Ali Kuşcu, Takuyiddini, İbni Sina, Harezmi, El Biruni, Cemşid, Kadızade el rumi, Piri Reis, Farabi, L. Hasan Çelebi, Ömer Hayyam, Cezeri, Fergânî, Cabir ibn Hayyan, G. İsmail Efendi, Bettani, Abdulhamid B. Vasi...
1900 Sonrası Türk Bilimadamları
Cahit Arf - (Matematik)
Ali Rıza Berkem - (Kimya)
Jale İnan - (Arkeoloji)
Semahat Geldiay-(Zooloji)
Mustafa İlhan - (Tıp)
Ayşe Erzan - (Fizik)
Fikret Kargı - (Kimya)
Cavit Erginsoy - (Fizik)
Refik Kortan - (Fizik)
Sevim Ercan - (Tıp)
Erhan Çınlar - (Matematik)
Ziya Akçasu - (Mühendislik)
Rüştü Kazım Türker - (Farmakoloji)
Selman Akbulut - (Matematik)
Gazi Yaşargil - (Tıp)
Alaeddin Akçasu - (Farmakoloji)
Mehmet Erbudak - (Fizik)
Atilla Ertan - (Tıp)
Gündüz İkeda - (Matematik)
Sırrı Erinç - (Yerbilim)
Nimet Tahsin Özgüç - (Arkeoloji)
Sedat Alp - (Hititoloji)
İhsan Ketin - (Yerbilim)
Refik Fenmen - (Mühendislik)
Paris Pişmiş - (Gökbilim)
Remziye Hisar - (Kimya)
Kamile Şevket Mutlu - (Tıp)
Asım Orhan Barut - (Fizik)
Muzaffer Aksoy - (Tıp)
Temel Çokoloz - (Kimya)
M. Orhan Öztürk (Psikiyatri)
Dilhan Eryurt (Gökbilim)
Halet Çambel (Arkeoloji)
Halil İnalcık (Tarih)
Bahattin Baysal (Kimya)
Ekrem Akurgal (Arkeoloji)
Ata Nutku (Mühendis-Gemi Yapımı)
Mübeccel B. Kıray (Sosyoloji)
Semavi Eyice (Sanat Tarihi)
M. Orhan Öztürk (Psikiyatri)
Tevfik Karabağ (Böcekbilim)
Feza Gürsey (Fizik)
İhsan Ketin (Yerbilim)
Cahit Arf (Matematik)
Mustafa İnan (Mühendislik)
Cavit Erginsoy (Fizik)
Prof. Dr. Osman Tosun (Ziraat-Genetik)
Ahmet Topkaya (Diş Hekimliği)
Baltacıoğlu (Yazınbilim)
Thales (MÖ. 625 - MÖ. 545)
Socrates (Sokrates) (MÖ.469 - MÖ. 399)
Democritos (MÖ.455 - MÖ.370)
Platon (Eflatun) (MÖ. 427- MÖ. 347)
Aristoteles (Aristo) (MÖ. 384 - MÖ.322)
Euclides (MÖ. 325- MÖ. 265)
Arşimet (Archimedes) (MÖ. 278 - MÖ. 212)
Eratosthenes (MÖ. 273 - MÖ.192)
Cabir bin Hayyan (721 – 805)
Harezmi (Harizmi) (780-850)
Al Dinawari (Abu hanife Ahmed bin Davud) (? - 895)
Fergani (? - 861)
Abdulhamid b. Vasi (? -?)
El Kindi (800-873)
Sabit Bin Kurra (821-90)
Ebu Kamil Suca (850 - 930)
Bettani (858 - 929)
Razi (864-925)
Farabi (870-950)
Ibni Heysem (965-1051)
El Bruni (Beyruni) (973-1054)
İbn-i Sina (980-1037)
Ömer Hayyam (1045-1123)
İmam Gazali (1058-1111)
Cezeri (1150 - 1220)
Mevlana Celaleddin Rumi (1207-1273)
İbn-i Nefis (1210-1288)
Gıyasüddin Cemşid (? - 1429)
İbni Haldun (1332-1406)
Kadızade el-Rumi (1364-1436)
Uluğ Bey (1393-1449)
Ali Kuşçu (? -1474)
Leonardo da Vinci (1452-1519)
Piri Reis (1470-1554)
Copernicus (Kopernik) (1473-1543)
Mimar Sinan (The Architect) (1490-1588)
Takiyüddin (1521-1585)
Francis Bacon (1561-1626)
Galileo Galilei (1564-1642)
Johannes Kepler (1571-1630)
William Harvey (1578-1657)
Descartes (1596-1650)
Otto van Guericke (1602-1686)
Hasan Çelebi (Evliya Çelebi) (1611-1684)
Robert Boyle (1627-1691)
Christiaan Huygens (1629-1695)
James Gregory (1638-1675)
Isaac Newton (1642-1727)
Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703 – 1780)
Joseph Black (1728-1799)
Gelenbevi İsmail Efendi (1730 - 1790)
Laurent Lavoisier (1743-1794)
John Dalton (1766-1844)
Jean Baptiste Biot (1774-1862)
Gauss (1777-1855)
Berzelius (1779-1848)
Michael Faraday (1791-1867)
Charles Darwin (1809-1882)
Johann Gregor Mendel (1822-1884)
Louis Pasteur (1822-1895)
James Clerk Maxwell (1831-1879)
Alfred Nobel (1833-1896)
Ernst Haeckel (1834-1919)
Wilhelm C.RÃntgen (1845-1923)
Thomas Edison (1847-1931)
Ivan Pavlov (1849-1936)
Max Planck (1858-1947)
John Scott Haldane (1860-1936)
Marie Curie (1867-1934)
Ernest Rutherford (1871-1937)
Albert Einstein (1879-1955)
Otto Hahn (1879-1968)
Niels Bohr (1885-1962)
Erwin SchrÃdinger (1887-1961)
J.B.S.Haldane (1892-1964)
Wolfgang Pauli (1900-1958)
Werner Heisenberg (1901-1976)
Enrico Fermi (1901-1954)
Paul Dirac (1902-1984)
Richard Feynman (1918-1988)
Feza Gürsey (1921-1992)
Abdus Selam (1926-)
Carl Sagan (1934-1996)
Stephan Hawking (1942-)
Ebu Yusuf Yakup İshak El-Kindi MS.800 civarında Kufe'de doğdu. Babası Harun el-Reşit'in bir memuru idi. El-Kindi; el-Memun, el-Mutasım ve el-Mütevekkil'in bir çağdaşı idi ve büyük ölçüde Bağdat'ta yetişti...
...
El-Kindi, bir filozof, matematikçi, fizikçi, astronom, hekim, coğrafyacı ve hatta müzikte bir uzman idi...
...
Matematikte, sayı sistemi üzerine dört kitap yazmıştır ve modern aritmetiğin büyük bir bölümünün kuruluşunu hazırlamıştır...
...
Kimyada, baz metallerin değerli metallere dönüştürülebileceği fikrine karşı gelmiştir...
...
Tıpta, başlıca katkısı, sistematik olarak o zaman bilinen tüm ilaçlara uygulanabilecek dozları belirleyen ilk kişi olması gerçeğini kapsamaktaydı. Bu, hekimler arasında reçete yazmada zorluklara neden olan dozaj üzerine hüküm süren çelişkili görüşleri çözmüştür.
Onun zamanında müziğin bilimsel yönlerine ilişkin çok az şey bilinmektedir. Armoni üretmek için bir araya getirilen çeşitli notaların her birinin belirli bir perdeye sahip olduğuna dikkat çekmiştir...
...
O, üretken bir yazardı: onun tarafından yazılan kitapların toplam sayısı 241 idi. Göze çarpanları, aşağıdaki gibi bölünmüştü: Astronomi 16, Aritmetik 11, Geometri 32, Tıp 22, Fizik 12, Felsefe 22, Mantık 9, Psikoloji 5, ve Müzik 7.
Buna ilaveten, onun tarafından yazılmış çeşitli biyografiler, gelgitler, astronomi ile ilgili cihazlar, kayalar, değerli taşlar vb. ile ilgilidir. Aynı zamanda, Yunanca eserleri Arapça'ya çeviren ilk tercümanlardan biriydi, fakat bu gerçek onun sayısız özgün eserleri tarafından büyük ölçüde gölgelenmişti...
Dokuzuncu yüzyılda yetişmiş ekliptik meyli ilk defa tespit eden büyük Müslüman astronomi ve matematik alimi. İsmi Ahmed bin Muhammed bin Kesir el-Fergani olup künyesi Ebü'l-Abbas'tır. Batı bilim dünyasında Alfarganus adıyla tanınır. Fegana'da bulunan ünlü bir Türk ailesine mensuptur. Dokuzuncu asır başlarında dünyaya geldiği, 861 senesinde hayatta olduğu ve bundan kısa bir süre sonra vefat ettiği kabul edilmektedir.
Richard Shenkman'ın kitabı ''Tarihin Büyük Yalanları''
Kitaptaki bilgilere göre, tarihin en ünlü kadınlarından Kleopatra sanıldığı gibi Mısırlı değil, Yunanlıydı. Böyle sanılmasının nedeni, ailesinin 300 yıl kadar Mısır'da yaşamasından kaynaklanıyordu. Ayrıca Kleopatra, bazı filmlere konu olduğu gibi güzel bir kadın da değildi.
Roma'yı yaktığı söylenen Neron'un ise bu yangınla hiçbir ilgisi yoktu. Roma yanarken 25 km uzakta bulunan Neron, yangından sonra evsiz-barksız kalanlara barınaklar yaptırdı, mısırın fiyatını düşürdü ve diğer bölgelerden yiyecek getirtti.
Yazar Shenkman'ın araştırmasına göre, İskoçların geleneksel giysisi olarak bilinen ekose etek ise bir İngiliz icadıydı. İskoç erkekler, geleneksel ekose etekleri 18. yüzyıldan itibaren giymeye başladılar.
Fransa Kraliçesi Marie Antoinette'e ait olduğu sanılan ünlü 'Ekmek yoksa pasta yesinler' sözünün de ona ait olmadığı iddia edildi. Bir araştırmacının, bu sözü ünlü yzar Jean-Jacques Rousseau'nun 'İtiraflar' adlı kitabında 'genç bir prensese malettiğini' tespit ettiği bildirildi.
Kitapta, Napolyon'u 'bütün dünyayı yönetme kompleksine' sürüklediği iddia edilen kısa boyuna ilişkin bilgilerin de 'tarihin büyük yalanlarından' biri olduğu öne sürüldü. Kitapta, Napolyon'un 1.60 olarak bilinen boyunun 'Kralın adımları' diye bilinen eski Fransız ölçüm sistemine göre hesaplandığı, bu rakamın günümüz ölçüm hesaplarına vurulduğunda ise boyunun aslında 1.80'in biraz daha üstünde olduğu bildirildi.
Richard Shenkman'ın araştırmasına göre, Rusların en ünlü yöneticilerinden biri olarak bilinen Büyük Katherina da aslında Rus değil 'Sophia' isimli bir Almandı. Kocası 3. Peter'i hapse attırdıktan sonra tahta geçtiği belirtilen Katherina, 34 yıl tahtta kaldı.
Korku filmlerinin ünlü vampiri 'Drakula' da sadece hayal ürünü bir yaratık değildi, gerçek olan yanları vardı. Transilvanya'da bir şatoda yaşayan ve insanları öldürmekten hoşlanan Drakula'nın asıl adı Voyvoda Tepeş'ti.
