İnsanlar günlük işlerin hengamesine öyle bir kaptırdılar ki kendilerini; gülmeyi unuttular.
Yaşamak için didinirken yaşamayı unuttular.
Uzun yola çıkarken ki ilk heyecanlarını unuttular.
Unuttular sevgiliden gelen kırmızı rujlu sevda mektubunu posta kutusunda.
Platonik aşklarını yeşil işlemeli heybede, duvarda, unuttular.
Yazı masasının orta çekmecesinde hayallerini unuttular.
Çiçek pasajının girişinde ki ilk dönemeçte, annesinin dizlerinin dibine oturmuş dilenen, mavi kurdeleli kız çocuğunu unuttular.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta