En deniz feneri olmuşsun bir kere

İlyas Kaplan
1278

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

En deniz feneri olmuşsun bir kere

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
dünya gurbetinin sessiz çığlığı senin
sınana sınana fırtınaya tutulmuşlara
dünya ötesi bir bakışsın
kaç kalbe kan diye damladın
kaç ayrılığın ateşine köz düşürdün

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
seni buraya dikenler
kendi yalnızlıklarını görmüyorlar mı
dalgaların tokatlarına direnmek üzere
seni yapayalnız koyanlar
dünya fırtınalarının göbeğinde
yıkılmaz surlar gibi
dimdik durduğunu fark etmiyorlar mı

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
bakmasınlar öyle parlak ışıklı olduğuna
körsün sen
kör olduğunu bile göremeyecek kadar
gururuna yenik
hicranlı bekleyişlerin
acılı inleyişlerin

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
gönle ışık düşürenlerin gölgesi say kendini
kayıplar çölünde vaha bil
evden kaçmışları sevindiren
soluk sarı renkli deniz lambası gör
köşesi yanmış bir kağıda
umutların simgesi diye yaz adını
sarıp sarmalayan nefessin
fısıltısız, sessiz bir hıçkırık
yarım kalan şarkısın

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
sarp kıyılarda duruyorsun öylece
can kulağı kesilmiş
azgın dalgalardan korkmuyorsun
unutulmaya terk edilmiş eski gemilere
rüzgarlı tepelere
şimşek parıltılarına , gök gürlemelerine
ninniler söylüyorsun
için için yanıp

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
sen olmazsan eksik kalır telde en içli nota
sen görmezsen
yüzüne gamze düşmez sevgililerin
bekliyorsun kederli hasretlerin közlü akışlarını
kalbin vuruşlarına son noktayı koymak için
sıcak bir nefes gibi
ummanları beklemek düşmüş nasibine

sen deniz feneri olmuşum bir kere
şehrin kenarında bir veda çizgisi
köpüklü kıyılara ümidin eğilişi
koyu mavi dirilişlerin nişanesi
bir gün fırtınaların da durulacağını söyleyen müjdesin
ak köpüklü sevdaların hiç bitmeyeceğine dair
yemin üstüne yeminsin

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
insanın kadim arayışının nişanesisin
deniz sesisin karaların en son ucunda
okyanusların yüreğine vuran bir nebze aydınlık
soğuk fırtınaların gözünde sükunet limanı...
ümit şavkı olsun diye
kurtuluş ışığı sunarsın

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
ıssız ufukların kıvrımlarına çentiklenmiş işaretsin
dönmek üzere gidenlerin
gelmek üzere yola koyulanların yol elçisi
kırık sesisin umutsuz özleyişlerin

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
azgın dalgaların
aşina yakasından tutuyorsun hiddetle
kederli hasretlerin avuç içlerine
köz düşürüyorsun ince ince
kara ile deniz aralığında
belki bir yolcunun arayıp durduğu
bir türlü bulamadığı en son gecesin

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
gösteriyorsun, göremiyorlar
seni görüp de kirpik uçlarına kadar taşan
o eşsiz sevinçleri göremiyorlar
kalbinin ortasına gelgitler gibi vuran
o huzurun sıcacık nefesini göremiyorlar

sen deniz feneri olmuşum bir kere
hırçın dalgaların arkadaşı
kayıp giden yıldızların saklambacı
dolunayın sırdaşı
upuzun özlemlerin aydınlık köşe başı
kederli özleyişlerin tatlı sarmaşığı
yolunu kaybetmişlerin yoldaşısın sen

sen deniz feneri olmuşsun bir kere
soğuk ve karanlık şu dünya gecesinde
sevdaları tutuşturan
sevinçleri alevlendiren
gurbet yolunu seslendiren
anestu nara müjdesinin hüzzam bestesisin
sen

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 5.9.2024 02:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!