Galileo Galilei en büyük keşiflerinden olan güneşin kendi ekseni etrafında döndüğünü, o zamanin matemetikçilerin ve kilise'nin karşı çıkması ve bu yüzden 1633'te Engizisyon mahkemesine çıkartılması...
Dinamiti bulmak için labarotuarında ki bir patlamada kardeşini kaybetmesine; nitrogliserinle çok uğraşmasıyla ağır baş ağrılarına ve bu baş ağrılarını geçirmek için nitrogliserin hap olarak kullanıp ona bağımlı olmasına; keşfettiğinin öldürücü bir silah olmasına rağmen soyadının dünyaca ünlü bir ödül ismi alması beni hep şaşırtmıştır...
Steve Vai tabi ki David lee Roth ve Whitesnake'le tanıdım... Sonra Yol Ayrımı (Cross Roads) filminde Karete Kid'e karşı şeytanı temsil eden gitaristçi rolüyle tek başına harikalar yaratabileciğine inandım ve gitar solo albümleri popüler olduğu zamanlarda çıkardığı iklk albümle yanılmadığımı anladım...
Joe Satrian'in öğrecilerinin arasında en başarılısı olan gitarist 6 Temmuz 1960 New york doğumlu... 13 yaşında müziğe başladı, Joe Satrian'iden özel dersler alırken Berklee College Of Music'te Jazz ve Kalsik müzik öğrenimi gördü. 1979'de Franzk Zappa, evet yanlış duymadınız Frank Zappa tarafından keşfedildi...
Herhalde babası zengin midir nedir 1984'de kendi müzik stüdyosunu kurdu. 1985'te Yngwie Malmsteen yerine Alcatrazz grubana katıldı... Esas ününü borçlu olduğu David Lee Roth ve sonra Whitesnake gruplarına katıldı. Giysileri, gitaları ve hareketleriyle modern hipi dedirticek kadar rengarek bir müzisyen...
Solo gitarist olarak dünyaca tanınması sağlayan başarısı 1990 yapımı caz, rock, funk, klasik, ve metal nuanslardan oluşan melodik enstrumantal Passion And Warfare albümüdür.... Sonra vokalist olarak Devin Townsend alarak 1993'te Sex & Religion adında deneysel albümünü çıkardı...Sanırsam çocuğunun sesini de bu albüme kaydetmişti... 1995'de sanki at sürüyormuş gibi çaldığı gitarıyla Alien Love Secrets çıkardı. Hzını alamayıp 1997 de Joe Staraini'nin G3'si ile turlara çıktı... Hıza doyamayan Vai 1999 Favored Nations kendine brand etiketi yaptı. Belki de hızıyla çok uzaklara gittiğinden sonraki albümlerinin nal seslerı pek duyumadı ama hala atını sürmeye devam ediyor...
Bir de dünyanın en küçük elektrik gitarını çalma rekorunu mu ne kırmıştı:P
Albümleri
FLEXABLE LEFTOVERS 1984
Passion And Warfare 1990
Sex And Religion 1993
Alien Love Secrets 1995
G3 Live In Concert 1997
Ultra Zone 2000
Seventh Sign 2001
biraz kabuğa (başlığa) değilde içine bakmaya (anlamına inmeye) çalışsanız olaya yüzeysel yaklaşmassınız...
Bir kere pozitif de olsa negatif de olsa Atatürk ve din konusu kesin açılır. Biri hilafeti yıktığı ya da reformalarından dolayı din düşmanı ilan eder, diğeri ise din düşmanı olduğu için sahiplenmeye çalışır, bir başkası ise iyi musliman yaptıkları yerinde der... her türlüde konu açılır...
Eğer bu kadar ayrı olsa bunca insan bu konuyu açmazdı, eğer ayrı olsa Mustafa Kemal şeyhlere Kuran yollayıp milli mücadeleye davet etmezdi, eğer ayrı olsaydı Atatürk başucunda her zaman Kuran bulundurmazdı, eğer ayrı olsa Atatürk dinle ilgili konuşmazdı ve sözler üretmezdi, ayrı olsa meal çalışmasına izin vermezdi, ayrı olsa hilafeti yıkıp diyaneti kurmazdı...
Bunlar ayrı konular diye konuyu iyice tabulaştırırsak kişiler nedenlere değil sadece sonuçlara bakarlar...
Bir liderin dine karşı olması ya da olmaması önemli değilse neden o zaman yöneticiler ya da partiler hakkında irtica fasa fisoları yapılıyor? Burada lahanadan turşu olur mu başlığı mı açtım da, çok bilmiş gibi ayrı konular deniliyor, bence sizler konudan baya bir ayrısınız
Ayrı derken din sadece gönül işidir midir yani kitaplıkta süs mü olacak onca tarih?
esas bayhan gibiler Aziz Nesin'e ilham olmus, bu bana -'bu kadar konuyu nasil da yaratabiliyorsunuz' diyen ama Türkiye'de biraz yaşayınca Aziz Nesin'e hayranlığını kaybeden Brezilyalı okurun dediğini hatirlatti:
''Ben sizin bütün bu hikayeleri kendinizin yarattigini saniyordum. Oysa siz yasadiklarinizi yaziyormussunuz''
bir konunun ayrıntılarına inmek için dalgıç gibi konu hakkında bilgimiz ve edavatlarımız olması şart lakin nasıl dalgıç tüpündeki hava kadar derinlere inebiliyorsa bir kişi de ancak potansiyeli kadar ayrıntılara girebilir...
