Yine –aynı- yataktı
Yıllardır uyuyamadan uzandığım
Başımı koydum aynı yastığa
Ağrılarımın en yakın dostuna
Aynı oda aynı şartlar
Acı dolu yılların hatıraları bunlar
Sürekli devinen bir akım gönlümde
Nereden nereye yolculuk belirsiz
Her yakınlaşma sanki mutluluktan
Ilık ılık sızarken içime sen
Kaybolur hüzünlü parçalarım denizinde
Yaşamak karşıtlığınızın meydan okuyuşudur size
Zamanla öylesine korkusuz öylesine yoksunlaşır ki
Yenilgilerden yüzlerce senaryolar düşer önünüze
Dışarıdan çekilmiş gibi gözükse de kılıçlarınız
Sizinki iç açmayan bir tavırla çevirmiştir ucunu
Hem de yüreğinizin derinlerine usul usul ilerler
Dalıp dalıp susmalar vakitsiz
Israrını sürdürür ilkelce
Karşılarda o aksiyonsuz duruş
Çeker devrimsiz zamanın gerisine
Donmuş bir hayalden öteye gitmeden
Kimseler bilmez
Bir başıma savaşırım
Senin içimde yarattığın ölümsüz canavarla
Gözlerim nöbetlerde kızarıktır
Her türlü canlı şu alemdeki
Hasta mısın diye sorarlar farklı yollardan
Hüzün karanlığı kaplamış göğü
Ağaçlar arasında bir yol açık
Bitişi uzunca gölgene teslim
Yıldızlar sönük, perdelenmiş
İpucu yok saklı kimliğinden
Sessizliği bozmakta böcekler
Gecenin soğuğu yapıştıkça tenime
Kaynayan dokunuşun gelir aklıma
Hatırlasana...
Düşünmekten zevk alıyor
Onsuz ben olamam diyorsan
Düşünce dağında bir çiçek
Beklentisiz yaprakları
Her mevsimde yeşil kalan
Fırtılara karşı koyarken
Öylesine kaybolmuşumki zamanın içinde
Ne geçmişin farkındayın ne geleceğin
Şu karşıdan bir vapur geçer
Ardında vakur dalgalar bırakarak
Sağımda hafiften esen rüzgar
Kendini adar kuşların kanatlarına
Hani o dalgalar yok mu?
Beşiktaş'taki vapurların yanısıra giden
Haşinliklerinde de
Uysallıklarında da
Tutup başımdan daldırırlar denize
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!