Jimi Hendrix, Eric Clapton, Steve Ray Vaughan, Angus Young, Frank Zappa, Jeff Beck, Carlos Santana, Edge, Joe Satriani, Rithcie Blackmore, Carlos Santana, Steve Vai, Yngwie Malmsteen, Slash, Kirk Hammett, Alex Skolnick, Jimmy Page, David Gilmour, Eddie Van Halen, Neil Young, Brian May, Michael Schenker, John Petrucci, Lou Reed, Alex Lifeson, Marty Friedman, Buddy Guy, Randy Rhoads, Gary Moore...
Erkin Koray, Asım Can Gündüz, Demir Demirkan, Yavuz Çetin, Metin Türkcan, Fuat Güner, Kerem Özyeğen, Mehmet Soyarslan, Feridun Hürel, Fehiman Uğurdemir...
Bir saheser. Hollywood'u kokten etkileyen bir film, yuzlerce filme ilham olmustur. Ozellikle Amerikan versiyonu Yedi Silahsorler seri filmleri ile kovboy filmlerine etkisi buyuktur.
David Lynch'in adami, cogu filminin muziklerini yapmistir. Ilk ikiz tepeler (twin peaks) dizinden tanidim, yanlis hatirlamiyorsun aldigim ilk soundtrack albumlerinden biriydi. Bir yandan karanlik diger yandan melodik olan New Age ve jazz tarzi olan Twin Peaks Theme, The Nightingale, Into the Night gibi eserleri etkileyici.
Mp3'leri su adresten indirebilirsiniz:
http://www.tpbrewingco.com/tpmusic.html
Zitliklar harmonisi.... Ayri gorunen kuramlarin esasinda bir butunun parcasi oldugunu, detaylara ve karsit olan anlamlara farkli bakis acisi verebilen, monotonlasmis ve siradanlasmis hayatimizin sorgulamasini iyi bir sekilde yapan, felsefik ve ilmi bir kitap.
Orjinal olarak Inglizce yazilmistir. Kitabin devami sayabilecek ''Cennetin Dibi'' isimli kitabi da var.
In The Air Tonight, Against All Odds, Another Day in Paradise, Can't Stop Loving You gibi baba sarkilari; Do You Remember, Don't Get Me Started, I Don't Care Anymore, It's Not Too Late, Testify, you cant hurry love gibi seker sarkilari yapan abimiz :)
“”Aydınlar, yol göstericileri olmayan, yol göstericilerdi. Değişim sağladıklarını sanıyorlardı. Oysa ki çürüme gerçekleşmişti. Çürüme de değişimdi, ama gelişim değildi.”” Cemil Meriç
“”Kurtuluş arıyorlardı. Doğruyu arıyorlardı ama aradıkları yer doğru değildi. Adres yanlıştı.”” Cemil Meriç
Gerçekten de, mutlak doğrudan ayrılanlar yeni yollar aradılar. Yeni yollarla kurtuluşa ereceklerini sandılar. İdeoloji ve izmler, onların amentüleri; filozofalar ve ideologlar yeni rehberleriydi. İnsanları, vahyin yerine, Eksistansiyalizm, Nihilizm, Darvinizm, Pozitivizm, Rasyonalizm gibi bir sürü görüşe çağırdılar. Güya bunlar aydınlığa açılan kapılardı. Ama o kapıların ardında anarşi, zulüm, intihar, kaos ve daha hangi olumsuzluk varsa onlar vardı.
Kimliksiz ve kişiliksiz, halka rağmen halkçı geçinen, sözde her düşünceye saygılı, ama gerçekte kendi gibi düşünmeyeni hakaret dolu sıfatlarla dışlayan bu insanlar nasıl aydınlık getirecekti ülkelerine? Onlar, tarihleriyle, dinleriyle, dilleriyle, gelenekleriyle kavgalıydılar. Kendi öz benliklerine, kültür ve köklerine ihanet etmişlerdi.
