Bu bir veda mektubudur sevgili...
Armağan ettim ceplerimde bize dair biriktirdiğim hayallerimi
Sevda yüklü kervanlara...
Astım gülüşlerimi, tahayyüllerimi..
Yeni düşlerle mutlandım, ceberrut talihe inat...
Bir sus(a) mak düştü nâsibime şimdi,
Bi'lâl gibi, kerbela gibi...
Susuyorum aşka,
Susuyorum sevdaya...
Oysa şimdi ben çok değiştim,
İhbar edildi suretim, beyhude sevdalara, sevdalılara,
Mecnuna yardım ve yataklıktan, aranıyor suretim!
Ölümdür bana yaşamak! ...
Saat bizi bensizlik geçer!
Ve nasibime gitmek düşer...
Biliyorum,
Yer yüzü haramdır sana, yâr yüzünden...
Mahcubum...
Ama gitmek zorundayım...
Unut beni! ...
Bir şehir düşün sevgili,
Yeni bir ihtilalle değiştir yürek mahzenini,
Tüm vefasızlıkların ardından,
Ardın, vefakâr bir ben ile kalıyorsa bu sevdanın yamacında,
Tekerrür ediyorsa ruhun yaşanmışlıkları,
Tefekkür ediyorsa yaşanmamışlıkları,
Demek ki ezelden kıyâm ediyorsun bu sevdaya
Ama...
Ama unut beni!
Dolanmasın dimağında adım,
Katili ol sevdamın...
Unut beni! ...
Unut ki, nasibime de düşsün bu duygunun hemhali...
Yalan söylüyor gece nöbetlerinde yalnızlığı oynayan şairler,
Gitmek gerekiyor bazen,
Galiz göründüğüne bakma sen!
Bir köşede aşka sâdık bekleyen sevdalıların, sevdası üzerine ahd'ım olsun ki;
Mahşere bırakılmış bir alacağım olmaması için,
Feda edilmiş bir gençliğin hesabını vermek için gideceğim! ...
Unut beni! ...
Hacet yok fazla söze,
Acıtasyon kelamlara sürgün etmeden kalemimi,
Mayhoş sözcükleri daha fazla düşürmeden satırlara;
Unut beni! ...
Faruk Yiğit ArazKayıt Tarihi : 14.3.2017 05:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!