Cem Nizamoglu Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • bekar yaşamak

    24.11.2004 - 18:00

    Belli bir yere kadar normal ve hoş ama uzarsa bekarken edindiği alışkanlar, duygular gibi halleri karar alma ve verme mekanizmalarına etki edip duygularını nasırlaştırmaya başlar ve evlendikten sonra, eşlerin birbirine, alışma sürecinde çok daha fazla zorlanır.

  • ararat

    24.11.2004 - 16:10

    Cher, System of Down gibi bir çok Ermeni ve hatta Yunanlı ünlülerin de desteğini almış olan bu film, esasında hayatlarında ki boşluğu doldurmak için kendilerine bedevadan 'özgürlük savaşcısı'' imajı vermeye çalışan zavallılardan başka bir şey değiller...

  • biliyor muydunuz

    24.11.2004 - 15:51

    Ünlü aktör Nicholas Cage'in Vampirin Öpücüğü adlı film için canlı hamamböceği yediğini biliyor musunuz? Peki ya Nicole Kidman'ın kelebekten korktuğunu, Halle Berry'nin şeker hastası olduğunu

  • radyo siteleri

    24.11.2004 - 12:49

    Karışık (Mix) Yabancı Muzik Yayınları:

    http://www.bbc.co.uk/radio/aod/radio1.shtml

  • radyo siteleri

    24.11.2004 - 12:47

    Canlı Metal ve Rock Radyo Yayınlarının Web Adresleri
    (Online Heavy Metal and Hard Rock Radio Links) :

    http://directory.thestar.com.my/cat.asp? /Arts/Music/Styles/Rock/Heavy_Metal/Radio

  • özbekistan

    24.11.2004 - 01:51

    Uzun zamandır Özbekistan'da müslümanlara karşı olan baskılar daha da şiddetli olarak sürmektedir, bugüne kadar 7000den fazla insana işkence yapıldığı söyleniyor ve en son alınan haberlere göre kaynar suyla yapılan işkencelerden birisinin hayatını kaybetiği bildirildi. Malesef bu haberler Türkiye basınında çok fazla yer almıyor, yer alsa bile her zamanki gibi ellerimiz kollarımız bağlı vahşet dolu haberleri görmekten başka bir şey yapamıcağımız ortada. Daha geçenlerde Telegraph gazatesinde Özebekistan'daki İngiltere baş konsolusunun (Craig Murray'nin) olan olaylara daha fazla dayanamayıp protesto etmesi ve bu konuda raporlar hazırlandığından işinden alındığı yayınlandı. Yani bir İngiliz başkonsolosu bile gerçekleri söylemesi haber sızdırma diye işinden uzaklaştırılıyorsa, oradaki zülm gören insanlara Allah yardımcı olsun, çünkü konsolosun bildirdikleri bile işin görünen kısmıysa görünmeyen tarafı ne kadar tüyler ürpertici Allah bilir...

    Craig Murray'nin söyledikleri daha çok Rus yanlısı Özbek hükümeti kişilere işkence yapıp zorla belgeler imzaltması üzerine. İşin can alıcı tarafı bu deccal belgeler Özbekistan'ın ABD ve İngiltere ile teröre karşı aynı tarafta oldğunu dünyaya inandırmak için imzalatılması. İşin diğer ilginç yanı bu baskıların başında adı İslam diye başlayan eski komunistlerden Islam Karimov'un olması. Yani ne terör denmesi ne de başbakanın adı sizi aldatmasın olaylar göründüğünden daha çarpık ve mide bulandırıcı... Craig Murray, 'Bu metaryaller (belegeler) boş, süprüntü(ler) için ruhumuzu satıyoruz' diye isyan etti ama bu olaylar ABD, Özbekistan'da işkence olduğunu ört bas etmek için İngiltere ile iş birliği yaptığının başka bir örneği olamaktan öte gitmiyor... Yazık!