Oysa ışık kaynağı Doğu idi. Batı, gelişimini önemli ölçüde Doğu’ya borçluydu. Biyoloji, coğrafya, astronomi, fizik, kimya, tıp, tarih, matematik gibi alanlarda Avrupa’nın akıl hocaları müslümanlardı. Yüzlerce müslüman alim, Semarkand’dan Endülüs’e uzanan bir coğrafyaya bilgileriyle ışık saçmışlardı.
(Muzaffer Taşyürek)
“”Kurtuluş arıyorlardı. Doğruyu arıyorlardı ama aradıkları yer doğru değildi. Adres yanlıştı.”” Cemil Meriç
Evet, Nazim Hikmet de bindigi, yanlis yone giden, trende dogru yone dogru yuremeye calisanlardandi... Yine de onu degerlendirebilecegimiz cok yonu var. O gunahlari ve savaplari ile bir savaci idi. Saygiyla aniyorum ve (on yargilar en buyuk dusmanimiz oldugunu hatirlatip) degerinin bilinmesini umit ediyorum.
Deger vermekte suphe eden arkadaslara hikmet aramalari icin hayr ve serrin kimden geldigini hatirlatirim. Daha iyi anlasilmasi icin, (iznini alamadan) , sevdigim ve deger verdigim bir kardesimin (bu konuda yardimci olacagini dusundugum) bir yazisini aktarma ihtiyaci duydum:
''... Bugün Nazim Hikmet hakkindaki düsünceler, ak ve kara hakkindakilerle ayni mesabededir. Yani ya sev, ya nefret et.
Her ne olursa olsun, Türkçeyi gerçekten güzel ve yerinde kullanan insanlardan birisiydi Nazim Hikmet. Bu manada onu sevmeyenlerin dahi siirlerini okumalari gerektigini düsünüyorum. Ayni Necip Fazil'i, Peyami Safa'yi hiç olmazsa Türkçeleri sebebiyle okumanin önemli oldugunu düsündügüm gibi...''
Azgınlık; sapıklık; azap; fikir karışıklığı, ayrılığı. Birşeye tutkunluk; günah, küfür, rüsvaylık, göz alıcı güzellik; mal ve evlat. Fiten, fitnenin çoğulu. Fitne, ilk önce imtihan, deneme ve sınama anlamında kullanılmış, daha sonra kapsamı genişlemiştir. Fitne kelimesi fetene-yeftinu'den mastar. Kur'an-ı Kerîm'de altmış kadar ayette bu kelime ve türevleri çeşitli anlamlarda kullanılır...
Gulen terimindeki karalamalara bakip ibret almayan kardeslerim ayni hataya dusmekten geri kalmadiklari bir terim.
Kotuluge kotuluk ile cevap veren cocuklar gibi durumu dengelendigi saniliyor amayaniliyorlar. Ofkeniz sagduyunuzu golgelerse sizi de mahveder. Ne demisler seytanla yatan seytanla kalkar. Ne de olsa camur savasini yeneyim derken her iki tarafta bu adamin bedavadan reklamini yapmasi tesaduf degil.
Farkinda degiliz ama dinimiz ne guzel ogutluyor bize: Ya hayrli bir sey soyle ya da sus... Insallah hayirli bir seyler iletebilmisimdir...
A.B.D 'Cemetery man' (1996) , uluslararası 'Of Death, Of Love' (1994) , olarak adi geciyor.
Seneryosu Gianni Romoli ve Michele Soavi tarafından yönetilen,105 dakikalık,1994 Fansız-İtalyan yapımı olan İtalyanca film, Tiziano Sclavi'nin romanındandır.
Kısaca, Buffalora Mezarlığının bekçisinin (Rupert Everett - filmde Francesco Dellamorte) mezarlıktan çıkan ölüleri, zombi olmadan kafadan vurması lazım...
(Filmi izlemeyenlerin bu kısmı okumaması tavsiye edilir :)
Basitçe ele alınırsa yaşayan ölüler tarzı filmlere yeni bir yorum getiren, felsefik, hatta romantik diyebileceğimiz kara mizahlı (Black Comedy) bir korku filmi.