Bill Clinton'da altmışsekiz kuşağından dı, dünün hipileri bugünün nefret edilen yöneticileriden olabileceğini unutmamak gerekir... Yine de bir döneme imza atmış bu kuşaktan etkilenmeden edemiyor insan...
yüz meteryi çok hızlı koştuklarından belki maraton için nefesleri yetmedi...
bu afrika sözü bana Kuran'da Allah istediğini nimetini verip üstün kılmasına çağrıştırıyor, mesela Araplar gibi Bizansın, İran'ın ve Yahudilerin dalga geçtiği bir ırkın tarihte üstünlük sağlaması sonra taşıdıkları bayrağı Türklerin alıp tarihte üstünlük sağlaması, ya da bir avuç askerin kendilerinden on kat büyük ordular yenmeleri, kendi aralarından olan ya da olmayan tahmin etmedikleir bir kişinin komutan ya da peygamber seçilmesi yani kimin üstrün olacağını gerçekten suyun hareketi belirlemesi gibi tahmin bile edelimeyen bir şeyin şaşırtıcı üstünlüğü ortaya çıkıyor...
O yüzden gördüğümüzle, duyduğumuzla ya da düşündüğümüzle aldanmamız gerekir, eninde sonunda tarihtede çok kişi zan ettiğiyle ortada kaldığı bellidir...
Vampire muzik denilen bir Black Metal türü yapan satanist bir grup... 16 yy'da yüzlerce bakireyi öldürüp kanlarıyla banyo yapan Prenses Elizabeth Bathory ile ilgi çıkardıkları albümle baya ilgi toplamışlardı... Bana daha çok King Diamond, Alice Cooper ve Gwar gibi şovcuları anımsatıyorlar ama zamanla insanların şiddet anlayışı iyice manyaklaştığından eskiye nazaran Cradle of Filth gibi daha iğrenç, daha sapık ve ucuz gruplar türüyor...
2001 yapımı ''Cradle of Fear'' diye ucuz gore türü filmleri bilem var...
Esasında Gwar gibi gore türü konserler değilde daha çok herkesin yüzünü gözünü boyayaıp Cadılar Bayramı maskelerine ve kostümlerine benzeyen gothic türü maskeli baloya benziyorlar...
Bir hikaye geldi aklıma, hatırladığım kadarıyla Siyasal Bilimler'den başarılı bir şekilde mezun olan genç köyüne bir cuma vakti geri döner, hemen camiye gider, bir bakar ki imam atıp duruyor, dayanamayıp ayağa kalkar ve cemaata imamın yalan söylediğini duyurunca tekme tokat dışarı atılır... Eve dönüp babasına olanları anlatınca, babası '' Belki ilm-i siyaseti öğrendin ama belagat olmadan hiç bir işe yaramaz der''...
Genç babasının tavsiyesine uyup, belli bir zaman sonra yine aynı camiye gider, imam yine atıp tutmaktadır, ayağa kalkıp bu sefer 'Bu imamın ağzından bal akıyor, kim sakalından bir tutam kopartırsa cennete gider' diye cemaate seslenir. Bunu duyan cemaat imamın itraz mitraz etmesine kalmadan üstüne çullanırlar ve herkes bir tutam tel için imamın sakalını yolarlar...
Böylece genç onca okuduğu kitapla değil söz sanatı olan belagatla hem sahte imamı susturur hem de intikamını zeki bir şekilde alır.... Demek ki belgatı güçlü olmayan bir kimsenin bilgileri havada asılı kalır, ama belagatı güçlü olan biri milyonları etkileyebilir hatta bir komutan ordusuna seslenip yüzlerce kişin öleceği kesin olan bir kanyondan ordusunu can atarak bile geçirtebilir, aynı Mustafa Kemal'in ''Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum'' demesi gibi... Mesela Mevlana'nın çok komplike bir konuyu bile basit bir sözle anlatması gibi
Lakin belagat Hitler gibi diktatörlerin elinde de çok güçlü bir silah olabilir, bundan dolayı mesela George Orwell, Animal Farm kitabında, haksız yontemlerle halkı kontrol etmeye calışan her türlü belagata karşı gelmiştir...
Alfred Nobel’in icadı olan dinamit, 1883 yılında petrol boru hattının geçeceği Bakü-Batum demiryolunun kayalık bölgesinde yer açmak amacı ile ilk defa kullanıldı...
bir ses duyulsa...koşsam sesin geldiği yere...katılsam o seslere...o sesleri çıkarsam...duyulsa seslerimiz...katılsa bütün sesler...ah keşke bir olsa sesler sessizliğin içinde de...bir ses duyulsa...sessizliği bozsak
bilim adamları
17.03.2004 - 17:12Ali Kuşcu, Takuyiddini, İbni Sina, Harezmi, El Biruni, Cemşid, Kadızade el rumi, Piri Reis, Farabi, L. Hasan Çelebi, Ömer Hayyam, Cezeri, Fergânî, Cabir ibn Hayyan, G. İsmail Efendi, Bettani, Abdulhamid B. Vasi...
