Cem Nizamoglu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • wolfgang amadeus mozart

    10.06.2004 - 13:25

    barok müzik türüne örnek...

  • fuck

    10.06.2004 - 12:21

    VIII. Henri zamanında katliamlar, veba, ve savaşlar birbirini izlemiş ve nüfus iyice azalmaya başlayınca Krallık panik olmuş... Çözüm ararlaken zindanlarda katil, hırsız ve fahişeler gibi kadın suçluların çok sayıda olduğunu tespit etmişler. Ve ortaya çözüm olarak hapisteki fahişeleri kullanmak için ünlü FUCK lafını oluşturan 'Fornication Under Control of the King' yani nüfus artışını sağlayabilmek için 'Kral'ın Kontrolü Altında Çiftleşme' kanunu çıkartılır.

    Uzun sözün kısası İngilizlerin bu çağdan sonra ki soylarının çoğu bu fahişlerin ve hirsizlarin soyundandir.

  • Sevdiğim Filmler

    08.06.2004 - 16:38

    Kung Pow: Enter The Fist geçenlerde izledim çok matrak

  • dragonlance (ejderha mızrağı)

    08.06.2004 - 15:36

    Dragonlance'den yaklasik 20 kitap (Chronicles, Legends, Heroes, Heroes II, Tales gibi bolumlerin Trilogy'lerini) okumustum. Orta Dunyadan etkilendikleri kesin ama daha cok Fantazi dunyasinin piyasalastiran TSR'in urunlerinden. Ayni sekilde Forgotten Realms serileri de var.

    Tolkien olunce tabi ki Orta Dunya tamamen tamamlanamamistir, hala akilda kalan sorular coktur (belki bu kadar cekici gelmesinin sebeplerinden biri de budur belki) . Dragonlance gibi serilerde ise boyle bir sorun yok, ayri yazarlardan olusan bu kitap serilerinin her zaman yenileri cikiyor. Tek sorun bazen bir kitaptaki oykuyle diger kitabin oykusunun birbirini tutmamasidir. Zaten bir yazarin Dragonlance'i devam etmesi icin yuzlerce Dragonlance kitabini okuyup oykuyu devam ettirmesi lazim, durum boyle olunca tutarsizliklar tabi ki oluyor.

    Dragonlance'ten Richard A. Knaak'i size tavsiye ederim, kendisi Diablo ve Warcraft gibi PC oyunlarini kitaplastiran kisidir. Ayrica Dragonlance'in en onemli destani Lagend of Huma'yi da yazdi.

    Dragonlance ilgileniyorsaniz Sopar'in sayfasini muhakak ugrayin derim:
    http://www.geocities.com/soparsopar/

  • müslüman

    08.06.2004 - 13:23

    Birbirinizi kıskanmayınız. Alışverişlerde birbirinizi aldatmayınız. Birbirinize kin beslemeyiniz. Birbirinize dargın durmayınız. Birbirinizin pazarlığını bozmayınız.

    Ey Allah’n Kulları! Kardeş olunuz. Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir; ona zulum etmez, onu kendi haline bırakmaz ve onu küçük görmez. (Hz. Peygamber, göğsüne üç defa işaretle :) Takva işte burdadır.

    Bir kimse Müslüman kardeşini küçük gördümü, şerrin bu kadarı ona yeter. Müslüman’ın her şeyi; kanı,malı ve ırzı Müslüman’a haramdır.

    Hadis-i Şerif Kaynak: Müslim

  • internet

    08.06.2004 - 13:04

    Interneti Türkler bulsaydı

    - Ad Soyad girin
    - Şifrenizi girin
    - Ikametgah girin
    - Nüfus sureti girin
    - Annenizin genç kızlık soyadını girin

    Internette gideceginiz adresi yazdiktan sonra ekrana
    gelen mesajlar:
    - Emin misiniz?
    - Ciddi misiniz?
    - Bak son defa soruyorum!
    - Gunah benden gitti, bagliyorum.

    E -mail almak icin yapılmasi gerekli islemler:
    - 1. Nufus Cuzdani asli ve noter tastikkli fotokopisi
    - 2.Ikametgah senedi
    - 3.Savcılıktan iyi hal kağıdı
    - 4. 6 fotograf
    - 5.Son 3 ay içinde alınmış isme tescillli
    - Elektrik,su,dogalgaz faturasi (ödenmiiş olacak)
    - 6. Erkek kullanicilarin Askerlikle illişkileri
    - Olmadığına dair tecil belgesi veya teeskere belgesinin Noter tasdikli sureti.
    - 18 yasini doldurmamis kullanicilarda velilerinin yazili izin belgesi...