Film, esasında kahramanın 'aşk hakkındaki' yani dellammore ve 'ölum hakkındaki' yani dellamorte ikilemini çok zor yoldan oğrenmesini anlatır. Scalvi felsefisiyle çekilmesi filmi daha da gizemli kılmıştır. Mesala bekçinin soyadının “Dellamorte” yani 'ölüm' hakkında olması fakat 'aşık' olduğu kızın (Anna Falchi'nin) filmde adının ve soyadının bilinmemesi gibi…
Aşkın ve ölümün günlük hayatın bir parçası olduğunu ve her geçen gün öldüğümüzün (çürümemizin) sıradanlaşmasını çok iyi anlatan bir film.
filme daha da hayran kalmama saglayan ise tabii ki o mavi yaratigin (Inva Mulla Tchako) soyledigi ''Diva Dance'' opera-trance mix parcasi... Eric Serra'nin kendisini astigi beste...
Sadece sarki olarak degil, filmde video klip olacak kadar kaliteli cekilen bolumu agizlari acik birakacak kadar etkileyeci.
Super demeye gerek yok Luc Besson'un filmi desek yeterli.
Daha da super oldugunu belirtmek icin de oyunculari belirtmem yeterli:
Gary Oldman ve Ian Holm gibi dev isimler. Seksi sempaze Milla Jovovich (Luc Besson'la sonra Joan of Arc filminde calismisir.) Dunyayi kurtarmaktan bikmayan Bruce Wills. Hollywood'un Tecavuzcu Coskun (TC) u Brion James. Kralin soytarisi Chris Tucker bile var. Ingiliz Stand-Upkomediyenlerinden Lee Evans'da unutmayim. Hatta Luke Perry bile oynuyor:P (Tek Jean Reno eksik)
Muhtesemligi daha bitmiyor cunku muziklerini Eric Serra yapmistir...
enteresandir (orjinal) adi Nikita, A.B.D. ise fransizca olarak ''La Femme Nikita'' olarak gosterime girmis.
Hircin kizlarin kacirmamasi gereken bir film :) Hircin olmayin haa yoksa derin devlet sizi kacirir:P
Bu filmde (orjinal) cleaner'i oynayan ise Jean Reno. Nostradamus'dan taniyacaginiz Tcheky Kary da Bob'u oynuyor.
Bir de filmi bir daha izlerken bir sey daha dikkati mi cekti. Filmde, Nikita'nin nisanlisi yemege arkadasini (mi yoksa amcasini mi neyse) cagiracagini soyluyor, filmde gorunmuyor ama bilin bakalim adi ne :)
cevap: Leon
(ve Leon bu filmden 4 yil sonra gosterime giriyor... valla Leon olarak Jean Reno gelseydi film ucardi, Leon'a super bir referans olurdu ama iste beni senarist yapmayanlar yansin :)
Bu filmin bir de 1993 yapimi Amerikan versiyonu var: Point of No Return
Cogu seyi aynen uyarlamislar ama orjinali kadar etkileyci olamaz yine de o filmde de Bridget Fonda, Harvey Keitel, Gabriel Byrne gibi baya dev isimler oynuyor.
Hatta Pulp Fiction da cleaner (temizlikciyi) oynayan Harvey Keitel bu filmde de cleaner rolunu canlandiriyor.
Pulp Fiction* gibi cok filme ilham olmus, turleri arasinda en iyisi olan, siradisi ve etkileyici ve tabii ki fransiz ve tabii ki luc besson film. (ve tabiii ki muzikler eric serra)
*Ornek: Pulp Fiction'daki temizliyeci (cleaner) fikri Nikita filminden alinmistir.
2002 yapimi dopdolu bir film; tarih, politika, entirika, aksiyon, gerilim, gore (kanlı irinli) , B-movie (buyuk canavarli film) , kung fu (kavga-dogus) , mistik, dini, korku, romantik, yeralti, fantezi, sira disi, super super oyuncular ve tabi ki gercek oykuden uyarlanma bir Fransiz filmi oldugunu ozellikle belirtmek lazim.
