Ben dalgındım o gün ışık vardı yüzümde
Çok eski bir sevda şiirinde
Şairin unuttuğu bir dizeydim.Soyadım:Hüzün
Martıların sesini sanki ilk kez duyuyordum
Adlarını bilmediğim çiçekleri topluyordum
Kedi yavrularını öpüyor durup durup gülüyordum
Ben dalgındım o gün dünya nedir bilmiyordum
Orda Üsküdar Çeşmesi’nin yanında
Yüzüme ışık vuruyordu dalgındım o gün
Kaçamak bakışlarla süzüyordu beni
Eli elime değmişti.Ilık bir rüzgar esmişti
Bunlar göz değildi artık dudak değildi
Gün geceye dönüyor hep sevdiğimi söylüyordum
O gün dalgındım ben kadın nedir bilmiyordum
Dalgındım ne çok şey konuştuk o gün
Çocukluğumuzu evlerimizi memleketi
Güzel günler düşledik.Kırdılar bizi diyordu
Şiirlerden resimlerden şarkılardan söz ettik
Aşk nedir bilmiyordum o gün dalgındım
Yürümek kuşları seyretmek böyle şeyler
Işık çekiliyordu yüzümden yoksuldum
Çarşılarda vapurlarda tren yollarında
Nedense solgun bir gülümseme oluyordu
Sonra gökyüzünde bir bulut üstünde
Kahkahalar atarak gidiyordu Hezarfen Çelebi
Ben bir yıldız tutmuştum o bir sigara yakmıştı
İçimden Köprü’ye asılmak geliyordu
Sevişmekten yorulmuştuk.İstanbul bize yakışmıştı
O gün dalgındım ben şiirlerimi okuyordum
Sevmezdim soneleri.Haralardan kopan
Kösnük atlar gibi çılgınca koşsunlar
Yorulunca mavi göllerde dinlensinler isterdim
Yıldızlar bastırmıştı şiir nedir bilmezdim
Dalgındım o gece terketti beni
Daha çok sevdim Sadullah Ağa’yı
Gün ağarıyordu.Her şey daha güzeldi.Dediler:
Serinmiş Elhamra Sarayları’nın avluları
Geceleri uzunmuş ağlatırmış şairleri
Sen de öylesin
Kayıt Tarihi : 22.6.2001 23:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)