1900 Sonrası Türk Bilimadamları
Cahit Arf - (Matematik)
Ali Rıza Berkem - (Kimya)
Jale İnan - (Arkeoloji)
Semahat Geldiay-(Zooloji)
Mustafa İlhan - (Tıp)
Ayşe Erzan - (Fizik)
Fikret Kargı - (Kimya)
Cavit Erginsoy - (Fizik)
Refik Kortan - (Fizik)
Sevim Ercan - (Tıp)
Erhan Çınlar - (Matematik)
Ziya Akçasu - (Mühendislik)
Rüştü Kazım Türker - (Farmakoloji)
Selman Akbulut - (Matematik)
Gazi Yaşargil - (Tıp)
Alaeddin Akçasu - (Farmakoloji)
Mehmet Erbudak - (Fizik)
Atilla Ertan - (Tıp)
Gündüz İkeda - (Matematik)
Sırrı Erinç - (Yerbilim)
Nimet Tahsin Özgüç - (Arkeoloji)
Sedat Alp - (Hititoloji)
İhsan Ketin - (Yerbilim)
Refik Fenmen - (Mühendislik)
Paris Pişmiş - (Gökbilim)
Remziye Hisar - (Kimya)
Kamile Şevket Mutlu - (Tıp)
Asım Orhan Barut - (Fizik)
Muzaffer Aksoy - (Tıp)
Temel Çokoloz - (Kimya)
M. Orhan Öztürk (Psikiyatri)
Dilhan Eryurt (Gökbilim)
Halet Çambel (Arkeoloji)
Halil İnalcık (Tarih)
Bahattin Baysal (Kimya)
Ekrem Akurgal (Arkeoloji)
Ata Nutku (Mühendis-Gemi Yapımı)
Mübeccel B. Kıray (Sosyoloji)
Semavi Eyice (Sanat Tarihi)
M. Orhan Öztürk (Psikiyatri)
Tevfik Karabağ (Böcekbilim)
Feza Gürsey (Fizik)
İhsan Ketin (Yerbilim)
Cahit Arf (Matematik)
Mustafa İnan (Mühendislik)
Cavit Erginsoy (Fizik)
Prof. Dr. Osman Tosun (Ziraat-Genetik)
Ahmet Topkaya (Diş Hekimliği)
Baltacıoğlu (Yazınbilim)
Ek olarak:Erzurumlu İbrahim Hakkı, Mimar Sinan, Mevlana Celaleddin Rumi, Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre (Atom Muhendisi)
bilim adamları
17.03.2004 - 16:43Thales (MÖ. 625 - MÖ. 545)
Socrates (Sokrates) (MÖ.469 - MÖ. 399)
Democritos (MÖ.455 - MÖ.370)
Platon (Eflatun) (MÖ. 427- MÖ. 347)
Aristoteles (Aristo) (MÖ. 384 - MÖ.322)
Euclides (MÖ. 325- MÖ. 265)
Arşimet (Archimedes) (MÖ. 278 - MÖ. 212)
Eratosthenes (MÖ. 273 - MÖ.192)
Cabir bin Hayyan (721 – 805)
Harezmi (Harizmi) (780-850)
Al Dinawari (Abu hanife Ahmed bin Davud) (? - 895)
Fergani (? - 861)
Abdulhamid b. Vasi (? -?)
El Kindi (800-873)
Sabit Bin Kurra (821-90)
Ebu Kamil Suca (850 - 930)
Bettani (858 - 929)
Razi (864-925)
Farabi (870-950)
Ibni Heysem (965-1051)
El Bruni (Beyruni) (973-1054)
İbn-i Sina (980-1037)
Ömer Hayyam (1045-1123)
İmam Gazali (1058-1111)
Cezeri (1150 - 1220)
Mevlana Celaleddin Rumi (1207-1273)
İbn-i Nefis (1210-1288)
Gıyasüddin Cemşid (? - 1429)
İbni Haldun (1332-1406)
Kadızade el-Rumi (1364-1436)
Uluğ Bey (1393-1449)
Ali Kuşçu (? -1474)
Leonardo da Vinci (1452-1519)
Piri Reis (1470-1554)
Copernicus (Kopernik) (1473-1543)
Mimar Sinan (The Architect) (1490-1588)
Takiyüddin (1521-1585)
Francis Bacon (1561-1626)
Galileo Galilei (1564-1642)
Johannes Kepler (1571-1630)
William Harvey (1578-1657)
Descartes (1596-1650)
Otto van Guericke (1602-1686)
Hasan Çelebi (Evliya Çelebi) (1611-1684)
Robert Boyle (1627-1691)
Christiaan Huygens (1629-1695)
James Gregory (1638-1675)
Isaac Newton (1642-1727)
Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703 – 1780)
Joseph Black (1728-1799)
Gelenbevi İsmail Efendi (1730 - 1790)
Laurent Lavoisier (1743-1794)
John Dalton (1766-1844)
Jean Baptiste Biot (1774-1862)
Gauss (1777-1855)
Berzelius (1779-1848)
Michael Faraday (1791-1867)
Charles Darwin (1809-1882)
Johann Gregor Mendel (1822-1884)
Louis Pasteur (1822-1895)
James Clerk Maxwell (1831-1879)
Alfred Nobel (1833-1896)
Ernst Haeckel (1834-1919)
Wilhelm C.RÃntgen (1845-1923)
Thomas Edison (1847-1931)
Ivan Pavlov (1849-1936)
Max Planck (1858-1947)
John Scott Haldane (1860-1936)
Marie Curie (1867-1934)
Ernest Rutherford (1871-1937)
Albert Einstein (1879-1955)
Otto Hahn (1879-1968)
Niels Bohr (1885-1962)
Erwin SchrÃdinger (1887-1961)
J.B.S.Haldane (1892-1964)
Wolfgang Pauli (1900-1958)
Werner Heisenberg (1901-1976)
Enrico Fermi (1901-1954)
Paul Dirac (1902-1984)
Richard Feynman (1918-1988)
Feza Gürsey (1921-1992)
Abdus Selam (1926-)
Carl Sagan (1934-1996)
Stephan Hawking (1942-)
el kindi
17.03.2004 - 14:39Ebu Yusuf Yakup İshak El-Kindi MS.800 civarında Kufe'de doğdu. Babası Harun el-Reşit'in bir memuru idi. El-Kindi; el-Memun, el-Mutasım ve el-Mütevekkil'in bir çağdaşı idi ve büyük ölçüde Bağdat'ta yetişti...
...
El-Kindi, bir filozof, matematikçi, fizikçi, astronom, hekim, coğrafyacı ve hatta müzikte bir uzman idi...
...