  • en sevdiğiniz internet siteleri

    23.11.2004 - 19:22

    www.haberbilgi.com

    Yaralanabileceğiniz bedava kitaplardan tutun, kaçırdığınız TV programlarına kadar çok güzel arşivleri var. Umarım daha da zengınleşir arşivleri.

  • metal müzik

    23.11.2004 - 16:23

    Canlı Metal ve Rock Radyo Yayınlarının Web Adresleri
    (Online Heavy Metal and Hard Rock Radio Links) :

    http://directory.thestar.com.my/cat.asp? /Arts/Music/Styles/Rock/Heavy_Metal/Radio/

    Eski metalcilere Forgotten Jewels'ı tavsiye ederim; Accept, Dio, Saxon, Queensryche, AC/DC gibi baba grupları dinleyebilirsiniz. Dinledikçe efkarlandım ama yılların şarkıları bu yaşta da nostalji olur mu ya:

    Sayfa: http://forgottenjewels.sytes.net/
    Radyo: http://www.live365.com/stations/forgottenjewels? play

  • heavy metal

    23.11.2004 - 16:06

    Canlı Metal ve Rock Radyo Yayınlarının Web Adresleri
    (Online Heavy Metal and Hard Rock Radio Links) :

    http://directory.thestar.com.my/cat.asp? /Arts/Music/Styles/Rock/Heavy_Metal/Radio/

    Eski metalcilere Forgotten Jewels'ı tavsiye ederim; Accept, Dio, Saxon, Queensryche, AC/DC gibi baba grupları dinleyebilirsiniz. Dinledikçe efkarlandım ama yılların şarkıları bu yaşta da nostalji olur mu ya:

    Sayfa: http://forgottenjewels.sytes.net/
    Radyo: http://www.live365.com/stations/forgottenjewels? play

  • heavy metal

    23.11.2004 - 13:30

    Heavy Metal, tabi rock çizgisinden geldiği için bir çeşit isyan muziği diyebiliriz ama ilk başlarda isyan muziği olarak değil teknolijinin muzikte de iyice ilerleyip daha sert muzikle insanların kendini ifade etmesiyle ortaya çıkmışıtr. Bu ifade etme, adından anlaşılacağı gibi daha çok ağır metal endüstirisinde çalışan işçilerin ve kamyon şöförlerinin takılıdığı barlarda başlamıştır. Hayatlarının getirdiği bu ağır koşullar muziklerine işlemiş ve aykırı muzikten daha çok lokal bir kültürün ürünüdür. Bu kültürden gelmiş gruplar tabi ki ilk başlarda kendi dinlerinin ya da geleneklerinin propagandasını yapsalar da olağan düzene eleştiriler de getirmişlerdir. Tabi sonradan yayılma ile farklı söylemlere dönüşmüş. Piyasaya karşı çıkan bu akım sonunda kendi piyasasını oluşturarak muzik yerine (çoğu müzik türünde olduğu gibi) imaj satmaya başlamıştır...

  • heavy metal

    23.11.2004 - 13:27

    bkz. Metal Müzik

  • onur akın

    22.11.2004 - 02:40

    'Salkım salkım tan yelleri estiğinde' diye başlayan Vedat Türkali’in 'İstanbul' şiirini çok güzel besteleyen kişi...

  • nemesis

    21.11.2004 - 15:10

    2002 yılında gösterime giren Uzay Yolu (Star-Trek) 'in 10. serisi olan Nemesis filmi...

  • nazım hikmet

    20.11.2004 - 01:58

    İyi veya kötü... Türkiye'de en çok tartışılan şair olduğu kesin...

  • hatıra defteri

    20.11.2004 - 01:36

    Anket defteri gibi küçükken Hatıra Defterlerimiz vardı. Benimkiler hala durur. Hele hele snoopy'li hatıra defterim en favorım :) Onlara bir daha bakmak süper bir duygu, ne kadar masum ne kadar tatlı anlatamam.