    Not: Internet e-mail kullanim depozitosu 400$ olup aylik 50 milyon kullanim
    ucreti alinacaktir faturasini odemeyen abonenin e.maili kesilir...
    (not: Internet Işleri Genel Müdürlüğü, hiçbir tebligat yapmadan abonenin
    e-mail adresini önceden haber vermeden kapatma veya değiştirme hakkina sahiptir)

    Baglanamama mesajları:
    - Bu siteye giris Internet Yuksek Konseeyi tarafindan yasaklanmistir.
    - RTUK bu siteyi,çocuklarin zihinsel geelişimini engellediğinden dolayı
    bir (1) gün süre ile kapatmistir.
    - Aradiginiz adres Anayasa'ya aykiri buulunmustur.
    - Site borcundan dolayı kapatilmistir
    Baglanma mesajlari:
    - Sitemizi sectiginiz icin tesekkür edeeriz, sitemize girmekle artık sadece
    bizim sitemize geleceğinize ve baska hic bir adrese gitmeyeceginize dair
    bir anlaşmayı kabul etmiş oluyorsunuz. Bu durumu kabul ediyorsanız
    'Evet', etmiyorsanız 'Evet' tuşuna basin. Ihtilaf ha! linde Istanbul
    Mahkemeleri gecerli olacaktir.

    Hata mesajlari:
    - Ulaşmaya çalıstığınız bilgisayarın maahallesinde elektrikler kesik
    oldugundan baglanti kurulamiyor.
    - Eksik tusa bastiniz, lutfen tekrar deeneyin.
    - 'Q' harfine bastiniz, bu duurumun bir yanlislik sonucu olduğuna
    inaniyoruz. Bir kez daha 'Q' harfine basmanız halinde bilgisayariniz takibe alınacaktır.
    - Hatasiz bilgisayar olmaz.
    - Kime şikayet ederseniz edin.

  • çirkinlerin en güzeli

    08.06.2004 - 13:02

    Janis Joplin, Tina Turner...

  • istanbul

    07.06.2004 - 18:39

    Fatih'le baslayan Osmanli dönemiyle Istanbul sehri farkli bir kimlige bürünerek artik Islam dininin önde gelen sehirleri arasina girdi.

    Artik Islamiyetle techiz edilen sehrin ismi üzerine bir çok teori mevcuttur. Bu teorilerin üzerinde durmak yerine bazi tarihsel gerçekleri vurgulamak daha yerinde olacaktir sanirim: Istanbul'da yazilan ferman ve beratlarin çok büyük bir kisminda Konstantiniyye ismi kullanilmis olmakla beraber Istanbul olarak yazilmis fermanlar da mevcud idi. Özellikle III. Mustafa devrinde yazilan ferman, berat vs. belgelerde bu hususa dikkat ve itina gösterilmis, genellikle 'Islambol', bazan da 'Istanbul' kullanilmistir [F. Von Kraelitz, Sitzungsberichte der Academie Wissenschenschafen, 1921, s.45]. Hatta bu konu ile ilgili bir emir de bulunmaktadir. Izzetlü Reisülküttab Efendi 'Bundan akdem sikke-i humayunlarinda 'Konstantiniyye lafzi ref' ve yerine Islambol vaz' olundugundan sikke-i humayun ile evamir-i 'aliyye ve berevat-i serifelerin alamati birbirine muvafik olmak Içün bervat-i serifenin makam-i isdari içün Konstantiyye yazilmayup Islambol yazilmak babinda...' [Mühimme, 160, s. 3] seklinde emir verilmis ve böylece III. Mustafa saltanatinda bütün ferman ve beratlarin tahrir mahallerinde 'Islambol' yazilmistir. Ancak, Sultan I. Abdülhamid tahta geçince yine eski haline dönüstürülmüstür. III. Selim saltanati baslarinda kisa bir süre sikkelerde 'duribe fi Islambol' yazilmasi emredilmisti. Fakat bir süre sonra sikkeler üzerine oldugu gibi ferman ve beratlarin tahrir mahallerine de 'Konstantiniyye' ismi konmaya baslanmistir. IV. Mustafa da 'Konstantiniyye' ismini tercih etmistir. 1910'lu yillarda 'Darü'l-hilafet'l-aliyye' kullanilmaya baslanmakla birlikte 1915'e kadar yine 'Konstantiniyye' yazilmakta devam edilmistir Bu yilin Martinda verilen bir emirle ise bundan böyle 'Konstantiniyye' yerine kesin olarak 'Darü'l-hilafei'l-aliyye' tabirinin kullanilacagi bildirilmistir.