Matematikte, sayı sistemi üzerine dört kitap yazmıştır ve modern aritmetiğin büyük bir bölümünün kuruluşunu hazırlamıştır...
...
Kimyada, baz metallerin değerli metallere dönüştürülebileceği fikrine karşı gelmiştir...
...
Tıpta, başlıca katkısı, sistematik olarak o zaman bilinen tüm ilaçlara uygulanabilecek dozları belirleyen ilk kişi olması gerçeğini kapsamaktaydı. Bu, hekimler arasında reçete yazmada zorluklara neden olan dozaj üzerine hüküm süren çelişkili görüşleri çözmüştür.
Onun zamanında müziğin bilimsel yönlerine ilişkin çok az şey bilinmektedir. Armoni üretmek için bir araya getirilen çeşitli notaların her birinin belirli bir perdeye sahip olduğuna dikkat çekmiştir...
...
O, üretken bir yazardı: onun tarafından yazılan kitapların toplam sayısı 241 idi. Göze çarpanları, aşağıdaki gibi bölünmüştü: Astronomi 16, Aritmetik 11, Geometri 32, Tıp 22, Fizik 12, Felsefe 22, Mantık 9, Psikoloji 5, ve Müzik 7.
Buna ilaveten, onun tarafından yazılmış çeşitli biyografiler, gelgitler, astronomi ile ilgili cihazlar, kayalar, değerli taşlar vb. ile ilgilidir. Aynı zamanda, Yunanca eserleri Arapça'ya çeviren ilk tercümanlardan biriydi, fakat bu gerçek onun sayısız özgün eserleri tarafından büyük ölçüde gölgelenmişti...
fergani
17.03.2004 - 14:31Dokuzuncu yüzyılda yetişmiş ekliptik meyli ilk defa tespit eden büyük Müslüman astronomi ve matematik alimi. İsmi Ahmed bin Muhammed bin Kesir el-Fergani olup künyesi Ebü'l-Abbas'tır. Batı bilim dünyasında Alfarganus adıyla tanınır. Fegana'da bulunan ünlü bir Türk ailesine mensuptur. Dokuzuncu asır başlarında dünyaya geldiği, 861 senesinde hayatta olduğu ve bundan kısa bir süre sonra vefat ettiği kabul edilmektedir.
tarihin en büyük yalanları
16.03.2004 - 17:19Richard Shenkman'ın kitabı ''Tarihin Büyük Yalanları''
Kitaptaki bilgilere göre, tarihin en ünlü kadınlarından Kleopatra sanıldığı gibi Mısırlı değil, Yunanlıydı. Böyle sanılmasının nedeni, ailesinin 300 yıl kadar Mısır'da yaşamasından kaynaklanıyordu. Ayrıca Kleopatra, bazı filmlere konu olduğu gibi güzel bir kadın da değildi.
Roma'yı yaktığı söylenen Neron'un ise bu yangınla hiçbir ilgisi yoktu. Roma yanarken 25 km uzakta bulunan Neron, yangından sonra evsiz-barksız kalanlara barınaklar yaptırdı, mısırın fiyatını düşürdü ve diğer bölgelerden yiyecek getirtti.
Yazar Shenkman'ın araştırmasına göre, İskoçların geleneksel giysisi olarak bilinen ekose etek ise bir İngiliz icadıydı. İskoç erkekler, geleneksel ekose etekleri 18. yüzyıldan itibaren giymeye başladılar.
Fransa Kraliçesi Marie Antoinette'e ait olduğu sanılan ünlü 'Ekmek yoksa pasta yesinler' sözünün de ona ait olmadığı iddia edildi. Bir araştırmacının, bu sözü ünlü yzar Jean-Jacques Rousseau'nun 'İtiraflar' adlı kitabında 'genç bir prensese malettiğini' tespit ettiği bildirildi.
Kitapta, Napolyon'u 'bütün dünyayı yönetme kompleksine' sürüklediği iddia edilen kısa boyuna ilişkin bilgilerin de 'tarihin büyük yalanlarından' biri olduğu öne sürüldü. Kitapta, Napolyon'un 1.60 olarak bilinen boyunun 'Kralın adımları' diye bilinen eski Fransız ölçüm sistemine göre hesaplandığı, bu rakamın günümüz ölçüm hesaplarına vurulduğunda ise boyunun aslında 1.80'in biraz daha üstünde olduğu bildirildi.
Richard Shenkman'ın araştırmasına göre, Rusların en ünlü yöneticilerinden biri olarak bilinen Büyük Katherina da aslında Rus değil 'Sophia' isimli bir Almandı. Kocası 3. Peter'i hapse attırdıktan sonra tahta geçtiği belirtilen Katherina, 34 yıl tahtta kaldı.
Korku filmlerinin ünlü vampiri 'Drakula' da sadece hayal ürünü bir yaratık değildi, gerçek olan yanları vardı. Transilvanya'da bir şatoda yaşayan ve insanları öldürmekten hoşlanan Drakula'nın asıl adı Voyvoda Tepeş'ti.
bob dylan
16.03.2004 - 16:18müziği ile büyüyüp güzelleşen çirkin ördek yavrusu
yanılgılar
16.03.2004 - 15:51Galileo Galilei en büyük keşiflerinden olan güneşin kendi ekseni etrafında döndüğünü, o zamanin matemetikçilerin ve kilise'nin karşı çıkması ve bu yüzden 1633'te Engizisyon mahkemesine çıkartılması...
alfred nobel
15.03.2004 - 19:51Dinamiti bulmak için labarotuarında ki bir patlamada kardeşini kaybetmesine; nitrogliserinle çok uğraşmasıyla ağır baş ağrılarına ve bu baş ağrılarını geçirmek için nitrogliserin hap olarak kullanıp ona bağımlı olmasına; keşfettiğinin öldürücü bir silah olmasına rağmen soyadının dünyaca ünlü bir ödül ismi alması beni hep şaşırtmıştır...
steve vai
15.03.2004 - 19:47Steve Vai tabi ki David lee Roth ve Whitesnake'le tanıdım... Sonra Yol Ayrımı (Cross Roads) filminde Karete Kid'e karşı şeytanı temsil eden gitaristçi rolüyle tek başına harikalar yaratabileciğine inandım ve gitar solo albümleri popüler olduğu zamanlarda çıkardığı iklk albümle yanılmadığımı anladım...
