Cem Nizamoglu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • homer simpson

    30.05.2004 - 04:02

    ''Facts are meaningless. You could use facts to prove anything that's even remotely true! '' Homer Simpson

    Ne kadar aptal görünsede, bence, kurduğu enteresan kelimeler ve cümlelerle ve felesefik konuşmaları ile, beynini bira ile öldüren bir dehayı, canlandırıyor.

    'All right, brain. You don't like me and I don't like you, but let's just do this and I can get back to killing you with beer. -Homer Simpson
    kullandığı'

  • homer simpson

    30.05.2004 - 03:56

    ''I'm a white male, age 18 to 49. Everyone listens to me, no matter how dumb my suggestions are.'' Homer Simpson

  • the simpsons

    30.05.2004 - 03:50

    bir bölümü için, yazarlar ordusunun üç ay boyunca çalışıp biçimlendirdiği ve çocukların IQ'sunu geliştirdiği söylenen Matt Groening çizgi filmi.

    hmmm donut

    Simpsons kadar tutmasa da aynı kişilerin yaptığı diğer çizgi filmin adıysa Futurama'dır.

    D'oh! ! !

    Filmini üç gözle bekliyoruz....

  • ünlü çiftler

    30.05.2004 - 03:37

    Şimdilik aklıma gelenler Adem ve Havva, Leyla ile Mecnun, Ferhat ve Şirin, Rome ve Juliet, Tarzan ve Jane, Bonnie & Clyde, Zeki Alasya ve Metin Akpınar, Red kit ve Düldül, Batman ile Robin, Laurel ve Hardy, Ateş Bocekleri, Tarkan ve kurt, Karagöz ve Hacıvat, Edi ile Büdü, Prenses Diana ve Prens Charles, Robinson Crusoe ve Cuma, Napoleon ve Josephine, Çakmaktaşlar - Molaztaşlar, Zagor ve Çiko
    ...

    Ve daha bilmediğim dolu ünlü ikili http://www.imdb.com/Couples/ sayfasından bulabilirsiniz...

  • dead can dance

    30.05.2004 - 03:18

    Belgesellere hayat veren bir grup...
    bkz. Baraka

  • fargo

    30.05.2004 - 03:17

    Coen kardeşlere (onca filmleri arasında?) ödüller kazandıran kara komedi...

  • blue velvet / Mavi Kadife

    30.05.2004 - 03:03

    Mahallenin iyi çocuğu Jeffrey kötü adamların dünyasına giriyor...

    Yazarı ve yönetmeni David Lynch'in yaptığı 1986 yapımı bir film. ne kadar Lost Highway kadar karışık ve ürkütücü olmasa da bir Lynch klasiğidir. Enteresan, gizemli, etkileyici olması yanında itici, zeki, deneysel...

    Filmden anladığım ''ya meraktan ya xxxtan gelir' derler ya, kahramanımızın başına her ikisinden dolayı başına gelmedik kalmıyor. Sembolik olguların çok kullanılmasıyla puzzle film türüne girse de esasında yolda kesik bir kulağın bulunmasıyla ''yerde çanta dolusu para buldunuz ne yaparsınız? '' gibilerinden etiksel yönü ağır basan bir eser. Esasında basit bir konusu olmasına rağmen Lynch'in yaklaşımıyla yapıldığından basiti bile komplike yapan tarzı ve insanı şok eden sahneleriyle ne kadar sıradışı olduğunun göstergesidir. Zaten sinemanın picassosu olarak değerlendirdiğim Lynch'in ''Straight Story'' (adı üstünde) dışında normal bir filmi yoktur.

    Filmlerini ilginç yapan bir sürü öğe vardır, mesela filmlerinin arasındaki inanılmaz bağlantılar ya da karmakarışık gözüken filmdeki düzen; Lych'in filmlerini diğer filmlerden farklı yapıyor. Aynı oyucunlarının farklı filmlerde farklı rollerle oynamasıyla da Tarantino gibi yönetmenleri etkilemesi de; mesela Laura Dern'in bu filmde cici bir mahalle kızını canlandırırkenWild at Heart filminde seksi(tartışılır) bir karateri canlandırması ya da Kyle MacLachlan Twin Peaks filmindeki farklı rolü gibi... Dennis Hopper'un canladırdığı kötü adam rolü ve oksijen çekişi sahnelerini yazamadan da geçemiyeceğim.

    Not: ''Ya sev ya da nefret et'' türünden bir yönetmen olduğu için tavsiye edeceğim bir film değil...

  • alfred hitchcock

    29.05.2004 - 17:45

    evet o tabutlu kısa filmi çok zekice bir senaryo; Hitchcock deyince benimde o film aklıma geliyor.

  • dördüncü dünya savaşı

    28.05.2004 - 00:26

    nasil ya! koskoca dunya haritasi bastan cizildi, SSCB cumhuriyetlere ayrildi, kore ikiye ayrildi, avrupa ulkeleri bolundu birlesti, daha ne kadar ornek vermek lazim, bal gibide cogu ulkenin hatta 2. Dunya savasindan bile daha fazla ulkenin katildigi savasa soguk oldugu icin bolgesel savas mi diyecez.... SSCB Afganistan'a girerken, ABD Irak-Iran savasini koruklerken, Vietnam'dan Kore'ye kadar savaslar olurken daha ne kadar sicak olsun, hele hele Kuba krizi SSCB ile ABD nukler bir duelloya sokmusken; dunyayi sonunu bile getirecek bir gucte iken nasil olurda daha sicak olmasi beklenir ki, olsaydi kim yazacakti; 2. degil 1. Dunya savasini bile hairlayacak kalmazdi.

    Illa da oturup bir ulke baskaninin olanlara 3. Dunya Savasi demesini mi bekliyecez, kim karar veriyor bunlara; alin cogu dunya ulkelerinin etkilendigi ve katildigi, sicak sicak catismalarin oldugu, haritalarin degistigi, bir ulke parcalanirken yeni ulkelerin dogdugu, yeni silahlarin uretilip, yine ajan ve siyaset oyunlarinin cirit attigi bir doneme Dunya Savasiydi demek icin daha ne kadar delil lazim; adi ustunde SAVAS, Kibris cikartmasi degil ya da kar topu savasi...

    Gorunen koy klavuz istemez...

  • enver paşa

    27.05.2004 - 18:49

    kaş yapayım derken göz çıkartan deyimi çağırıştırıyor.

    Ne yaptıysa ülkesi için yapmıştır bu yüzden kendini milliyetçi, vatan ya da yurtsever, ülkücü sayan nesillere ibret olması açısından muhteşem bir örnek.

  • enver paşa

    27.05.2004 - 18:45

    başarılı olsaydı belki onun büstlerini görürdük etrafta ama malesef tarihin sayflarında acı ve bahtsız bir yere sahiptir...

  • fönix

    27.05.2004 - 18:41

    frp oyunlarında ordularımın yok olmasına kadar savaştığım sonunda kanımın son damlasında öldürüp bir daha hayata dönmesiyle beni kıl eden hem yanan hem de yakan kuş...

  • beşiktaş

    27.05.2004 - 18:36

    İstanbul'un en yokuşlu yeri, babamın o yokuşlara arabayı park etmesi ve arabadan inmek benim için macera sayılırdı küçükken... hala da şarırım arabal nasıl çıkıyor o yokuşları diye...

  • dersim

    27.05.2004 - 18:30

    grup yorum'un şarkılarını çağrıştırdı...

  • amelie

    27.05.2004 - 18:08

    çok şeker bir film kesin izleyin...

  • aidiyet

    27.05.2004 - 17:53

    affiliation
    arapça bir kelime anlamı ait olma durumudur...

    ilişkinlik yani aidiyet bir kişinin ya da kişilerin sevgi ve güvenlilik ihtiyaçından gelir mesela sevme, sevilme, bir gruba mensup olma, şevkat, yardımseverlik vs. türünden ihtiyaçlar gibi...

  • darwin ve evrim

    27.05.2004 - 17:07

    belli kesimlerin kitabını bile okumadığı halde ya da fazla bilgisi olmamasına rağmen sırf ideolojik amaçla savunulan kişi ve teori...

  • agnostik

    27.05.2004 - 13:55

    bir de hardcore punk türü muzik yapan eski baba (old school) gruplardan Agnostic Front var...

  • agnostik

    27.05.2004 - 13:52

    bilinemezciliği savunan kişiye denir.

