Sonra bizim seslerimiz düşer kulaklardan
Sonra isimlerimiz toz tutar beyinlerde
Yetmez, anılarımız paslanır raflarda
Unutulmaz mı zanneder insan ne varsa
Dalgalar vurdukça hatıraların kumdan kaleler gibi
Nasıl devrildiğini görmeye-gör birer birer
Zaman denen delhizde nasıl da battığını
Silinmez mi zanneder insan yazdığı ne varsa
Rüzgarlar estikçe, üşüyerek düşen yapraklar
Yağmurlarca sokaklarda taşınanlar, taşanlar gibi
Baharı beklercesine karlar giyinen çıplaklık
Kuruyup solmaz mı zanneder insan ektiği ne varsa
*
Üşümüştü kaburganın sol yanı
Bir yanda ağustosun çığırtkanları
Bir yanda kasımın tok karınları
Öpülebilecek gibi de değil üstelik
Mevsim, delhizde gece yarısı
Üstelik soğuğumsu bir saat
Simsiyah bir yorgan örtmüş yüzüne gök
Aydan güneşten yıldızdan ne varsa uykuda
Uyuklamayan tek şey sessizliklerde bir sessizlik
Bir düşün, yorganlarla örtülü toprak yatakta
Toz tutmuşsa, paslanmışsa, boğulmuşsa
Beyninin o geniş mağaza raflarında biri
Hangi yaşamak ya da ölüm eş-değerdir buna
Kayıt Tarihi : 1.12.2019 18:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!