On dört merdiven vardı, seninle aramızda.
Birer birer saydım ben, her defasında.
Her bir adımı, bir koca ömre bedel.
Usul usul daima, çıkılmayı bekler!
Dar taşlarla örülmüştü, genişti eni.
Parçalanmış mermer dokusu, işlenmişti yeni.
Yağ dök yala misali, her zaman ter temiz.
Uzanıp gidiyor sıralanmış, üstünde de diğeri.
Nice zaman bekledim ben, dinledim sesini.
Ayakkabı topuklarının, şıngırtılı neşesini!
Tok bir ses işittim bazen, korkuyla endişelendim.
Dikkat kesildim bazen de, kaskatıydı bedenim..
Yoğun geçti bazı zamanlar, hareket dolu.
Kimi zaman çıt çıkmadı, ıssız ipek yolu.
Gülümsemen kaldı aklımda, o gün karşılaştığımızda.
Bizim kata çıkan,o merdivenin ortasında..
Sen zannedip de kapıyı açtım çoğu kez.
Kocan çıktı karşıma, utandım tık nefes.
Selam verdi her görüşünde, ama meraklı.
Senin gibi değildi gülümsemesi, biraz bıyık altı..
Vazgeçtim sonunda, bıraktım merdiven dinlemeyi.
Kapının zilini çaldım, göze aldım dayak yemeyi!
Sen bunu ister şerre yor, istersen de hayra.
Bitmişti artık benim için, zamanı boşa harcama..
Mazeretim hazırdı, elimde boş bir tabak.
Geçen hafta ikram ettiğin, içi dolu kıymalı kabak!
Yoğurt da koymuşsun yanına, eşsiz ev mayası,
Ellerinle yaptığın, bir dünya markası..
Dünyam yıkıldı o an, buyur abi dediğinde.
Ne hayaller kurmuştum dün gece, ben yine seninle!
Nutkum tutuldu kapıda, elimde kaldı boş tabak.
Tadına doyamadım, ah bu kıymalı kabak..
Aklıma geldi birden, eşiniz evde yok mu?
Otursak seninle biraz, bu bana çok mu?
Böyle bakmıştı Havva, ilk insan Ademe.
Buyur gel yanıma, söylemem ben enişteme..
Bir daha dinlemedim, nasıl olsa zaman çoktu.
Merdivenleri saymadım, buna gerek de yoktu..
Üçer beşer atladım ben, ürkek bir telaş ile
Sonra fırınla uğraştık hep, biraz da mercimekle..
08.11.2006 – 23.15
Kamil ÇağlarKayıt Tarihi : 17.11.2006 19:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!