  • abur cubur

    19.11.2004 - 18:47

    Abur Cubur, bu yüzyılda köle ticareti haline geldi. Köle diyorum çünkü reklamlardan ambalajlara kadar insanın hür iradesini zincirlerle tutsak edecek bir güce sahipler Super markete girmek artık bir imtihan, hele hiç aç maç girmeyeceksiniz, gördüğünüz zaman hemen uzaklaşacaksınız, öyle dokunmak bakmak filan yok, abur cubur bu ''Bak ama dokunma, dokun ama ısırma, ısır ama yutma...'' gibilerinden tam bir nefs imtihanı.

    Her yer abur cubur, yani eskiden de abur cubur vardı ama artık zamanmızda kültür haline gelmiş. Obeslik probleminin çoğalmasının bunun en güzel ispatı.

  • intihar mektubu

    19.11.2004 - 18:28

    Psikolojiyi incelerseniz iki türlü intihar çeşidi vardır. Birine Gösteri İntiharı denir, diğeri ise kriz girmekle olur ki dönüşü zordur... Bana göre, bu mektup işi, gereçekten ölmek isteyen birisinin uğraşacağı bir şey değil. Genelleme yaptım gibi oldu ama intihar mektubuna 'Gösteri İntihar Edebiyatı' demeden edemiyorum. Yine de bu mektupları okuyup etkilenmemek de elde değil. Ne de olsa olaydan olaya, kişiden kişiye değişebilir.

    Allah (c.c.) , güzeli çirkin, doğruyu yanlış ya da çirkini güzel, yanlışı doğru gibi gösteren şeytanın fısıldamalarından insanı korusun.

  • mimar sinan

    19.11.2004 - 13:18

    Bu kişinin marifetleri bir kalem de anlatılmaz, genel bir araştırma sonucunda bile hakkında ciltlerce kitap çıkartılabilir. Yine de kim diye sorarsanız, kısaca, “”deha”” demem yeterli olur.

    Bırakın günümüzde ondan taklit edilerek yapılan muhendislik harikalarını, hala daha bugünkü teknoloji ile bile yapılamayan eserleri, hatta bugünkü teknolojiye ihtiyaç duymadan yaptığı çalışmaları, insanı hayretlere düşürür. İsterseniz basit bir örnek vereyim:

    Cami yapılıyor ve o zamanlar biliyorsunuz elektrik yok, ancak on binlerce mumla aydınlatılabilinir, Lakin nasıl muteşem aydınlatma sistemi yaptığını bir yana; mumların dumanları nereye gidiyordu sizce? Nasıl oluyorduda, cami onca mumun yanmasından sonra hala daha pırıl pırıl gözükebiliyordu? Başka ülkelerden o çağdan kalma binalara bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Binaları kapkara, ve o binaları korumak için temizleme işlemleri milyarlarca liraya mal oluyor. Mumlardan çıkan duman binan her yerine siniyor, karartıyor ve havayı kirletip insan sağlığına tehdit oluşturuyor ama Mimar Sinan öyle bir havalandırma sistemi yapıyor ki, bu dumanlar belli bir yerde birikebiliyor. Peki bu biriken dumanlarla ne yapılıyor dersiniz? Hayır çöpe gitmiyor! Her şeyden yararlandıkları gibi her şeyi de yararlı hale getirebiliyorlar. Bu biriken duman kirini biriktirip sonra mürekkep yapıyorlar!

    Bakın muhteşem bir muhendislik harikası olan caminin sadece ışıklandırma sisteminin belli bir bölümünü anlattım gerisini hayal bile edemezsiniz. Lakin insanlar o çağları karanlık çağ diye bilir. Avrupa’da karanlık çağlar yaşandığı için sanki bütün dünyada karanlık çağlar yaşanıyor havası verilen o dönemlere bir bakın inceleyin derim. Bu muhteşem buluşları ve tarihe gömülmüş bilim tarihini inceleyin; ama beni en çok etkileyen; bu alim kişiler bunu ünvan ya da para için yapmıyorlardı. Bilim o zamanlar hayr yani vakıf işiydi; Allah Rızasını kazanmak için halka hizmet idi….