Tek sorun TV filmi degil, sinema da izlenmesi daha iyi cunku TV'de efektler pek etkili olmuyor ve canavarimizin bilgisayardan oldugu cok belli ama sinema da bambaska bir film, gumbur gumbur.
ucuncu dunya savasi cikti mi cikmiyacak mi, nasil ve neden bilemiyorum ama daha once ki dunya savasi cikarlardan dolayi olduysa, dorduncu dunya savasi ihtiyaclardan dolayi olacak...
bir ses duyulsa...koşsam sesin geldiği yere...katılsam o seslere...o sesleri çıkarsam...duyulsa seslerimiz...katılsa bütün sesler...ah keşke bir olsa sesler sessizliğin içinde de...bir ses duyulsa...sessizliği bozsak
rock gitaristleri
22.04.2005 - 03:45Jimi Hendrix, Eric Clapton, Steve Ray Vaughan, Angus Young, Frank Zappa, Jeff Beck, Carlos Santana, Edge, Joe Satriani, Rithcie Blackmore, Carlos Santana, Steve Vai, Yngwie Malmsteen, Slash, Kirk Hammett, Alex Skolnick, Jimmy Page, David Gilmour, Eddie Van Halen, Neil Young, Brian May, Michael Schenker, John Petrucci, Lou Reed, Alex Lifeson, Marty Friedman, Buddy Guy, Randy Rhoads, Gary Moore...
Erkin Koray, Asım Can Gündüz, Demir Demirkan, Yavuz Çetin, Metin Türkcan, Fuat Güner, Kerem Özyeğen, Mehmet Soyarslan, Feridun Hürel, Fehiman Uğurdemir...
Yedi Samuray
22.04.2005 - 03:25Shichinin no samurai (Seven Samurai) - 1954
==- Akira Kurosawa -==
Bir saheser. Hollywood'u kokten etkileyen bir film, yuzlerce filme ilham olmustur. Ozellikle Amerikan versiyonu Yedi Silahsorler seri filmleri ile kovboy filmlerine etkisi buyuktur.
Koylu diresini potrelestiren bir sanatci...
Christopher Franke
22.04.2005 - 03:16Babylon 5 dizinden hayran kaldigim bir kompozitor. Ozellikle son serinin muzikleri olan Sleep in the Night bolumu baya iyi.
Angelo Badalamenti
22.04.2005 - 03:13David Lynch'in adami, cogu filminin muziklerini yapmistir. Ilk ikiz tepeler (twin peaks) dizinden tanidim, yanlis hatirlamiyorsun aldigim ilk soundtrack albumlerinden biriydi. Bir yandan karanlik diger yandan melodik olan New Age ve jazz tarzi olan Twin Peaks Theme, The Nightingale, Into the Night gibi eserleri etkileyici.
Mp3'leri su adresten indirebilirsiniz:
http://www.tpbrewingco.com/tpmusic.html
cehenneme övgü
21.04.2005 - 20:27Zitliklar harmonisi.... Ayri gorunen kuramlarin esasinda bir butunun parcasi oldugunu, detaylara ve karsit olan anlamlara farkli bakis acisi verebilen, monotonlasmis ve siradanlasmis hayatimizin sorgulamasini iyi bir sekilde yapan, felsefik ve ilmi bir kitap.
Orjinal olarak Inglizce yazilmistir. Kitabin devami sayabilecek ''Cennetin Dibi'' isimli kitabi da var.
