Tepesinde gezdim ben yıllarca acıların,
Topladım kalbimde acının meyvelerini.
Dinlerken sen hikâyelerini bacıların,
Kırdım ben bir bir sükûtun pervanelerini.
Öz varlığımı armağan etmiştim sana ben
Oysa kırdın sen gözyaşımın cam şişesini
Nasıl aktı yaş kırık kalpten içeri bilsen
Taş duydu, sen duymadın akan suyun sesini.
Ben bir çölün ortasında kavrulan ruhuma
Su taşırım kara bulutlardan her sabah…
Sema değince ufka,sarılırım âhıma!
Bu yol ayrımında duyulur ahım inşallah!
Her bahar acı,kin ve nefret kokan sesinde
İçine zehir damlayan bir nehir gizlidir.
Her bayramda durmaz ejderhalar kafesinde
Mutlu olan mutsuzluklar hep sizli bizlidir.
Düş kurarken sen Kaf dağının eteklerinde
Dondu benim rüyam ömrümün en sert kışında.
Hüznü düğümlerken arılar peteklerinde
Umut aradım ben senin şehla bakışında…
Kayıt Tarihi : 26.8.2015 16:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!