Umut (Öykü deneme)

Hayrullah Kocasakal
88

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Umut (Öykü deneme)

Baharın kokusu uzaklardan duyulmaya başladı. Güneş yüzünü gösterir oldu, biraz erkende olsa iliklerde ki sıcaklık pek bir özlemişim be dedirtti en sonunda. Leylekler kapıda ha bu gün ha yarın konar elbet minare tepesi konaklarına. Lak lak der başımıza kakarlar unuttuğumuz boş ama hoş lakırtılarını. Sizi gidi ne yaptınız bakalım biz yokken dercesine, dimağımıza işler şekli ebedileri. Biliyorum birkaç güne kalmaz evde bir telaş “gördüm leyleği uçarken gördüm.” Dinleyen: “ama ben niye göremedim.” Söyleyen “tabi göremezsin gezeceğim bu yaz sen evinde kös kös oturacaksın.” Dinleyen “Ama anne ne diyor bak”, anneden cevap “sen bakma ona, dersine bak o gezsin şu sınavlar gelsin görürüm onu nasıl gezilirmiş.” Felaket tellalcısı anne koyar son noktayı kavgaya. Leylek bütün yükünü sırtlar çalışmamışlığın. Sorun leylektedir aslında uçmasında. Ah leylek sen yok musun sen..

Güzel olacak ya, güzel olacak her şey. Mutluyuz ya her bahar mutluyduk ya yine aynı bağımlılıkla ve bağlılıkla mutlu olmayı becereceğiz. Güzel olacak her şey.

Geçenlerde iştahla kopartılıp durulan, bitmek tükenmek bilmeyen takvim yapraklarının bir tanesinde okudum. Suya düşmüş cemre. Sular da ısınacakmış. Daha öncesinde toprağa, havaya düştü ben geçmişim talaşımdan. Zaten o kadar önemsemiyorum şu sıralar. Senelerimi yedi o cemre denen şey. Kimse ne olduğunu bilmiyor, suya düştü deniliyor. Nasıl bir şeydir? Her düşüşünde ararım ot mudur, böcek midir, ne hal bir şeydir. Havaya suya hükmeder neresindedir hikmeti göremedim bunca yıl. Ama dendiği gibi yazıldığı gibi oldu her seferinde, demek mühim bir şeydir bu cemre diyorum ama önemsemiyorum işte. görsem de görmesem de sıcak ya havalar, ne önemi var cemrenin tabiatında gizlediklerinin.

Evde bir bayram telaşı, niyedir anlamam her bahar olur bu telaş. Bahar ayları gurbetteki bir akrabaya kavuşma anıymışçasına, bir bekleme telaşına koyulunur. Ev tepeden tırnağa temizlenir. Misafire ayıp olmasın diye duvarlar badanalanır, ev içerisinde saklı çiçekler yoluna, kapı önüne dizilir. Yaz ayının heybeti bahar adında gölgesinin ardında korkutur ya da saygıdan mıdır bir telaştır kaplar evi. Güzel girilmelidir yaza. Güzel olmalıdır her şey. Güzel olacak diyorum. Dedim ya her şey güzel olacak.

Kış pek çetin geçti, çokça yorgundu yağmur damlaları, kar daha bir kapladı dağları. Yordu kış bizleri. Defalarca yargıladı ve suçlu buldu hayat denilen ilahi mahkeme bu aileyi. Yordu çokça. Defalarca mahkumiyet yaşadılar. Birey bazında yaşanmışlıklar toplumsal bir borca dönüştü, daha bir yıprattı her bir ferdi. Hüzünlüydü bu kış, daha bir ağardı saçlar. Bahar yazın habercisi dendi. Yaz her halukar da güzel gelir dendi bunca yıl. Hüzün mutluluk birbirine kavuştu bu bahar. Yorgun bedenler güneşe sarmalanmayalı pek bir zaman geçti.

Bu yaz biraz farklı geçecek zannımca evin büyük oğlu kapıda ki akrabanın gelişi anı çıkacak gurbete. Zorumlu bir yolculuk bekleniyor önümüzde ki aylar. Evden bir yıldız kayacak bahar sonu. Nereye konacağı belirsiz, gidecek işte ondan mı bu telaş acaba.
bahar biraz da hüzünlü bu yüzden. Dosta düşmana belli edilmese de bir hüzün var herkesin içinde. Kendilerinden bile sakladıkları hüzün var kapandıkları. Gönderecekler büyük oğul u.
Sevda teli koptu, geçenlerde zaman denen hunharca çaldı umudunu. Kendinde var ettiğini kendinde tüketti. Şimdi de gurbete yollanıyor. Sıladan öteler de yaşayacağı uzunca kalp ağrıları bekliyor onu. Buruk bir yaz. Kış ardı sevinçlerden de öte burukluk hâkim. Eksik bir bayram ardında bir baharı kucakladık. Hayat… Her kayan yıldızda bir dileğe açılırdı eller. Ama işte diyecek söz yok. Güzel olsun her şey.

Hesapsız umursamaz, içe kapalı yaşansın bu bahar. Elbet çiçekler daha bir umut kokacak. Her bahar ki gibi yine yeniden, koca ömürde umuttan korunaklara sığınan kalp, yorgun koca kışın kapanmışlığına inatla direnen, yaratıcıya sığınmışlığına ödül bekleyen, bahara gün koyan, en çok o günlere yakışan umut… “ fakirin ekmeği” sözünün kanıtlayıcısı bu bahar da güzel geçecek her şey.
Nereden çıkarsa çıksın ister Pandora’nın kutusundan ister bahardan, ister açılınan dualardan, umut işte ekmeğimiz. Elbet büyük oğul gidip tez zaman da dönecek. Önce dökülen sarı yapraklar süpürülecek, iki bayram ardı kışta bitecek başka bir bahar bir leyleğin kanadı altında büyük oğul geriye gelecek. Çekilenler unutulacak.

Güzel olacak her şey. Bize nasip edilen hüzne rağmen umudu tüketemeyecek. Her şey çok güzel olacak. Yeni bir takvim yaprağı koparma telaşı yine yeni bir bahara kolları sıvamışken hayat güzel olacak diyecek bıkmadan usanmadan… Yüreğimizde ki giden her umut geri dönecek…

Hayrullah Kocasakal
Kayıt Tarihi : 3.9.2007 02:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Murat Gınlik
    Murat Gınlik

    Bir çocuk gördüm yüzündeki sakallara aldırmadan yüreğindeki uçurtmaya rüzgar üflüyor umutla...Bir adam gördüm gençliğine sığınamadan toprağını kokluyor...Bir insan gördüm yaşından çok daha ihtiyar kalemi ama yinede titreyen elleriyle dümdüz çizgiler çekiyor hayata...

    Cevap Yaz
  • İsmet Koyuncu
    İsmet Koyuncu

    UMUT YOKSULUN EKMEĞİ UMUT SEVENİN DİLEĞİ İNSANOĞLU HAYALLERLE TASARLAMIŞ GELECEĞİ -SEVGİLİ MÜSLÜM GÜRSESİN ŞARKISINDAN KİMSENİN UMUTSUZ KALMAMASINI İSTERİM İNSAN OLARAK UMUTSUZLUK ZORDUR GEREKİRSE GERÇEKLEŞMESEDE HERKESTE BİR UMUT OLSUN GÜZEL VE UMUTLU YÜREĞİNİZE SAĞLIK SEVGİLİ HAYRULLAH KOCASAKAL SAYGILARIMLA

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Hayrullah Kocasakal