yakalandık diyelim ağır bir boğaz yorgunluğuna.
hafiften bir yağmur çitilerken saçlarımızı.
karanlığın her köşesinde bilmediğimiz bir ışık
süzülür gelir tozlu fanuslardan yaramaz bir çocuk gibi.
yokuşlar eski fotoğraflardan fırlamış çıkmış sanki.
karşı sahillerde göz kırpan binlerce geçmiş zaman.
yol alıyoruz bozgunsuz ve sorgulamasız bir geceye,
yolumuz kendi yolumuz.
göçmen bir serüvenci duygusu ile gözümüz kayıyor birden
aristokrat bir agoranın duvaklanmış tül perdesine.
ikilem kördüğüme dönmeden yürek çabukluğunda çözüp.
giriyoruz içeri, en yedeğe alınmış efendi kimliğimizle.
işte dünyanın bir yarısı bizim şimdi.
yıllar boyu limanımız olacak bu muhteşem tarihte;
otuz üçlük bir düet sesimiz ve soluğumuza dönüyor.
kişilikli gözler ve kulaklardan uzakta;
neler yedik, neler içtik, ne yaşadık hiç kimseler bilmiyor.
yazalım bu geceyi de bir kenara,
hiç bir zaman unutmayalım.
Kayıt Tarihi : 1.1.2007 10:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!