Unut diyorlar, dünü!
Dünün gölgesi inmesin, bugüne! .
Nasıl unutulur?
Dünün yaslı düğünü!
Bugün,
Yaşadığın gün! .
Yarınlara,
İnce zarıyla yuvarlanır.
Su akar, kendi mecrasında!
Ağaç büyür,kökleri üzerinde! .
İnsan,,Üç-beş damla kan,
Binlerce kaygı-endişe ile gelir dünyaya!
Mazi, tarih, şuur, fikir ve hafıza!
Ezel ve Ebed çizgisi üzerinde yürür.
Bir doğru da,
Binlerce, sayısız nokta!
Aynı ukde üzerinde;
Acılar, sevinçler, kaygılar, endişeler;
Bir harman olmuş,
Savrulmuş gök kubbeye!
Gezdin mi bu ülkenin,
Ad verdiğin dağını, taşını!
Konakladın mı?
Vahşi ve yahşi vadilerinde!
İçtin mi?
Yaylaklarında soğuk sularını!
Dinledin mi?
Kopuz çalan âşıklarını!
Ney inlerken,
Kendimi bulurum sazın tellerinde!
Öfkem tırmanır,dağlara, dağlara!
Hala sıkılmadan,
Unut diyorlar, dünü!
Bırak hafızanı diyorlar! ..
Dünün hatıralarını! ...
Yazık, yazıklar olsun!
Kayıt Tarihi : 4.7.2019 12:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!