Uyan Eylül Sultan uyan Şiiri - Atik Sibel

Bu gün ilk defa sana kizacagim eylül sultan ...

Bilmezmisin heryer mimoza bahcesi degil, heryer saf ve temiz degil yürürken dikkat etmek gerekli.. Yasamak savasmis bilmedinmi, söylemedimi kimseler sana, kimi zaman bicak agzi gibi milletin agzi yaralarlar seni diye anlatmadilarmi? Dilde kemik olmayinca dolasir durur diye söz etmedilermi?

bak kizim yasamak dedigin öyle önceden sahnelenmis bir oyun olsaydi herkes ezberlerdi rolünü.. Kimsenin gözünden öyle her an muslukdan bosalircasina yas gelmezdi... Daralmazdi kimsenin ici lacivert gecede dogmus gibi.. Kör olmazdi bakislar, yasamin sol kanadinda düsmeyi bekler gibi..

Kelimeler pazar daki iki kilo domates fiyatina gitmezdi.. Sevismeler kasap diye isim tasimazdi yavsak agizlarda namsussuz zihinlerde..

Seviyorum denmezdi ucuzundan bir kilo, uyan eylül sultan uyan zaman senin kaldigin yerde degil ilerlemis bir saatin akrebinde..

zevki sefanin adi iki duble rakiyla degil artik, buzgazda mazlum saz calmiyor belki, kadar kosup atlamiyor kucaga.. güngör baliklari yok belki aklinda kalan damaginda iz birakan .. Uyan Eylül sultan uyan iki nota arasinda degil yasam..

Yazdigin siirlerde baslayip bitmiyor hersey... Yok öyle düslerindeki adam duyanlar gülüyor artik eski bir filmde kötü adam kahkahasi ile. Liman da bekledigin gemide gelmeyecek bekleme, Kimse kimseden cok beklemedi senin bekledigin gibi, o gemi demir aldi coktan uyan Eylül Sultan uyan..

Tende darlik yok aci söz duyuldugunda artik, ihtiyac meselesi olmus dostluk... Yüzde cizgileri oksamak zamani artik yokluk, satilmis motivler süslüyor ac gözlerini baktiklarini gör.. uyan Eylül sultan uyan senin yasadiklarin yok yok yok olmus artik..

Sen seveceksin titreyecek ellerin, cözülecek diz baglarin, bir daha bir daha söylerken agladigin isimler yanmis bir mektup sayfasi gibi kalacak umutlarin arasinda... Yasamak senin bildigin gibi degil be sultanim, yok öyle baskalari icin harcanmis ömür, herkes kendi ömründe seni kim tanir uyan eylül sultan uyan yeni basliyor sendeki yasam...

Yeni yeni hissediyorsun degilmi hayatin sana celme taktigini? Bu kacinci görmedin sen hic birini...Her cigligin icinde küflendi, bir dagin yamacinda kaldi agaca agac diye bakmadigin zamanlarin, sasiriyorsun simdi sarabin rengi kimi zaman kirmizi olsada oda degisiyor yutuldugun zaman.. uyan eylül sultan uyan zaman senin bilmedigin zaman..

sen hala özle tanimadigin simitci davutu, kaldirimda oturmanin ne keyifli bir saltanat olusunu. Sen hala avut kendini karanliktaki inci tanesi numarasiyla o tasa bin defa vurup vurup kanattigin fikrini.Dolastir yine sen alip alip delice yasadigin dengeni, sayki sen buralardan degilsin yabancinin ta kendisi.. Uyan eylül sultan uyan hersey senin yasadigin gibi degill..

Kizginim bu gece sana, fikrinde cürüttün kendini, satisa getirdin ömrünü, yasamadan kendince bir gününü yine ayni düste sevistirdin bir care kalmis gönlünü..

Uyan eylül sultan uyan türküler yalan dememis serefin ekmediginde serefsizin gözü, Sadik yari toprakmis veyselin dediginde kalmis insanin özü...

Dersinki namus degil iki bacak arasi, kavgasi ekmegin derdi ve tasasi, caninin yongasi sevda pusulasi, uyan eylül sultan uyan geride kalmis her bilgenin unutulmus atasi..

Inadi birak olmaz bir yoldasin, sevda ugruna son haldasin. Ispati yok yasamakta manasi denmis sözümden dönmem yoktur faydasi...

Kendimle verdigim misarada savas kazandi yine icimdeki ask..