    Mehmet Suat

  • a.b.d

    07.06.2004 - 18:31

    DÜNYAYI NE ZAMAN FETHEDECEĞİZ AHBAP

    Gösteri dünyası dün kadim simalarından birini daha yitirdi: Eski ABD başkanlarından Ronald Reagan dün hayata veda etti. Kendisi gerek Hollywood'da oynadığı küçük rollerde gerekse Washington'da başrolü kaptığı dev yapımda oldukça başarılı bir performans sergilemiş bir 'artizdi'. Bilhassa 'Beyaz Saray'da Biri mi Var' adlı filmde gösterdiği başarıyla bütün dünyayı derinden etkiledi. 'Yıldız Savaşları' filminin yapımcısı ve başrol oyuncusuydu. 'Sovyetler Çökerken Oradaydım' filminde sosyalist jön Gorbaçov'la başrolü paylaştı. Rol aldığı en büyük yapım ise dev bütçeli 'Haydi Yıldız Kalkanı Yapalım' adlı, piyasada pek iş yapmayan, gişe rekorları kırması beklenirken fiyaskoyla sonuçlanan filmdi. Kahramanımız Reagan, bu filmle Sovyetler'in atacağı nükleer füzelere karşı ABD'yi uzaydan koruyan bir 'nükleer kalkan' yapmaya niyetleniyor, ama filmin sonunda bunun imkânsız olduğunu anlayıp bilim adamlarını öldürüyordu.

    Washington'ın gösteri dünyası

    ABD devlet başkanları içinde Hollywood'dan gelen bir tek Ronald Reagan olmasına rağmen bütün ABD devlet başkanları birer jön olarak görülebilir aslında. Çünkü öyle sanıyorum ki, tıpkı Hollywood gibi Washington da 'gösteri dünyasının' önemli bir parçasıdır. Buradan çıkan filmleri bütün dünya izler. Hatta bu filmler, hiçbir Hollywood yapımının yapamayacağını yapıp insanların, insanlığın içine işler! Çünkü bütün jönlerin rol aldığı, çok beğenildiği için devam filmleri çekilen dev yapımın hep tek bir ismi vardır:
    'Dünyayı ne zaman fethedeceğiz ahbap? '

    Jönlerin üslubu

    Biri bunu yaparken nükleer gücü çocuk oyuncağı gibi görüp füzeler yapmaya kalkışır. Diğeri (Baba Bush gibi) işe Ortadoğu'dan başlamak gerektiğine inanmıştır. Öbürü 'fareli köyün saksafoncusu' olarak daha genç ve dinamik bir profil çizer. Ve nihayet, biri gelip doğru düzgün bisiklete binemezken, ölüm tehlikesi geçirmeden kraker yemeyi beceremezken dünya tarihini altüst eder. Ama 1940'ların sonunda devlet kayıtlarına geçen yazışmalara, belgelere göre ABD, adıyla sanıyla Amerikan emperyalizmini dünyaya yaymaya yemin etmiş bir ülkedir. Her sınırsız iktidar gibi yayılmaya eğilimlidir. Dev yapımın temel ideolojisi bu olunca başroldeki jön aslında bir figürandan daha muktedir değildir.

    'Gelme Bush! ' izleyicileri

    Bu jönlerden sonuncusu, bir kara-komedi ilahı George Dabulyu Bush pek yakında ülkemizi ziyaret edecektir. Espri gücüyle kitleleri kendinden geçirip bayıltan jön, ülkemizde pek sevilen, pek bağra basılan bir sima değildir. Bilhassa rol aldığı son yapımlar ülkemizde öfkeyle karşılanmıştır. 'Bu jönler koktu' diyen vatandaş, 'Sakın gelme Bush! ' kampanyası düzenlemiş, ahali galeyana gelip dünya muhalefetine eklenmiştir. 'NATO'da Son Tango' filminin halk gösterimi için İstanbul'a gelecek olan Bush, izleyici kitleleri tarafından, bir 'film' (?) eleştirmeni olarak söylüyorum, muhtemelen yuhalanacaktır. Çünkü bu ülke her şeyin bir film sanıldığı uzaktaki ülkelerden biri değil; kanın aktığı kaynağa en yakın duran son gerçeklik kalesidir. Bushlar- Mushlar buraya hiç gelmemelidir.

    ECE TEMELKURAN

  • kill bill

    07.06.2004 - 17:44

    eski Chuck Norris filmlerinin kötü adamı David Carradine'un geri dönüşü. Tarantino'ya bravo...

  • şamil basayev

    07.06.2004 - 16:31

    Rusya Genelkurmay Başkanı Anatoliy Kvaşnin tarafından bir süre önce öldüğü açıklanan ünlü Çeçen komutan Şamil Basayev, açıklamalarıyla yeniden gündemde.

    Basayev, 15 Mayıs'ta Prima News'in direktörü Aleksandr Podrabinek'in sorularını cevaplandırdı. 18 aydan beri basına demeç vermediğini ancak insan haklarını koruma gayreti nedeniyle Prima News'e bir istisna yapmak istediğini belirten Basayev, meşhur Grozni savunması ve şu anki savaşın gidişatı hakkında bilgiler verdi.

    ***
    - Rusya Genelkurmay Başkanı Kvaşnin öldüğünüzü dair haber verdi. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?

    Benim küçük bir taşınabilir televizyonum var. Onu izlerken duydum. Ayrıca General Troşev'in ölümümden haber vermesini de duydum. Onun yüzünde sır dolu bir ifade vardı. 'Biraz bekleyin size kanıtları sunacağız' diyordu. Ben bu noktada bir şey söylemek istiyorum: Burada memnun ettirme gayreti, yönetimin gözüne girme isteği var.

    Savunma Bakan İvanov'un Hattab'ın ölümünü nasıl haber verdiğini hatırlıyor musunuz? Normal mantığa göre bunu bildiren kişi FSB Başkanı Patruşev olmalıydı. Her halde Kvaşnin, İvanov'un şöhretini kıskandı ve gündemde kalmak için onun yolunu seçti. Benim öldürülmem hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Bugün ben ya da başka biri ölecek, ama bundan dolayı mücadele durmayacak. Hattab'ın ölümü buna örnektir. Onlar açık çatışmada ona bir şey yapamadılar ve aşağılık bir yöntemle zehirli mektup göndererek zehirlediler. Allah'ın lütfüyle biz o adamları bulduk. Bir tanesini infaz ettik, ikincisini arıyoruz, bulacağız ve cezalandıracağız.

    Bugün problemin kaynağı ne benim ne de mücahitlerdir. Bugünkü problem insanların bu dünyaya olan bakışlarındadır; yaşamlarına ve özgürlüklerine olan bakışlarında. Biz özgürlük yolunu seçtik. Özgürlüğümüz için, yaşam tarzımızı korumak ve kimseyi rahatsız etmeden yaşama hakkımızı korumak için ayağa kalktık.

    Allah'ın lütfuyla biz er yada geç bunu elde edeceğiz. Bu yüzden Kvaşnin'in sözleri burada hafif gülümseme ve biraz da alayla karşılanıyor, başka bir şey değil. Eğer Rus ordusu bu kadar aptal ve aşağılık bir yönetimine sahipse, o zaman bana sadece devasa zenginliğini ve insan kaynaklarını harcayan Rusya'ya üzülmek düşer. Ama en önemlisi; burada mayın savaşında sakat kalan binlerce insan evine götürülüyor. Ama gerçek şu ki Ruslar hiçbir zaman kendi kurbanlarını ve cesetlerini saymıyor bile, çünkü halkı ve onun refahını düşünen gerçek temsilciler hiçbir zaman iktidarda yer almadı. Rusya hiçbir zaman toprak ihtiyacından yada her hangi bir kaynak sıkıntısından dolayı savaş yapmadı. Rusya, her zaman işgal amaçlı savaştı. Bu konuda Kur'an'da 'Eğer doğru yoldan saparsanız, aranızdan en kötülerini seçer ve onların elleriyle sizi cezalandırırım' deniliyor. Bugün biz Rus işgalcileri Allah'ın verdiği bir ceza olarak görüyoruz, başka bir şey değil.

    - Savaşın başlangıcı ile kıyaslandığında şimdi savaşmak daha mı zor?