    Tarihte nasıl bir hazine gömülü anlatamam ama her gün o hazinenin üstüne toprak atanların sayısı çoğalıyor. Eskiden dinin arkasına saklanıp bilimi ve tarihi gömmeye çalışanlar şimdi ideolojilerin arkasına saklanıp gözümüzün içine baka baka yine bilimi ve tarihi gömüyorlar….

  • lahmacun

    17.11.2004 - 18:48

    M a l z e m e l e r:
    * 1 kg. az yağlı kıyma,
    * 1.200 kg. domates,
    * 5 bağ maydanoz,
    * 200 gr. dolmalık yeşilbiber,
    * 100 gr. sarımsak
    (taze veya kuru)
    * 1 yemek kaşığı biber salçası,
    * Karabiber, tuz.

    HAZIRLANIŞI:

    Maydanozlar yaprak yaprak ayırılır. Sarımsaklar temizlenir biberlerin çekirdekleri çıkarılır. Temizleme işi bittikten sonra bütün malzemeler zırkla doğranır veya robotta kıyma halini alıncaya kadar çekilir içine kıyması da konarak iyice karıştırılır ve bir harç elde edilir. Hazırlanan harç pide fırınında fırıncı tarafından pide hamuru ile lahmacunlar yapılarak pişirilir.

    Not: Malzemelerin zırkla kıyma haline gelmesi isteğe göre baharat konması ve meşe odunu ile taş fırında pişirilmesi lezzet açısından önemlidir.

    Kaynak: Ali Doğan DİNÇ

  • dört göz

    17.11.2004 - 18:04

    Dört göz deyip geçmeyin TDK sözlüğünde bile yer vermişler. Neymiş efendim ''Gözlüklü kimse.'' demekmiş. Yahu ben bildim bile dört göz, gözlük takan insanlarla, dalga geçmek için denir. Sözlükte maşallah çok normal bir şeymiş gibi yazmışlar.

  • gözlük

    17.11.2004 - 17:54


    Ne zormuş gözlük takmak. Alışıncaya kadar insanın başı dönüyor, ağrıyor, midesi bulanıyor hatta kusmak ve bayılmak gibi etkileri bilem varmış. Bana yarım reçete verdiler çünkü tam reçete verirlerse yukarı ve aşağıya bakarken bayılabilirmişim.

    Evet yeni gözlük kullanmaya başladığımi çok belli ettim ama ne yapam heves işte; daha acemeyiz. En çok şaşırdığım; gözlüğü takınca daha iyi anladım gözlerimin ne kadar bozuk olduğunu. Tabi abartmayım o kadar kötü değil ama bilgisayar sağolsun baya bi bozmuş. Eskilerin gözleri çoğunlukla kitap okumaktan bozulurmuş, bizimkilerse daha.çok televizyondan ve bilgisayardan bozuluyor. Bakin gözlükler etkisini hemen gösteriyor; bilmislik bilem taslatıriyor

  • slogan

    14.11.2004 - 03:54

    ''Slogan, ilkelin silahıdır'' - Cemil Meriç

  • yusuf islam

    12.11.2004 - 13:54

    Yusuf İslam'a 'Nobeller Nobeli'

    Yusuf İslam'a ödülünü eski SSCB lideri Mihail Gorbaçov verdi. Törene Roma Belediye Başkanı Walter Veltroni de katıldı.

    Yıllar önce Müslüman olarak Yusuf İslam adını alan İngiliz müzisyen Cat Stevens, Roma'da “Nobeller Nobeli” olarak nitelendirilen barış ödülüyle onurlandırıldı. İslam, Nobel ödülü kazanmış kişileri bir araya getiren toplantıda, ödülünü eski Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un elinden aldı. Beşincisi düzenlenen Nobel sahipleri toplantısı, cuma sona erecek.