Gündüz Vassaf
21.04.2005 - 20:13''Gündüz Vassaf düşgücünün avukatı, düzyazımızın en özgür ruhlu kalemi''
Orhan Pamuk
bkz. Cehenneme Övgü
Phil Collins
21.04.2005 - 20:03In The Air Tonight, Against All Odds, Another Day in Paradise, Can't Stop Loving You gibi baba sarkilari; Do You Remember, Don't Get Me Started, I Don't Care Anymore, It's Not Too Late, Testify, you cant hurry love gibi seker sarkilari yapan abimiz :)
izmler
21.04.2005 - 01:17“”Aydınlar, yol göstericileri olmayan, yol göstericilerdi. Değişim sağladıklarını sanıyorlardı. Oysa ki çürüme gerçekleşmişti. Çürüme de değişimdi, ama gelişim değildi.”” Cemil Meriç
“”Kurtuluş arıyorlardı. Doğruyu arıyorlardı ama aradıkları yer doğru değildi. Adres yanlıştı.”” Cemil Meriç
Gerçekten de, mutlak doğrudan ayrılanlar yeni yollar aradılar. Yeni yollarla kurtuluşa ereceklerini sandılar. İdeoloji ve izmler, onların amentüleri; filozofalar ve ideologlar yeni rehberleriydi. İnsanları, vahyin yerine, Eksistansiyalizm, Nihilizm, Darvinizm, Pozitivizm, Rasyonalizm gibi bir sürü görüşe çağırdılar. Güya bunlar aydınlığa açılan kapılardı. Ama o kapıların ardında anarşi, zulüm, intihar, kaos ve daha hangi olumsuzluk varsa onlar vardı.
Kimliksiz ve kişiliksiz, halka rağmen halkçı geçinen, sözde her düşünceye saygılı, ama gerçekte kendi gibi düşünmeyeni hakaret dolu sıfatlarla dışlayan bu insanlar nasıl aydınlık getirecekti ülkelerine? Onlar, tarihleriyle, dinleriyle, dilleriyle, gelenekleriyle kavgalıydılar. Kendi öz benliklerine, kültür ve köklerine ihanet etmişlerdi.
Oysa ışık kaynağı Doğu idi. Batı, gelişimini önemli ölçüde Doğu’ya borçluydu. Biyoloji, coğrafya, astronomi, fizik, kimya, tıp, tarih, matematik gibi alanlarda Avrupa’nın akıl hocaları müslümanlardı. Yüzlerce müslüman alim, Semarkand’dan Endülüs’e uzanan bir coğrafyaya bilgileriyle ışık saçmışlardı.
(Muzaffer Taşyürek)
nazım hikmet
21.04.2005 - 01:16“”Kurtuluş arıyorlardı. Doğruyu arıyorlardı ama aradıkları yer doğru değildi. Adres yanlıştı.”” Cemil Meriç
Evet, Nazim Hikmet de bindigi, yanlis yone giden, trende dogru yone dogru yuremeye calisanlardandi... Yine de onu degerlendirebilecegimiz cok yonu var. O gunahlari ve savaplari ile bir savaci idi. Saygiyla aniyorum ve (on yargilar en buyuk dusmanimiz oldugunu hatirlatip) degerinin bilinmesini umit ediyorum.
Deger vermekte suphe eden arkadaslara hikmet aramalari icin hayr ve serrin kimden geldigini hatirlatirim. Daha iyi anlasilmasi icin, (iznini alamadan) , sevdigim ve deger verdigim bir kardesimin (bu konuda yardimci olacagini dusundugum) bir yazisini aktarma ihtiyaci duydum:
''... Bugün Nazim Hikmet hakkindaki düsünceler, ak ve kara hakkindakilerle ayni mesabededir. Yani ya sev, ya nefret et.
Her ne olursa olsun, Türkçeyi gerçekten güzel ve yerinde kullanan insanlardan birisiydi Nazim Hikmet. Bu manada onu sevmeyenlerin dahi siirlerini okumalari gerektigini düsünüyorum. Ayni Necip Fazil'i, Peyami Safa'yi hiç olmazsa Türkçeleri sebebiyle okumanin önemli oldugunu düsündügüm gibi...''
fiten
21.04.2005 - 00:51Azgınlık; sapıklık; azap; fikir karışıklığı, ayrılığı. Birşeye tutkunluk; günah, küfür, rüsvaylık, göz alıcı güzellik; mal ve evlat. Fiten, fitnenin çoğulu. Fitne, ilk önce imtihan, deneme ve sınama anlamında kullanılmış, daha sonra kapsamı genişlemiştir. Fitne kelimesi fetene-yeftinu'den mastar. Kur'an-ı Kerîm'de altmış kadar ayette bu kelime ve türevleri çeşitli anlamlarda kullanılır...