    Çok kısa cevap verebilirim:Grozni savunmasını saymazsak çok daha kolay. O savaş çok ağırdı, çünkü orada çok büyük bir kuvvet ve silah kullanıldı. Size bir örnek vereyim. Bildiğiniz gibi Grozni'de İçişleri'nden tümgeneral yada korgeneral, tam olarak hatırlamıyorum, Malofeyev soyadlı general öldürüldü ve cesedi Staropromıslovskiy bölgesinde elimize geçti. Orada askerler harekete geçmiyordu, yani o askerlerini moral vererek galeyana getirmek istedi. Evlerden birine girdiğinde de bizimkiler onu öldürdü. Yanındaki dokümanlarla elimize geçti. Bu dokümanlarda hesap gibi bir şey vardı onu size örnek olarak vermek istedim. O Kuzey-Batı Cephesi komutanının yardımcısı idi. Askerler Grozni'ye dört koldan saldırıyordu. Sadece 15 Ocak'ta yani bir günde üzerimize tek bir yönden grad (toptan raket atma sistemi) 'dan 2870 kere ateş edildi. 2700'in üzerinde top ateşi, 2860 SAU ve ağır silah ateşi, sonra 45 BMP, 300 uçak bombası ve 50 'skad' roketi atıldı. Bunları ben hatırlıyorum, Malofeyev'in ajandasından okumuştuk. İşte bu sadece bir günün bilançosuydu ve tek bir yönden yapılanlardı. Grozni'ye dört yandan saldırdılar. O gün aramızda 31 kişi hayatını kaybetti ve 67-68 kişi yaralandı. Bu en ağır kaybımızın olduğu gündü. Gerçekten Şubat ve Mart ayları bizim için zor geçti, cephe savaşından gerilla savaşına geçiyorduk. Daha önemlisi az bir toprak parçası üzerinde çok sayıda kişi vardı, bu çok zordu. Özellikle iki kuşatmayı aşıp binlerce kişiyle düzlüğe indik. O zaman birçok savaşçıyı köylere gönderdik; bazı üslerin ve gerilla savaşına zemin hazırlanması için. Bugün savaş, nasıl söylesem, kendiliğinden devam ediyor. Burada ne benden, ne de başka yöneticilerden pek bir şey istenmiyor. Çünkü mücahitler ne yapması gerektiğini biliyor. Hepsi artık savaşmayı biliyor. Her hangi bir maddeden mayın yapmasını biliyorlar, yerleştirilmesini de. Yani insanlar savaşmayı öğrendiler. Ve seçtiğimiz taktik arıların taktiğidir, yani atalarımızın taktiği. Ki, sonsuz ve bitmeyen küçük darbelerle düşmanımızı devre dışı bırakıyoruz. Bir yandan bu taktik amacına ulaşıyor, diğer yandan da bizim kayıplarımız az oluyor. Üstelik bunun maddi maliyeti de az. Ama bunun yanında bu taktik özellikle sivil halkımızı olumsuz etkiliyor, çünkü bizimle başedemeyen ve bizi yakalayamayan işgalciler, sivil halka karşı tenkil operasyonu düzenliyor. Ama bu yapılanlar bizim saflarımızı dolduruyor. Birçok insan için bu sonsuz bir savaş gibi görünüyor: Ruslar bizimle baş edemiyor, biz de Ruslar'la...Bu sadece dış görünüştür, çünkü biz uzun vadeli bir taktik seçtik, ama amaç kesin olarak kazanmaktır. Bunun için onlarca yıl gerekecek ve biz buna hazırız. Ve bu yüzden size tekrar söylüyorum: Şu an eskisine nazaran savaşmak çok kolay, çünkü her şey yerine oturdu ve (organizasyonla ilgili) önemli bir değişiklik yapmak gerekmiyor.

    'Rusya vatandaşlarının bu savaşta ne kazandığına dair bir örnek vermek istiyorum. Rus asker takımı Çeçenistan'da öyle bir nesil yetiştiriyor ki, onlar için savaştan, cihattan başka bir hayat yok. Bu nesil her an kendilerini ve tüm Rusya'yı yok etmeye hazır. Onların tek amacı Rusya'ya verebildikleri kadar zarar vermek; her şey fırsata ve imkana bağlı. İnanın ki, bugün ne benim ne Mashadov'un ne de başka kimsenin kontrol etmediği çok sayıda yeni askeri gruplar doğuyor. Onlar bugün kendi başlarına istediklerini yapıyorlar. Bu savaş insanları acımasızlaştırdı.'

    - Uluslararası kamuoyunun Rusya'nın Çeçenistan politikasında etkili olabileceğini düşünüyor musunuz?

    Kamuoyu her zaman politikayı etkileyebilir hatta tiranları bile. Ancak öyle bir durum ortaya çıktı ki Batı yönetimi ve özellikle Amerika, tüm dünyayı terörizmle korkutuyor. Çok elverişli bir terim buldular: Uluslararası terörizm. Bunun içine hiçbir delile ihtiyaç duymaksızın herhangi bir insanı ya da devleti koyabiliyorlar. Bugün tüm dünya hipnoz edilmiş sanki, dipsiz bir kuyuya doğru sürükleniyorlar. Mesela 9 Mayıs'taki Kaspiysk'teki patlamayı ele alalım. Hemen tüm dünyaya hiçbir delil sunmaksızın bunun Rabbani Halilov'un işi olduğu duyurulmaya çalışıldı. Bir iki gün sonra televizyonda kendi oğlundan vazgeçen ve bulduğu takdirde onu yakacağını söyleyen bir babayı gösterdiler. Ben dinliyorum, televizyondan izliyorum ve düşünüyorum: Nerede kaldı şu meşhur 'yargılamada suçsuzluk esastır' prensibi? Hani her ferdin savunma hakkı vardı? Kimse sormuyor. Ben ise onun bunu yapmadığını biliyorum. En vahimi Halilov'un bunu yapmadığını söyleyebileceği bir olanağı da yok. Kaldı ki 'ben suçsuzum' dese de bunun ona bir faydası olmayacak. Çünkü Dağıstan'ın güvenlik organları ve yönetimi, beceriksizlik ve iş bilmezliklerinin faturasını Halilov'a çıkarıp kendilerini aklayacaklar. Bu nedenle hemen doğrudan bütün suçu onun üzerine yıkıyorlar. Güya onlar daha önceden de bu patlamanın olacağını biliyorlarmış falan...Ama bu durumda yeni sorular akla geliyor. Bu yüzden, bu tür durumlarda kamuoyu, çok şey demektir. Ve kamuoyu, insanları o dipsiz kuyuya kaymaktan kurtarabilirdi. Özellikle üçüncü dünya savaşa doğru kaymaktan kurtulabilirdi.

