Dili olsa da konuşsa, şu duvarların
Anlatsalar dertlerini, gizlerini.
Keşkelerle yaşanmış mevsimsiz yılların
Kanırtan acıların kapanmayan izlerini.
Uykusuz gecelerin yorgun düşlerini
Ateş çemberlerinden geçen cansız bedenimi
Ve soğuk şafaklarda öperken senin hasretini
Geçmişten geleceğe uzatıversem nazenin ümitlerimi.
Solan günün hüzün şarkılarını
Soğuk kanatlı gecenin göğsüne yaslasam.
Yokluğunu dinlendirdiğim akşamları
Koynuma alıp buğulu gözlerinde saklasam.
Derinlerin koyu mavisini
Sonsuzluğun sınırsız sınırlarını
Gizemli bir yaşam gibi bir damla mürekkeple
( Hecesiz bir şiir gibi )
Karalamasız satırlara döküp sarsam
Acımasız mısraların kurulmuş sofralarını
Pancur pancur kapanan kirpiklerime
Sana adanmış bir ömürdür diye sunsam.
Bir şiir gibi yazılsam mısralarına
Hangi sayfada dile getirsem
Hicranla yazdığım bu romanı.
Okuman için , taş kesilmiş yüreğine versem
Uyanmayan seherlerin alaca karanlığına
Hoşçakal diyerek öldürsem serseri ufukları...
Kayıt Tarihi : 1.9.2020 21:54:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sümru Yılmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/09/01/uyanmayan-seherler.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!