Ayaklarım terk edilmiş bu masaya getirdi beni
Karşımda duran sandalye sahipsiz
Sahipsiz görünse de sahiplenen çok
Gel otur der’cesine sitemkar
Kalabalığa sinmiş nereden geldiği anlaşılmayan ten kokusu
O koku içimde yarım kalan gün ışığı
Gün ışığı aydınlattıkça göz bebeklerimi