    Dünya sessizce bu savaşa doğru sürükleniyor. Bir gün bu dünya haksızlıktan, kaostan dolayı patlayacak, er ya da geç bir yerde kıvılcım ateşlenecek ve büyük savaş başlayacak. Eğer kendi yöneticilerini fazla dinlemez ve onların ajitasyonlarından etkilenmezlerse dünya kamuoyu bunu yapabilir. Bu nedenle kamuoyu hala bir şeyler yapabilir, ama büyük ihtimalde bir şeyler yapılmayacak. Bugün, batı 'terörizm' nedeniyle korku içerisinde. Bu nedenle çok hızlı bir şekilde Rusya ile 'dostluk' kurmak istiyorlar, çünkü batının savaşta ileri sürecek askere ihtiyacı var.

    - Çeçen direnişi gerilla taktiğinden kendi topraklarında mevzi savaşı vermeye geçecek mi?

    Allah'ın lütfuyla biz ona hazırlanıyoruz. Biz geçen sene hatta ondan önceki sene de büyük bir atağa geçecektik. Bunun olmamasının bazı nedenleri var. Ben ayrıntı vermek istemiyorum ama planlarımız var. En önemlisi her şeyin kendi olgunlaşma süreci var. Bugün yeterince insan kaynağımız ve savaş malzememiz var, ama yine de silah ve ağır silah açısından yetersiziz. Allah'a şükür, yavaş yavaş onları da temin ediyoruz ve depoluyoruz. Büyük saldırıya hazırlanıyoruz. Bugün Rus tarafı bizimle büyük bir çatışmaya girip bizi harcamak istiyor, çünkü böyle bir dönemde cephe savaşına girmek Ruslar'ın yararınadır, bizim değil. Biz cephe savaşından fayda umduğumuz an endişe etmeyin, açığa çıkacağız ve Çeçenistan'ı kontrol etmeye başlayacağız. Bizim için bugün de bunu yapmak çok büyük bir problem değil. Ama biz görüyoruz ki, bunun zaman henüz gelmedi ve seçtiğimiz taktik bizim için daha uygun daha tatmin edeci. Lakin çabuk bitirmek isteyenler çok var, ama her şeyin kendi zamanı var.

    - Rusya vatandaşlarına ne söylemek isterdiniz?

    Gerçeği söylemek gerekirse onlara bir şey demek istemem. Çünkü kölelere konuşmak faydasızdır. Köle tabiatı gereği hiçbir şeye karar veremiyor. Sana hatta kendisine karşı (bir nedenle üzülüyor olsa da) sahibinin emirlerini uygulayacaktır. Ben ise tüm Rus nüfusunun köle ruhlu olduğunu sanıyorum ve Rusya vatandaşlarına üzülüyorum. Televizyonda 'sivil toplum' ve 'barış zamanıdır' diye konuşmalar yapılırken ben Rusya vatandaşlarına bir şey söylemek istiyorum: Savaş hepinizin evine girecek, şu an barış zamanı olduğunu sanmayın, çünkü Rusya bizimle savaşıyor. Bu demektir ki tüm Rusya bizimle savaş halindedir ve bizim gözümüzde sivil halk olduğunuzu düşünmeyin. Bizim gözümüzde siz silahsız askersiniz, ama sivil halk değil. Çünkü Çeçen halkının soykırımını destekleyenler sivil halk olamaz.

    Bize karşı askerlerin sözle bile desteklenmesi sivilleri düşmana çevirir. Onlar sadece silahsız düşman, başka bir şey değil. Birçoğu bu mesele üzerinde düşünmüyor ve onlara göre Çeçenler bir yerlerde savaşan teröristtir, üstelik uluslararasıdır, dolar ve benzer başka şeyler için savaşıyorlar, ama ne olursa olsun özgürlükleri ve dünyada yaşama hakkı için değil.

    Ben bir şey söyleyeceğim; Eğer burada dolar ya da başka bir şey için savaşılsaydı, o zaman saflarımızda Rus paralı askerler, Kvaşninler, Troşevler olurdu. Bize hizmet edenlerin en başında onlar gelirdi. Biz özgürlüğümüz için savaşıyoruz, bağımsızlığımız ve inancımız için. Allah'a hamdolsun, değeri ne olursa da biz zafere gideceğiz.