    Allah'ın varlığının bilinemeceğinden yani bu bilgilerin insan beyin kapisatesinin kaldıramayacağından; olduğunu ya da olmadığını ispatlamaya çalışmanın gereksiz olduğunu savunduklarından dinimiz de bu gibi kişilere çok rastlanır...

    Mesela Prof. Dr. Mete Tuncay'la yapılan bir ropatajı örnek vereyim:

    Tanrının bilinemeyeceğini söylemek de bir inanç değil midir?

    Hayır. Bu, duyguyla değil, akılla varılan bir sonuçtur. Bana göre “Tanrı yoktur” demek, “Tanrı vardır” demekten daha zor. Çünkü “Tanrı yoktur” demek, ispat edilmesi gereken bir önermedir. Böyle bir soruya verilebilecek bir cevapsa yoktur. Yani “Ben veremiyorum, benim aklım yetmiyor” değil. Böyle bir soruya cevap verilemez. Bilinemezcilik “Hiç kimse bilemez” demektir. Agnostik “Tanrı belki vardır, belki yoktur” demiyor. “Böyle bir soru yanlış” diyor.

  • abiyogenez

    27.05.2004 - 13:37

    Abiyogenez (Abiogenesis) teorisi

    Cansız maddelerin tesadüfen bir araya gelerek canlı bir organizma oluşturacağına inanan görüştür. Ortaçağdan beri süregelen batıl bir inanıştır ve spontane jenerasyon teorisi olarak da bilinir. (bkz. Spontane jenerasyon)

    Ortaçağ'da, böceklerin yemek artıklarından, güvelerin yünden, farelerin buğdaydan oluştuğuna yaygın olarak inanılıyordu. Hatta, bunu ispatlamak için ilginç deneyler dahi yapılmıştı. 17. yüzyılda yaşayan Belçikalı bir fizikçi olan J. B. Van Helmont, kirli insan gömleğiyle buğday tanelerini biraraya koyduğunda, farelerin oluşacağını sanmıştı.1 Etlerin bir süre sonra kurtlanmasının da, hayatın cansız maddelerden türeyebildiğine bir delil olduğu zannediliyordu. Oysa daha sonraları, etlerin üzerindeki kurtların kendi kendilerine oluşmadıkları; sineklerin getirip bıraktıkları gözle görülmeyen yumurtalardan çıktıkları anlaşıldı.

    Bu teori 19. yüzyılda, ünlü Fransız bilim adamı Louis Pasteur'ün yaptığı deneylerle tamamen çürütüldü. Pasteur, vardığı sonucu şu cümle ile özetledi:

    'Cansız maddelerin hayat oluşturabileceği iddiası artık kesin olarak tarihe gömülmüştür.'2

    Bugün bilimsel olarak, 'abiyogenez' değil; 'hayat ancak hayattan gelir' görüşünü savunan biyogenez teorisi (bkz. Biyogenez teorisi) geçerlidir. Ama evrim teorisini savunan çevreler, halen canlılığın cansız maddelerin tesadüfler sonucunda biraraya gelmelerinden oluşabileceğini iddia etmektedirler. Ne var ki bu iddialarını ispatlamak için hiçbir bilimsel kanıt ortaya koyamadıkları gibi bu bilim dışı iddialarını ispatlamaya çalıştıkları tüm deneyler de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. (bkz. Miller Deneyi, Fox Deneyi)

    http://www.harunyahya.org/evrim/evrim_acmazi_1/evrimacmazi1.html.

  • abiyogenez

    27.05.2004 - 13:35

    Louis Pasteur'ün söylediği ''omne vivum ex vivo (hayat ancak hayattan gelir - only life can produce life) '' sözün tersini savunan teoride diyebiliriz

  • abiyogenez

    27.05.2004 - 13:30

    her canlının başka bir canlıdan ürediğini savunan biyogenez teorisinin tersi: canlıların cansız varlıklardan üreyebileceğini savunan teori...

  • abhazya

    27.05.2004 - 13:28

    Abhazya ülkesi hakkında geniş bilgi edinmek isteyenler:

    http://www.geocities.com/Athens/Oracle/8598/abhazya.htm.

  • aforizma

    27.05.2004 - 13:11

    örnek olarak bkz.
    özlü sözler,
    güzel sözler

Toplam 2591 mesaj bulundu