Ben kimim neyim, nerden geldim hangi kimlikle bilmiyorum.
Dört tarafı duvarla kaplı karanlık bir odadayım el yordamıyla yokluyorum duvarları çarpa çarpa.
Oda bomboş. Benden başka kimselerde yok.
Bir çıkış geziyorum, bir delik bir ışık veya bir ses nafile dolanıp duruyorum karanlıkların ortasında.
Ayaklarım çıplak el yordamıyla vücudumu yokluyorum giyisilerim de almışlar Üşümeye başladım nasıl bir girdabın içersindeyim bilmiyorum.
Neredeyim bulunduğum yere yoğunlaşıyorum. Burası bir hücre değil hücre olsa sidik kokusundan bilirim.
Belimi duvara yaslayıp zaman kavramı olmayan yerde kapatıyorum gözlerimi ne kadar vakit geçti bilmiyorum. İlginç olan ne susadım nede acıktım. Birden tavandan bir ışık süzmesi odaya aktı rengarenk bir ışık gök kuşağı gibi. Ayağa kalkıyorum gözleri kör edecek kadar şiddetli ışığa yüzümü çeviriyorum. Derken sağ tarafımdaki duvar büyük bir gürültü ile açılıyor. Yüzlerce insan. Eğlenen’ koşturan, bağırıp çağıranlar. Hayretler içinde kalabalığa yoğunlaşıyorum, aralarında orta yaşlı bir adam bir el işaretiyle beni yanına çağırıyor tereddüt etmeden gidiyorum. Soru sormuyorum biliyorum ki beni özgürce yaşanabilecek diyarlara götürecek bu adam. Duvarların, karanlık hücrelerin olmadığı diyarlara. Silahların, sınırların ve kardeş kavgası olmayan topraklara.
Şeyhmus idrisoğlu
Kayıt Tarihi : 18.2.2024 16:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!