gibi hucrelerinizi doldursun istersiniz...

    Abarttigimi dusunenler icin, sadece susmak, ve de en azindan birkac sarkisini dinleyip karanlikta bir o yana bir bu yana sallanin, ne demek istedigimi anlayacaksiniz, bir anda ne kadar uzaklara gidebileceginizi goreceksiniz demek duser bana...

  • köprü

    17.04.2005 - 06:58

    Büyük Sözlük:

    1. Bir suyun üzerinden öte tarafa geçmeğe yarayan, bir engel ile ayrılmış iki nokta arasında bağlantı kuran veya bir trafik akımının başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan yol.

    Medh ederler Karaman'ın ilini
    Köprüsü yok geçemedim selini.
    (Karacaoğlan)

    Köprüden geçerken köprü yıkıldı
    Üç yüz atlı birden suya döküldü
    Nice yiğitlerin boynu büküldü
    (Kızılırmak Türküsü)

    2. İki unsur v.b. arasında bağ kuran şey.

    Arasına konmuş iki gündüzün;
    ''Gece'' dediğin; bir köprüdür siyah.
    Bir ucu akşam
    Bir ucu sabah
    Bugünden yarına nasıl geçerdik,
    Bu sağlam köprüyü kurmasa, Allah?
    (A. N. Asya)

    3. Gemi güvertesi ve kaptan köşküne verilen ad.

    4. Güreşte, tuş olmamak için ayakları ve başı yere dayayıp, beli yukarıya kaldırmak suretiyle alınan vaziyet.

    5. Olmayan dişlerin yerine geçmek ve takma dişleri ağızdaki sağlam dişlere tutturmak için yapılan diş protezi.

    6. Kemer veya bel kayışlarının kaymaması için konulan ufak parça.

    TDK:
    1. Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı:
    'Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı.'- O. S. Orhon.

    2. denizcilik - Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri.

    3. mecaz - İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey.

    4. tıp - Olmayan dişlerin yerini tutmak veya takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılan diş protezi.

    5. spor - Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum.

    6. spor - Vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş veya diz yere dayanarak yay biçimi aldığı durum.

  • cemil meriç

    17.04.2005 - 06:37

    köprü

  • küresel ısınma

    17.04.2005 - 06:23

    ya teknolojiyi kontrol edicegiz ya da yok olacagiz...

  • Edmund Burke

    17.04.2005 - 06:19

    Fransiz ihtilanin gercek yuzunu ortaya cikartmistir ve cok etkileyeci sozleri vardir (Okuyani muhafazakar edecek kadar gucludur :)

  • Edmund Burke

    17.04.2005 - 06:16

    ingiliz Muhafazakar (Conservative) partisinin dusunce ve fikir temelerini atan ve saglamlastiran dusunur.

  • Edmund Burke

    17.04.2005 - 06:14

    Gerçekte ise 'Aydınlanma' Batı'ya hiç de olumlu şeyler getirmemiştir. Aydınlanma'nın en önemli ayağı Fransa'da yaşanmıştır ve bu süreçten sonra gelen Fransız Devrimi, ülkeyi bir kan gölüne çevirmiştir. Bugün aydınlanmacı literatürde Fransız Devrimi övülerek anlatılır, oysa devrim Fransa'ya çok şey kaybettirmiş, 20. yüzyıla kadar sürecek olan sosyal çatışmaları başlatmıştır. Ünlü İngiliz düşünür Edmund Burke'ün Fransız Devrimi ve Aydınlanma dönemi hakkındaki analizleri bu konuda oldukça yol göstericidir. Burke, 1790'da yayınladığı Reflections on the French Revolution (Fransız Devrimi Hakkında Düşünceler) adlı ünlü eserinde, gerek Aydınlanma fikrini gerekse onun meyvesi olan Fransız Devrimi'ni eleştirmekte, bu hareketlerin toplumu birarada tutan din, ahlak, aile yapısı gibi temel değerleri parçaladığını, teröre ve anarşiye zemin hazırladığını vurgulamakta, Aydınlanma'yı 'insan aklının parçalayıcı bir hareketi' olarak nitelemektedir.

    (Pocock, in; Edmund Burke, Reflections on the Revolution in France, 1987, sy. 33-38)

  • küresel ısınma

    17.04.2005 - 06:07

    ''Şu kent halkı üstüne, yaptıkları fenalıklardan ötürü gökten bir felaket indireceğiz.'' ayetini cagristiyor...

  • küresel ısınma

    17.04.2005 - 06:04

    Insanoglu iste, idrak etmek icin, basina bir felaket gelmesini bekler...

  • küresel ısınma

    17.04.2005 - 06:04

    komur, petrol, plastik gibi maddelerin yaygin olarak kullanilmasindan vazgecmedikce kacinilmaz...

  • sick of it all

    17.04.2005 - 05:33

    80lerin ortasinda Lou Koller (vokal) ve Pete Koller (gitar) adinda iki zipir kardes tarafindan kurulmus New York'lu hardcore metal grubu. Ilklerinden sayilir mi sayilmaz mi tam bilemiyecegim ama hardcore turune cok katkisi olmustur.