    Gorbaçov, resmi adıyla “Barış adamı ödülü”nü İslam'a takdim ederken, aralarında Şimon Peres, Lech Walesa, Rigoberta Menchu gibi isimlerin bulunduğu Nobel barış ödülü sahiplerine çağrıda bulundu ve onlardan, dünyada barış sürecini güçlendirip kolaylaştırabilecek girişimlerde bulunmalarını istedi.

    Mihail Gorbaçov, “Böylece barışın hüküm süreceği bir dünya için sözleşme hazırlayabilir, bunu gelecek toplantımızda bütün dünya halklarına sunabiliriz” dedi.

    “Barışı ve halklar arasında uzlaşmayı yücelten ve terörizmi kınayan” çabaları dolayısıyla ödüle layık görüldüğü açıklanan Yusuf İslam da ödülünü aldıktan sonra konuşurken, “müziğin; hem tabuları yıkmak gerektiğini göstererek, hem de gençlere umut ve zafiyetlerini dile getirme fırsatı vererek toplumun gelişmesine katkıda bulunduğunu” söyledi.

    MÜZİĞE DÖNÜYOR

    Stevens, Roma'da 'Nobeller Nobeli'diye nitelenen barış ödülüyle taltif edilmesi vesilesiyle İngiliz Reuters haber ajansına, 'Müziğe döneceğim' dedi.

    İslam, şunları söyledi: “Zihnimde artık devamlı 'çok sesli müziğe dönüş anıyla ilgili' noktayı kurmaya başladım. Yaratıcı fikirleri işlemek gerekiyor. Bunun için ceketimin mendil cebinde devamlı minik teyp taşıyorum.”

    11 Eylül'le bağlantılı “şüpheliler listesi” çerçevesinde uçağının ABD toprakları üzerinde çevrilmesiyle ilgili olarak, Yusuf İslam: “ABD'de bu hadiseden üzüntü duyan ve özür dileyen o kadar çok kişi oldu ki” dedi.

    İslam, Londra'da Müslüman ilköğretim okulu işlettiğinden, bu meseleyi İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw ve ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'a iletmişti.

    SSCB'nin son lideri Gorbaçov, resmi adıyla “Barış Adamı Ödülü”nü Roma'da İslam'a takdim ederken, aralarında Şimon Peres, Lech Walesa ve Rigoberta Menchu gibi isimlerin bulunduğu Nobel Barış Ödülü sahiplerine çağrıda bulundu.

    18 YIL ÖNCE ANKARA VE 8 YIL ÖNCE BOSNA

    1971-73 arası “Tea for the Tillerman”, “Teaser and the Firecat” ve “Catch Bull at Four” adlı büyük albümlerini yayınlayan İslam, 1974'te son büyük eseri “Buddha and the Chocolate Box” albümünü çıkardı.

    Yusuf İslam, 18 yıl önce ilk kez Türkiye'ye gelmişti. 5 Nisan 1986 tarihinde yaptığı ziyaret sırasında Ankara'da TOBB konferans salonunda müzik yaşamı ve Müslümanlığı seçişinin öyküsünü anlatan Yusuf İslam, mecazi vurgu yaparak, “Eskiden sakattım, iki koltuk değneğim vardı. Bu koltuk değnekleri piyanom ve gitarımdı. İkisini de defettim gitti” demişti.

    İslam, 8 yıl önce Bosna-Hersek'i ziyareti sırasında da, ülkenin müziğinden çok etkilendiğini söylemiş ve bu coşkuyla çok sesli müziğe dönebileceğinin işaretini vermişti. Yusuf İslam, “Bosna şarkıları beni (müzik alanına) zorluyor” demişti.

    Kıbrıslı Rum baba, İngiliz annenin çocuğu olarak Londra'da dünyaya gelen Cat Stevens, 1979'da müziği bırakmıştı.

    İlk adı Stefan Dimitri Yorgo olan Yusuf İslam'ın Müslüman olduktan sonra yaptığı ilk kayıt, 1995 yılında Hz. Muhammed'in hayatını anlatan 66 dakikalık albümdü.

