Dalgaların pencerelerini öptüğü,
Yalnızların anılarını bıraktığı,
Rakının her yudumunun
Gözyaşlarıyla içildiği,
Salaş ama sıcak bir sahil meyhanesi.
Zorlu bir yaşamın ilk basamaklarıydı
Yabancı ve büyük bir şehirde
Sırtımda boya sandığı buluverdim kendimi
Minik ellerim fırça sallayacak
Ve kocaman yüreğim buna dayanacaktı
Biraz utanarak biraz sıkılarak
Ben bu gün o sokaktaydım
O çıkmaz sokakta
İğde kokuları vardı bakkal rıza amcanın orda
Nebahat teyzenin gülleri yoktu
At kestanesi ağaçlarının altından geçtim
Hani hatırlarsın diycem
Bilemedim karşıma ilk çıktığında
Yeryüzüne inmiş koruyucu meleğim olduğunu
Babamı kaybettikten sonra bir baba bulduğumu
Gözlerinde umut bulutlarını göremedim
Kollarının anaç sıcaklığını hissedemedim
Yüreği üzülmeyi haketmeyen gözleri yağmuru
Sessizlik dolu bir duraktayım bu akşam
Bütün türküler susmuş ezgiler sabahı bekliyor belkide
İçimdeki çocuk güneşin doğuşuna sevinmişti yine
Ah be gülüm yine hayak kırıklığı yine hüzün
Bir soluk sus bir soluk anlamaya çalış beni
Uykumda ölmek isterim
Seni gördüm loş ışıklı otobüs durağında.
Saçların sarı siyah arası,
Ellerin montunun cebinde;
Kardelen evde karnesiyle,
Televizyonda dizi başında
Seni beklerken gördüm.
Bugün 10 Ekim 2005.
Bugün bir şiir öldü gecenin kara yüzünde.
Harbiyedeki çınarlar,
Bugün bir başka döktü yapraklarını.
Şairler ve yürekler siyah giydi bugün,
Bugün bir şiir öldü.
Biliyor musun abi?
Bugün Babalar Günü.
Gidişinin üzerinden yedi ay geçti,
Ama acın geçmedi…
Sen gittin abi.
Sen ben olmalısın, ben de sen.
Beni anlamak için benim kalktığım saatte kalkmalısın.
Benim anahtarlarımla açmalısın iş yerini
Ve benim gibi gülmelisin güneşi görünce.
Benim gözlerimden bakmalısın hayata ve insanlara,
Ellerin ve ayakların cenderede olmalı benim gibi.
Gönlümü yazsam sana sayfa sayfa
Arasına nokta virgül koymasam
Hiç soru işareti olmasa sormasam sormasan
Bir solukta okurmusun gönlümü
Yorgun ama umutlu kalbimi anlarmısın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!