Dışarıda kar ayazı, içeride sıcak
Ve odanın koyu gölgesinde sen
Sıcacık bir ürperti sırtında, ellerinde ayaz
Dalından kopmuş meyveler gibi bak toprağa
Yuvarlandıkça biraz çocuk, biraz haylaz
Ne dökülürse dökülsün dilinden yârim
Sen en eski türkülerini gökyüzüne as
Aşk fısıltısı olsun dilinde sevdam
Bu şiiri de sen bana yaz
Güneşin sofrasında çocuk yüreğimiz
Ellerinde rengârenk çiçek demetleri
Gözlerinle ufku tarıyorsun nicedir
Özlemi soyunuyorsun düşüncelerinde
Hangi güvercin unuttu selamımı söyle!
Utangaç bir bulutum göğünde
Unut dünleri, sevdamı bu günlere yaz
Yorgun kuşlar inmiş buzlu yalaklara
Rüzgârla sevişiyor incecik tüyleri
Yaşlı bir çınar bakışı az ötedeki kuytuda
Göğsümde inceden bir ağrı aşk
Nefesine sokulsam şimdi, ısınsam
Yalnızlığımı ve hüznümü bastırsam
Kelimelerin prangalarını atsam sulara
Senli umutların yeşil kırlarında koşsam
Kayıt Tarihi : 31.1.2015 13:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ruhumuzun infilaklarından kendi resmimizi taradıkça ve ömrümüzün uzak yolculuklarında birbirimizi kavradıkça özlemli bir düşünüşün tarumar içlenişleriyle sararız eskimiş resimlerimizi. Sevda kendi dalını arayan kuşlar gibi, kendi sularını tarayan kulaçlar gibi içimizdeki en varsıl yaşamak andıdır aslında. Yüreğini yaşama serebilenlere…
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!