    Albumleri:

    Sick Of It All (1987)
    Blood, Sweat & No Tears (1989)
    Just Look Around (1992)
    Scratch The Surface (1994)
    Built To Last (1997)
    Call To Arms (1999)
    Yours Truly (2000)
    Life On The Ropes (2003)
    ....

    Grup Elemanlari:

  • dördüncü dünya savaşı

    17.04.2005 - 04:38

    THX 1138 (1971)
    Le Dernier combat (Last Battle) - 1983
    The Day After - 1983
    Mad Max Beyond Thunderdome - 1985
    Akira - 1988
    Fist of the North Star - 1995
    Waterworld - 1995
    The Postman - 1997
    Final Fantasy: The Spirits Within - 2001
    vb.

  • Faith No More

    17.04.2005 - 00:21

    Bir zamanlar en favori gruplarimdan biri olan Faith No More, farkli tabanlardan gelen elemanlari, farkli tarz muzikleri birlestirmleri, farkli tarz deneyleri, kisacasi metal ve rock camiasinda ki tum gruplardan farkli olmasiyla dikkat cekerler...

    Ilk ''Faith No Man'' olarak 1982 yilinda Mike 'Puffy' Bordin, Billy Gould, Mike Morris, ve Wade Worthington tarafindan kurulmustur. Sonradan Worthington yerine klavyeci Roddy Bottum konulmus ve Mike 'The Man' Morris gruptan atilarak ''Faith No More'' ismini almislardir.

    Vokalde uzun sure gel-gitler yasanmis (enteresandir Courtney Love bile gruba vokalist olarak gelmis) sonra 1983 yilinda Chuck Mosely vokalist olmustur.. Mark Bowen yerine Jim Martin'in gelmesi gibi grupta degisimler hep devam etmistir.

    Ve sonunda 1985 yilinda ''We Care A Lot'' adinda ilk albumlerini cikartmislardir. 1987 yilinda ''Introduce Yourself'' adinda ikinci albumlerini cikartmislar fakat Mosely'nin kelime haznesini bile etkileceyecek kadar alkol ve uyusturu sorunlari iyice arttigindan yerine baska vokalist aranmistir.

    Eureka, California ve Mr. Bungle gruplarinin on adami olan (ve sonradan Faith No More'un esas elamani olarak baktigim) Mike Patton gruba dahil edilmistir. 1989 yilinda ''The Real Thing'' albumunu cikartirlar. Gruba yeni katilan Mike Patton'nin etkisi albumun basarisiyla ap acik gorulur.

    Grubun adi Metallica ve Guns N' Roses ile birlikte anilmaya baslar. ''The Real thing'' albumu hizlica listeleri alt ust eder, en iyi Rock, Hard, Heavy Metal grubu secilirler, ve album platinuma gidecek kadar basarili olur. Hemen bu basarinin arkasindan hayrani oldugum '''Live At Brixton.'' konser albumlerini cikartirlar. Bu albumde Mike Patton daha onceki vokalistlerden kat kat daha iyi oldugunu ispatlar. Ve de Patton'in sahne performansi gruba daha da hayran toplar.

    veee 1992 yili, ''Angel Dust'' albumu. Eski vokaller unutulmus artik Mike Patton ismi grupla butunlesmistir. Tabi grup icinde yavas yavas muzikleri uzerinde tartismalar baslamistir. Cok farkli muzik tabanlarindan gelmeleri ilk baslarda mukemmel albumler cikarmalarini sagliyordu. Zaten Faith No More grubunu ozel yapan bu ozelliklleriydi. Fakat sonradan bu farkli muzik zevkleri tartismalara yol acmis, her eleman kendi muzik turunun agir basmasini istediginden, kimisinde hirsa, kimisinde vurdum duymazliga yol acmistir. Yine de o zamanlarin iki devi olan Metallica ve Guns N' Roses birlikte tura cikmalarinda on grup olmalari, bu tartismlari dindirmistir. Hatta gunah kecisi olarak gitaristleri Jim Martin secilip kurban etmislerdir..

    Gruba, Mike Patton'in alt grubu olan Mr. Bungle'dan gitarist Trey Spruance getirilir., 1995 yilinda ''King for A Day...Fool for a Lifetime'' albumu cikar. Album basarili olmustur ama her ne kadar tartismalarin bittigi dusunulse de parcalar icindeki ve arasinda ki harmoni yerine ucurumlarin almasi iyice belirginlesmistir. Konserlerinde de o eski performanslari gorulmez olmaya baslamistir. Yine de yillarca edindikleri tecrubeyi goz ardi etmemek lazim ki 1997 yilinda ''Album of The Year'' cikarirlar.

    Onca yol kat etmis bir grubun dagilmasi o kadar kolay degil tabii (ama iste konserlerine gitmem bu yillara denk gelir ki, kendi gozlerimle ihtisamlarini kaybettiklerine malesef tanik olmusumdur:()

    Ne kadar ''Who Cares A Lot? Greatest Hits'', ''Songs To Make Love To'' ve ''B Sides and Alternate Versions'' gibi toplama albumler cikarsalar da ortaya yeni bir album cikmadigindan, bu albumler grubun dagildigini resmilesmistir. Yine de muzik tarihine gecmisler ve klasikler arasina girerek belki bir gun yine parlarlar umuduyla yildizlar arasinda yerlerini almislardir :)

Toplam 2591 mesaj bulundu