Joe Satrian'in öğrecilerinin arasında en başarılısı olan gitarist 6 Temmuz 1960 New york doğumlu... 13 yaşında müziğe başladı, Joe Satrian'iden özel dersler alırken Berklee College Of Music'te Jazz ve Kalsik müzik öğrenimi gördü. 1979'de Franzk Zappa, evet yanlış duymadınız Frank Zappa tarafından keşfedildi...
Herhalde babası zengin midir nedir 1984'de kendi müzik stüdyosunu kurdu. 1985'te Yngwie Malmsteen yerine Alcatrazz grubana katıldı... Esas ününü borçlu olduğu David Lee Roth ve sonra Whitesnake gruplarına katıldı. Giysileri, gitaları ve hareketleriyle modern hipi dedirticek kadar rengarek bir müzisyen...
Solo gitarist olarak dünyaca tanınması sağlayan başarısı 1990 yapımı caz, rock, funk, klasik, ve metal nuanslardan oluşan melodik enstrumantal Passion And Warfare albümüdür.... Sonra vokalist olarak Devin Townsend alarak 1993'te Sex & Religion adında deneysel albümünü çıkardı...Sanırsam çocuğunun sesini de bu albüme kaydetmişti... 1995'de sanki at sürüyormuş gibi çaldığı gitarıyla Alien Love Secrets çıkardı. Hzını alamayıp 1997 de Joe Staraini'nin G3'si ile turlara çıktı... Hıza doyamayan Vai 1999 Favored Nations kendine brand etiketi yaptı. Belki de hızıyla çok uzaklara gittiğinden sonraki albümlerinin nal seslerı pek duyumadı ama hala atını sürmeye devam ediyor...
Bir de dünyanın en küçük elektrik gitarını çalma rekorunu mu ne kırmıştı:P
Albümleri
FLEXABLE LEFTOVERS 1984
Passion And Warfare 1990
Sex And Religion 1993
Alien Love Secrets 1995
G3 Live In Concert 1997
Ultra Zone 2000
Seventh Sign 2001
atatürk ve din
15.03.2004 - 16:45biraz kabuğa (başlığa) değilde içine bakmaya (anlamına inmeye) çalışsanız olaya yüzeysel yaklaşmassınız...
Bir kere pozitif de olsa negatif de olsa Atatürk ve din konusu kesin açılır. Biri hilafeti yıktığı ya da reformalarından dolayı din düşmanı ilan eder, diğeri ise din düşmanı olduğu için sahiplenmeye çalışır, bir başkası ise iyi musliman yaptıkları yerinde der... her türlüde konu açılır...
Eğer bu kadar ayrı olsa bunca insan bu konuyu açmazdı, eğer ayrı olsa Mustafa Kemal şeyhlere Kuran yollayıp milli mücadeleye davet etmezdi, eğer ayrı olsaydı Atatürk başucunda her zaman Kuran bulundurmazdı, eğer ayrı olsa Atatürk dinle ilgili konuşmazdı ve sözler üretmezdi, ayrı olsa meal çalışmasına izin vermezdi, ayrı olsa hilafeti yıkıp diyaneti kurmazdı...
Bunlar ayrı konular diye konuyu iyice tabulaştırırsak kişiler nedenlere değil sadece sonuçlara bakarlar...
Bir liderin dine karşı olması ya da olmaması önemli değilse neden o zaman yöneticiler ya da partiler hakkında irtica fasa fisoları yapılıyor? Burada lahanadan turşu olur mu başlığı mı açtım da, çok bilmiş gibi ayrı konular deniliyor, bence sizler konudan baya bir ayrısınız
Ayrı derken din sadece gönül işidir midir yani kitaplıkta süs mü olacak onca tarih?
film replikleri
15.03.2004 - 13:19''To infinity.....and beyond! ''
http://161.58.5.90/toystory/infinity.wav
Toy Story
''Show me the money! ''
http://www.wavlist.com/movies/017/jm-money2.wav
Jerry Maguire
''Ooooo Somebody stop me! ''
http://newmail.monsterserve.com/keepout/movies/mask07.wav
The Mask
aziz nesin
13.03.2004 - 23:43esas bayhan gibiler Aziz Nesin'e ilham olmus, bu bana -'bu kadar konuyu nasil da yaratabiliyorsunuz' diyen ama Türkiye'de biraz yaşayınca Aziz Nesin'e hayranlığını kaybeden Brezilyalı okurun dediğini hatirlatti:
''Ben sizin bütün bu hikayeleri kendinizin yarattigini saniyordum. Oysa siz yasadiklarinizi yaziyormussunuz''
ayrıntı
13.03.2004 - 18:03bir konunun ayrıntılarına inmek için dalgıç gibi konu hakkında bilgimiz ve edavatlarımız olması şart lakin nasıl dalgıç tüpündeki hava kadar derinlere inebiliyorsa bir kişi de ancak potansiyeli kadar ayrıntılara girebilir...
ayrıntı
13.03.2004 - 18:00denizin derinleri gibi çekici ama derinlik sarhoşluğuna kapılanılacak kadar tehlikeli...
altmışsekiz kuşağı
13.03.2004 - 17:52Bill Clinton'da altmışsekiz kuşağından dı, dünün hipileri bugünün nefret edilen yöneticileriden olabileceğini unutmamak gerekir... Yine de bir döneme imza atmış bu kuşaktan etkilenmeden edemiyor insan...
yüz meteryi çok hızlı koştuklarından belki maraton için nefesleri yetmedi...
üstünlük
13.03.2004 - 17:44bu afrika sözü bana Kuran'da Allah istediğini nimetini verip üstün kılmasına çağrıştırıyor, mesela Araplar gibi Bizansın, İran'ın ve Yahudilerin dalga geçtiği bir ırkın tarihte üstünlük sağlaması sonra taşıdıkları bayrağı Türklerin alıp tarihte üstünlük sağlaması, ya da bir avuç askerin kendilerinden on kat büyük ordular yenmeleri, kendi aralarından olan ya da olmayan tahmin etmedikleir bir kişinin komutan ya da peygamber seçilmesi yani kimin üstrün olacağını gerçekten suyun hareketi belirlemesi gibi tahmin bile edelimeyen bir şeyin şaşırtıcı üstünlüğü ortaya çıkıyor...
O yüzden gördüğümüzle, duyduğumuzla ya da düşündüğümüzle aldanmamız gerekir, eninde sonunda tarihtede çok kişi zan ettiğiyle ortada kaldığı bellidir...
kaybedenler kulübü
13.03.2004 - 17:25bu külübe üye olunca kaybedenler üye ''kazanmış'' olmuyor mu:P
cellat
13.03.2004 - 17:24her köyün bir kasabı vardır, o sen olma sözünü anımsattı, yani kasaplık gibi zaruri bir ama kanla ğraşmak için hevesli olma gibilerinden...
esasında yanlış bir hareket kurbanın uzun süre acı çekmesine sebep olacağından cellatlık çok hüner isteyen bir işmiş:P
cellat
13.03.2004 - 17:21kafalarına giydikleri maske sözde kimlikleirni saklamak içindir ama daha yaptıkları iş utanç verici olduğundan da takıyor olabilirler...
cellat
13.03.2004 - 17:20civiyi civi, imansızı imansız, avcıyı avcı, cellatı cellat
cradle of filth
13.03.2004 - 17:18Vampire muzik denilen bir Black Metal türü yapan satanist bir grup... 16 yy'da yüzlerce bakireyi öldürüp kanlarıyla banyo yapan Prenses Elizabeth Bathory ile ilgi çıkardıkları albümle baya ilgi toplamışlardı... Bana daha çok King Diamond, Alice Cooper ve Gwar gibi şovcuları anımsatıyorlar ama zamanla insanların şiddet anlayışı iyice manyaklaştığından eskiye nazaran Cradle of Filth gibi daha iğrenç, daha sapık ve ucuz gruplar türüyor...
2001 yapımı ''Cradle of Fear'' diye ucuz gore türü filmleri bilem var...
Esasında Gwar gibi gore türü konserler değilde daha çok herkesin yüzünü gözünü boyayaıp Cadılar Bayramı maskelerine ve kostümlerine benzeyen gothic türü maskeli baloya benziyorlar...
belagat
13.03.2004 - 16:53Bir hikaye geldi aklıma, hatırladığım kadarıyla Siyasal Bilimler'den başarılı bir şekilde mezun olan genç köyüne bir cuma vakti geri döner, hemen camiye gider, bir bakar ki imam atıp duruyor, dayanamayıp ayağa kalkar ve cemaata imamın yalan söylediğini duyurunca tekme tokat dışarı atılır... Eve dönüp babasına olanları anlatınca, babası '' Belki ilm-i siyaseti öğrendin ama belagat olmadan hiç bir işe yaramaz der''...
Genç babasının tavsiyesine uyup, belli bir zaman sonra yine aynı camiye gider, imam yine atıp tutmaktadır, ayağa kalkıp bu sefer 'Bu imamın ağzından bal akıyor, kim sakalından bir tutam kopartırsa cennete gider' diye cemaate seslenir. Bunu duyan cemaat imamın itraz mitraz etmesine kalmadan üstüne çullanırlar ve herkes bir tutam tel için imamın sakalını yolarlar...
Böylece genç onca okuduğu kitapla değil söz sanatı olan belagatla hem sahte imamı susturur hem de intikamını zeki bir şekilde alır.... Demek ki belgatı güçlü olmayan bir kimsenin bilgileri havada asılı kalır, ama belagatı güçlü olan biri milyonları etkileyebilir hatta bir komutan ordusuna seslenip yüzlerce kişin öleceği kesin olan bir kanyondan ordusunu can atarak bile geçirtebilir, aynı Mustafa Kemal'in ''Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum'' demesi gibi... Mesela Mevlana'nın çok komplike bir konuyu bile basit bir sözle anlatması gibi
Lakin belagat Hitler gibi diktatörlerin elinde de çok güçlü bir silah olabilir, bundan dolayı mesela George Orwell, Animal Farm kitabında, haksız yontemlerle halkı kontrol etmeye calışan her türlü belagata karşı gelmiştir...
sağ ve sol
13.03.2004 - 16:30senlik benlik
alfred nobel
13.03.2004 - 16:17Alfred Nobel’in icadı olan dinamit, 1883 yılında petrol boru hattının geçeceği Bakü-Batum demiryolunun kayalık bölgesinde yer açmak amacı ile ilk defa kullanıldı...
Toplam 2591 mesaj bulundu
bir ses duyulsa...koşsam sesin geldiği yere...katılsam o seslere...o sesleri çıkarsam...duyulsa seslerimiz...katılsa bütün sesler...ah keşke bir olsa sesler sessizliğin içinde de...bir ses duyulsa...sessizliği bozsak
...
[Hata Bildir]
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Cem Nizamoglu Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
11 Şubat 2025 Salı - 18:09:08