    İlk başkanımız Cahar Dudayev derdi ki 'Boğulmak üzere olanı yine ancak kendisi kurtarabilir'. Çeçen direnişi Rusya vatandaşlarını da ilgilendiriyor, çünkü Rusya bugün batıyor. Kendi yanlışlıklarının bataklığında boğuluyor. Gerçekte Rusya şu an devlet olarak dağılıyor ve Rusya'nın demagoji yönetiminin toprak bütünlüğünden bahsetmesi burada bize gülünç geliyor. Çünkü 15 bin kilometrekarelik toprak parçasında Rusya ikinci kez kendine ve bize insan kaybı verdirerek savaş yapıyor. Bunu yanında, ta birinci savaşta Rusya, Çin'e boş yere 150 bin kilometrekare toprak verdi, yani Çeçenistan'ın 10 katı büyüklüğünde bir toprak parçasını. Ve şimdi de ihtilaflı sınır bölgelerinde toprak veriyor. Hayır, bu savaş halkımıza karşı yapılıyor, sözde Rusya'nın toprak bütünlüğünü sağlamak için değil. Eğer Rusya yönetimi toprak bütünlüğünü düşünseydi, burada her gün onlarca ölen askerlerini ve harcanan kaynakları sınır bölgelerine gönderirdi.

    Rusya yönetiminin bugünkü politikasında kendi vatanını koruma endişesinin görüntüsü bile yok. Sadece büyük oyun var. Ama bunlar sizin probleminiz, bunları çözmek bize düşmez.

    Rusya vatandaşlarının bu savaşta ne kazandığına dair bir örnek vermek istiyorum. Rus asker takımı Çeçenistan'da öyle bir nesil yetiştiriyor ki, onlar için savaştan, cihattan başka bir hayat yok. Bu nesil her an kendilerini ve tüm Rusya'yı yok etmeye hazır. Onların tek amacı Rusya'ya verebildikleri kadar zarar vermek; her şey fırsata ve imkana bağlı. İnanın ki, bugün ne benim ne Mashadov'un ne de başka kimsenin kontrol etmediği çok sayıda yeni askeri gruplar doğuyor. Onlar bugün kendi başlarına istediklerini yapıyorlar. Bu savaş insanları acımasızlaştırdı.

    'Bir kişiden ordu olmaz' diye bir Rus atasözü var. Ama bu eskidendi. Bugün ilerleyen çağda bir kişi bazen bir ordu demek. Bu insanlar belli bir zaman sonra harekete geçecek. Rus asker takımının sivil halka karşı bu kadar barbar ve acımasızlığı er ya da geç bu türden karşılıklar bulacak. Biz Newton'un üçüncü kuralını unutmamalıyız: Etki tepkiyi doğurur.

    Kendi problemlerimizi Allah'ın lütfüyle çözeceğiz ve zafere ulaşacağız. Uzun dönem güç ve kayıplar gerektirse de biz buna hazırız.Biz bu direniş üzerinde büyüdük, er ya da geç zafere ulaşacağız. En azından yarın çocuklarımızın savaşması gerekmeyecek.

    Aleksandr Podrabinek - 15.05.2002 - Ajans Kafkas

  • çirkinlerin en güzeli

    07.06.2004 - 16:10

    Man Without a Face filminde ki rolüyle Mel Gibson'u unutmayalım...

  • çirkinlerin en güzeli

    07.06.2004 - 16:08

    Klaus Kinski, Willem Dafoe...

    ve de Johnny Handsome (1989) filminei rolüyle Mickey Rourke...

    Bir de Notre Dame in Kamburu

  • spyware

    07.06.2004 - 15:18

    http://www.mailwasher.net/
    (kısa yol: http://www.mailwasher.net/download.php)

    E-maillarınıza gelen virüslerden ve spam'lerden şikayetçiyseniz Mailwasher programını kullanmanızı tavsiye ederim.(Özellikle Outlook-Express Kullananlara:

    Programı açmadan önce Outlook-Express programını açıp Tools'a gidin, ana menudan Options.
    2 Sonra ''Send and receive messages at startup'' ve ''Check for new messages every () minutes '' kutularını boş bırakın.)

    e-maillerinizi normal yerinden kontrol etmeden önce Mailwasher'ı açın; ana menüden Tools sonra Accounts'ı seçin ADD yapın ve uygun olan opsiyonu seçin... Unutmadan ''Bouncing & outgoing mail'' kısmından ''Enable bouncing of messages from this account'' kısmını iptal edin.

    Otamtik ya da manuel olarak e-mailleri kontrol ettikten sonra gelen mesajların listesi çıkar. İşte işin püf noktası burada:

    Sağ köşede ''Friend list''e isterseniz manuel olarak isterseniz çıkan e-mail listesinden seçerek arkadaşlarınızı listeye ekleyin. Eğer gelen mailler spam veya reklamsa (Learning kısmındai birinci kutuları) seçip ''black liste'' (kara listeye) koyun. (Ayrıca netten kara listenizi güncelleşirebilecek listelerde bulabilirsiniz) Listeleri ekledikten silmek istediklerinizi (Delete kısımındaki kutuları) seçip ''Processes Mail'' düğmesine basın.