Haydar Baş
21.04.2005 - 00:41Gulen terimindeki karalamalara bakip ibret almayan kardeslerim ayni hataya dusmekten geri kalmadiklari bir terim.
Kotuluge kotuluk ile cevap veren cocuklar gibi durumu dengelendigi saniliyor amayaniliyorlar. Ofkeniz sagduyunuzu golgelerse sizi de mahveder. Ne demisler seytanla yatan seytanla kalkar. Ne de olsa camur savasini yeneyim derken her iki tarafta bu adamin bedavadan reklamini yapmasi tesaduf degil.
Farkinda degiliz ama dinimiz ne guzel ogutluyor bize: Ya hayrli bir sey soyle ya da sus... Insallah hayirli bir seyler iletebilmisimdir...
sızıntı
20.04.2005 - 22:04collestirilmeye calisan bir ulkede, ister duvardan ister bozuk musluktan olsun, her temiz suya ihtiyac var.
dellamorte dellamore (cemetery man)
20.04.2005 - 21:58Ölüm ve Aşk Hakkında
A.B.D 'Cemetery man' (1996) , uluslararası 'Of Death, Of Love' (1994) , olarak adi geciyor.
Seneryosu Gianni Romoli ve Michele Soavi tarafından yönetilen,105 dakikalık,1994 Fansız-İtalyan yapımı olan İtalyanca film, Tiziano Sclavi'nin romanındandır.
Kısaca, Buffalora Mezarlığının bekçisinin (Rupert Everett - filmde Francesco Dellamorte) mezarlıktan çıkan ölüleri, zombi olmadan kafadan vurması lazım...
(Filmi izlemeyenlerin bu kısmı okumaması tavsiye edilir :)
Basitçe ele alınırsa yaşayan ölüler tarzı filmlere yeni bir yorum getiren, felsefik, hatta romantik diyebileceğimiz kara mizahlı (Black Comedy) bir korku filmi.
Film, esasında kahramanın 'aşk hakkındaki' yani dellammore ve 'ölum hakkındaki' yani dellamorte ikilemini çok zor yoldan oğrenmesini anlatır. Scalvi felsefisiyle çekilmesi filmi daha da gizemli kılmıştır. Mesala bekçinin soyadının “Dellamorte” yani 'ölüm' hakkında olması fakat 'aşık' olduğu kızın (Anna Falchi'nin) filmde adının ve soyadının bilinmemesi gibi…
Aşkın ve ölümün günlük hayatın bir parçası olduğunu ve her geçen gün öldüğümüzün (çürümemizin) sıradanlaşmasını çok iyi anlatan bir film.
ninni
20.04.2005 - 21:56uyusunda buyusun nenniii dinazorlarda girmis bostana :)
Fifth Element
20.04.2005 - 21:53filme daha da hayran kalmama saglayan ise tabii ki o mavi yaratigin (Inva Mulla Tchako) soyledigi ''Diva Dance'' opera-trance mix parcasi... Eric Serra'nin kendisini astigi beste...
Sadece sarki olarak degil, filmde video klip olacak kadar kaliteli cekilen bolumu agizlari acik birakacak kadar etkileyeci.
Fifth Element
20.04.2005 - 21:47Beşinci Güç - 1998
Super demeye gerek yok Luc Besson'un filmi desek yeterli.
Daha da super oldugunu belirtmek icin de oyunculari belirtmem yeterli:
Gary Oldman ve Ian Holm gibi dev isimler. Seksi sempaze Milla Jovovich (Luc Besson'la sonra Joan of Arc filminde calismisir.) Dunyayi kurtarmaktan bikmayan Bruce Wills. Hollywood'un Tecavuzcu Coskun (TC) u Brion James. Kralin soytarisi Chris Tucker bile var. Ingiliz Stand-Upkomediyenlerinden Lee Evans'da unutmayim. Hatta Luke Perry bile oynuyor:P (Tek Jean Reno eksik)
Muhtesemligi daha bitmiyor cunku muziklerini Eric Serra yapmistir...