    (aa)

  • evrim teorisi

    11.11.2004 - 15:57

    Bu evrimcilerin durumu, zamanında ''siz bu dili anlamazsınız biz size okuruz'' diyen sahte din adamlarının olayına benzemiş.Onlar da fantezilerle ve hurafelerle dini öyle komplike yaparlardi ki kendilerini üstün göstermekle kalmaz milletin kafasını karışırtırıp saflıklarından yararlanırlardı.

    Neymiş efendim evrimcilerin dilinden halk anlamıyormuş, yok halk şunu bunu bilmiyormuş; tabi anlamaz, olay öyle bir güzel çorba yapılıyor ki kendileri bile anlamaz hale geliyorlar. En basit argümanı bile anlatmaktan aciz bu insanlar, yobazın dinin arkasına saklanması gibi bilimin arkasına saklanan yobazlar portresi çiziyorlar...

    Bir kuş türünün, beslenmek için gagasının (neslini sürdürmesi için) çevreye uyum sağlamasına göre değişmesi onu zürafa yapmaz, aynı şekilde yürüyen bir şempazeyi ya da gorili düşünebildiği veya konuştuğu zaman insan hiç yapmaz. O gagası değişen kuşlar nasıl hala kuşsa, insanlar da baştan bu yana insandırlar. İsterseniz buna bilimsel bir olgu deyin, isterseniz yaratılıştan deyin, ikisi de aynı kapıya çıkar.

    Durum öyle bir yere gelmiş ki eskiden din adına yapılan yobazlık artık bilim adına yapılıyor.Oynadıkları yobaz rolünün farkında bile değiller. Dine o kadar kafayı takmışlar ki Evrim Teorisine karşı çıkmayı bile bilim dışı sayıyorlar, sanki evrim teorisine karşı çıkan bilim adamları yok, sanki evrim teorisi kutsal bilimsel bir gerçek? İşin komik yanı önüne gelene yobaz etiketini yapıştırmak isteyen kendini bilmez biri başkalarını Harun Yahya'dan kopya çektiği için aşağılarken, evrim teorisini tam anlamadığı halde, kendisi çok güzel başkalarından kopya-yapıştır yapabiliyor...

    Yıllardır ve hala, dindar düşünemez, gericidir, akılsızdır, yobazdır gibi her türlü karalamayla dindar kesime yükleniyorlar. Kendileri ise bilim adına yalan söyledikleri zaman ''yanlışsınız, esas yobazlığı siz yapıyorsunuz'' denilirse hemen kendilerini saldırıya uğramış gösterip akılları sıra demogoji ile haklı olduklarını göstermeye çalışıyorlar ve eminim meydanda yakılma olayları olmadığı için de bahanesizlikten kahr oluyorlardır. Lakin olay sadece bilim-din çatışması değildir. Bilim dünyası içinde esas çatışma vardır ve bu sindirmeyi kim kime yapıyor ortadır... Bu sitedeki Ateistim buna en güzel örnektir, ilk üye olduğu andan itabaren kişilere ve dine saldıran ve hala saldırmaya devam eden bu kişi de aynı politikalarla kendini temize çıkarmaya çalışıyor...

    Evrim Teorisinin gerçekliği ispatlanmamıştır, tersine en baştan beri yanlış olduğu bilindiği halde yenilmeye doymayan pehlivan gibi ortaya teori üzerine teori atıp her defasında mağlup oluyorlar. Fakat üzücüdür ki tarihin en büyük yalanlarını halkına inandıran Hitler'in ''neslin buyuk kesimi, kucuk bir yalandansa buyuk yalana daha kolay kurban gidecektir'' (The broad mass of the nation... will more easily fall victim to a big lie than to a small one.) dediği gibi bunlar da daha büyük yalanlarıyla daha da insan çekiyorlar yanlarına. Engizisyonun oynadığı rolü artık Bilim adına kurulmuş kurumlarda görürseniz hiç şaşırmayın...

Toplam 2591 mesaj bulundu