    Sonra normal kontrol ettiğiniz yerden maillerınizı açıp cevaplayabilirsiniz ya da para ile Mailwasher'ı kayıt olup 'maillerı cevaplama' opsiyonunu da açabilirsiniz.

    Belki biraz zaman alacak ama listeniz genişledikçe o kadar çok spamlerden kurtulacaksınız.

  • bilgisayar

    07.06.2004 - 14:34

    Bilgisayarınızı koruyun:
    bkz. Virüs
    bkz. Spyware

  • spyware

    07.06.2004 - 14:29

    RegScrubXP 3.25

    XP kullananlar, yüklediğiniz programları sildikten sonra pcsinizde kalıntıları kalır, bu program bu gereksiz dosyaları temizler.

    Fazla kurcamamanızı tevsiye ederimç Doğru kullanımı için ''RegScrubXP Finds Problems'' düğmesine basın... Belli süre bilgisayarınızı taradıktan ettikten sonra liste verir. Bu listedeki tüm kutuları seçmek için ''Select All Problems'' düğmesine basdıktan sonra ''Fix Selected Problems'' düğmesine basmanız yeterli.

    Yüklemek için:
    http://www.softpedia.com/public/cat/12/5/12-5-18.shtml
    (kısa yol: http://www.softpedia.com/public/scripts/downloadhero/12-5-18/)

  • yüz büyük türk yalanı

    06.06.2004 - 12:28

    bkz. beş kuruş

  • beş kuruş

    06.06.2004 - 12:27

    en ünlü para birimi:
    Üç beş kuruş biriktirir... (ya da kazanır)
    'Üç beş kuruş para için.'
    ...beş kuruş etmez.
    ...için beş kuruş vermem'
    ...beş kuruş almadık.
    'karşılıksız beş kuruş bile vermiyorlar'
    cepte beş kuruş para olmaması durumu da var...
    kısacası beş kuruşluk çok söz var :)

  • kıyas

    06.06.2004 - 12:19

    hür iradenin sırrı

  • özlü sözler

    06.06.2004 - 12:15

    http://www.dinibilgiler.org/BirBileneSoralim/KelamiKibar/PahaBicilmeyenSozler.htm.

  • ahlak

    06.06.2004 - 12:14

    'İnsanların sıkıntılarına katlanmak güzel ahlaktır.'

  • sinema

    06.06.2004 - 12:12

    www.sinema.com ya da www.imdb.com da da yazacağım ama nedir bölümünden ve gruplardan pek zaman kalmıyor.

  • bela

    06.06.2004 - 12:10

    ''Kula bela gelmez Hak yazmadıkça,
    Hak bela yazmaz kul azmadıkça''
    denildiği gibi Allah kulana kaldıramayacağı yük vermez (bkz. Bakara 286) ancak insan kaldıramacağı kadar yüklenir o başka tabi: ''Meşveret ettiğin kimseden bir şey saklama. Zira, başına bir bela gelirse, kendi kendine etmiş olursun.'' Hz. Ebubekir...

    Mesela ''Dizginsiz dil bela getirir.'' (Aiskhiolos) ya da ''En büyük bela dilden gelir.'' gibi zaten peygamberimizin de bu örneğe yakın sözü de var ''Bela insanın diline bağlıdır. Bir kimse bir şeyi ‘yapmam’ dedi mi, şeytan her işini bırakıp onu yaptırana kadar uğraşır.''
    ya da başka bir örnek: ''Kim ki kuvvetine aldanarak zayıfları hor görürse, onun kuvveti başına bela olur.''

    Bu yüzden bela okumayın boşu boşuna denmiyor.

    Peki neden belalar peşimizi bırakmıyor; bunun cevabını basit olarak vermek gerekirse bence insanın fıtratına bakması yeterli çünkü insan daha çok hatalarıyla öğrenen bir mahluk. Tabir yerindeyse 'birisi arkadan dürtmedikçe ilerlemez' gibilerinden ancak başına bir bela gelince akıllanıyor çoğumuz. Kendi tecrüblerimize bakıp bunu çok kolay görebiliriz.

    Yahutta, örnekler çok ama, sigar veya alkol içmek gibi insan başına bir felaket gelmesini bekler ve kendi başına sarar. Buna rağmen insanoğlu hala daha ''kötülük problemi''ni tamamen çözebilmiş değildir çünkü Allah'ın kullarını sınamaycağını düşünenler oldukça bu sefer isyan sonucunda en büyük bela olan cehennem başa sarılıyor... Tabi anne ve babanın eğitemediğini gece ve gündüz o da olmazsa cehennem paklıyor.

  • bela

    06.06.2004 - 11:32

    çok sakıncalı bir durum ama başa gelen çekilir...

Toplam 2591 mesaj bulundu