Nikita
20.04.2005 - 21:20'La Femme Nikita 1990
enteresandir (orjinal) adi Nikita, A.B.D. ise fransizca olarak ''La Femme Nikita'' olarak gosterime girmis.
Hircin kizlarin kacirmamasi gereken bir film :) Hircin olmayin haa yoksa derin devlet sizi kacirir:P
Bu filmde (orjinal) cleaner'i oynayan ise Jean Reno. Nostradamus'dan taniyacaginiz Tcheky Kary da Bob'u oynuyor.
Bir de filmi bir daha izlerken bir sey daha dikkati mi cekti. Filmde, Nikita'nin nisanlisi yemege arkadasini (mi yoksa amcasini mi neyse) cagiracagini soyluyor, filmde gorunmuyor ama bilin bakalim adi ne :)
cevap: Leon
(ve Leon bu filmden 4 yil sonra gosterime giriyor... valla Leon olarak Jean Reno gelseydi film ucardi, Leon'a super bir referans olurdu ama iste beni senarist yapmayanlar yansin :)
Nikita
20.04.2005 - 21:03Bu filmin bir de 1993 yapimi Amerikan versiyonu var: Point of No Return
Cogu seyi aynen uyarlamislar ama orjinali kadar etkileyci olamaz yine de o filmde de Bridget Fonda, Harvey Keitel, Gabriel Byrne gibi baya dev isimler oynuyor.
Hatta Pulp Fiction da cleaner (temizlikciyi) oynayan Harvey Keitel bu filmde de cleaner rolunu canlandiriyor.
Nikita
20.04.2005 - 20:50Pulp Fiction* gibi cok filme ilham olmus, turleri arasinda en iyisi olan, siradisi ve etkileyici ve tabii ki fransiz ve tabii ki luc besson film. (ve tabiii ki muzikler eric serra)
*Ornek: Pulp Fiction'daki temizliyeci (cleaner) fikri Nikita filminden alinmistir.
Brotherhood of the Wolf / kurtların kardeşliği
20.04.2005 - 20:44Le Pacte Des Loups
2002 yapimi dopdolu bir film; tarih, politika, entirika, aksiyon, gerilim, gore (kanlı irinli) , B-movie (buyuk canavarli film) , kung fu (kavga-dogus) , mistik, dini, korku, romantik, yeralti, fantezi, sira disi, super super oyuncular ve tabi ki gercek oykuden uyarlanma bir Fransiz filmi oldugunu ozellikle belirtmek lazim.
Tek sorun TV filmi degil, sinema da izlenmesi daha iyi cunku TV'de efektler pek etkili olmuyor ve canavarimizin bilgisayardan oldugu cok belli ama sinema da bambaska bir film, gumbur gumbur.
ermeni sorunu
20.04.2005 - 02:26tahriclerin yapmasi gereken tartismalari (ermeni, turk dahil) sokaktaki adama birakilirsa tabi ki sorun olur...
Dernier combat (Last Battle)
20.04.2005 - 02:01kumlarin altina gomulmus sehirler, hayatta kalma savasi, konusamamak, gokten yagan baliklar ve kadin...
Dernier combat (Last Battle)
20.04.2005 - 02:01dördüncü dünya savaşı ulkeler arasinda olmayacak, bir avuc insan arasinda olacak ve yenen kizi goturecek :)
Dernier combat (Last Battle)
20.04.2005 - 01:11ucuncu dunya savasi cikti mi cikmiyacak mi, nasil ve neden bilemiyorum ama daha once ki dunya savasi cikarlardan dolayi olduysa, dorduncu dunya savasi ihtiyaclardan dolayi olacak...
Toplam 2591 mesaj bulundu